• Sonuç bulunamadı

Türkiye ile Avrupa Birliği arasında imzalanan Ortaklık Antlaşması, katılım öncesi süreçte ilk önemli yasal araç niteliğindedir253

. Bundan sonra Avrupa Birliği tarafından aday ülkenin üstleneceği yükümlülükleri, özellikle Kopenhag kriterleri çerçevesinde yapılması gereken reformların yer aldığı bir Katılım Ortaklığı Belgesi hazırlanır. Aday ülke ise bunun üzerine, Avrupa Birliği politikalarına uyumu sağlamak amacıyla kendi ulusal sisteminde yapacağı değişiklikleri içeren taahhütlerden meydana gelen bir ulusal program hazırlar254

.

3.2.1. Katılım Ortaklığı Belgesinin Hazırlanması ve Ġçeriği

Helsinki Zirvesi sonunda alınan kararla birlikte Avrupa Birliği 08 Kasım 2000 tarihinde Katılım Ortaklığı Belgesini hazırlamıştır255

.

Avrupa Birliğine üyelik yolundaki bu ön katılım stratejisinin önemli halkalarından biri olan Katılım Ortaklığı Belgesi, Türkiye’nin adaylığının temel

252 “Helsinki AB Konseyi Sonuçlar...”

253 Türkiye ortaklık antlaşmasını 1959’da imzalamış ve 1963’de yürürlüğe girmiştir.

254 İbrahim S. Canbolat, Avrupa Birliği: Uluslarüstü Bir Sistemin Tarihsel, Kurumsal, Jeopolitik Analizi ve GeniĢleme Sürecinde Türkiye Ġle ĠliĢkiler, Alfa Yayınları: 1226 Dizi No: 50, 3. Baskı, Bursa, Ekim 2002, s. 282

255 Türkiye’nin Katılım Ortaklığı Belgesi 08 Mart 2001’de Avrupa Birliği tarafından resmen kabul edilmiştir.

koşullarını belirlemiştir. Katılım Ortaklığı Belgesi Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne katılımı açısından adeta “kaderini” tayin etmektedir256

.

Helsinki’de eksik bırakılan tüm aday ülkelere adaylıklarının açıklanması ile birlikte sunulan kamuoyunca da “Yol Haritası” olarak bilinen bu belge, kısaca Avrupa Birliği’nin Türkiye’den isteklerini ortaya koyan bir belgedir. Bu belge özellikle Helsinki Kararlarının yorumlanmasında hayati bir öneme sahiptir257

.

Katılım Ortaklığı Belgesinde Türkiye’nin yapması gereken siyasal ve ekonomik reformlarla diğer uyum etkinlikleri konusundaki çalışmalar yer almaktadır. Katılım Ortaklığı Belgesinde Türkiye’nin Avrupa Birliği standartlarını ve hukuk mevzuatını kabul edip üstlenmeye yönelik neleri yapması gerektiği belirtilmektedir. Bu bağlamda, siyasal, ekonomik ve hukuksal alanda çeşitli öncelikler vurgulanmaktadır258

.

Katılım ortaklığının amacı Avrupa Birliği üyeliği yolunda Türkiye’nin kaydettiği gelişmeler hakkında komisyonun 2000 yılı ilerleme raporunda saptanan, ileriye yönelik çalışmaların öncelikli alanlarını bu önceliklerin uygulanmasında Türkiye’ye sağlanacak mali imkânları ve bu yardıma ilişkin koşulları tek bir çerçeve altında toplamaktır. Türkiye’nin katılım ortaklığı temelinde Avrupa Birliği mevzuatına uyuma ilişkin “Ulusal Programı” hazırlaması gerekmektedir. Ulusal program katılım ortaklığının ayrılmaz bir parçası olmamakla birlikte belgenin kapsadığı öncelikler katılım ortaklığına uygun olmalıdır259

.

Katılım Ortaklığı Belgesi Türkiye’nin üyelik hazırlıkları için gerekli öncelikleri öngörmektedir. Türkiye ilerleme raporunda yer alan tüm konulara eğilmek durumundadır.

Katılım Ortaklığı Belgesine göre Türkiye’nin Avrupa Birliği müktesebatına yasal uyumu ve uygulamasına ilişkin yükümlülüklerini yerine getirmesi

256 Can, “Anayasa DeğiĢiklikleri...”, s. 526

257 Şaban Çalış, Türkiye Avrupa Birliği ĠliĢkileri: Kimlik ArayıĢı, Politik Aktörler ve DeğiĢim, Nobel Yayınevi, Yayın No: 320, Birinci Basım, Ankara, 2001, s. 343.

258 Canbolat, a.g.e., s.285

259 “Katılım Ortaklığı Belgesinin Gayri Resmi Tercümesi”, http://www.mfa.gov.tr/

gerekmektedir. Başka bir ifadeyle; sadece kanunların çıkarılması ve bu düzenlemelerin iç hukuka dâhil edilmesi yeterli görülmemekte bu kanunların Avrupa Birliği standartlarında uygulanması ve güvence altına alınması gerekmektedir260

. Katılım Ortaklığı Belgesinin ana hatları katılım müzakerelerine başlayabilmek için bir “ön koşul” oluşturmakta ve Kopenhag Kriterlerine uygunluğu hedefleyen bir dizi siyasal, hukuksal ve ekonomik reform ya da değişikliği gerçekleştirmeyi temel aldığı görülmektedir.

Siyasal alanda Kopenhag Kriterleri’nin yerine getirilmesine yönelik reformlardan bahsedilmektedir. Örneğin düşünceyi açıklama, toplantı yapma ve din özgürlüğünün anayasal güvence altına alınması ile ölüm cezasının kaldırılması ve işkence uygulamasına son verilmesi, ayrıca, hangi kökenden olduğuna bakılmaksızın bütün yurttaşların kültürel haklarının garanti edilmesi gibi konularda yeni yasal düzenleme talep edilmiştir261

.

Siyasi kriterler, tüm Avrupa ülkelerinin paylaştığı ortak demokratik değerleri temsil etmekte ve bundan dolayı da ekonomik ve diğer kriterlerinin aksine katılım müzakerelerinin başlayabilmesi için bir ön koşul oluşturmaktadır262

.

Tüm aday ülkeler için siyasal kriterler listesi farklıdır. Bir aday ülke için önkoşul olan kriter başka bir ülke için olmayabilmektedir.

Türkiye’nin adaylığına ilişkin, Katılım Ortaklığı Belgesi’nde Türkiye’nin yerine getirmesi gereken reformlar önceliklerine göre sıralanmıştır263

. Bu öncelikler Katılım Ortaklığı Belgesinin 4.1. sayılı paragrafın “Genişletilmiş Siyasi Diyalog ve Siyasi Kriterler” (2001) ve 4.2. sayılı paragrafın “Genişletilmiş Siyasi Diyalog ve Siyasi Kriterler” (2004) bölümlerinde sıralanmıştır.

260 “Katılım Ortaklığı Belgesi”, http://www.abgs.gov.tr/Turk-%20AB/katilimortakligib.htm, (Erişim Tarihi:11.10.2002)

261 Canbolat, a.g.e., s. 285 262 “TUSĠAD Rapor”

3.2.2. Katılım Ortaklığı Belgesi ve DüĢünce Özgürlüğü

Düşünce özgürlüğü açısından yapılması istenen reformlar Katılım Ortaklığı Belgesinin Siyasi Kriterler bölümünde yer almaktadır. Düşünce özgürlüğü ile ilgili olarak;

Kısa vadede,

“Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 10. maddesi ile uyumlu olarak düşünce özgürlüğü ile ilgili hukuki ve anayasal garantilerin güçlendirilmesi. Şiddet yanlısı olmayan görüşleri dile getirmekten hüküm giymiş kişilerin durumuna eğilinmesi”264

. Orta vadede,

“Tüm bireylerin, herhangi bir ayırım yapılmaksızın ve dil, ırk, renk, cinsiyet siyasi görüş felsefi inançlarına bakılmaksızın tüm insan hakları ve temel özgürlüklerinden tam olarak yararlandırılmasının temini. Düşünce, vicdan ve din özgürlüğünden yararlanma koşullarının daha da geliştirilmesi.” istenmiştir.

Türk Anayasası ile ilgili yasaların Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinde belirtildiği şekilde Türk Vatandaşlarının hak ve özgürlükleri garanti altına alınacak şekilde gözden geçirilmesi; bu gibi yasa ve reformların uygulanmasının Avrupa Birliğine uyumunun sağlanması Türkiye’nin gerçekleştirmesi gereken öncelikleridir. Kısaca Katılım Ortaklığı Belgesi Türkiye’nin yerine getirmesi gereken reformları içeren bir belgedir. Düşünce özgürlüğü açısından da “kısa ve orta vadede” Türkiye’nin iç hukukunda yapması gereken iyileştirmeler için bir yol haritasıdır.

Benzer Belgeler