• Sonuç bulunamadı

Kazak Ulusal Film Sanatının İlk Dönemi (1920-1940)

1.2 Kazakistan’ın Sosyo-Kültürel ve Ekonomik Koşulları

1.2.1 Kazak Ulusal Film Sanatının İlk Dönemi (1920-1940)

1924 yılı Nisan ayında Kazakistan'ın ülke ismi "Kazak Özerk Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti" (KazÖSSC) olarak değiştirilmiştir. Bu isim değişikliğinden de anlaşılacağı gibi Moskova artık Kazakları bir özerk devlet olarak görmekte ve Kazak ulusu olarak tanımaktadır. 5 Aralık 1936'da kabul edilen Sovyetler Birliği’nin yeni anayasası gereğince KazÖSSC, Sovyetler Birliği'nin en büyük cumhuriyeti olan Rusya Sovyet Federatif Sosyalist

Cumhuriyeti’nden (RSFSC)'den ayrı olarak Kazak Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti'ne (KazSSC) dönüştürülmüştür. Böylece 1936 yılında Kazakistan'ın şimdiki silueti nihai olarak tamamlanır. Diğer Sovyet Cumhuriyetleri de KazSSC'ne benzer bir süreçten geçerler. Söz konusu dönemde gerçekleştirilen ulus imarı ve inşası ile Kazaklara cumhuriyet statüsü verilmiş olur. Böylece bir ulusal kurtuluş hareketi doğmuş, ulusal bir dil olarak Kazakça işlek hâle getirilmeye çalışılmıştır. 'Ulusal Bilim Akademisi', 'Ulusal Opera ve Bale', 'Ulusal Tiyatro' ve 'Ulusal Sinema Stüdyosu' başta olmak üzere ulusal kültür ve sanat merkezleri, 'Ulusal Basın Yayın Ajansı' (KazTag) vb. kurumlar açılmıştır. Öte yandan Moskova’nın ideolojik hedefi, halkları Rus dili ile birlikte Sovyet insanı içinde eritmeyi içermekteydi. Kazakların 19. yüzyılın sonu ve 20. yüzyılın ilk yarısında ulus olarak tarih sahnesine çıkmasına neden olan Orta Asya’nın yenilikçi aydınlarının siyasal hareketleri ve SSCB’nin uluslar politikası, 20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren etkili bir milliyetçi söylem ve eylemi tetiklemiştir.

Kazaklar sinema ile 1917 İhtilali’nden önce tanışmışlar ve Kazakistan’ın bütün illerinde Foto Film bölümleri kurulmuştur. ‘‘Hareket Eden Fotoğraflar’’ ilk kez Alma-Ata kentinde M. Fabri tarafından gösterilmiştir. Bir mucize gibi bakılan hareketli manzara fotoğraflarına ilgi arttıkça melodram, dram ve komedi türünde kısa filmler gösterime sunulmaya başlar. Kazakistan’da birkaç yüksekokulda Sinema Mühendisliği, Film Mekaniği, Cinemafication gibi bölümler açılır. İlk büyük Sinema Mekaniği bölümü Kızılorda şehrinde açılır ve bölümün mezunları film üretimini geliştirmeye çalışırlar. Sinema sanatı, teknolojinin de yardımıyla diğer tüm sanat dallarından hızlı gelişir ve yaygınlaşır. Yavaş yavaş bir dil etkisi kazanan ve gelişirken bir dışavurum biçimine dönüşmeye başlayan, erken dönem sinema eserleri incelendiğinde sadece birkaç yıllık zaman farkı ile çekilen iki film arasında büyük farklar gözlemlenebilir. 1920’li yılların sonu itibarıyla da sinema bir sanat olarak kabul edilir ve estetik bir anlama sahip olduğu görüşü yerleşerek bu yönde çalışmalar yoğunlaşır.

Kazakistan’a ait görüntüler beyaz perdede gerçek anlamda 1920 yılından sonra gösterilmeye başlanmıştır. Kazak Sinema üstatlarının başında 1904 doğumlu Huat Abusejtov gelmektedir. İlk Kazak sinema filmi örneği Kızıl-Orda kentinde düzenlenen resmî bayramın görüntülerini içeren belgesel olur. 1925 yılında ise önemli bir propaganda filmi olarak ‘‘Türk- Sib’’ çekilir. ‘‘Türk-Sib’’ filmi Moskovalı film yönetmeni Blehman tarafından filme alınmıştır. Blehman ilk ünlü Kazak fotoğrafçısıdır. Blehman, Kazakların hayatını, Kazak halkının yaşadığı değişiklikleri ve Kazak kadınının yaşamını çektiği fotoğraflarla görüntüler. Onun çektiği fotoğraflar Moskova’da sergilenir. Fotoğraf sergisi hem Moskovalıların hem de Kazak halkının büyük ilgisini çeker. Ayrıca Blehman’ın çektiği fotoğraflar Moskova

dergisinde de yayınlanır. Ardından, Kazak halkının örf ve adetlerini içeren kısa filmler çeker. Kazakistan’da Sovyet iktidarı kurulduktan sonra çekilen ‘‘Petrol Boru Hatları İnşaatı’’, ‘‘Rus Okullarının Açılışı’’, ‘Kızıl Ordu’nun Zaferi’’, ‘‘Su Boru Hatları İnşaatı’’ ve bunlara benzer, yeni hayatın kazanımlarını ve genç Kazakistan Sovyet Cumhuriyeti’nin sosyal ve iktisadi gelişimini yansıtan aktüalite konulu filmler tüm Sovyet ülkesinin beyaz perdelerinde görüntülenmeye başlamıştır. Kameraman Y. Tolçan ise ‘‘Muhtar Cumhuriyetin Beşinci Yıl Kutlamaları’’ adlı belgesel filmini bu kapsamda çeker.

Sinema sanatı ilerledikçe şehir sinema salonlarının sayısı artmaya başlamıştır. 1929’da Alma Ata şehrinde halkın büyük emeğini tasvir eden birçok belgesel film çekilmiştir. ‘‘Kazakistan’da Beş Yıllıklar’’, ‘‘Ekim’in 10. Yıl Kutlamaları’’, ‘‘Alma-Ata ve Çevresi’’, ‘‘Sovyet Kazakistan’ı’’ adlı bu belgesel filmlerde yakın geçmişte Rus Çarlığının en ücra yerlerinden olan Kazakistan’da yaşanan yenilikler yansıtılır. Bu yıllarda yapılan Sovyet belgesel filmlerinin kendine has bir özgünlüğü vardır. Görülen bir işin, bir olayın her anı hakkında seyirciye beyaz perdeden uzun uzadıya haberler aktarılır. O devrin belgesel filmleriyle tüm Sovyet Cumhuriyetleri'nin yaşamı bir nevi görsel tarihe dönüştürülür. Çalışan işçinin yeni hayat adına gösterdiği çabalarını ve emeğini yansıtan belgeseller tüm Sovyet halkına seyrettirilmiştir.

Kazak sinemanın Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti döneminde devrim konusu, sinemada hep yer aldı. Aynı şekilde devrim konusu değerini kaybetmeden seyircilerin vatanına, halkına olan sevgisini arttırarak Kazak sinemasında ve Kazak tarihinin canlanmasında etkili oldu. Ayrıca Sovyet döneminde çekilen filmlerde Orta Asya sinema sanatında kadın ve kadının rolleri önemli bir yer teşkil eder. “Ardaktı Ana”, “Kahraman Kız”, “Özgür Kadın” filmlerinde savaş yılları eşinden ayrılan ve dul kalan, mücadele eden ya da mutsuz kadın rolleri önemlidir. Sonuç olarak hem konu hem de çekilen filmlerin gösterimi bağlamında İç Asya sineması, dağıtım ve telif sorunlarıyla uğraşsa da, ürünlerinin çeşitliliği ve işlerinin inceliğiyle dünya sinemasında hak ettiği yeri almıştır.