Osmanlı Dönemi Edirne: Dönüşümün Yüzyılı, XV Yüzyıl
4.1. Kent Dokusunun Belirleyicisi Olarak Mahalleler
Mahalle, arapça “yer”, “mekân” anlamına gelen “mahall” kelimesi ile aynı kökten türemiştir. Önceleri konaklanan yer anlamı taşıyan mahalle, kentin bir semti anlamını kazanarak, geçici veya sürekli ikamet etmek üzere kurulan küçük yerleşim birimlerine verilen ada dönüşmüştür. [112]
İslam kültür çevresinde gelişen kentleri oluşturan mahallenin değişik niteliklerinin vurgulandığı pek çok tanım yapılmıştır. Ortaylı, sosyolojik açıdan mahallenin tanımını şu şekilde yapmıştır. “…mahalleler, her sınıf ve bölgeden
insanların belli kurallar ve etikler çerçevesinde birlikte yaşadığı birimlerdir.” [113]
Mahallenin sosyal birim olarak taşıdığı öneme işaret eden bu tanımın yanı sıra, mahallenin idari bir birim olma özelliğinin vurgulandığı tanımlarda söz konusudur. Bayartan’ın, “Osmanlı kentlerinin yerleşme yapısı içerisinde yer alan, şehirlerin önemli
bir birimidir. Şehrin merkezi olarak nitelendirilen alanda dâhil olmak üzere merkezden
itibaren çevreye doğru bir yayılış gösteren mahallelerin her biri başlı başına bir
yerleşim birimi olarak şehrin vazgeçilmez unsurudur.” şeklindeki tanımı kent planı
bağlamında mahalleyi coğrafi açıdan değerlendirmiştir. [114] Ergenç ise Osmanlı mahallesiyle ilgili “sosyal birim” olma özelliğine vurgu yapmanın yanı sıra, bu birimin
fiziki olarak bir mescit etrafında oluştuğunun altını çizmiştir. “…birbirini tanıyan, bir
ölçüde birbirinin davranışlarından sorumlu, sosyal dayanışma içinde olan kişilerden oluşmuş bir topluluğun yaşadığı yerdir. Bir başka tanımıyla, aynı mescitte ibadet eden
topluluğun, aileleriyle birlikte ikamet ettikleri şehir kesimidir.” [115] Bu bağlamda
mahalle, toplumsal ve kültürel niteliğinin yanı sıra mekânsal bir kentsel örgütlenme birimidir.
İslam’ın erken dönemlerinden bu yana mahalle, siyasal erkin iradesine ve örfe dayalı işleyişiyle sosyal bir bütün olarak tanımlanmıştır. Bu yanlarıyla mahalleler, İslam kentini oluşturan bir bileşimin öğeleri olarak tanımlanırlar. [116] Mahallenin taşıdığı bu sosyal bütünlük, İslam kentlerinin en önemli özelliği olarak altı çizilen, çeşitli dinsel ve etnik grupların bir arada yaşama alışkanlıklarından kaynaklanmaktadır. [117] Osmanlı kenti de İslam kentinin bu karakterini taşıyarak, dinsel ve etnik grupların ayrı mahallelerde yerleştiği, homojen bir yapı göstermektedir. Öte yandan Osmanlı Mahallesi ekonomik açıdan farklılaşmaları tanımlamaz. Her ekonomik seviyeden insanın bir arada yaşadığı heterojen bir yapıya sahiptir. Bu durum, Osmanlı kentinde mahallenin ortak yaşam alanı olarak tanımlanan bir toplumsal ve mekânsal birim olarak algılanmasıyla ilgilidir.
Din ve inanış biçimleri bağlamında homojen bir toplumsal yapıya işaret eden Osmanlı Mahallesinin bu niteliğinin bozulmasına engel olmak için bir takım tedbirler alınmaktadır. Bu tedbirlerin varlığı bize göstermektedir ki, aynı mahallede yaşayan insanlar birbirlerinin davranışlarından sorumludurlar. Mahalleli arasında mutlak bir dayanışma söz konusudur. [50] Osmanlı mahallesinin fiziksel sınırları somut olarak ortaya koymak çok mümkün gibi görünmese de, “Mahalleli” kavramıyla tanımlanabilecek mutlak dayanışmaya bağlı bir mekânsal sınır algısının varlığından söz edilebilir. Buna göre her mahalle, kendi içinde etkileri itibarıyla mahalle ölçeğinde anıtsal bir karaktere sahip mescidi, ortak alanları ve konutlarıyla, Osmanlı kentinde kentsel yaşamı biçimlendirmektedir. [54]
Sözü edilen sosyolojik ve fiziki niteliklerinin yanı sıra Osmanlı Mahallesi, bir yönetim birimidir. Öyle ki Osmanlı vergi sistemi içerisinde vergi yükümlüleri oturdukları mahallelere göre tespit edilmiştir. Bu yönetim biriminin başında mahallenin fiziki tanımında önemli bir yeri olan camii ya da mescidin imamı bulunmaktadır. [50,
115] Mahallenin yönetimsel anlamda önemli bir diğer unsuru, avarız akçası vakfı’dır. Mahallenin ortak harcamaları için, bir mütevelli heyetinin yönetiminde oluşturulan vakıf olarak özetlenebilecek olan bu yapının yönetimi şeklen kadının önerisi Sultan’ın onayı ile gerçekleşiyorsa da esasında mahallelinin rızasıyla atanan kişilerden oluşmaktaydı.
Çalışma temelde mahallenin niteliklerine ilişkin bir tespit yapmaktan çok Osmanlı mahallesinin tanımlanabilecek az ya da çok fiziksel niteliklerinden hareketle Edirne örneğinde bir XV. yüzyıl kentinin fiziksel dönüşümünü somutlamayı ön görmektedir. Kuşkusuz bu mahallenin fiziksel bir tanımının olduğu kabulünü de beraberinde getirmektedir. Yukarıda aktarmaya çalıştığımız tanımlar mahalleyi çeşitli açılardan tanımlarken ortak bir değerlendirmeyle fiziksel bir birim olduğu kabulünde birleşmektedirler. Çalışmanın bu bölümünde, kent haritası üzerine kronolojik olarak yerleştirmeye çalışacağımız mahallelerde, Osmanlı kent kültürünün ana kaynaklarından olan İslam kentlerinde olduğu gibi, dinsel ve etnik tabana oturan kesin fiziki ayrımın, ne düzeyde gerçekleştiğinin cevaplanmasına çalışılacaktır.
4.1.1. Mahalle Listelerinin Oluşturulması
Edirne’de Osmanlı döneminde kurulan mahalle listelerini oluşturmak için incelediğimiz tahrir defterleri ve Osmanlı müellifleri, mahalle sayılarına ilişkin farklı rakamlar vermektedirler. İlk sayfaları eksik olsa da günümüze ulaşabilmiş en erken tarihli Edirne tahrir kaydı olan TD 77 nolu deftere göre; 1519 yılında 75 Müslüman Mahallesi, 19 Hristiyan ve 8 Yahudi cemaati, bulunmaktadır. [10] M. 1519 tarihli ilk mufassal defterin icmali, TD 370 nolu defter, M. 1530 tarihinde 145 Müslüman Mahallesi, 19 Hristiyan ve 8 Yahudi cemaati kaydetmektedir. [11] M. 1570 tarihli TD 494 nolu defterde mahalle sayısının arttığı görülmektedir. Bu tarihte 158 Müslüman Mahallesi, 18 Hristiyan ve 11 Yahudi Cemaati tespit edilmiştir. [14] TD 729 nolu defterde ise, M. 1609 yılında 143 Müslüman mahallesi, 15 Hristiyan ve 11 Yahudi cemaati yer almaktadır. [15] Burada da XVII. yüzyılın başında M. 1530’larda ki sayının da altında bir mahalle kaydıyla karşılaşıyoruz. M. 1703 (H.1115) tarihli bir tahrir kaydında ise Edirne’de 65 mahalle yer almaktaydı. Bu kayıtta benzer bir şekilde mahalle sayısının düşmesinin nedeni fiziki bir küçülmeden kaynaklanmamaktadır. İki
örnekte de birçok mahallenin birleştirilerek yazılmış olduğundan sayının azaldığı düşünülmektedir. [118]
Edirne ile ilgili ilk kent tarihini yazmış olan Abdurrahman Hıbri Efendi M.1636 tarihinde yazdığı eserinde 160 mahalle adı vermektedir. [23,24] XIX. yüzyıl müelliflerinden Muhammed Selami 144’ü Müslüman olmak üzere 224, Ahmet Badi Efendi 162 mahalle adı vermektedir. [26,27]
Tüm bu kaynaklardan derlediğimiz listemize göre Edirne’de tüm Osmanlı dönemi boyunca 170 Müslüman Mahallesi, 19 Hristiyan ve 11 Yahudi Cemaati tespit edilmiştir. (EK F) Şunu belirtmek gerekir ki, söz konusu mahallerin harita üzerinde tespitinde gayrimüslim mahalleler kapsam dışı bırakılmıştır. Bunun nedeni çalışmanın zamansal sınırı içerisinde gayrimüslimlerin Kaleiçi bölgesinde yaşıyor olmalarıdır. Bu açıdan, çalışmanın temel amacını oluşturan XV. yüzyılda kale dışındaki Osmanlı yerleşiminin tarihsel gelişiminin izlenebilmesinde, gayrimüslim mahallelerinin yer tespitlerinin çalışmaya katkısı olmayacaktır.
Müslüman mahallelerine ilişkin incelememiz esasını söz konusu mahallelerin yeri, ne tür bir yapı etrafında şekillendiği, ne zaman ve kimin tarafından kurulduğu şeklindeki bilgilerin derlenmesi oluşturmaktadır.
Edirne mahallelerinin kentin genel planı içerisindeki yerlerinin tespiti, kentin zaman içerisinde planında yaşanan az ya da çok değişiklikler nedeniyle güçleşmektedir. Özellikle Edirne’nin Roma dönemi sınırlarını oluşturan Kaleiçi bölgesi, M. 1903 yılında yaşanan yangınla büyük ölçüde tahrip olmuştur. (Şekil 4.1.) Bu yangın sonrasında Kaleiçi’nde, XX. yüzyılın başında Osmanlı Devletinde geçerli olan Ebniye Kanunu’nun 20. Maddesi ve 1. maddesi gereğince yeni yollar açılarak kare ve dikdörtgen biçimli yapı adaları oluşturulmuştur. [119] Bu durumun Kaleiçi dışında istisnaları Çavuşbey Mahallesinin güneyinde, Tunca sahiline yakın olan bölge ile Talat Paşa Mahallesinde Göl mahalle olarak bilinen bölgedir. Her iki bölgede tarihi dokunun XIX. yüzyılda yaşanan savaşlar ve su taşkınları nedeniyle büyük ölçüde tahrip olması tespitlerin yapılmasını zorlaşmıştır. [29,30] Nehrin batısında kalan Yıldırım ve Yeni İmaret mahalleleri içinde benzer bir durum söz konusudur. Yer tespitini gerçekleştiremediğimiz mahallelerin pek çoğunun bu dört semt çevresinde olduğu bilinmesine karşın, yaklaşıkta olsa yol ağı ile ilişkisinin okunmasına fırsat verecek bir lakosyon yapılamamıştır.
İncelediğimiz kaynaklardan elde edilen bilgiler değerlendirilerek, 170 Müslüman mahallesinin 135’i (%79) kent planı üzerine yerleştirilmiştir. (Tablo 4.1) (Şekil 4.2) 35 mahallenin ise yeri kesin olarak belirlenememiştir. (Tablo 4.2)
Tablo 4.1. Yer tespiti Yapılabilen Mahalleler ID MAHALLELER