• Sonuç bulunamadı

2.6. LİTERATÜR ÖZETİ

2.6.3. Katılım Bankaları Olarak Yapılan Çalışmalar

Yudistira (2004) çalışmasında, 1997-2000 yılları arasındaki dönemde 12 ülkeden (Bahreyn, Kuveyt, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri, Endonezya, Malezya, Cezayir, Gambiya, Sudan, Mısır, Ürdün, Yemen) 18 adet katılım bankasının performansı değerlendirilmiştir. Çalışmada, parametrik olmayan yöntem olan Veri Zarflama Analizinden yararlanılarak, teknik etkinlik, saf teknik etkinlik ve ölçek etkinlikleri hesaplanmıştır.

Katılım finans sistemi ilkesi doğrultusunda girdi ve çıktılar seçilirken aracılık yaklaşımı baz alınmıştır. Seçilen girdiler: toplam kredi, diğer gelirler, likit değerler; çıktılar ise: personel giderleri, sabit varlıklar, toplam mevduattır.

Elde edilen genel etkinlik sonuçlarına göre, küçük ve orta ölçekli katılım bankaları için negatif görünümlü ölçümler tespit edilmiştir. Bu nedenle bu ölçekteki bankalar için birleşme ve satın almalar (M&A) teşvik edilmektedir. Yine de, 18 adet katılım bankasının sadece yüzde

10 civarında etkinsizliği tespit edilmiş olup diğer konvansiyonel (geleneksel) bankalarla kıyasladığında oldukça düşük bir orana denk gelmektedir. 1998-1999 yılları arasında küresel krizden etkilenen katılım bankaları bu zor dönemden sonra toparlanarak iyi bir performans göstermiştir. Ayrıca küresel finansal istikrara önemli ölçüde katkı sağladığı ve finansal sistemlerin katılım bankalarına olan bağımlılığını artırdığı anlaşılmıştır.

Sufian (2007) çalışmasında, 2001-2005 yılları arasında Malezya’da bulunan toplam 17 yerli ve yabancı katılım bankasının etkinliği incelenmiştir. Veri Zarflama Analizi yöntemi kullanılmış olup etkinlik analizi; teknik, saf teknik ve ölçek etkinliği modellerinden yararlanılarak yapılmıştır. Ayrıca aracılık yaklaşımı ile birlikte üretim yaklaşımı da dikkate alınmıştır. Katılım bankaları üzerindeki risk faktörünü incelemek amacıyla yapılan çalışmada kullanılan girdiler:

toplam mevduat, takipteki krediler, çıktılar ise: toplam krediler ve menkul değerlerdir.

Elde edilen bulgulara göre, Malezya katılım bankacılığı sektöründeki saf teknik etkinlik ölçümünün, ölçek etkinliğine kıyasla daha baskın olduğu ve sektördeki yabancı bankaların, yerli bankalara göre teknik etkinlik açıdan daha yüksek seviyede olduğu görülmüştür. Malezya katılım bankaları üzerinde hangi risk faktörünün etkili olabileceği sorusunun cevabı aranmış ve sonuç olarak karmaşık bir etkinin ortaya çıktığı tespit edilmiştir. Aynı zamanda risk faktörleri göz önüne alınmadığı takdirde etkinlik sonuçlarının ölçek ve saf teknik ölçeklerine göre daha yüksek çıkacağı sonucuna varılmıştır.

Al-Khasawneh ve diğ. (2012) çalışmasında, Kuzey Afrika’nın 5 ülkesinde bulunan (Tunus, Cezayir, Fas, Mısır ve Sudan) katılım bankaları ve geleneksel (konvansiyonel) bankaların 2000-2011 dönemleri arası maliyet, gelir, kârlılık ve süper etkinlik değerleri karşılaştırılmıştır. Bu doğrultuda parametrik olmayan Veri Zarflama Analizi (DEA) yönteminden yararlanılarak 55 geleneksel ve 14 katılım bankası olmak üzere toplamda 69 banka örneği üzerinden analiz yapılmıştır.

11 yılı kapsayan veriler bankaların veritabanından elde edilmiştir.

Yapılan çalışmada Sudan yalnızca katılım bankaları; Fas geleneksel bankalar; Tunus, Cezayir, Mısır ise hem geleneksel bankalar hem de katılım bankaları olarak değerlendirilmeye alınmıştır. Kullanılan girdiler: personel giderleri, sabit varlıklar, borç verilebilir fonlar (toplam vadeli ve vadesiz mevduat); çıktılar ise: net kredi ve diğer varlıklardır (özel sektörlere kredi, bankalar arası kredi, yatırım senetleri).

Elde edilen sonuçlara göre, maliyet etkinliği açısından, bu ülkelerde bulunan geleneksel bankalar ve katılım bankalarının etkinlik skorları birbirlerine yakın çıkmaktadır. Fakat az da olsa geleneksel bankaların küçük bir avantaja sahip olduğu söylenebilir. Gelir etkinliği açısından geleneksel bankaların açık üstünlüğü bulunmaktadır. Süper etkinlik sonuçları ise maliyet etkinliği sonuçlarına benzemektedir. Genel olarak bakıldığında, finansal sistem içersinde Tunus, Cezayir ve Mısır ülkelerine ait geleneksel bankalarla katılım bankalarının Sudan’daki

katılım bankalarına kıyasla daha iyi performans sergilediği görülmektedir.

Er ve Uysal (2012) çalışmasında, 2005-2010 yılları arası Türkiye’de bulunan 24 geleneksel banka ve 4 katılım bankası ele alınmıştır.

Sermaye yapılarına göre Veri Zarflama Analizi yöntemi ile CCR (ölçeğe göre sabit getiri varsayımı altında) ve BCC (ölçeğe göre değişken getiri varsayımı altında) metotlarından yararlanılarak karşılaştırmalı etkinlik analizi yapılmıştır.

Üretim yaklaşımına göre seçilen bu değişkenlerden girdi olarak:

personel sayısı, sermaye, toplam aktifler kullanılırken çıktı olarak:

toplam mevduat/toplam fonlar, toplam kredi/kullandırılan fonlar, net kâr kullanılmıştır. Üretim yaklaşımı için genellikle bankalar, personel sayısı, sermaye, demirbaşlar, şube sayısı, öz kaynak gibi girdi bileşenleri; krediler, mevduat, menkul değerler ve benzeri bilanço kalemleri için ise çıktı bileşenleri tercih edilmiştir.

Elde edilen sonuçlara göre, geleneksel bankalar hem kendi içinde kamu, özel ve yabancı sermayeli olarak hem de katılım bankalarına kıyasla gruplara ayrılarak etkinlik skoları çıkarılmış olup etkin olmayan birimlerin muhtemel potansiyel iyileştirmeleri üzerine yorumlar yapılmıştır. CCR modeline göre 13 geleneksel banka ve 2 katılım bankasının, BCC modeline göre 8 geleneksel banka ve 1 katılım bankasının etkin olmadığı tespit edilmiştir. Genel olarak toplam etkinlik değerlerine göre, bu dönemler boyunca katılım bankalarının geleneksel bankalara göre daha etkin olduğu görülmektedir. Ticari bankaların ortalama etkinlik skorlarının düşük

olmasının nedeni özel sermayeli banka gruplarının etkinlik sonuçlarına bağlanabilir.

Said Ali (2012) çalışmasında, 2006-2009 yılları arası Orta Doğu ve Kuzey Afrika Bölgesine (MENA) ait seçilmiş bazı katılım bankalarının performansını ve bazı risk faktörlerinin ortaya çıkan verimliliğe nasıl bir etki oluşturduğunu tespit etmek amacıyla yapılmıştır. Yöntem olarak, Veri Zarflama Analizi (DEA) kullanılmış olup finansal oranlar aracılığıyla kredi riski, likidite riski ve operasyonel risk analiz edilmiştir. Bu finansal oranlar; kredi riski için toplam borçların toplam varlıklara oranı, likidite riski için öz kaynakların toplam varlıklara oranı ve operasyonel risk için vergi öncesi net kârın toplam varlıklara oranı şeklindedir. Bu modelin girdileri: işgücü maliyeti, sabit varlıklar ve toplam mevduat iken modelin çıktıları: toplam kredi, paraya kolay çevrilebilir değerler ve diğer gelirlerdir.

Yapılan çalışmada ortaya bazı hipotezler konulmuş olup bunlar aşağıda sıralanmıştır.

H1o: Orta Doğu ve Kuzey Afrika Bölgesine (MENA) ait katılım bankalarında kredi riski ve etkinlik arasında herhangi bir ilişki yoktur.

H1a: Orta Doğu ve Kuzey Afrika Bölgesine (MENA) ait katılım bankalarında kredi riski ve etkinlik arasında bir ilişki vardır.

H2o: Orta Doğu ve Kuzey Afrika Bölgesine (MENA) ait katılım bankalarında likidite riski ve etkinlik arasında herhangi bir ilişki yoktur.

H2a: Orta Doğu ve Kuzey Afrika Bölgesine (MENA) ait katılım bankalarında likidite riski ve etkinlik arasında bir ilişki vardır.

H3o: Orta Doğu ve Kuzey Afrika Bölgesine (MENA) ait katılım bankalarında operasyonel risk ve etkinlik arasında herhangi bir ilişki yoktur.

H3a: Orta Doğu ve Kuzey Afrika Bölgesine (MENA) ait katılım bankalarında operasyonel risk ve etkinlik arasında bir ilişki vardır.

Ortaya konulan bu hipotez sonuçlarına göre, kredi riski ile etkinlik arasında olumsuz bir ilişkinin olduğu tespit edilmiş olup operasyonel riskte böyle bir etkinin olmadığı görülmüştür. Likidite riski ile etkinlik arasında ise önemli derecede bir ilişkinin olmadığı gözlemlenmiştir.

Ayrıca etkinlik ile risk arasında ortaya konulan bu riskler dışında başka faktörlerin de etkili olabileceği söylenebilir.

2.6.4. Katılım Bankalarının Şubeleri Üzerine Yapılan