• Sonuç bulunamadı

Karar modeli genel ifadesi ile geleceğe dönük olarak seçim yapmayı gerektiren durumların değişken ve parametrelerle açıklanması, değişken ve parametrelerin aralarındaki ilişkilere göre amaca en uygun seçimin yapılmasını sağlayan semboller topluluğudur. Bu semboller topluluğu gerçek yaşamı temsil ettiği sürece modelin geçerliliği ve güvenilirliği artacaktır (Koçel,2007:78).

1.8.1. Rasyonellik

Karar vermede rasyonellik, seçeneklerin ve onların sonuçlarının eksiksiz bir analizine dayalı akılcı ve adım adım ilerleyen bir yaklaşımdır. Rasyonel model, köklerini klasik ekonomi kuramından alır ve karar vericinin bütün yaklaşımlarının rasyonel yani akılcı olması gerektiğini ileri sürmektedir (Can vd.,2006:384). Adam Smith’in zamanından beri bu varsayım; tüketici davranış ve teorilerinden ve mikro ekonomilerin, politik felsefelerin (kişiyi hür iradeli değer büyülten olarak görür) ve sosyal teorinin (kişiyi prestij, para ve güç peşinde koşan birisi olarak görür) merkezinde yer almıştır (Karahoca A ve Karahoca D,1998:157). Bu modele göre karar verici bir karar sorununa şu şekilde yaklaşır (Can vd., 2006: 385).

 Karar vericinin en üst düzeye çıkarmak ya da en alt düzeye indirmek istediği bir hedefi vardır. Bu hedef; kar, gelir, pazar payı, maliyet vb. olabilir.

 Karar verici, bütün seçenekleri ve onların sonuçlarını bilmektedir. Her bir seçenek ve onların risk derecesi ve belirsizliği ile ilgili tam bir bilgiye sahiptir.

 Karar verici dikkate aldığı seçenekleri tercih sıralamasına sokmada bir çeşit işlev kullanır. Bu işlevi karar verme sürecinin başlangıcında belirler.

 Karar verici tercih sıralama işlevini her bir seçeneğe uygular ve hedefi en üst düzeye çıkaracak seçeneği seçer.

1.8.2. Kısıtlı Rasyonellik Modeli

İnsanların günlük yaşamında veya iş yaşamında rasyonel karar verme modeli tam anlamıyla uygulanamamaktadır. Bu durum karar vericilerin yeterli olan tüm bilgilere sahip olamaması ve bunları tam olarak değerlendirememesinden kaynaklanmaktadır. Gerçek yaşamda rasyonel modelin öngördüğü bütün seçenekler ve olası sonuçları hakkında tam bir bilgiye sahip olunamayacağı ve karar vericinin çoğu kez yetersiz ve kısıtlı bilgi çerçevesinde seçim yapmak zorunda kalacağı açıktır (Can vd.,2006:385). Bu durum literatürde “Kısıtlı Rasyonellik” olarak tanımlanmaktadır (Ülgen ve Mirze,2004: 359).

1.8.3. Çöp Tenekesi Modeli

Rasyonelliği kuralsal yaklaşımları sürdürmeye yönelik yönetici girişimleri her zaman işe yaramayabilir. Yönetici her zaman rasyonel karar alma sürecini işletebileceği olaylarla karşı karşıya kalmayabilir. Bazen karmaşık örgütlerde kararlar sistematik olmayan yollardan verilir (Can vd., 2006:386). Bu model amaçların belirsiz, karmaşanın yüksek olduğu örgütlerde karar almayı kolaylaştırır (Başaran,2000;207). Çöp tenekesi modeline göre organizasyonlar mantıklı değildir. Karar alma büyük oranda tesadüfîdir ve çözümlerin, problemlerin rastlantısal ilişkili durumların cereyanı sonucu oluşur. Yani çözümler, problemlere tesadüfi nedenlerle bağlanır. Organizasyonlar problem arayan çözmelerle doludur ve karar alıcılar çalışacak iş aramaktadırlar (Karahoca A ve Karahoca D,1998:166). Bu model 4 öğe den oluşmaktadır (Can vd, 2006:386)

 Katılımcılar (ve onların çeşitli öncelikleri)  Çözülmesi gereken sorunlar

 Seçilmesi ve uygulanması gereken çözümler  Karar fırsatları

1.8.4. Sezgisel Model

Kanıtlanması gerekmeyen dolaysız, sezgiye dayalı bilgiye sezgisel bilgi denir. Örnek olarak; mantık ya da matematik önermeleri gibi zorunlu doğruların ahlak ilkelerini ve aksiyomların bilgisini verebiliriz. Sezgi, çeşitli biçimlerde şöyle tanımlanabilir (Can vd., 2006:392):

 Çabuk bir biçimde bir durumun olasılıklarını anlayıp kavrayabilme yeteneği,  Öğrenilmiş davranış dizisinin düzgün ve otomatik performansı,

 Alışkanlıktan doğan basit analizler ve kavramayla verilen çabuk tepkiler. Sezgi felsefede; çıkarım ya da gözlem, usa vurma ya da deney yoluyla elde edilemeyecek bilgileri edinme gücü olarak da tanımlanmaktadır. Bu bağlamda özgün ve bağımsız bir bilgi kaynağı olarak değerlendirilebilir (İmrek,2003:37). Bu tanımlar birkaç ortak varsayımı paylaşmaktadır. Bunlar; sezginin hızlı olduğu, sezginin farkında olunmayana bir süreç olduğu, sezginin öğrenilmiş bilgi kalıplarını içerdiği ve sezgilerin karar alma sürecinde olumlu bir rol oynadığıdır (Can vd.,2006:392).

1.8.5. Klasik Karar Verme Modeli

Klasik model, ekonomik varsayımlar üzerine kurulmuştur. Çünkü; tüm yöneticiler örgütleri için ekonomik olarak uygun ve ekonomik olarak en iyi getiriyi sağlayacak olan kararı vermek istemektedir. Bu varsayımlar:

 Yöneticiler, herkes tarafından bilinen ve üzerinde anlaşılan hedeflere ulaşmak için çalışmaktadırlar.

 Tüm yöneticiler, durumu netleştirmek için uğraşırlar. Tüm bilgiye ulaşmak ve tüm alternatifleri, getirilerini hesaplamak ister.

 Alternatiflerin değerlendirilmesinde kriterleri bellidir. Yönetici, ekonomik olarak getirisi en yüksek olan alternatifi seçer.

 Yöneticiler, rasyoneldir ve mantıklıdırlar 1.8.6. Politik Karar Verme Modeli

Politik model, şartların belirsiz, bilginin sınırlı, yöneticilerin hemfikir olamadığı, ani karar gerektiren durumlarda kullanılır. Birçok örgütsel karar, ortak bir amaca ulaşmak için farklı hedefleri olan unsurların birbiriyle konuşmalarını gerektirir. Karar

verici bu durumda koalisyon oluşturarak bir çok yöneticiyi karar verme sürecine dahil eder. Politik modelde dört temel girişim vardır (Daft,2003:280).

 Örgütler, farklı bilgi ve değerlere sahip grupları bir araya getirir.

 Bilgi belirsiz ve eksiktir. Rasyonel olma girişimi karşılıklı ve kısıtlamalar nedeniyle sınırlıdır.

 Yöneticilerin sorununun bütün boyutlarını tanımlamak ve tüm bilgileri kontrol etmek için yeterli zaman, kaynak ve zihinsel kapasitesi olmayabilir. Yöneticiler, belirsizliği ortadan kaldırmak ve bilgileri toplamak için birbiriyle görüşüp fikir alışverişinde bulurlar.

 Yöneticiler hedefi belirlemek, alternatifleri tartışmak için müzakerelerin avantaj ve dezavantajlarıyla karsılaşırlar. Kararlar, koalisyon üyelerin tartışma ve anlaşmaları sonucu alınır. Karar alma sürecindeki geçerli araştırmalar, istikrarlı çevredeki örgütler için rasyonel ve klasik modellerini uygun görürken, değişken, dinamik çevreye sahip örgütleri ise; yönetsel ve politik karar modellerle bağdaştırmışlardır.

Benzer Belgeler