• Sonuç bulunamadı

I. HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASI KURUMU

3. MUKAYESELİ HUKUK

4.3. Kararın Sonuçları

4.3.1. Kararın Hukuki Sonuç Doğurmaması

Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesinin en önemli sonucu, verilen kararın sanık hakkında hukuki bir sonuç doğurmamasıdır. Nitekim bu husus, 5271 sayılı CMK’nın 231. maddesinin 5. fıkrasının son cümlesinde açıkça ifade edilmiştir.

Daha evvelce değinildiği üzere, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği halde, sanık hakkında verilmiş bir mahkûmiyet hükmü bulunmakla birlikte, bu hüküm askıdadır. Askıda olan bu süre içerisinde de, her ne kadar bazı hukuki sonuçlar doğsa da, CMK’nın 223. maddesinde sayılan hükümlerin sonuçlarının doğmaması anlaşılmalıdır131.

Denetim süresi içerisinde kasten yeni bir suç işlenip işlenmemesi ve denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere uygun davranılıp davranılmamasına göre, kurumun farklı sonuçları olabilecektir132.

Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği durumda, mahkeme sanık hakkında denetimli serbestlik tedbirine ilişkin bir yükümlülük de belirlemiş olabilir. Denetim süresinin sanık tarafından iyi halli olarak geçirilmesi, başka bir deyişle denetim süresi içerisinde kasten yeni bir suç işlememesi ve belirlenen tedbirlerin gereklerine uygun davranılması halinde açıklanması geri bırakılan hüküm ortadan kaldırılır ve kamu davasının düşmesine karar verilir (CMK m. 231/10).

Suça sürüklenen çocuklar için öngörülmüş olan üç sene ve yetişkin sanıklar için öngörülen beş senelik denetim süresi sona erdiğinde, mahkemece dava dosyası re’sen ele alınarak, öncelikle denetim süresi içerisinde kasıtlı bir suç işlenip

131 TURAN, Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması…, s. 151. Hüküm niteliğinde olan beraat, ceza verilmesine yer olmadığı, mahkûmiyet, güvenlik tedbirlerine hükmedilmesi, davanın reddi ve düşmesi kararlarının hukuki sonuçlarının doğmaması anlamına gelir.

43

işlenmediği değerlendirilecektir133. Fakat uygulamada, denetim süresi içerisinde

yeniden bir suç işleyen ve bu suç nedeniyle mahkûmiyet kararı kesinleşen kişi hakkında, ikinci suçun yargılamasını yürüten mahkeme tarafından, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar veren mahkemeye ihbar yapılarak denetim süresi beklenmeksizin, dosyanın ele alınması ve dolayısı ile açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanması sağlanmaktadır. Mahkeme aynı zamanda, sanığa yüklenmiş bir yükümlülük varsa bunun yerine getirilip getirilmediğine dair ilgili denetimli serbestlik müdürlüğüne yazı yazarak, yükümlülüklerin yerine getirildiğine dair cevabi yazı ile birlikte düşme kararı verecektir. Ancak yine uygulamada, şayet sanık yükümlülüklerine uygun davranmıyorsa, bu durumda denetimli serbestlik müdürlüklerince, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar veren mahkemelere bildirimde bulunulmaktadır.

Diğer olasılık ise, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildikten sonra sanığın denetim süresi içerisinde kasten yeni bir suç işlemesi ya da denetimli serbestlik tedbirlerine aykırı davranması halidir. CMK’nın 231. maddesinin 11. fıkrasına göre bu her iki durumda açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanmasına karar verilecektir.

Bu noktada hükümde geçen ‘denetim süresi içerisinde’ kasten yeni bir suç işlenmesi ibaresini değerlendirmek ve uygulamadaki durumdan söz etmek gerekmektedir. Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği halde, bu hüküm ancak denetim süresi içerisinde işlenen kasıtlı bir suçtan mahkûmiyet ve bu mahkûmiyetin kesinleşmesi halinde mümkündür134. Bunun anlamı, hükmün

açıklanmasının geri bırakılması kararının verilmesi ve kesinleşmesinden önce,

133 Sanık hakkında denetim süresi içerisinde işlediği bir suçtan ötürü mahkûmiyet kararı verilmiş ve fakat bu hüküm, denetim süresi bittiğinde kesinleşmemiş ise düşme kararı verilmesinin önünde bir

engel yoktur. Bkz. YCGK, T. 04.10.2018, E. 2017/8-952, K. 2018/403,

https://karararama.yargitay.gov.tr, E.T.: 28.05.2020. 134 CENTEL-ZAFER, s. 707.

44

denetim süresinin başlamasından önce, işlenen ve sonradan mahkûm edilen suç nedeniyle hükmün açıklanmasına karar verilemeyeceğidir135.

Denetimli serbestlik tedbirlerine aykırı davranması halinde ise hükmün mahkeme tarafından açıklanacağına kuşku yoktur. Ancak, burada mahkemeye tanınmış bir takdir yetkisi söz konusudur. Mahkeme takdir ettiği takdirde, hükmü açıklamadan önce somut olayı ve sanığın durumunu gözeterek cezanın yarısına kadar belirleyeceği bir kısmının infaz edilmemesine ya da koşulları varsa hükümdeki hapis cezasının ertelenmesine ya da seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar vererek yeni bir hüküm kurabilecektir (CMK m.231/11-son cümle).

Hükmün açıklanmasına ilişkin şartların gerçekleşmesi halinde şu soru gündeme gelmektedir: Daha evvelce mahkemece açıklanması geri bırakılan hüküm dışında başka bir hüküm kurulması mümkün müdür? Bu sorunun ardından gündeme gelecek ilk soru, sanık aleyhine olacak şekilde başka bir hüküm kurulabilir mi? ve hemen onu izleyen ikinci soru açıklanması geri bırakılan mahkûmiyet hükmüne karşı beraat kararı verilebilir mi? olacaktır.

Belirtmek gerekir ki, doktrinde bu konuya ilişkin bir fikir birliği bulunmamaktadır. CMK m. 231/11 hükmü karşısında, delillerin yeniden değerlendirilerek, sanığın üzerine atılı suçun unsurları oluşmadığından bahisle beraat kararı verilemeyeceğini mahkemenin daha önce kurulmuş olan mahkûmiyet hükmünü olduğu gibi açıklayacağını, açıklanan bu hükme karşı başvurulacak kanun yolu incelemesi neticesinde bozulması halinde yeni bir hüküm kurulabileceğini ileri süren görüşler bulunmaktadır136. Bu görüşe göre; hükümde CMK’nın 231. maddesinin 11.

fıkrasının son cümlesi uyarınca, bununla sınırlı olarak, mahkûm olunan ceza miktarı veya süresinde bir değişiklik yapılmaksızın yalnızca hükümdeki hapis cezasının ertelenmesine veya seçenek yaptırımlara çevrilebilmesine olanak bulunmaktadır.

135 Y2CD, T.07.05.2014, E.2013/21469, K.2014/12390, https://karararama.yargitay.gov.tr, E.T.: 28.05.2020.

45

Yargıtay ise en yakın tarihli kararın da ise denetim süresi içerisinde kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getiremeyen137sanığın durumunun, mahkemece

yeniden değerlendirilerek, CMK m. 231/11 ile sınırlı olarak hükmün açıklanması sırasında değişiklikler yapılmasının mümkün olduğu; ancak denetim süresi içerisinde kasıtlı bir suç işleyen sanık açısından, kanunda bu yönde herhangi bir ibareye yer verilmediği görüşündedir. Anılan hükmün düzenleniş şekline rağmen ‘açıklanması geri bırakılan hükmün hatalı olması, değiştirilen hükmün sonuç itibariyle doğru olması, usul ekonomisi ve davanın uzamasının önlenmesi’ gibi sebeplerle hükmün değiştirilmesinin mümkün olup olmayacağının Ceza Muhakemesi Hukuku’nun izin verdiği ölçüde yorumlamak suretiyle çözümlenmesi gerektiği şeklinde karar vermiştir138.

Öte yandan, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının CMK’nın 223 maddesinde sayılan hükümlerden olmadığı ve buna bağlı olarak davanın esasını çözen bir hüküm de olmadığından bir ‘ara karar’ niteliği taşıdığı, mahkemenin de henüz dosyadan el çekmediği gerekçesi ile önceki verilen kararda değişiklik yapılarak beraat kararı verilebileceği de ileri sürülmüştür139.

Bu görüşün isabetli olduğunu söylemek mümkündür. CMK’nın 231. maddesinin 11. fıkrası uyarınca, kanunen hükümde değişiklik yapılamayacağı ve yalnızca kanunda belirtildiği şekli ile bir değişikli yoluna gidilebileceği görüşünü kabul edebilmek mümkün değildir. Zira kanunda bunu açıkça yasaklayan bir hüküm yoktur; var olsa dahi bunun hukuka uygunluğu da tartışmalı olacaktır. Öyle ki, sanığın kasten yeni bir suç işlemiş olması veyahut denetimli serbestlik yükümlülüklerine aykırı olması halinde, açıklamaya konu olacak daha evvelce verilmiş olan mahkûmiyet hükmü hatalı tesis edilmiş olabilir, üzerine atılı suç, sonradan suç olmaktan çıkarılmış ya da daha lehe hükümler getirilmiş olabilir. Keza yürütülen yargılamada mağdur söz konusu ise, mağdurun şikâyetinden

137 Kanun koyucu burada özellikle ‘getiremeyen’ ifadesini tercih etmiştir. Bu ifadeden anlaşılması gereken, kasıtlı olarak kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getirmeyen değil de, elinde olmayan sebeplerden ötürü yerine getiremeyen sanık anlaşılmalıdır.

138 YCGK, T.07.11.2019, E.2016/4-1034, K.2019/647, https://karararama.yargitay.gov.tr, E.T.: 28.05.2020.

46

vazgeçmesi de gündeme gelebilir. Bu gibi durumlarda, sanık lehine yorum yapmak en doğrusu olacak ve dosyanın esasının yeniden ele alınarak sanık lehine olabilecek değişikliklerin hükümde yapılabilmesi ve en önemlisi beraat kararı verilebilmesi adaletin ve hukukun bir gereğidir.

Fakat bu noktada, daha evvelce açıklanması geri bırakılan mahkûmiyet hükmünde hata yapıldığı fark edilerek, sanık aleyhinde hükmün değiştirilmesi bizce mümkün değildir. Örneğin, nitelikli bir halin uygulanması gerekirken suçun basit halinin sanığa uygulanarak mahkûmiyet hükmü tesis edilip bu hükmün açıklanmasının ertelenmesine karar verilmiş ve eksik ceza tayin edilmiş olabilir. Bu gibi durumlarda kazanılmış hak müessesesi gündeme gelmeli ve önce verilmiş hükmün aynen olduğu gibi açıklanması ile yetinilmelidir.

Nitekim Yargıtay da, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun, kişilerin işlediği bir takım suçlardan ötürü adli yönden lekelenmemeleri için bir fırsat olduğunu ve bu anlamda kurumun Devlet ile sanık arasında imzalanmış bir sözleşme ihtiva ettiğini belirtmektedir. Zira Yargıtay’a göre, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu ile sanık bir daha suç işlemeyeceğini taahhüt ederken; Devlet de, deneme süresinin suç işlemeden geçirilmesi halinde kamu davasının düşürülmesi suretiyle sanığa lekelenmeme hakkı sağlanacağını, aksi durumda hükmün ‘aynen’ açıklanacağını taahhüt etmektedir. Bu nedenle de Devlete ve adalete olan güvenin sarsılmaması ve hükümdeki aykırılıkların ileride sanık açısından kazanılmış hak konusu olma ihtimali nedenleriyle sanık aleyhine olacak şekilde hükmün düzeltilemeyeceği ifade edilmiştir140.

140 Bkz. YCGK, T.07.11.2019, E.2016/4-1034, K.2019/647, https://karararama.yargitay.gov.tr, E.T.: 28.05.2020.

47