• Sonuç bulunamadı

Bu kelime Opıt Slovarya Tyurkskih Nareçiy’de fiil olarak yer alırken Şor Sözlüğü’nde isim olarak geçmektedir.

MUKAYESELİ SÖZLÜK aba

5 Bu kelime Opıt Slovarya Tyurkskih Nareçiy’de fiil olarak yer alırken Şor Sözlüğü’nde isim olarak geçmektedir.

101

2. Aile, topluluk.

Köy; bölge, semt (TANNAGAŞEVA- AKALIN 1995:10).

aẏmaḳçı I/64

aẏmaḳ + çı Misafir, konuk.

Konuk, misafir, ziyaretçi (TANNAGAŞEVA- AKALIN 1995:10).

aẏna I/17

Şeytan, kötü ruh.

Aẏna öleñ “Küsküt (asalak bir bitki)”

Şeytan,iblis, cin (TANNAGAŞEVA-AKALIN 1995:10).

aẏnı- I/22

Kokusunu ve tadını kaybetmek, bırakmak.

Aḳıl aẏnımas, aḷtın çir mes “Akıl gitmez (kaybolmaz)

altın paslanmaz.”

Bu kelime Şor Sözlüğü’nde yoktur.

aẏran I/25

Ekşi inek sütünden yapılan içecek, ayran.

Aẏran araġazı “Ayran delisi, ayran hayranı”

Bu kelime Şor Sözlüğü’nde yoktur.

aẏt- I/43

Söylemek, ifade etmek, iletmek, haber vermek. Konuşmak, demek, söylemek (TANNAGAŞEVA- AKALIN 1995:10).

azaḳ I/558

1. Ayak, bacak. 2. Son

Ayak (TANNAGAŞEVA- AKALIN 1995:10).

azaḳtığ I/559

Bacakları olan.

Bu kelime Şor Sözlüğü’nde yoktur.

azığ I/567

Köpek dişi.

Bu kelime Şor Sözlüğü’nde yoktur.

azığḷığ I/567

azığ + ḷığ Köpek dişi olan.

Bu kelime ŞorSözlüğü’nde yoktur.

azıḳ I/564

Gıda rezervi, stok, azık, kumanya.

Azık, yiyecek, besin, uzun süre saklanacak yedek yiyecek (TANNAGAŞEVA- AKALIN 1995:10).

102 azıḳtığ

I/566

=azıḳḷı (Kas. Krm.) Azığı olan.

Bu kelime Şor Sözlüğü’nde yoktur.

azın- I/567

Asılı olmak, asılmak.

Bu kelime Şor Sözlüğü’nde yoktur.

azır I/568

Açı, aralık, çatallı.

Bu kelime Şor Sözlüğü’nde yoktur.

azır- I/568

Bölmek, ikiye bölmek, parçalamak, ayırmak. Ayırmak, bölmek, birbirinden uzaklaştırmak (TANNAGAŞEVA- AKALIN 1995:10).

azırbaş I/569

=azırtpas (Sag.) Dirgen.

Yaba (TANNAGAŞEVA- AKALIN 1995:10).

azırıḳ I/569

azır - ḳ Akarsu kolu.

Bu kelime Şor Sözlüğü’nde yoktur.

azırt- I/569

azır (=aẏr) – t- Bölmek, ayırmak, parçalamak. Bu kelime Şor Sözlüğü’nde yoktur.

azra I/578

Azra taş “İki parçaya bölünen taş.”

Toġus azra tebir “Dokuz parçalı (dokuz dişli)

demir.”

Bu kelime Şor Sözlüğü’nde yoktur.

azra- I/577

Beslemek, yemek vermek.

Azrān arı “Yerli arı.”

azıra-: 1. Emzirmek, meme vermek, beslemek.

2. Yetiştirmek, büyütmek (TANNAGAŞEVA- AKALIN 1995:10).

azracı I/579

=azrançı (Tel.)

Geçimini sağlayan kimse.

Bu kelime Şor Sözlüğü’nde yoktur.

azraḷ- I/579

azra - ḷ- Eğitilmek, yetiştirilmek.

103 azran-

I/578

azra – n- Beslenmek, kendine yiyecek aramak.

Ḳursaġın azranıp yürdǖ “O besleniyordu.”

azıran-: Yemek yemek, beslenmek; gıda almak

(TANNAGAŞEVA- AKALIN 1995:10).

azrantı I/579

azran - tı Üvey evlat, beleşçi, otlakçı, hizmetçi, evcil. Bu kelime Şor Sözlüğü’nde yoktur.

azrat- I/579

azra – t- Besletmek, beslemek, eğitmek, terbiye vermek, yetiştirmek.

Bu kelime Şor Sözlüğü’nde yoktur.

azūḷaḳ I/573

Azıcık.

Bu kelime Şor Sözlüğü’nde yoktur.

cigren III/2115

Tilki renkli (at).

Bu kelime Şor Sözlüğü’nde yoktur.

çā III/1823

Düşman, savaş.

Çā kijiz “Asker.”

Düşman, yağı, hasım (TANNAGAŞEVA- AKALIN 1995:11).

çā- III/1823

Yağmak (yağmur).

Nañmır çāp tüssǖk “Yağmur ağır bir şekilde

yağıyordu.”

Ḳaraḳtarınıñ çazı nañmırçıḷap çāp-çadır “Onların

gözyaşları yağmur gibi akıyordu.”

çag-: Yağmak, yere düşmek (TANNAGAŞEVA-

AKALIN 1995:12).

çaba III/1928

Çoğu zaman, arka arkaya, seçeneksiz, beraber. Bu kelime Şor Sözlüğü’nde yoktur.

çabaġa III/1929

İki yaşındaki tay.

Tay, at yavrusu (TANNAGAŞEVA- AKALIN 1995:11).

çabaja- III/1930

=çabaza (Sag.)

Sakin olmak, sakinleşmek.

104 çaba-ḳuḷaḳ

III/1928

Baykuş.

Bu kelime Şor Sözlüğü’nde yoktur.

çabaḷ III/1929

Kötü, kızgın, iğrenç.

Çabaḷ ḳuş “Yavru horoz.” Çabaḷ pār “Dalak.”

Fena, kötü, çirkin (TANNAGAŞEVA- AKALIN 1995:11).

çabaḷda- III/1930

=çabaḷḷa

1. Kötü söylemek, azarlamak, kızmak, ayıplamak. 2. Dedikodu yapmak, arkasından konuşmak (TANNAGAŞEVA- AKALIN 1995:11).

çabaḷdan- III/1930

=çabaḷḷan

Bu kelime Şor Sözlüğü’nde yoktur.

çabaldıḳ III/1930

=çabaḷḷıḳ

Bu kelime Şor Sözlüğü’nde yoktur.

çabaḷḷa- III/1930

çabaḷ + ḷa- Kötülemek, kötü şeyler söylemek, kınamak. 1. Kötü söylemek, azarlamak, kızmak, ayıplamak. 2. Dedikodu yapmak, arkasından konuşmak (TANNAGAŞEVA- AKALIN 1995:11).

çabaḷḷan- III/1930

çabaḷḷa – n- Zayıf olmak, zayıflamak.

Bu kelime Şor Sözlüğü’nde yoktur.

çabaḷḷıḳ III/1930

Pislik, iğrenç bir şey.

Bu kelime Şor Sözlüğü’nde yoktur.

çabañḳuḷaḳ III/1929

=çaba-ḳuḷaḳ

Bu kelime Şor Sözlüğü’nde yoktur.

çabaş III/1930

=çabas (Sag.) Nazik, kibar.

Bu kelime Şor Sözlüğü’nde yoktur.

çabıdaḳ III/1932

Eyersiz.

Atḳa çabıdaḳ mind “Ata eyersiz bindi.”

105 çabığ

III/1931

Örtü, peçe, battaniye.

Köznekt ñ çabığı “Panjur.”

1. Yatak örtüsü, örtü. 2. Çatı, dam.

3. Kaplama, bir şeyin dışına süsleme veya koruma amacıyla geçirilen başka maddeden kat

(TANNAGAŞEVA- AKALIN 1995:11).

çabıḷ- III/1932

Örtülmüş olmak.

Kapanmak (TANNAGAŞEVA- AKALIN 1995:11).

çabıḷığ III/1932

Üst üste görüntü, yağmurda kafaya giyilen başlık, kukuleta.

Bu kelime Şor Sözlüğü’nde yoktur.

çabın- III/1931

çap + ı-n- Örtünmek.

Örtünmek (TANNAGAŞEVA- AKALIN 1995:11).

çabırıḷcaḳ III/1931

Üst üste görüntü.

Bu kelime Şor Sözlüğü’nde yoktur.

çabıs III/1912

Düşük, alçak, sığ.

Alçak, basık, düşük, yüksek olmayan (TANNAGAŞEVA- AKALIN 1995:11).

çabıza- III/1933

çabıs + a- Engin, alçak yapmak.

Bu kelime Şor Sözlüğü’nde yoktur.

çacaḳ III/1909

Yay.

çaçak: Yay; ok atmaya yarayan alet

(TANNAGAŞEVA- AKALIN 1995:12).

çaçıraḳ III/1907

çaçıra - ḳ Korku, dehşet, terör.

Bu kelime Şor Sözlüğü’nde yoktur.

çadıġan III/1903

=yadıġan (Alt.) Çavdar.

106 çadıġan

III/1903

Arp, bir müzik aleti.

Ḳırḳ ḳıḷḷığ çadıġanpıḷañ ḳırḳ paşḳa köğnü ḳaḳ-çadır “Kırk telli arp ile kırk farklı dize çalınır.”

Bu kelime Şor Sözlüğü’nde yoktur.

çadıḳ III/1903

Kuru dallar, yere düşmüş ağaç.

Arı kovanı tahtası (TANNAGAŞEVA- AKALIN 1995:12).

çadın III/1903

Yatak, karyola.

Apşaḳ çadını “Ayı yatağı, auı örtüsü.”

Bu kelime Şor Sözlüğü’nde yoktur.

çagbana- III/1851

çağban + a- Etsiz, balıksız, sütsüz ve yumurtasız yiyecekler tüketerek zayıflamak.

Bu kelime Şor Sözlüğü’nde yoktur.

çağ- III/1842

Yağmak.

Nağbır çağdı “Yağmur yağdı.”

Ḳar çağdı “Kar yağdı.”

Aḷtın tağda ḳar çağ-dır “Altın dağının eteklerine kar

yağdı.”

Yağmak, yere düşmek (TANNAGAŞEVA- AKALIN 1995:12).

çaġa III/1843

1. Yaka.

Bazḷış çaġa “Terazi.”

2. Sınır.

Yaka (TANNAGAŞEVA- AKALIN 1995:12).

çağban III/1851

Çağban üre “Genellikle lahanadan yapılan baharatsız

ve etsiz çorba.”

Bu kelime Şor Sözlüğü’nde yoktur.

çaġıḷa- III/1847

çaġ (çā) + ḷa- Savaşmak.

Bu kelime Şor Sözlüğü’nde yoktur.

çaġıḷbaẏ III/1847

Kuş.

107 çaġın

III/1844

1. Yakın.

Peş perste çaġın “Yaklaşık beş verst (Yaklaşık 25 kilometre).”

Tüş aḷtı pas çaġın poḷġan “Öğleden sonra saat altı gibi.”

Rāḳ çügreñme, çaġın çürgeñme? “Uzak mısın yoksa yakın mısın?”

2. Yakınlar, komşu, sonraki.

1. Yakın, uzakta olmayan, uzak olmayan. 2. Yakında, yakınında, uzak olmayarak (TANNAGAŞEVA- AKALIN 1995:12).

çaġın- III/1844

İşlemek, yapıştırmak, düzenlemek.

Tǖr çaġındı “O bir tef hazırlamıştı.”

Şana çaġınzın! “Kar ayakkabısını yapsın!” Bu kelime Şor Sözlüğü’nde yoktur.

çaġınna- III/1845

çaġın + ḷa- Yakınlaşmak, toplanmak, bir araya gelmek. Yakınlaşmak, yaklaşmak, yakına gelmek (TANNAGAŞEVA- AKALIN 1995:12).

çaġınnaş- III/1845

çaġınna – ş- Sokulmak, yakınlaşmak.

Bu kelime Şor Sözlüğü’nde yoktur.

çaġınnaştır- III/1845

çaġınnaş – tır- Birbirine yaklaştırmak, yakınlaştırmak. Bu kelime Şor Sözlüğü’nde yoktur.

çaġınnat- III/1845

çaġınna – t- Yakınlaştırmak, birleştirmek. Bu kelime Şor Sözlüğü’nde yoktur.

çaġıs III/1847

Yalnız, tek başına, yalnızca. 1. Yalnız, tek, tek başına.

2. Yegâne, biricik, bir tek (TANNAGAŞEVA- AKALIN 1995:12).

çağısḳan III/1847

Yapayalnız.

Çoḳ, pis parbas pıs, sen çağısḳan par! “Hayır, biz

gitmiyoruz, yalnız gidin!”

Aẏ-Mökö çağısḳan pardı “Ay- Mökö tek başına

gitti.”

108 çaġızaḳ

III/1848

Yalnız, tek.

Bu kelime Şor Sözlüğü’nde yoktur.

çağḷaş III/1850

çağḷa - ş Tüfek yağı.

Bu kelime Şor Sözlüğü’nde yoktur.

çajaḳḳaẏ III/1914

Sulugözlü.

Bu kelime Şor Sözlüğü’nde yoktur.

çajar- III/1914

=yajar (Alt. Tel.Leb.) Yeşermek.

Yeşermek, yeşillenmek, bitki yaprak vermek, yapraklanmak (TANNAGAŞEVA- AKALIN 1995:12).

çajarġan III/1914

İnatçı.

Bu kelime Şor Sözlüğü’nde yoktur.

çajart- III/1914

=yajart (Alt. Tel. Leb.)

Yeşillendirmek, yeşillenmesini sağlamak. Bu kelime Şor Sözlüğü’nde yoktur.

çajı- III/1914

çaş + ı- Kederlenmek, endişelenmek, yas tutmak, ezilmek, mahvolmak, hasret çekmek, özlemek.

Bu kelime Şor Sözlüğü’nde yoktur.

çajığ III/1914

Acı, hüzün, kaygı, keder, özlem.

Çajığ teb r “Yumuşak demir.”

Bu kelime Şor Sözlüğü’nde yoktur.

çajıḷ III/1915

Yeşil. 1. Yeşil.

2. Genç, toy, reşit olmamış, ergin olmayan (TANNAGAŞEVA- AKALIN 1995:12).

çajıḷbar III/1915

Çam isketesi (kuş).

İskete, baştan kara, ötücü bir kuş

(TANNAGAŞEVA- AKALIN 1995:12).

çajın III/1914

Gök gürültüsü, şimşek.

Yıldırım, şimşek (TANNAGAŞEVA- AKALIN 1995:12).

109 çajın-

III/1915

Gizlenmek.

Saklanmak, gizlenmek (TANNAGAŞEVA- AKALIN 1995:12).

çajınna- III/1915

çajın + ḷa Çakmak (şimşek).

Bu kelime Şor Sözlüğü’nde yoktur.

çajır- III/1915

Gizlemek.

Bu kelime Şor Sözlüğü’nde yoktur.

çajıt III/1915

Gizem, sır.

Sır, gizli tutulan şey, giz (TANNAGAŞEVA- AKALIN 1995:12).

çajıt- III/1915

İşkence etmek, azap çektirmek. Bu kelime Şor Sözlüğü’nde yoktur.

çajıttığ III/1915

Gizemli, esrarengiz, gizlice.

Bu kelime Şor Sözlüğü’nde yoktur.

çaḳşı III/1840

=yaḳşı (Alt. Tel. Leb. Kas. Kom. Uig. Kar. T.) İyi, güzel, mükemmel.

1.İyi, güzel, çok güzel, yahşi.

2. İyi güzel, çok güzel (TANNAGAŞEVA- AKALIN 1995:12).

çaḳşıḷa- III/1840

=yaḳşıḷa (Alt. Tel. Bar.)

Güzelleştirmek, düzeltmek, onaylamak, methetmek. Bu kelime Şor Sözlüğü’nde yoktur.

çaḳşıḷaş- III/1841

=yaḳşıḷaş (Bar.)

Güzelleşmek, makyaj yapmak. Bu kelime Şor Sözlüğü’nde yoktur.

çaḳşıḷat- III/1840

=yaḳşıḷat

Atıf yapılan bu kelime sözlükte yoktur. Bu kelime Şor Sözlüğü’nde yoktur.

çaḳşıḷıḳ III/1841

=yaḳşıḷık (Akt. Tel. Bar.) 1. İyilik, kalite, nitelik. 2. İyi niyet, nezaket.

110 çaḷ

III/1875

Ödül, ödeme, kira.

Bu kelime Şor Sözlüğü’nde yoktur.

çaḷ III/1875

Yele.

1. Yele; at, aslan gibi hayvanların ensesinde veya boynunda bulunan uzun kıllar.

2. İşçi tutma, işçi çalıştırma (TANNAGAŞEVA- AKALIN 1995:13).

çaḷ- III/1877

=yaḷı (Alt.)

Ateşlemek, ateş etmek.

Bu kelime Şor Sözlüğü’nde yoktur.

çaḷa III/1878

Şamanların tokmakladığı band. Bu kelime Şor Sözlüğü’nde yoktur.

çaḷa III/1878

Horoz ibiği.

Paḷıḳ çaḷazı “Balık yüzgeçleri.”

1. İbik, horozun tepesindeki kırmızı deri uzantısı. 2. Kurdele, şerit (TANNAGAŞEVA- AKALIN 1995:13).

çāḷa- III/1878

Savaşmak.

Çāḷap aḷdı “Savaşıp aldı (fethetti).”

Savaşmak, harp etmek (TANNAGAŞEVA- AKALIN 1995:13). çaḷaba III/1879 =yaḷama (Tel.) 1. İp, kutsal ip. 2. Paçavra, şerit.

Bu kelime Şor Sözlüğü’nde yoktur.

çaḷaġaẏ III/1878

Kel, dalsız (ağaç).

Bu kelime Şor Sözlüğü’nde yoktur.

çaḷaḳ III/1878

=yaḷaḳ (Alt. Leb. Küer.) Yalancı, iki yüzlü.

Bu kelime Şor Sözlüğü’nde yoktur.

çaḷaḳḳaẏ III/1878

Tembel.

111 çaḷakta-

III/1878

=yaḷaḳta (Alt. Leb. Küer. Tel.) Pohpohlamak, yüze gülmek.

Bu kelime Şor Sözlüğü’nde yoktur.

çaḷaḳtacı III/1878

=yaḷaḳtacı

Atıf yapılan bu kelime sözlükte yoktur. Bu kelime Şor Sözlüğü’nde yoktur.

çaḷaḳtan- III/1878

=yaḷaḳtan (Tel.) Kendini şımartmak.

Bu kelime Şor Sözlüğü’nde yoktur.

çaḷañ III/1879

Eyer.

Çaḷañ bar! Eyersiz bin!”

Bu kelime Şor Sözlüğü’nde yoktur.

çaḷañ III/1879

Ova,seviye, düz.

Bozkır, step, kır (TANNAGAŞEVA- AKALIN 1995:13).

çaḷañna- III/1879

=yaḷañda (Tel. Alt. Leb.) Üzerinden geçmek, geçmek.

Bu kelime Şor Sözlüğü’nde yoktur.

çāḷaş- III/1879

=yūḷaş (Alt. Tel.)

Savaşmak, savaşa katılmak, birbiriyle savaşmak, mücadele etmek.

Bu kelime Şor Sözlüğü’nde yoktur.

çaḷba III/1891

Şamanların tokmaklarındaki kurdele, şerit. Bu kelime Şor Sözlüğü’nde yoktur.

çaḷbana- III/1891

Uçmak.

Bu kelime Şor Sözlüğü’nde yoktur.

çaḷbar III/1891

Eğimli, yavaş yavaş azaltma. Bu kelime Şor Sözlüğü’nde yoktur.

çaḷbı III/1891

Büyük kutu.

Bu kelime Şor Sözlüğü’nde yoktur.

çaḷbra- III/1891

Havada dalgalanmak, uçuşmak (atın yelesi). Bu kelime Şor Sözlüğü’nde yoktur.

112 çaḷbraḳ

III/1892

çaḷbra - ḳ Bayrak, sancak.

Bu kelime Şor Sözlüğü’nde yoktur.

çaḷbraḳta- III/1892

çaḷbraḳ + ta- Dalgalanmak (bayrak).

Bu kelime Şor Sözlüğü’nde yoktur.

çaḷcı III/1890

Geçici, mevsimlik işçi.

çalçın: 1. Irgat, rençber, tarım işçisi.

2. İşçi, amele (TANNAGAŞEVA- AKALIN 1995:13).

çaḷdır- III/1890

Yakmak, aydınlatmak.

Bu kelime Şor Sözlüğü’nde yoktur.

çaḷdırğat III/1890

Rüşvet.

Bu kelime Şor Sözlüğü’nde yoktur.

çaḷgağ III/1886

Tuzlu.

Bu kelime Şor Sözlüğü’nde yoktur.

çaḷġa- III/1886

Yalamak.

Adaẏ çaḷğap aḷar ḳanıñdı “Köpek kanını yalayacak.”

Yalamak (TANNAGAŞEVA- AKALIN 1995:13).

çaḷġacı III/1886

İki yüzlü.

Bu kelime Şor Sözlüğü’nde yoktur.

çaḷġamaş III/1886

Güve (odun, kumaş ve kürk gibi şeylere musallat olan çeşitli cinsten böcek ve kurtçuklara verilen ortak ad).

Bu kelime Şor Sözlüğü’nde yoktur.

çaḷġan- III/1886

Yalvarmak, savunmak.

Çaḷğan bas “İtaatsiz, dik başlı.”

Yaltaklanmak, yaltaklık etmek, yalanmak (TANNAGAŞEVA- AKALIN 1995:13).

çaḷġançaḳ III/1886

İki yüzlü.

çalgançık: Dalkavuk, pohpohçu, şaklaban, yaltakçı,

113 çaḷġanda

III/1886

Pohpohlamak.

Bu kelime Şor Sözlüğü’nde yoktur.

çaḷġandır- III/1886

Boyun eğdirmek, bağımlı kılmak. Bu kelime Şor Sözlüğü’nde yoktur.

çaḷın III/1881

=yaḷın (Alt. Küer. Kom. Uig. Osm. Kar. L.T.) Alev.

1. Alev, yalım, yalın.

2. Yakıcı sıcak, kızgın hava, çok sıcak hava (TANNAGAŞEVA- AKALIN 1995:13).

çaḷḳıra- III/1886

Tembel olmak, tembelleşmek. Bu kelime Şor Sözlüğü’nde yoktur.

çaḷḷa- III/1887

Tutmak, kiralamak, işe almak.

Kiralamak, kiraya tutmak (TANNAGAŞEVA- AKALIN 1995:13).

çaḷḷan- III/1887

Tutulmak, kiralanmak.

Kiralanmak, kiraya tutulmak (TANNAGAŞEVA- AKALIN 1995:13).

çaḷḷıg III/1887

Kiralık, kiralanmış, tutulmuş.

Kiralık, kiraya verilecek olan (TANNAGAŞEVA- AKALIN 1995:13).

çaḷḷığ III/1888

Yeleli.

Bu kelime Şor Sözlüğü’nde yoktur.

çaḷta- III/1888

Parlamak, parıldamak, ışıldamak. Bu kelime Şor Sözlüğü’nde yoktur.

çaḷtaḳ III/1888

Tembellik, tembel.

Bu kelime Şor Sözlüğü’nde yoktur.

çaḷtan- III/1888

Korkup sıçramak.

Bu kelime Şor Sözlüğü’nde yoktur.

çaḷtancaḳ III/1888

Ürkek, korkak, utangaç.

114 çaḷtı

III/1888

Çürük, aşınma, tembel.

Bu kelime Şor Sözlüğü’nde yoktur.

çaḷtıḳ- III/1888

Korkutmak, ürkütmek.

Bu kelime Şor Sözlüğü’nde yoktur.

çaḷtıḷan- III/1889

Tembel olmak, tembelleşmek. Bu kelime Şor Sözlüğü’nde yoktur.

çaḷtına- III/1889

Parlamak, ışıldamak.

Bu kelime Şor Sözlüğü’nde yoktur.

çaḷtıra- III/1889

Parlamak, ışıldamak.

Bu kelime Şor Sözlüğü’nde yoktur.

çaḷtırat- III/1889

çaḷtıra – t- 1. Parlatmak, parıldatmak.

2. Tehdit etmek, gözünü korkutmak, korkutmak. Bu kelime Şor Sözlüğü’nde yoktur.

çaḷtırḳaẏ III/1889

Parlayan, parlak.

Bu kelime Şor Sözlüğü’nde yoktur.

çamaja- III/1938

Sakinleşmek, kabul etmek.

Bu kelime Şor Sözlüğü’nde yoktur.

çamajat- III/1938

Kabul ettirmek, yatıştırmak.

Bu kelime Şor Sözlüğü’nde yoktur.

çamaş III/1938

=yoboş, çamaş (Alt. Tel.) Barışsever, nazik, sakin.

Bu kelime Şor Sözlüğü’nde yoktur.

çan III/1855

Taraf, yan.

Bu çanda “Bu taraftan.”

1. Yan, taraf, yön.

2. Böğür, yan (TANNAGAŞEVA- AKALIN 1995:13).

çañ III/1851

İnanç, görenek.

115 çañña-

III/1851

=yanda (Tel. Kumd. Kkir.)

1. Yontmak, yontarak şekil vermek. 2. Kenara çekmek.

Bu kelime Şor Sözlüğü’nde yoktur.

çap- III/1917

Kaplamak, örtmek.

Uḷuğ taş-pıḷañ tügede çāp-turdū “Her şey iri taşlarla

kaplı.”

1. Örtmek, üzerini örtmek, kaplamak.

2. Kapamak, kapatmak. (TANNAGAŞEVA- AKALIN 1995:13).

çapsañ III/1927

Dağın eğimi.

Bu kelime Şor Sözlüğü’nde yoktur.

çapsı- III/1927

Sevinmek, mutlu olmak.

Sevinmek, memnun olmak, memnuniyet duymak (TANNAGAŞEVA- AKALIN 1995:13).

çapsıḷ III/1928

=çapsın

Bu kelime Şor Sözlüğü’nde yoktur.

çapsın III/1927

Dağın eğimi.

Bu kelime Şor Sözlüğü’nde yoktur.

çapsınaraḳ III/1927

=çapsınçıḳ (Sag.) Yapışkan.

çapşınçak: Yapışkan (TANNAGAŞEVA- AKALIN

1995:13).

çapşı III/1927

Mercanköşk (bitki).

Bu kelime Şor Sözlüğü’nde yoktur.

çapşıḳ III/1928

Atsineği.

Bu kelime Şor Sözlüğü’nde yoktur.

çapşın- III/1928

=yapşın, yapsın (Alt. Tel. Leb. Küer.) Bir şeye sadık kalmak, bağlı kalmak.

Yapışmak, yapışık hale gelmek (TANNAGAŞEVA- AKALIN 1995:13).

116 çapşıncāḳ

III/1928

Büvelek.

Bu kelime Şor Sözlüğü’nde yoktur.

çapşır- III/1928

=çapsır, yapşır (Sag.) Yapıştırmak, düzenlemek.

1. Yapıştırmak, tutkallanmak, zamklamak. 2. Tutturmak, bağlamak, tespit etmek (TANNAGAŞEVA- AKALIN 1995:13).

çar III/1859

Yüksek yer, dağlık. 1. Nehrin dik kıyısı.

2. Yar, uçurum, büyük çukur (TANNAGAŞEVA- AKALIN 1995:13). çar- III/1860 1. Ayırmak, bölmek. 2. Yargılamak, açıklamak. 3. Parlamak.

Sazın çar-çadır “Yıldırım parlıyordu.”

Yarmak, kesmek (TANNAGAŞEVA- AKALIN 1995:13).

çara- III/1861

Uymak, uygun olmak, işe yaramak.

Oḷ ça çaraban-çadır “O yay işe yaramıyor

(uymuyor).”

Yaramak, uymak, uygun düşmek, işe yarar olmak, elverişli olmak (TANNAGAŞEVA- AKALIN 1995:13).

çarajıḳ III/1862

Güzellik, hoşluk, kolaylık. 1. Güzellik, letafet.

2. Derli toplu olma, düzenli olma, temizlik (TANNAGAŞEVA- AKALIN 1995:14).

çaraḷığ III/1862

=çaradığ (Sag.) Uygun.

1. Gerekli, lüzumlu, gereken, yararlı. 2. Uygun, elverişli, münasip, makvul (TANNAGAŞEVA- AKALIN 1995:14).

çaraş III/1862

=yaraş (Alt. Leb. Uig. Dsch.) 1. Uygun.

117

3. Güzellik, alımlılık. 1. Düğün, nikâh. 2. Antlaşma, muahede.

3. Mütareke, ateşkes (TANNAGAŞEVA- AKALIN 1995:14).

çaraş- III/1862

=yaraş- (Krm. Kom. Tar. Alt. Tel. Leb. Kas. AT. Uig. Dsch. Osm.)

1. Birbirlerine uygun olmak, uyuşmak. 2. Uyum sağlamak, uzlaşmak, barışmak. 3. Sığmak, sığışmak, uyum sağlamak. 4. Eşlik etmek.

Barışmak, uzlaşmak, anlaşmak (TANNAGAŞEVA- AKALIN 1995:14).

çaraştıḳ III/1862

=çarajıḳ

1. Güzellik, letafet.

2. Derli toplu olma, düzenli olma, temizlik (TANNAGAŞEVA- AKALIN 1995:14).

çaraştır- III/1862

Barıştırmak, uzlaştırmak.

Çaraştırcañ kiji “Barıştıran kişi.”

Barıştırmak, aralarını bulmak, uzlaştırmak,

anlaştırmak (TANNAGAŞEVA- AKALIN 1995:14).

çarat- III/1862

=yarat (Alt. Krm. Tel. Leb. Tar. Küer. Kas. Kom. AT. Uig. Osm. Dsch. Kar. L.T.)

1. Yapmak, etmek, uygun hale getirmek, kurmak, düzeltmek, yaratmak.

2. Uygun düşmek, uygun olmak, kabul etmek. 3. Oluşturmak, meydana getirmek, ortaya çıkarmak. Onamak, onaylamak, tasvip etmek, takdir etmek (TANNAGAŞEVA- AKALIN 1995:14).

çarban- III/1874

Yüksek yerlere tırmanmak.

Çarban şıḳtı “Yukarı tırmandı.”

Tırmanmak, tırmanarak çıkmak, tırmana tırmana çıkmak, çıkmak (TANNAGAŞEVA- AKALIN 1995:14).

çarçaġa III/1870

Odun.

118 çarçın

III/1870

Atları bağlamak için kullanılan kütük, kazık. Bu kelime Şor Sözlüğü’nde yoktur.

çarda III/1869

yar + da Açık, yüksek sesle.

Çarda ḳıçır! “Yüksek sesle bağır!” Çarda ḳırdı “Yüksek sesle okuyordu.”

çarıda: Açıkça, açık olarak, açık açık, açık servis

(TANNAGAŞEVA- AKALIN 1995:14).

çardaḳ III/1869

=yardaḳ (Alt. Tel. Kmd.)

(Karakter) Canlı, atik, çevik, kayıtsız.

Canlı, hareketli, çevik, atik (TANNAGAŞEVA- AKALIN 1995:14).

çardıḳ III/1869

=çartıḳ, yartıḳ (Sag.) Yarım, yarısı.

Yarım, yarı, buçuk (TANNAGAŞEVA- AKALIN 1995:14).

çarġa III/1866

Görme duyusu.

Bu kelime Şor Sözlüğü’nde yoktur.

çarġı III/1866

=yarġı (Alt. Leb. Osm. R.) 1. Çatlak, yarık, sütun. 2. Yargı, karar, yargı kararı.

Yargı, mahkeme, duruşma (TANNAGAŞEVA- AKALIN 1995:14). çarġıcı III/1867 =yarġıçı (Tel.) 1. Yargıç, hakim. 2. Serçe

çargıçı: Yargıç, hakim (TANNAGAŞEVA-

AKALIN 1995:14).

çarġıçıḷ III/1867

yarġı + çıḷ Sürekli biriyle tartışan, huysuz insan. Bu kelime Şor Sözlüğü’nde yoktur.

çarġıḷa- III/1867

=yarġıḷa (Alt. Leb. Osm.) Yargılamak, karar vermek.

Yargılamak, muhakeme etmek, hüküm vermek (TANNAGAŞEVA- AKALIN 1995:14).

119 çarı-

III/1863

Işık saçmak.

1. Gün ağarmak, aydınlanmak.

2. Gözüne nur gelmek, gözü açılmak, gözü parlamak (TANNAGAŞEVA- AKALIN 1995:14).

çarıdın- III/1864

çarı-t – n- Aydınlanmak.

Aydınlanmak, aydınlık olmak, ışıklanmak (TANNAGAŞEVA- AKALIN 1995:14).

çarığ III/1864

1. =yarğaḳ (Tar. Alt. Leb. Kkir. Kas. OT. Dsch. V.) 2. =yarū (Tel.)

Yarı, parçalanmış, ayrılmış.

Bu kelime Şor Sözlüğü’nde yoktur.

çarıḳ III/1863

1. Yarık, çatlak.

2. Parlak, aydın, neşeli.

Ajıḳ çarıḳ çer “Güzel bir manzara.”

1. Yarık, çatlak, aralık. 2. Işık, ziya.

3. Aydınlık, ışıklı.

4. Aydınlık bir şekilde, ışıltılı olarak, aydınlık olarak (TANNAGAŞEVA- AKALIN 1995:14).

çarıḷ- III/1864

=yarıḷ (Tel. Alt. Kom. Kas. Osm. Kar. T.) 1. Çatlamak, yarılmak.

2. Ayrılmak.

Yarılmak, çatlamak, ayrılmak (TANNAGAŞEVA- AKALIN 1995:14).

çarım III/1865

=yarım (Alt. Leb. Küer. Kas. Kom. Osm. Kar. L.T.) 1. Yarım.

2. Tamamlanmamış, bitmemiş. Bu kelime Şor Sözlüğü’nde yoktur.

çarımdıḳ III/1865

Yarım.

Ḳalıḳ çonğa çarımdığan perd , çarımdığın eb ne ap- kird “İnsanların yarısını verdi, diğer yarısını eve

götürdü.”

Yarım, buçuk, yarı (TANNAGAŞEVA- AKALIN 1995:14).

çarın III/1864

Kürek kemiği.

120 çarın-

III/1864

=yarın (Alt. Leb. Tel. Kumd.) Parlatmak.

Bu kelime Şor Sözlüğü’nde yoktur.

çarınçaḳ III/1864

=çarınnığ

Bu kelime Şor Sözlüğü’nde yoktur.

çarınnığ III/1864

çarın + ḷığ Geniş omuzlu, tıknaz.

Bu kelime Şor Sözlüğü’nde yoktur.

çarış III/1865

Çarış aẏ “Ekim.”

1. Yarış, koşu, koşmayarışı.

2. At yarışı, at koşusu (TANNAGAŞEVA- AKALIN 1995:14).

çarışşı III/1865

=yarışçı (Alt.) Yarışçı, yarışmacı.

Bu kelime Şor Sözlüğü’nde yoktur.

çarıt- III/1864

Aydınlatmak, açığa vurmak, anlatmak. Çarıtpan parğan “Açık bir şekilde geçirdi.”

Çarıdıp aẏt! “Açıkla!”

1. Bir meseleyi aydınlatmak, harhangi bir konuyu aydınlatmak.

2. Anlatmak, açıklamak, izah etmek (TANNAGAŞEVA- AKALIN 1995:14).

çarıtḳış III/1864

çarıt - ḳıç Lamba, avize, şamdan.

Kandil, yağ lambası (TANNAGAŞEVA- AKALIN 1995:15).

çarna III/1867

Dik, taşlı sahil.

Bu kelime Şor Sözlüğü’nde yoktur.

çarnat III/1867

Yarasa.

Bu kelime Şor Sözlüğü’nde yoktur.

çarta III/1868

1. Tahta. 2. Olta topuzu.

çartı: Tahta (TANNAGAŞEVA- AKALIN

121 çartı

III/1868

=yartı (Bar. Kas. Kar. L.T.) Yarım.

Bu kelime Şor Sözlüğü’nde yoktur.

çartış III/1869

Olta topuzu.

Bu kelime Şor Sözlüğü’nde yoktur.

çartışta- III/1869

çartış + ḷa- Olta topuzuyla balık tutmak. Bu kelime Şor Sözlüğü’nde yoktur.

ças- III/1909

Açmak, düğümü çözmek, iyileştirmek.

Piçigin çazıp-kelip, ḳıẏğır-çadır “Kağıdı çözüp

okudu.”

Bu kelime Şor Sözlüğü’nde yoktur.

çasta- III/1909

Bir şeyi yastık yerine başım altına koymak. Bu kelime Şor Sözlüğü’nde yoktur.

çastıḳ III/1910

Yastık.

Yastık (TANNAGAŞEVA- AKALIN 1995:15).

çaş III/1912

=ças, yaş (Sag.) 1. Yaş, hayat yılı. 2. Genç, taze. 3. İlkbahar. 4. Gözyaşı.

I) 1. Yaş, yaşanan yıl. 2. Gençlik, gençlik çağı.

3. Çağ, dönem, hayatın belli bir dönemi. 4. Genç, körpe.

II) Yaş, ıslak, nemli, rutubetli (TANNAGAŞEVA- AKALIN 1995:15).

çaş- III/1912

Çakmak, şimşek çakmak.

Bu kelime Şor Sözlüğü’nde yoktur.

çaşta- III/1914

Çakmak, şimşek çakmak.

Bu kelime Şor Sözlüğü’nde yoktur.

çaştığ III/1914

=yaştu (Alt. Tel. Leb.)

Benzer Belgeler