• Sonuç bulunamadı

1. BÖLÜM

2.4. Karma Süsleme

Karma süsleme geometrik ile bitkisel süslemenin üst üste bindirilmesinden oluşur. Bu kaynaşmada motifler kendi özelliklerini yitirmezler. Bir iç içe geçmişlik vardır., fakat hatlar kesin ve belirgindir. Bir başka karma tip ise, geometrik motifle, bitkisel motifin aynı yüzeyde yan yana konmasından kaynaklanan düzenlemedir. Bazen araya geniş bir friz, bazen de ince düz bir bant vardır.

Geometrik unsurlarla, bitkisel unsurların aynı şerit veya yüzey üzerinde birleştikleri örneklerden meydana gelen süslemeye, karma süsleme diyoruz. Bu birleşme, geometrik ve bitkisel örnekli iki ayrı şeridin üst üste konması; geometrik örnekli bir şeritte, örnekler arasına bitkisel unsurlar yerleştirilmesi veya bitkisel süslemenin geometrik bir karaktere bürünmesi şeklinde olabilmektedir. Tabakalaşma meydana getirilen karma örneklere, ilk devirden itibaren rastlıyoruz. Divriği Ulu Camii, Doğu taçkapısı, en dış şeridindeki örnekte, karmaşık bitkisel örneği baştan başa kateden ve şeridin iki kenarı arasında kavisli hatlar çizerek ilerleyen, çift yivli düz bir kaytan görüyoruz264 (Resim 8 ).

İslam sanatının süsleme karakterlerinden biri, belki de en önemlisi, yapı yüzeylerini doldurmuş olan geometrik bir çerçeve içerir, organik ve çerçeveyi aşan serbest uygulamalar görülür. Hiçbiri doğal çağrışımları aksettirmeyen düzenlemeler içerir. Bu doğu kaynaklı düzenlemeler soyutlamadır.265

Selçuk tezyinatının mutlak bağımsız bir çizgici anlayışa eriştiği, kolayca söylenemez. Çünkü bu tezyinat, parça parça friz, yada kapalı çerçeve gruplarının yine de yan yana üst üste eklendiği bir görünüştedir.266

Karma süsleme, farklı 2 veya 3 süsleme unsurunun iç içe yerleştirilmesinden oluşturulmuştur. Asıl unsur geometrik düzenleme içerisinde, bitkisel motiflerin

264 ÜNAL R. Hüseyin, Osmanlı Öncesi Anadolu –Türk mimarisinde Taçkapılar, E.Ü. Edebiyat

Fakültesi Yayınları No:14, İzmir, 1982,100 s.

265 KUBAN, Doğan; Divriği Mucizesi, YKY, İstanbul, 1999, 151 s.

266 TANSUĞ, Sezer; Karşıtı Aramak, Arkeoloji ve Sanat Tarihi Yayınları, İstanbul, 1983, 85 s.

Resim 8: “Karma süsleme, Divriği Ulu Camii Doğu kapısı”.

yerleştirilmesiyle yapılır. Bunlar girift oldukları gibi, geometrik ızgara içersinde aynı düzlem içerisinde yan yana belli sekmelerde birleşerek lokal olarak yerleştirilebilirler veya bitkisel motif içeride gezinir. Başka bir tanımla “Geometrik unsurlarla bitkisel unsurların aynı şerit veya yüzey üzerinde birleştikleri örneklerden meydana gelen süslemeye karma süsleme diyoruz. Bu birleşme, geometrik ve bitkisel örnekli iki ayrı şeridin üst üste konması; geometrik örnekli bir şeritte, örnekler arasına bitkisel unsurlar yerleştirilmesi veya bitkisel süslemenin geometrik bir karaktere bürünmesi ve onunla kaynaşması şeklinde olabilmektedir.267

Karma süslemeler üç tiptir. Geometrik ağırlıklı süsleme, bitkisel ağırlıklı süsleme ve iki bezemenin kaynaştığı süslemelerdir. En başarılı karma örnekler Divriği Ulu Camisi Doğu taçkapısının en dış şeridindeki örnekte, karmaşık bitkisel örneği baştan başa kat eden ve şeridin iki kenarı arasında kavisli hatlar çizerek ilerleyen, çift yivli blok görürüz. Buruciye Medresesi (Sivas) taçkapısında, ana şeridin üst kısmındaki örnekte, beş ve on kollu yıldızlardan oluşan geometrik şeritle birlikte, boşlukları dolduran bitkisel unsurlardan meydana gelen bir ikinci şerit vardır.

267 ÜNAL R. Hüseyin, Osmanlı Öncesi Anadolu –Türk Mimarisinde Taçkapılar, E.Ü. Edebiyat

Gök Medrese (Sivas) ve onun adeta bir kopyası olan Hatuniye Medresesi (Karaman) taçkapının en dışındaki şeritler de aynı şekilendirilmiştir.268

Gök Medrese taçkapı bordürleri geometrik ve bitkisel motiflerin kaynaşmasından meydana gelir. Farklı kodlarda dört bordür yer alır. En dışta yer alan 4. ve 3. bordür aynıdır. Kenarları basamaklı dörtgenler, tuğla süsleme ve kilim örneklerinde gördüğümüz türdendir.269

Gök Medresede geometrik motiflerin azlığı ve bitkisel motiflerlerle aynı oranda ve birlikte kullanılması ile de dikkat çekicidir.270

Sivas Gök Medrese pencere çerçevesini dolaşan karma süsleme örneğinde (Resim 9) görüleceği gibi geometrik bir ızgara içinde bitkisel süslemeler yer alır. Dış çerçeve ile bütünleşen geometrik düzen içerisinde bitkisel süslemeler farklı bir kod ile işlenmiştir.

Resim 9: “Karma Süsleme, Sivas Gök Medrese Pencere Çerçevesi”.

Sivas Çifte Minareli Medrese, taçkapı dış şeridinde geometrik unsurlar ağır basar. Bitkisel unsurlar, birbirine kurulmuş olmakla birlikte, ilk bakışta, geometrik örnekler arasındaki boşlukta duran formlar izlenimi vermektedir. Bitkisel süslemenin geometrik bir karaktere bürünmesi ve onunla kaynaşması örneklerine erken devirlerden itibaren rastlanır.

268 ÜNAL R. H; a.g.e.,100 s.

269 MÜLAYİM, Selçuk; Anadolu Türk Mimarisinde Geometrik Süslemeler (Selçuklu Çağı ), Kültür

ve Turizm Bakanlığı Yayınları, 1982, Ankara , 31 s.

Resim 10: “Karma Süsleme, Sivas Gök Medrese”.

“11. yüzyılda, Anadolu’da, mimari yüzeylerde karşımıza çıkan Selçuklu süslemeleri, 12. yüzyıl boyunca yapılarda uygulama alanı genişliyerek sürer. 13. yüzyılda ise kompozisyonlar en üst seviyelerine ulaşır. Geç dönem de sayabileceğimiz bu dönemde eksen sistemleri, ahenkli kaymalarla, hareketli bir görünüm kazanırken, elemanlarda bariz bir değişme göze çarpar. Çokgenlerin kenar sayısının artışı, içe ve dışa küçük kırılmalar yapmaları ve rozete benzer şekillerin ortaya çıkışı, natüralizme doğru bir eğilimin başlangıçlarıdır. Bu yüzyılın başlangıcında, geometrik motiflerle, bitki motiflerini, acemice karıştırmaya çalışan bir gayret, zamanla, yaygın, güçlü ve ısrarlı bir akım haline gelir. Geometrik ve bitkisel temalar, akışkan bir ortam içinde birbiriyle organik bağlar kurarken, bu kaynaşmadan yeni bir üslup doğar. Bazen geometrik ızgarayı oluşturan hatlar, kod farkı üstte, bazende bitkisel unsurlar geometrik ızgaraların üzerinde yer almaktadır”.271

Divriği Ulu Camii Batı taçkapısında, geometrik ve bitkisel süslemenin ayrı kullanıldığı örnekler bulunur ve daha kaynaşma görülmez. Burada yüzeye dik dizili düzgün kareler içerisinde ve aralarda palmet ve dört yapraklı çiçekler vardır (Resim 11).

Buruciye Medresesi, taçkapı yan şeritlerinde, rumiler incelip birbirine zincir halkaları halinde bağlanmakta ve bitkisel form geometrik bir forma dönüşmektedir. Oradaki başka bir ayrıntı; geniş yan frizleri kaplayan tezyinatın geometrik karakterinden, bitkisel karaktere dönüşmesi ve köşeli silmeye rağmen iki frizde tek

271 MÜLAYİM, Selçuk; Anadolu Türk Mimarisinde Geometrik Süslemeler (Selçuklu Çağı ), Kültür

bir yüzey meydana getirecek şekilde, hemen hemen aynı tezyinatın tekrarlanmış olmasıdır.272

Resim 11:”Karma Süsleme, Divriği Ulu Camii Batı Kapısı”.

İslam sanatının süsleme karakterlerinden biri, belki de en önemlisi yapı yüzeylerini doldurmuş olan geometrik bir çerçeve içerisinde, bitkisel organik ve çerçeveyi aşan serbest uygulamalar görülür.

Resim 12 : “Rozet, Karma Süsleme, Divriği Ulu Camii Şifahane Kapısı”.

Karma süslemelerin uygulandığı diğer alanlar rozetler ve kürelerdir. Buradaki düzenlemelerde bitkisel süslemeler geometrik ızgaranın altında veya içinde yer alır (Resim 12). Divriği Şifahane kapısındaki rozet örneğinde bitkisel motif serbest bir

272 TANSUĞ, Sezer; Karşıtı Aramak, Arkeoloji ve Sanat Tarihi Yayınları, İstanbul, 1983, 86 s.

dağılım gösterir. Kürelerde ise geomerik ızgaranın içine tek tek yerleştirilen gülbezekler dikkati çeker.

Divriği’nin üç taçkapısındaki dekoratif kurgularında, motifler, yüzeyden taşmakta ve serbest bir yüzey tasarımı izlenimi oluşturmaktadır. Boyutlardaki değişimler ve motiflerin uygulanışındaki titiz çalışma, bütün ele alındığında, kurgunun karma düzen içerisinde oluştuğu izlenimi vermektedir.

Geometrik desen, çok defa yardımcı başka elemanlarla birleştirilerek bütün yüzeyi kaplamıştır. Zaman zaman geometrik motifin birincil eleman olduğunu; çizgilerin aralarının bitkisel veya rumili kıvrımlar gibi farklı kökenli motiflerle doldurma görürüz. Bazen de tersine, geometrik desen, bitkisel motifler için dolgu olarak kullanılmıştır.273

3. BÖLÜM

ANADOLU SELÇUKLU DÖNEMİ YAPILARININ ÖZELLİKLERİ VE ÖRNEKLER

Anadolu'yu Türkleştirme çabası ve iç karışıklıklar yüzünden ilk devirde fazla eser veremeyen Selçukluların, 13. yüzyıla kadar büyük bir bayındırlık çabasına giriştikleri görülür. Ortaya çıkarılan yeni sanat türü ile Sultan I. Keykavus (1210- 1219), I. Alaaddin Keykubat (1219- 1237) ve II. Gıyaseddin Keykavus'un (1248- 1257) altın çağında çok sayıda ve anıtsal değerde yapıtlar yapılmış ve bu atılım 13. yüzyılın sonuna dek devam etmiştir.274

Benzer Belgeler