• Sonuç bulunamadı

Akdeniz Üniversitesi

101

Kayıp

[Zaman: Günümüz][Mekân: Kozmopolit bir şehrin kalabalık ve ünlü bir caddesi] [Renkli]

Kalabalığın içinde yorgun düşmüş bir ihtiyar şaşkın halde ve telaş içinde. bir an biraz ilerisinde, elinde balonuyla küçük bir kıza takılır gözü (küçük kız netsiz ve uzaklaşırken görünür ihtiyarın göz hizasından) ve sanki ona seslenircesine mırıldanarak arkasından gider:

İhtiyar: Şebnem! Kızım, nerdesin…

[Zaman: 1976 (Flashback)][Mekân: Kozmopolit bir şehrin kalabalık ve ünlü bir caddesine kurulan şenlik alanı ve yakınlarındaki bir çocuk parkı] [Siyah/Beyaz]

30’lu yaşlarının ortasında bir genç adam şenlik nedeniyle tıklım tıklım olan mahallenin çocuk parkındaki bankta oturmaktadır. İki eliyle genişçe açarak okuduğu o günün gazetesi, şöyle bir indirir ve salıncaktaki 4-5 yaşındaki kızı ile göz göze gelir ve gülümser. Genç adam gazetesini kaldırır ve okumaya devam eder. Tam bu sırada şenlik alanında gökyüzünü renklendiren balonlar küçük kızın ilgisini çekerler (kamera açısı; kızın salıncaktan bakışı açısı). Küçük kız balonların peşinden neşe ile koşmaya başlar. Birkaç saniye sonra balonlar gökyüzünde hâlâ görünürken küçük kız artık kalabalığın içindedir.

Genç adam gazetesini okumaya ara verip salıncaktaki kızına tekrar gülümseyerek sallandığını kontrol etmek ister. Gazetesini indirip salıncağa doğru baktığı anda salıncağın boş halde sallandığını görür. Gazeteyi adetâ fırlatırken tedirgin bir bakışla seslenir;

Genç adam: Şebnem… Kızım! Nerdesin?!

[Zaman: Günümüz(Flash Forward)][Mekân: Kozmopolit bir şehrin kalabalık ve ünlü bir caddesi] [Renkli]

Mahşeri kalabalığı delip geçen otuzlu yaşlarının sonunda genç bir kadın, yanından geçen insanların yüzleri belli belirsiz ve hızla akarken yarı tedirgin yarı ağlamaklı bakışlarla seslenir;

Genç kadın: Baba! Babacığım nerdesin?!

[Flashback] [Siyah/Beyaz]

Genç adam kalabalığın içinde hızla hareket ederken yanından geçenlere kızını tarif ederek onu görüp görmediklerini telaş ve tedirginlikle sorar.

Genç adam: Kızımı gördünüz mü? 5 yaşında, sarışın, şu boylarda…

Bu şekilde sonuç alamayacağını düşünüp cüzdanından kızının fotoğrafını çıkarır ve insanlara fotoğrafı gösterip onu görüp görmediklerini sorarken adeta görmüş olmaları için yalvarır gözlerle bakar.

102

Birkaç yüz metre ileride küçük kız, kalabalık içinde korkmuş ve ürkek bir halde küçük harflerle sayıklarken yanağından bir damla süzülür;

Küçük kız(Şebnem): Babam! Babacığım!

[Flash Forward] [Renkli]

Genç kadın kalabalığın içinde hızla hareket ederken yanından bazen kayıtsız, bazen biçare gözlerle geçenlere babasının fotoğrafını göstererek onu görüp görmediklerini sorar:

Genç kadın: Babamı gördünüz mü? Bu fotoğraftaki adamı gördünüz mü?!

Sonunda bir genç erkek (siyah beyaz bölümdeki babanın yüz hatlarına sahip), parmağı ile güney batısında bir yeri işaret eder ve yaşlı adamı gördüğü yeri söyler (genç adamın konuşması seyirciler tarafından duyulmaz, fonda kalabalık sesi ve müzik var). Kadın hızla o tarafa yönelir. Genç adamın işaret ettiği yer bir parktır.

[Flashback] [Siyah/Beyaz]

Kalabalık içinde hızla ilerleyen genç adam, bir anda kızını birkaç metre uzakta görür. Baba-kız göz göze gelirler ve küçük kızın ağlamaktan kıpkırmızı olmuş gözleri sevinçle dolarken kollarını açarak babasına doğru koşar. Tam o sırada genç adam kollarını açıp yere doğru eğilir ve kızını kucaklar:

Genç adam: Kızım! Canım! Sarım! Küçük kız: Babacım! Balonlar gitti.

[Flash Forward] [Renkli]

Genç kadın hızla parka doğru yaklaşırken parkın girişinde bitkin ve telaşlı bir halde, önce elinde tuttuğu şeye, sonra yanından geçenlere attığı şaşkın bakışlarla bir ihtiyar görür(prologue’da ihtiyarın gözünün takıldığı elinde balonu olan küçük kız sahnede arkaplanda görünür). Adımları ve nefes alıp verişleri daha da hızlanır ve sıklaşır (fonda kalp atışı sesi). Bir an evvel onun babası olduğundan emin olmak ister. Birkaç adım kala artık onun babası olduğundan emindir. Rahatlar ve acı acı gülümser. Yüzünde o gülümseme ile yaşlı adama yaklaşırken bir anda yaşlı adam ona seslenir;

İhtiyar: Kızımı gördünüz mü? 5 yaşında, sarışın, şu boylarda, balonları çok

sever! Bakın bu da fotoğrafı…

103 ÖZGEÇMİŞ

Yılmaz Kemal Yüce, 02.02.1977’de Yüce ailesinin dördüncü ve son (tekne kazıntısı) evladı olarak Çanakkale’de dünyaya geldi. İlk ve orta öğrenimini Antalya’da tamamladı. Yüksek öğrenimini, Doğu Akdeniz Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Bilgisayar Mühendisliği’nde yapan Yılmaz Kemal Yüce, 2000 yılında Şeref derecesiyle mezun olduktan sonra yine Doğu Akdeniz Üniversitesi’nde Bilgisayar Mühendisliği Yüksek Lisansını Dağıtık Sistemler üzerine başarıyla tamamladı. Bu sırada aynı bölümde üç yıl süreyle Araştırma Görevlisi olarak görev yaptı. 2003 yılının Eylül ayında ise Medikal Enformatik (Tıp Bilişimi) bilim dalında ikinci yüksek lisans öğrenimine Akdeniz Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü’ne bağlı olarak, Biyoistatistik ve Tıbbi Bilişim Anabilim Dalı’nda başladı. Bu sırada aynı anabilim dalında Araştırma Görevlisi olarak görevlendirildi. 2006 yılında başarıyla mezun olan Yılmaz Kemal Yüce, 2007’de aynı alanda doktora öğrenimine başladı. 2008’de vatanî görevini tamamlayan yazar, 2014 yılında Medikal Enformatik Doktora Programı’ndan mezun oldu. Bu süre boyunca Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Biyoistatistik ve Tıbbi Bilişim Anabilim Dalı’nda Araştırma Görevlisi olarak görevine devam eden yazar, 25 Mayıs 2013 tarihinden itibaren eşi Melissa Yüce ile aynı yastığa baş koymuş ve altı ay sonra baba olmayı beklemektedir.

Araştırma alanlarını Mobil Sağlık, e-Sağlık, Social Computing, ve Sosyal Ağlar olarak özetleyen yazarın ilgi alanı ise sinema, fotoğrafçılık ve dijital fotoğrafçılıktır. Fotoğrafları birçok ulusal ve uluslar arası yarışmada ödül alan yazarın, birçok fotoğrafı sergilerde ve dergilerde yer almıştır. Şimdilerde, sokak fotoğrafçılığı ve senaryo yazmak ile haşır neşir olan yazar, ekte bulunan kısa film senaryosunu da tez döneminde kaleme almıştır.