• Sonuç bulunamadı

Kıncı Firuz (زورﯿﻓ ﻰﺟﻧﯾﻗ) : (Harita No:112) Badi efendi, bu mahallede yer

Osmanlı Dönemi Edirne: Dönüşümün Yüzyılı, XV Yüzyıl

157 MAHALLE İ MEDRESE-İ ŞAH MELEK

55. Kıncı Firuz (زورﯿﻓ ﻰﺟﻧﯾﻗ) : (Harita No:112) Badi efendi, bu mahallede yer

alan ve son cemaat duvarında ki büyük “vav” harfi nedeniyle Vavlı Camii olarak bilinen bir mescitten söz etmektedir. [3] Günümüzde Sabuni Mahallesi sınırları içerisinde, Rüstem Paşa Hanı’nın doğusunda Vavlı Camii Sokak ve Kıncı Firuz adı iki sokakta yaşamaktadır. Söz konusu mescit M. 1918 tarihli Edirne Haritasında gösterilmiştir. Ahmet Badi Efendi yapının banisi olarak Kazasker Davut Ağa’yı göstermektedir. Ne var ki Kazasker Davut Ağa ismine Osmanlı Sicil kayıtlarında rastlanmamıştır. [3] Şekil 4.48 Hızır Ağa Cami

4.1.5. Edirne Mahallelerine İlişkin İstatistiki Bilgiler

Bu bölümde, Tahrir defterlerinden oluşturduğumuz mahalle listelerinde yer tespitlerini yapabildiğimiz 135 mahalleye ilişkin, kent kurgusunun değerlendirilmesinde kullanılabilecek bazı bilgileri sayısal olarak ortaya koymaya çalışacağız.

Yapılan tespitlere göre Edirne mahalleleri, mescid, cami, imaret, zaviye ve medrese gibi sosyal yapıların etrafında kurulmuşlardır. İstisnasız bütün mahallelerle aynı adı taşıyan bir sosyal yapının varlığının yanı sıra mahalle isimlerinin çoğunun başında “mescid, cami, imaret ve zaviye isimleri görülmektedir. Adında bir sosyal yapı bulunan mahalle sayısı 53’tür. Bunların 28’inde mescit, 7’sinde cami, 7’sinde imaret, 5’inde zaviye, 2’sinde hamam, 3’ünde medrese ve 1’inde darphane bulunmaktadır. (Bkz. Mahalle Listesi) Şahıs ismi ile anılan mahalle sayısı ise 112’dir. Az sayıda mahallenin de isimlerini bulunduğu yerin özelliklerinden veya mahalledeki işletmeden aldığı görülmektedir. (Tablo 4 )

Buna göre, fetihten sonraki yaklaşık 40 yıllık süre içerisinde oluşturulmuş mahalle sayısı sadece 3’tür. Bunlardan ikisi, Kaleiçi’nde, üçüncüsü ise Doğu Roma dönemi boyunca kale dışında varlığı bilinen tek yerleşim olan Aina’dadır. 55 mahallenin kurulduğu XV. yüzyılın ilk yarısında, 48 mahallenin kurulduğu II. Murat dönemi Edirne’de ki imar faaliyetlerinin en yoğun olduğu dönem olarak dikkat

Mescit 48% Cami 12% İmaret 12% Zaviye 9% Hamam 3% Medrese 5% Darphane 2% Diğer 9%

Tablo 4.3. Mahalle İsimlerinde Yer Alan Yapıların Oranları

çekmektedir. XV. yüzyılın ikinci yarısına tarihlendirilen 55 mahalle göstermektedir ki, İstanbul’un fethinden sonra da, Edirne’de imar faaliyetleri hızla devam etmiştir. XVI. yüzyıla tarihlendirilen mahalle sayısı ise 25’tir. Yer tespitini ve tarihlendirme yapamadığımız 35 mahallenin, 30’u M.1530 tarihli kayıtta yer almaktadır. Sadece üç tanesi ilk defa M 1571 tarihli, iki tanesi ise M 1609 tarihli kayıtta karşımıza çıkmaktadır. Buna göre söz konusu 5 mahalle, XVI. yüzyıla tarihlendirilen 25 mahalleye eklenebilir. Ne var ki diğer 25 mahalle için, M. 1530 tarihinden önce kurulmuş olmaları dışında, kesin bir kanaat oluşturmak mümkün olamamaktadır. (Tablo 4.4)

Tespiti yapılan mahallelerinin, günümüz mahallelere göre dağılımı değerlendirildiğinde, Edirne’nin güneyinde, Tunca sahili ile Eski İstanbul caddesi arasında yer alan Talat Paşa mahallesi 17 mahalleyle, Babademirtaş 16 ve Çavuşbey Mahallesi 12 mahalleyle sınırları içerisinde en fazla sayıda mahalle barındıran yerleşimler olarak dikkat çekmektedir. Bunların dışında kent merkezini tanımlayan Bedesten ve Eski camiinin de içinde bulunduğu Sabuni Mahallesi, 12 mahalleyle yoğunluğu fazla olan bir diğer bölgedir. (Tablo 4.5) Tüm bu bölgelerin kentin

2% 40% 40% 12% 6% 1361- 1399 1400- 1449 1450- 1499 1500- 1549 1550- 1600 Tablo 4.4. Edirne Mahallelerinin Yüzyıllara Göre Dağılımı

merkezinde yer alan ticaret bölgesine bir uçtan temas etmesi dikkat çekicidir. Öte yandan yoğunluğu az olan diğer günümüz mahalleleri ise, daha çok kentin çeperlerinde yer almaktadır.

4.2. Kent Dokusunun Belirleyicisi Olarak Ticaret Yapıları

Tarih boyunca yaşamış olan bütün uygarlıklar için, bir yerleşimin kent olarak tanımlanmasında en önemli etmenlerden biri, ticari faaliyetlerin varlığıdır. Osmanlı devleti için de bir yerleşime kent denilebilmesinin ölçütü mal ve hizmet üretilmesi ve bunların pazarlanmasıdır. [132]

Çarşı kelimesi, Farsça “dört yön” anlamındaki “Çar’su”dan gelmektedir. Ergin, Çar’su teriminin, dikdörtgen biçimi ve genellikle dört yöndeki kapıları nedeniyle bedestenler için kullanıldığını ve yaygınlaştığını ileri sürmektedir. [133] İnalcık ise çarşıyı merkezinde bedesten olan ve etrafında çeşitli esnaf gruplarına ait dükkânların, imalathanelerin, han, hamam, imaret ve caminin olduğu bir alan olarak tarif etmektedir. [134]

Pek çok Osmanlı kentinde çarşının fiziki varlığı, kelime anlamına uyan bir şekilde, kentin ana yollarının kesişme noktasında veya yakınında oluşmuştur. Türk kentleri için karakteristik olan yolların çarşıya doğru yönelmesi, kent planının merkez tanımında ticaret yapılarının önemini ortaya koymaktadır. Çarşı, Osmanlı dönemi ekonomik hayatının fiziki olarak merkezini oluşturmanın yanı sıra Osmanlı toplumunun sosyokültürel yapısının bir yansıması olarak değerlendirilebilir. Öyle ki çoğu zaman farklı etnik kökene ve dinlere mensup insanların ayrı mahallelerde yaşadığı Osmanlı kentlerinde, çarşı merkezi kentte yaşayan herkesin kullandığı heterojen bir yapıya sahiptir. [55] Cerasi, çarşı ve pazar kelimelerinin tüm Anadolu ve Balkan halklarının dillerinde ki anlamının “kamusal, herkese açık olma” ile eşanlamlı olduğu vurgusunu yaparak, Osmanlı kentinde çarşının kamusal karakterinin altını çizmiştir. [117]

Osmanlı kentinin biçimlenişinde Türk-İslam kültürünün en etkili unsur olduğu genel bir kabuldür. [2] Bu etkin kültür halkası içerinde, İslam kültürünün mahremiyet tanımı Osmanlı kentlerinde, ticaret ve konut alanlarının kesin ayrımını doğurmuştur. Osmanlı kentinde merkez tanımının belirleyicisi çarşının, kent planındaki yeri çoğu zaman kaleye ve kale kapılarına yakın bir alanda olmaktadır. Bu durum güvenlik gerekçeleriyle açıklanabilir. Bunun yanı sıra kale kapılarının kentin merkezi ve çeperi

arasındaki yolların üzerinde olma halinin de çarşının lokasyonunda etkili olabileceği düşünülebilir. Ticaretle ulaşım olanakları arasındaki ilişkinin sonucu olarak bölgesel ticaret yolları da çarşının kent içi konumunda etkilidir. [135] Çoğu zaman çarşının sosyal açıdan önemli yapıların, söz gelimi kentin Ulu Cami’sinin etrafında konumlandığı genel bir kabul olarak ifade edilmektedir. Bu iki unsurun özellikle Türk- İslam kültür çevresindeki kentlerde kent planının merkezini oluşturdukları bilinmektedir. Ancak burada öncelikli olan Cami’nin konumundan çok, seçilen alanın ticaretin koşullarına uygunluğudur.

Edirne’de Osmanlı dönemi boyunca inşa edilmiş ticaret yapılarına ait listelerin oluşturulmasında M. 1530 tarihli 370 numaralı tahrir defteri, Edirne Şeriyye Sicilleri, Edirne Salnameleri ve Edirne kentine ilişkin eserleri bulunan Abdurrahman Hıbri, Ahmet Badi ve Muhammed Selami’nin vermiş olduğu yapı listeleri kullanılmıştır. Tahrir kaydında 16, Şeriyye sicilleri ve vakıf kayıtlarında 12, Hıbri’de 23,Badi’de 34, Salnamelerde ise 20 tane ticaret yapısına ait isimle karşılaşılmıştır. Ticaret yapılarının isim listelerinde aynı yapının farklı isimlerle iki kez gösterildiğine rastlamaktayız.

Sözgelimi Badi Efendi Alamüddin hanını anlattıktan sonra bir ikinci han olarak Postane hanı adını vermektedir. Oysa Badi efendinin söz konusu hanlara ilişkin açıklamalarından bu iki yapının aynı yapı olduğu anlaşılmaktadır. [3] Bunun yanı sıra özellikle hanların kullanımları boyunca değişkenlik gösteren işlevleri nedeniyle isimlerinin de değiştiği gözlenmektedir. Örneğin kaynaklarda, Alamüddin Hanının beş farklı isimle anıldığı görülmektedir.

Bu listeler üzerinde yapılan çalışmada Edirne’de 2’si arasta, 2’si bedesten, 2’si kervansaray ve 37’si han olmak üzere farklı isimlerde toplam 43 ticaret yapısı tespit edilmiştir. Bu yapılardan sadece sekiz tanesi günümüze ulaşabilmiştir. Kaynaklardaki bilgiler kullanılarak yok olan 35 yapının 27 tanesinin yer tespitleri yapılarak kent haritası üzerinde gösterilmiştir.11Bu yapılar;