• Sonuç bulunamadı

Kastamonu’da Halk Bilimi Çalışmaları Tarihi

1.2. Türkiye’de Halk Bilimi Çalışmaları Tarihi

1.2.1. Kastamonu’da Halk Bilimi Çalışmaları Tarihi

Kastamonu, işgale uğramamış bir yerleşim yeridir. Ayrıca 1940-1950’li yıllardan itibaren Kastamonu’dan başta İstanbul olmak üzere büyük kentlere yatay göç hareketliliği yaşansa da Kastamonu diğer bölgelerden çok fazla göç almamıştır. İlin coğrafî olarak “kapalı” bir bölge olması ulaşımı zorlaştırmış, diğer bölgeler ve illerle etkileşimini azaltmıştır. Diğer bölgelere göre Kastamonu’da sanayileşmenin daha az olması da kültürel değişimin seyrninde etkilidir. Bu gibi sebeplerle Kastamonu değişimin yavaş yaşandığı dolayısıyla kültürel birikimini bugüne taşıyabilmiş bir bölgedir.

Ülkemizde halk bilimi çalışmalarının başlangıcı 1913 yılı olarak kabul edilir. Ziya Gökalp “Halka Doğru” dergisinde kaleme aldığı “Halk Medeniyeti-I” adlı yazısında folklor terimine karşılık olarak “Halkiyat” terimini kullanmıştır. Bu yazıyı halk biliminin ne olduğunu anlatma ve açıklamaya çalışan diğer yazılar takip etmiştir. Fakat Cumhuriyet Dönemi’ne kadar halk bilimi çalışmaları kişisel ve dağınık durumdadır.

1927 yılında Ankara’da “Anadolu Halkbilgisi Derneği” adı altında kurulup 1928’de “Türk Halk Bilgisi Derneği” adını alan dernek, halk bilimi çalışmalarını başlatan ilk kuruluştur.

Halk bilimi araştırmalarını faaliyet alanı içine alan diğer kurumlar ise 1912 yılında kurulup 1931 yılına kadar varlığını sürdüren Türk Ocakları ve 1932 yılında Türk Ocaklarının kapanmasından yaklaşık on ay sonra kurulan Halkevleridir. Bu kurumlar çeşitli vilayetlerdeki şubeleriyle taşra illerinde kültürün araştırılması konusundaki çalışmalarıyla halk bilimine önemli katkılarda bulunmuşlardır. Kastamonu’da da halk bilimi çalışmaları bu öncü kuruluşların çalışmalarıyla birlikte ortaya çıkmıştır. Ata Erdoğdu’nun bu konudaki görüşleri şöyledir:

Kastamonu’daki folklor çalışmaları da Türkiye’deki gelişmelerle paralellik gösterir. Kastamonu’da yayınlanan Ilgas Mecmuası (1936 Halkevi Yayını) Ülkü Mecmuası, Ecevit Dergisi, Açıksöz, Doğrusöz, Yeni Görüş gazeteleri, daha sonraları Yenises, Yeni Kastamonu gazetelerinin konuya ilişkin yazılarının yanında 1930-1940 yılları da Halkevinin çalışmaları olmuştur. Kastamonu Lisesinin de örnek çalışmaları olmuştur.

Lisede kurulan Hars Derneği’nin çalışmaları, çıkartılan dergi ile çevreye duyurulmaya çalışılmıştır (Erdoğdu, 2018, s.23-24).

Kastamonu halk biliminin tarihsel gelişim süreci içinde Kastamonu Halkevi ve Türk Ocaklarının çalışmaları önemli rol oynamıştır. Türk Ocakları 1912 yılında resmî anlamda kurulmuştur. Fakat Türk Ocaklarının tarihsel arka planını oluşturan, kurulmasına öncülük eden bazı dernekler vardır. Arzu Öztürkmen bu dernekleri şu şekilde açıklamıştır:

1908 Devrimini takip eden dönemde, toplum için yeni kurumlaşma biçimleri aramaya başlayan Osmanlı-Türk aydınları daha çok kültürel araştırmalara yönelik bir dizi Türkçü dernek kurdular. Bu kurumlar arasında Türk Ocakları en etkili olanıydı. Yine de “Türk Derneği” veya “Türk Yurdu Cemiyeti” gibi Türk Ocaklarından önce kurulmuş olan birkaç kurumu, özellikle folklor araştırmalarını faaliyet alanı içine alan ilk kurumlar olarak saymak gerekir (Öztürkmen, 2009, s.44).

Mehmet Serhat Yılmaz ve Erdoğan Ersoy (2012, s.35), Kastamonu Türk Ocağının kuruluşunu “1923 yılında hızlı bir teşkilatlanma sürecine giren Türk Ocakları bu yılın sonuna kadar altmışa yakın şube açmayı başarmıştır. Bu şubelerden birisi de Türk Ocağı Kastamonu şubesidir. Kastamonu Türk Ocağı 5 Aralık 1923’te kurulmuştur.” şeklinde ifade etmiş ve çalışmalarını şu şekilde açıklamışlardır:

Türk Ocakları milliyetçi bakış açısıyla dil ve kültürün korunmasını kendine amaç edinmiş ve aynı zamanda bu yönde faaliyet gösteren kurum ve kuruluşlara olan desteğini hiçbir zaman esirgememiştir. Bu amaçla Anadolu’da halk ezgilerini toplamakta olan konservatuvar ekibini Türk Ocağında misafir etmiştir. Konservatuvar ekibi 10 Temmuz 1928’de Kastamonu’ya gelmiş ve 11 Temmuz akşamı Türk Ocağı’nda şarkı ve türküleri dinleyeceği Açıksöz gazetesine verilen ilanda belirtilmiştir. 11 Temmuz 1928 günü akşamı saat dokuzda gerçekleştirilen toplantıda halk türküleri ve şarkılarını en iyi surette çalanlardan oluşan bir heyet bulunmuş ve iki saz, bir bağlama ve bir de keman eşliğinde çalınan şarkı ve türkülerin Kastamonu’ya ait olduğu ve bu konuda hiçbir dış tesirin mevcut olmadığı tespit edilmiştir. Ayrıca heyet tarafından Kastamonu şarkılarının çok büyük bir öneme sahip olduğu vurgulandıktan sonra çalınan bu şarkı ve türkülerden oluşan bir defterin Kastamonu adına yayınlanacağı vaadinde bulunulmuştur (Yılmaz ve Ersoy, 2012, s.61).

Kastamonu Türk Ocağı ilde yaşanan gelişmelere de kayıtsız kalmamış, millî kültür değerleri ve yerel kültür unsurlarının korunmasına özen göstermiştir. Bu bakımdan ilde halk bilimi çalışmaları konusunda yaşanan gelişmelere de müdahil olmuştur.

Yöresel kültüre sahip çıkma konusunda ilk girişim Sepetçioğlu müzik ve oyunu konusunda olmuştur. Sepetçioğlu müzik ve oyununun 1450 liraya Talât Mümtaz Bey tarafından “Sahibinin Sesi” kumpanyasına satıldığı haberinin Güzel İnebolu gazetesinden öğrenilmesinin ardından Kastamonu Türk Ocağı haberin alındığı günün gecesi olağanüstü bir toplantı gerçekleştirilmiş ve bu konuda Ocak olarak sergilenecek tutum müzakere edilmiştir. 1 Temmuz 1928’de gerçekleştirilen toplantı neticesinde

Açıksöz gazetesi başta olmak üzere diğer gazetelere bir protesto yazısı gönderilmiştir. (Yılmaz ve Ersoy, 2012, s.59).

Halkevleri ise 1932 yılında Atatürk’ün direktifleri doğrultusunda kurulmuş, halk kültürüne yönelik çalışmalar yapmıştır. Hemen her ilde şubesi olan ve o şubelerin çıkardığı dergilerle halk bilimi araştırmalarına katkı sağlayan Halkevleri, Türk Dil Kurumu ile işbirliği hâlinde dil örneklerini, atasözlerini ve halk masallarını derlemiştir. Bunun yanında derleme çalışmaları çerçevesinde çeşitli halk türküleri ve halk oyunları derlemesi de yapmıştır.

Türk toplumunun önemli bir yaygın eğitim deneyimi olarak hayata geçirilen Halkevlerinden birisi olan Kastamonu Halkevi 24 Haziran 1932 tarihinde açılmıştır (Türkmen, 2014, s.110).

Halkevlerinin dil ve edebiyat, güzel sanatlar, temsil, spor, sosyal yardım, tarih ve müze, kütüphane ve yayın, halk dershaneleri ve kurslar ile köycülük şubelerinin çalışmalarıyla faaliyetlerini sürdürdüğü görülür.

Halk bilimi ve halk edebiyatına yönelik çalışmalar “Dil ve Edebiyat Şubesi”nin görevleri arasında sayılmıştır. Halkevlerinin aslî görevlerinden birisi de Türk dilini korumaktır. Bu görevin ne şekilde yerine getirileceği halkevleri talimatnamesinde şu şekilde belirtilmiştir:

1-Eski Türkçe eserlerdeki öz Türkçe söz ve tabirleri derlemek.

2-Halk dilinde yaşayıp yazı dilinde kullanılmayan Türkçe söz ve tabirler ile folklor mahsullerini toplamak.

3-Eski Türkçe ve Halk Türkçesinin gramer ve şive hususiyetlerini araştırmak.

Derlenecek malzeme ve yapılacak araştırmalar monografiler ve lûgatçeler hâlinde neşredilir (C.H.P Halkevleri Çalışma Talimatnamesi, 1940, s.5-6).

“Dil-Tarih ve Edebiyat Şubesi” kuruluş sürecinden itibaren Kastamonu Halkevinin de en etkin şubelerindendir (Türkmen, 2014). Bu şubenin çalışmaları sonucu yayımlanmış eserler, günümüzde Kastamonu ağız çalışmaları ve halk edebiyatı alanında çalışma yapacak araştırmacılara kaynak niteliğindedir.

Türk Dili Tetkik Cemiyeti Genel Merkez Heyeti, bugünkü konuşma ve yazı dilinde kullanılan Arapça ve Farsça kelimelerin Türkçe karşılıklarını en kısa yoldan ve en az zamanda bulmak için anket düzenlemiştir. Bu anket için Şemsettin Sami Bey’in Kâmûs- i Türkî adlı lûgat’ı temel alınmıştır. Bu anketten üç ay içerisinde sonuç alınması hedeflenmiştir. Anketin başarıya ulaşabilmesi amacıyla radyo ve gazetelerden yardım

talebinde bulunulmuştur. Kastamonu Halkevlerinde bu konuda özveride bulunacaktır. Karışıklığa meydan vermemek için ankette yer alacak kelimeler gazetenin aynı sayfasında yer bulacaktır. Hazırlıklar tamamlandıktan sonra ilk kelime anketi 12 Mart 1933 yılında tamamlanmıştır (Kastamonu Gazetesi, 9-12 Mart 1933:1’den aktaran Türkmen, 2014: 122).

Türk Dili Tetkik Cemiyeti ve Halkevlerinin ortaklaşa çalışmaları neticesinde Kastamonu yerel basınında, Osmanlıcada Türkçeye karşılıklar anketi toplam 92 listede yayınlanmıştır. Şube 1934 yılına gelindiğinde “Kastamonu Tarihi” adlı bir eserin çalışmalarına devam etmiş il çevresinde tarihi araştırmalarda folklor tetkiklerinde bulunmuştur. Ayrıca bu tarihte “Kastamonu Şairleri” adlı bir eser hazırlanmış ve bastırılmasına karar verilmiştir. Bunun yanında 1000’den fazla atasözü ve mâniler toplanmış bunlar tasnif edilmiştir Şube dil hususunun önemini yaptığı araştırmalar ışığında il gazetesinde neşriyatta bulunmak suretiyle halkla paylaşma yoluna gitmiştir (Halkevleri 1934 Senesi Hülâsaları, 1935,66-67’den aktaran Türkmen, 2014:123).

Bunun yanında “Dil-Tarih ve Edebiyat Şubesi” çalışma ve fikirlerini halka anlatmak amacıyla konferanslar düzenlemiştir. Bunlardan birisi de 19 II. Kanun 1937 tarihinde Vali Avni Doğan tarafından verilen “Halk Mûsikîsi ve Halk Edebiyatı” adlı konferanstır.

Kastamonu Halkevi’nin “Kütüphane ve Yayın Şubesi” ise kütüphanecilik görevinin yanında yayın faaliyetleri konusunda da çalışmalar yapmıştır. Halkevi üyelerinin ilin tarihi ve halk bilimine ilişkin araştırmalarını yayına dönüştürme suretiyle hem ilin hem tarihi aydınlatılmış hem de yeniden inşa edilen Türk kültürünün önemli bir unsurunu teşkil eden halk arasında kuşaktan kuşağa aktarılan sözlü halk bilimi malzemesinin kayıt altına alınmasına çalışmışlardır (Tablo 1.1.) (Türkmen, 2014).

Tablo 1.1. Kastamonu Halkevinin halk bilimi ile ilgili yayınları

Yazar Eser Adı Yayın Yılı

Talat Mümtaz Yaman Kastamonulu Âşık Kemâli 1935

Talat Mümtaz Yaman Kastamonu’da Toplanmış Maniler 1935

İhsan Ozanoğlu Atatürk Devrimi Destanı 1938

İhsan Ozanoğlu-Nasıh Güngör Kastamonu Bilmeceleri 1938

İhsan Ozanoğlu-Nasıh Güngör Âşık Edebiyatı Methal 1940

Nasıh Güngör Kastamonu Ninnileri 1945

Kastamonu Halkevinin yanın organı olan “Ilgas Dergisi” de Kastamonu halk bilimi hakkında önemli yazılar içermektedir (Tablo 1.2.).

1936 yılında yayım hayatına başlayan Ilgas dergisi, Nisan 1936 ile Ağustos 1936 tarihleri arasında, Kastamonu Halkevi’nin aylık yayın organı olarak faaliyet göstermiştir. Dergi, toplam beş sayı olarak çıkarılabilmiştir. Yazı işleri müdürlüğünü Vasfi Mahir Kocatürk’ün üstlendiği derginin basımı, ilimizde, İl Basımevi’nde

yapılmıştır. Her sayısı 16 sayfadan meydana gelen ve 35 cm. boyunda olan derginin abonelik bedeli, yıllık 120 kuruştur. Derginin isminin altında “Kastamonu Halkevinin Aylık Kültür Dergisi” ibaresi yer almaktadır (Yıldız, 2003, s. 227).

Tablo 1.2. Ilgas Dergisi’nde yayımlanan Kastamonu halk bilimine ilişkin yazılar

Sayı Yazar Konu Sayfa

2 Talat Mümtaz Yaman Feyzi Hayatı ve Eserleri 11-15

3 M. Nasıh Güngör Kastamonu Havalisinde Kullanılan

Bilmeceler 9-11

4 Sabri Gültekin Tümkor Taşköprü Halkının İnanışlarından

Leyleklerin Gelişi 12

4 M. Nasıh Güngör Kastamonu Havalisinde Kullanılan

Bilmeceler 14-16

5 M. Nasıh Güngör Kastamonu Havalisinde Kullanılan

Bilmeceler 13-16

1951 yılında Halkevlerinin kapanmasıyla birlikte Kastamonu’da halk bilimi ve etnografya alanında yayımlanan eserlerin sayısında da bir azalma olduğu görülmektedir. Bu azalmaya paralel olarak halk bilimi çalışmaları tekrar kişisel ve dağınık bir hâl almıştır.

İhsan Ozanoğlu’nun Kastamonu halk bilimine ilişkin derlemeleri bu dönemdeki kurumsal anlamda oluşan boşluğu kapatmak adına önemlidir. Gazetecilik, şairlik, din adamlığı, âşıklık gibi çok yönlü bir kimliğe sahip olan İhsan Ozanoğlu’nun öne çıkan yönü halk bilimi araştırmacılığıdır. Kastamonu’nun çeşitli köylerinde öğretmenlik yapan Ozanoğlu, 1946 yılında İl Halk Kütüphanesi Müdürü olarak atanmış, on yedi yıl süren görevinden 1963 yılında emekli olmuştur. Kütüphane müdürü olarak görev yaptığı bu süre zarfında öğretmenlik yıllarında yaptığı derlemelerinden de faydalanarak Kastamonu halk biliminin çeşitli konularında, vefatından kısa bir süre öncesine kadar birçok çalışma ortaya koyan İhsan Ozanoğlu’nun bu çalışmalarının çok azı basılı hâldedir. Ata Erdoğdu bu durumu şöyle özetler:

İhsan Ozanoğlu, Kastamonu yöresine ait türkülerin ve halk müziği ezgilerinin TRT ve Devlet Konservatuarları arşiv ve repertuarına kazandırılması konusunda “kaynak kişi” sıfatıyla emek vermiştir. Bu suretle yörenin kendine özgü folklorik ve kültürel değerleri olan bu müzik eserlerinin unutulmasını ve kaybolmasını da önlemiştir. Adı geçen kurumların arşivlerinde mevcut Kastamonu türkülerinin birçoğu İhsan Ozanoğlu’ndan derlenmiştir (Erdoğdu, 2018, s.504).

Kastamonu’da devlet eliyle derleme çalışmaları da düzenlenmiştir. 1966 yılında MEB Kültür Müsteşarlığı bünyesinde halk biliminin çeşitli dallarında çalışmalar yapmak ve millî bir halk bilimi arşivi oluşturmak amacıyla kurulan Millî Folklor Enstitüsü halk bilimi alanında hizmet veren resmî bir kuruluş olarak Kastamonu’da çalışmalar yapmıştır.

1978 yılında Folklor Araştırma Dairesince yapılan çalışmaların yanında 1982 yılında Kastamonu Valiliği tarafından oluşturulan derleme gezisinde Daday, Azdavay, Cide, İnebolu ve Küre’de derlemeler yapılmıştır. 18-26 Nisan 1985 tarihleri arasında yine aynı daire tarafından Daday, Azdavay, İnebolu, Küre, Devrekâni, Merkez ilçe ve Tosya’da çalışmalar yapılmıştır (Erdoğdu, 2008).

Kastamonulu halk bilimciler hem kaynak kişi ve derleyici olarak hem de yayımladıkları eserlerle Kastamonu’ya hizmet etmişlerdir. Gerek Millî Folklor Enstitüsünde bürokrat olarak gerekse halk bilimi araştırmacısı olarak Kastamonu’ya önemli hizmetleri olan isimlerden birisi de Nail Tan’dır. Eyüp Akman “Nail Tan’ın Kastamonu’ya Hizmetleri” adlı makalesinde bu hizmetler hakkında şunları söyler:

Kültür/Kültür ve Turizm Bakanlıklarında Millî Folklor Araştırma Dairesi Başkanı, Başmüşavir, Güzel Sanatlar Genel Md. Yrd., Halk Kültürlerini Araştırma ve Geliştirme Genel Müdürü olarak 1970-1998 yıllan arasında uzun süre yöneticilik yapmış olan Nail Tan, MİFAD Başkanlığı sırasında Kastamonu halk kültürü ürünlerinin derlenmesine çok önem verdi. 1975 yılında bir hafta İhsan Ozanoğlu'nu Ankara'ya getirterek 325 kadar ezgiyi çalıp söyletti. Ayrıca, el yazısı veya daktilo edilmiş 2000 sayfa kadar derlemesini satın alarak arşivlenmesini sağladı (Akman, 2011, s.75).

Muzaffer Sarısözen, Avni Özbenli, Mahir Dağlı (Karayılan), Mahir Tellaloğlu, Sarı Recep, Mümtaz Talat Yaman, Sabri Tümkor, M.Nasıh Güngör, Mahir Öğütçü, Ahmet Çakıroğlu, Hüseyin Sancaktar, Hakkı Bayraktar (Yorgansız Hakkı Çavuş), Orhan Dağlı, Mustafa Acar, Fazıl Bayraktar, Âşık Mümin Meydanî, Ahmet Gökoğlu gibi isimler Kastamonu halk bilimine derleyici veya icracı olarak hizmet eden diğer isimlerden bazılarıdır (Erdoğdu, 2008).

Günümüzde bazı üniversitelerin müstakil halk bilimi bölümleri vardır. Ayrıca Türk dili ve edebiyatı bölümlerinin halk edebiyatı bilim dallarında halk bilimi eğitimi verilmekte ve bilimsel çalışmalar yürütülmektedir. Üniversitelerin bu bölümlerinde öğrenim gören ve lisansüstü çalışmalar yapan öğrencilerin sayılarının artmasıyla

birlikte, halk bilimi çalışmalarında da bir artış olmuştur. Bu çalışmaların önemli bir kısmı da Kastamonu Üniversitesi tarafından yapılmıştır. 1992-1993 öğretim yılında Gazi Üniversitesi Rektörlüğüne bağlı eğitim fakültesine dönüştürülen ve “Kastamonu Eğitim Fakültesi” adını alan fakültede hazırlanan yüksek lisans tezi, bitirme tezi, dönemlik ödevler gibi çalışmalarla yürütülen halk bilimi çalışmaları, 2006 yılında Kastamonu Üniversitesinin bağımsız bir üniversite olarak kurulmasının ardından artarak devam etmektedir.

Kastamonu’da günümüzde halk bilimi çalışmaları amatör araştırmacıların uğraşları ve üniversite bünyesinde akademik anlamda devam etmektedir. Ayrıca Türkiye’nin çeşitli üniversitelerinde Kastamonu halk bilimini doğrudan veya disiplinlerarası anlayışla konu alan çalışmalar yapılmaktadır.

Benzer Belgeler