• Sonuç bulunamadı

1.3. Şükürle İlgili Kavramlar

1.3.3. Dua Kavramı

Dua kelimesi “deâ” fiilinin masdarı olup, çağırmak, seslenmek, birisinden bir şey istemek, zikir, tesbih, davet etmek, yakarmak, teşvik etmek, muhtaç olmak gibi anlamlara gelir384. Dua, Allah’tan yardım, mağfiret ve rahmet dilemek, dünyevi bir tehlikeden korunmak, rahmete nail olmayı istemek gibi anlamlara da gelmektedir. Arapça’da kullanıldığı harf-i cerre göre dua kelimesi, bir kimse için hayır dua etmek veya bedduada bulunmak anlamları taşır385.

Bu harf-i cerre göre anlam değişikliğinin örneği Kur’an-ı Kerim’de olmamakla birlikte hadis-i şeriflerde çoktur. Mesela: Peygamberimiz (sav): “Kim kendisine zulmedene beddua ederse öcünü almış olur”386 “Kendinize, çocuklarınıza, hizmetçilerinize ve mallarınıza beddua etmeyin! Allah’ın bir kabul saati vardır. O 381 Bkz. Bakara, 2/238; Nisa, 4/86 382 Bkz. Konyalı, a.g.e., I, 18. 383 Mevdudi, a.g.e., I, 34. 384

Bkz. İbn Manzur, a.g.e., “Dua” md.; İsfehani, a.g.e., “Dua” md., Cevheri, “es-Sihah”, VI, 2337.

385

Bkz. Cilacı, Osman,“Dua” md., DİA, T.D.V.Y., İst., 1994, IX, 529.

386

saate rastlamasın yoksa sizin aleyhteki duanızı kabul eder”387 “Kendinize beddua etmeyin ancak hayırla dua edin! Çünkü melekler sizin duanıza âmin derler”388 vb. hadislerde dua fiilini “ale” harf-i cerri ile kullanarak beddua manası kastetmiştir. “Müslümanın din kardeşinin gıyabında yaptığı duası müstecaptır. Onun başucunda bir melek vardır. Din kardeşi için hayır duada bulundukça ona müvekkel olan melek: “Âmin! Senin için de bir misli var” der”389 hadisinde ise “li” harf-i cerri kullanılarak hayır dua manası kastedilmiştir.

Duadan maksat kulların kulluklarını göstermeleri, Yüce Allah’ın (cc) ilahi kudreti karşısındaki güçsüzlüklerini ve aciz oluşlarını idrak etmeleridir. Böyle olunca O’na dua etmek, Cenab-ı Hakk’ın ilahi kudretini her şeyden fazla büyüklemek ve hürmet etmek anlamına gelir390. Duanın asıl hedefi, insanın halini Allah’a arz etmesi ve O’na niyazda bulunmasıdır. Buna göre dua kul ile Allah (cc) arasında bir diyalogdur. Kul dua ile Allah’ın (cc) büyüklüğünü ve kudretini dile getirir. O’na yalvarır, hamdeder, şükreder ve O’nu över.

Dua, insanda fıtri bir olgudur. Bu sebeple bütün dinlerde şu veya bu şekilde dua mevcuttur. Üstün bir varlığa inanan her insan dua eder. İnsanlar yaşamlarında üstesinden gelemeyecekleri birçok şeyle karşılaşmakta, keder, sıkıntı, acz ve ümitsizliklere maruz kalmakta ve bunlardan kurtulmanın yollarını aramaktadırlar. Yüce Allah bu gerçeği birçok ayette beyan etmektedir. Mesela bir ayet-i kerimede:

“İnsana bir darlık dokunduğu zaman, yanı üzere yatarken, otururken yahut ayakta iken bize yalvarır, ama biz onun sıkıntısını giderince sanki kendisine dokunan bir darlıktan ötürü bize hiç yalvarmamış gibi hareket eder. İşte aşırı gidenlere yaptıkları iş böylesine süslü gösterilmiştir” 391 buyrulmaktadır.

Kur'an-ı Kerim’de doğrudan dua konusunu içeren ikiyüze yakın ayet bulunmaktadır. Bunun dışında tevbe ve istiğfar gibi kulun Allah’a yönelişini ifade eden çok sayıda ayet vardır. Sadece dua kelimesi ise Kur'an’da yirmi yerde

387

Ebu Davud, “Salat”, 1532.

388

Müslim, “Cenaiz”, 6-7.

389

Müslim, “Zikir”, 23.

390

Tunç, Cihad, “İslam Dininde Zikir ve Dua”, E.Ü.İ.F. Dergisi, sy.5, Kayseri, 1998, s.37.

391

geçmektedir. Bazı ayetlerde “da’va” ve “da’vet” kelimeleri, pek çok ayette de dua kökünden fiiller bulunmaktadır392.

Kur'an’da Nuh (as)393, Zekeriyya (as)394, İbrahim (as)395 ve diğer peygam- berlerin dualarından bahsedilmekte, Peygamberimizden kendisi ve mü’minler için dua etmesi istenmektedir396. Ayrıca Peygamberin af talebinin, kâfirlere, müşriklere ve münafıklara fayda vermeyeceği de vurgulanmaktadır397. Yine Kur'an’a göre; dua edene Allah (cc) karşılık verir398. Allah’ı anan kimse Allah tarafından anılır399 ve biz insanları, Allah katında değerli kılan şey dualarımızdır400.

Said Nursi’ye göre dua üç çeşittir: Birincisi: Kabiliyet diliyle duadır. Bütün tohumlar bu kabiliyet diliyle Allah’a dua ederler. Sebeplerin bir araya gelmesi de böyle bir duadır. Yani su, sıcaklık, toprak, ışık, bir çekirdek etrafında birleşir. İşte bu bir duadır ki: “bu çekirdeği ağaç yap ey Halıkımız” derler. İkincisi: Fıtri ihtiyaç diliyle yapılan duadır. Bütün zîhayatların, iktidar ve ihtiyarları dâhilinde olmayan ihtiyaçlarını, Halik-ı Rahim’den halleriyle istemeleridir. Üçüncüsü ise: İhtiyaç dâhilinde şuurlu varlıkların duasıdır. Bu da çift sürmek gibi fiili ve dille yapılan dua gibi kavli olabilir401.

Görüldüğü gibi kâinatta gördüğümüz her şey bir dua neticesidir. İnsan da gerek ihtiyaçları, gerekse hataları yüzünden Allah’a başvurur veya nimeti sebebiyle O’nu hatırlar ve anar. Her halükarda dua, insana psikolojik bir rahatlık verir, sevap kazandırır, kulluğunu hatırlatır ve insanı maksuduna ulaştırır.

İbn Manzur, dua etmenin başlıca üç şekli vardır der. Birincisi: Allah’ın (cc) birliğini dile getirme ve O’nu övgüyle anma, ikincisi: Allah’tan af ve merhamet gibi manevi isteklerde bulunma, üçüncüsü ise: Allah’tan dünyevi nimetler istemedir402. Kul içinde bulunduğu şartların tesiriyle bir şey için veya sadece Allah rızası için 392 Bkz. Abdülbaki, a.g.e., s.316-320. 393 Bkz. Kamer, 54/10 394

Bkz. Enbiya, 21/89; Ali İmran, 3/38

395

Bkz. Ali İmran, 3/8,9; İbrahim, 14/40

396

Bkz. Bakara, 2/116; Nisa, 4/64; Taha, 20/114; Muhammed, 47/19

397 Bkz. Münafikun, 63/6; Maide, 5/35 398 Bkz. Mü’min, 40/60 399 Bkz. Bakara, 2/152 400 Bkz. Furkan, 25/77 401 Nursi, Mektubat, s.299,300 402

Allah’a (cc) yönelmektedir. Bu durumda dua kavramı, insanın Rabbine yönelişinin değişik şekilleri olan zikir, tesbih, hamd, sena, şükür, tevbe, istiğfar, istiaze vb. şeylerin genel çerçevesi içinde değerlendirilmelidir.

Kur’an-ı Kerim’de dua etmek, emredilmiş ve teşvik edilmiştir. Mesela bir ayet- i kerimede: “Islah edilmesinden sonra yeryüzünde bozgunculuk yapmayın, Allah’a

korkarak ve rahmetini umarak dua edin, muhakkak ki Allah’ın rahmeti iyilik edenlere yakındır” 403 buyrulmuştur. Dua ederken Allah’ı şanına layık bir şekilde övmek gerekir. Bunun en güzel yolu O’nu isimleriyle anmaktır. Bu gerçeği de bize şu ayet öğretmektedir: “En güzel isimler Allah’ındır. O halde O’na o güzel isimlerle

dua edin. O’nun isimleri hakkında eğri yola gidenleri bırakın. Onlar yapmakta olduklarının cezasına çarptırılacaklardır” 404.

Dua, bir ümit beslemedir. Dua, yalnızlıktan kurtulmadır. Dua, Allah’ın desteğini hissetmektir. Dua, insanın duygularını, algılarını, davranışlarını, ruhi ve bedeni sağlığını koruyan bir olgudur. Duanın gerçek değeri, duanın kendisiyle teselli bulmadadır. Böylece insan iradesi, Allah’ın iradesine uyar405 ve Allah’ın yüklediği sorumluluk yerine getirilmiş, insan da maksuduna ulaşmış olur. Ayrıca dua, ruhu tasfiye ve takviye eder, huzur verir, ümit bahşeder, şahsı kuvvetlendirir, nefse güven katar ve ahlakı yüceltir406.

Tüm bu anlatılanlar gösteriyor ki: Dua imanın bir neticesidir. Kulun, Allah’ı birlediğinin, yücelttiğinin, övdüğünün bir göstergesidir. Dua, kâinatın sahibinin Allah olduğunu, idarenin O’nun kudretinde olduğunu itiraftır. Dua, kimsenin olmadığı yerde Allah’ın olduğuna, kimsenin duymadığı, görmediği şeylere Allah’ın muttali olduğuna bir inançtır. Dua, zikirdir. Dua, ibadettir. Dua teslimiyet, dua itaat, dua şükürdür.