• Sonuç bulunamadı

Karamanoğlu Mustafa Ayaklanması

16. YÜZYILDA ORTAYA ÇIKAN KIZILBAġ AYAKLANMALARI 2.1 II. Bayezid Dönemi

2.1.1 Karamanoğlu Mustafa Ayaklanması

Bu ayaklanmayı kızılbaĢ ayaklanmalarına dâhil etmemizin en önemli sebeplerinden birisi ayaklanmanın Karamanoğullarından gelen bir kiĢinin önderliğinde oluĢu ve de ayaklanmaya destek veren Varsak ve Turgutlu Türkmenlerinin Osmanlı karĢıtı ve Safevî yanlısı hareketleridir.

Ayaklanmanın oluĢum sürecine geçmeden önce bu ayaklanmaya tarihi zemin hazırlayan etkenlere değinmemiz gerekir. Bu etkenlerden birisi, Osmanlı ile sürekli mücadele eden Karamanoğullarının menĢei meselesi; diğeri de, onlara her zaman destek olan Varsak ve Turgutlular‟dır.

Anadolu Selçuklu Devleti‟nin yıkılmasından sonra kurulan en uzun ömürlü Türk beyliklerinden birisi olan Karamanoğullarının menĢeine baktığımızda Babailer isyanının bunda çok önemli bir katkısı olmuĢtur. 13. Yüzyılın ortalarında Anadolu Selçuklu Devletini büyük bir sarsıntıya maruz bırakan bu isyan sırasında Baba Ġlyas‟ın yakınlarından ve Babaî hareketi mensuplarından Nûre Sûfi‟nin önderliğinde

20 TSMA, E 5970 “…ve eğer vilayet-i Ģarktan kale ve il almağa devletlü hüdavendigarın emri ve rızası yok iken ber nice kale ve yerler alup zabt idüb ve sufiye vermede tereddüd eylemek bu davaya muhalefetdür…”

21

Âlî‟nin Ģu sözleri olayın ciddiyetini özetlemektedir: “…Ġsmail bin Haydar ol esnalarda zuhur idub nice padiĢahların mülk-i mevrusini cebrle elinden alub vilayetlerine ğaret ve hisaret ateĢlerini saldı…yani silsile-i muhabbet-i tahrik suretinde simaı „udvan muhalefeti kasdın etti bu tarikle ruz be ruz askerini ziyade etmekte ve saat be saat memalik-i mamure halkının huzur ve asayiĢi zail olup gitmekte Hudavendigar ise zaaf-ı kuvvasına binaen ızharı sekine ve vakar ile ser gerdan vuzera ve umera ol canibde teğallübe hayran reaya ise bu ortalıkta periĢan-ı hal ser gerdan olub ġah Ġsmail‟in sit u savleti bir dereceye vardı ki acaba vilayet-i Rum‟a bugün mü gelür yahud teveccühi yarına mı kalur deyu havf ile tereddüd iderlerdi ve bu ra‟b ve hirası sonı neye varsa gerekdir deyu birbirine söylerlerdi hatta vilayet-i Rum‟a mahsus emtiadan bazı nesne ister oldı suret-i arz-ı muhabbette ademleri gelüp ahval-i vilayeti kendün olan havf u huĢu‟i tamamen fehm eylediği muhakkak oldu…”. Bkz., Âlî, vrk. 200b.

Selçuklular‟a karĢı çarpıĢan Karamanoğulları, bu olaydan yaklaĢık otuz sene sonra Konya‟yı alarak Karamanoğlu Beyliğinin temelini atmıĢlardır. 22

Karamanoğullarının atası olarak kabul edilen Nûre Sûfi hakkında çağdaĢ kaynaklarda herhangi bir bilgi olmamakla birlikte Osmanlı kaynakları, Baba Ġlyas‟ın öldürülmesinden sonra oğlu Muhlis PaĢa‟nın Karamanoğulları ile Selçuklulara karĢı baĢkaldırıp Konya‟yı ele geçirerek tahta çıktığı, kırk gün ya da altı ay kadar hüküm sürüp babasının intikamını aldıktan sonra, tahtı onun halifelerinden Nûre Sûfi‟nin oğlu Kerimüddin Karaman‟a teslim ettiğinden bahsetmektedirler.23

Selçuknâme yazarı Ġbn Bibi ise Babailer ve Nûre Sûfi‟nin torunu Mehmed Bey‟in isyanlarından bahsederken her ikisine de Havaric demesi, dikkat edilmesi gereken bir husus olup Nûre Sufî‟nin de Baba Ġlyas‟ın müridi ve aynı görüĢlerin sahibi olduğu fikrini teyid eder.24

Öyle anlaĢılıyor ki Nûre Sûfi de Baba Ġlyas, ġeyh Safiyuddin Erdebili ve ġeyh Cüneyd karakterinde bir Ģahsiyet olup kazanmıĢ olduğu dinî, ictimaî, siyasi ve askeri kuvvetten önce kendisi sonra oğlu Karaman istifade ederek Karamanoğlu Devleti‟nin esaslarını ve temellerini atmıĢtır.

Osmanlı tarihçilerinden KemalpaĢazâde (940/1534) ise Karamanoğulları‟nın menĢei ve Nûre Sûfi‟nin durumu hakkında bilgi verirken Nûre Sufî‟nin Babai halifesi olduğunu ifade etmekle birlikte ayrıca Ģunları aktarmaktadır:

Alaeddin Keykubad bin Gıyaseddin Keyhüsrev'in saltanatında, Memleket-i Rum'da kerameti gün gibi zahir olmuş bir şeyh vardı. Adı Baba İlyas idi. Cengiz, Havarizmşah üzerine huruc edirek Horasan vilayetinden çıkmış gitmişdi. Rum'a inüb Amassiyye nahiyesinde Çat dedikleri kasabada ikamet etmişdi. Sultan Alaeddin ölüp oğlu Sultan II. Gıyaseddin Keyhüsrev Memleketi Rum'a padişah olıcak selatin-i bed-ayin Moğol-ı gümrahın istilası sebebiyle za'af bulıcak Baba İlyas'dan, ol olduğu ucdan huruc ve evc-i asman-ı saltanata 'uruc ihtimalin verüb havf etmişdi. Zira Babailerin kesreti ve şevketini işitmişdi. Bir gün beglerine buyurdu. Leşkerin yararını seçüb Çat şehrinde Cuma günü halk namazda iken ol cemaatin üzerine urdular. Ekserin şemşir edüb telef etdiler. İçlerinden az kişi kaçub kurtulanların dahi her biri bir diyara gidüb cem'iyetleri dağıldı. Ol hanedana mensub olanlar muhtefi olub yürürlerdi, görelüm zamane ne suret gösterür deyü sinüb dururlardı. Çün Sultan Gıyaseddin Moğol elinde maktul oldu, biraz müddet Vilayet-i Yunan fitne ve aşub doldu. Zaman-ı fetretde fırsat el verüb Babailer baş kaldurub gene iktidar buldular. Aşık Paşa babası Muhlis Paşa ki ol zamanda mezkur taifenin muktedasıydı. Etba'ını cem etdi, Selçukilerin üzerine hücum edüb Babailerin

22 Köprülü, Anadolu‟da İslâmiyet, s. 44-46; Ahmet YaĢar Ocak, Babaîler İsyanı, Ġstanbul: Dergâh Yayınları, 2. Baskı, 1996, s. 145.

23 ġikârî, Karaman Tarihi, NĢr. Mesut Koman, Konya, 1946, s. 9, 10, 16; MüneccimbaĢı, vrk. 24-25; KemalpaĢazâde, Tevârîh-i Âl-i Osmân II. Defter, Haz. ġerafettin Turan, Ankara: TTK Basımevi, 1983, ss. 66-67.

husumundan intikam aldı. Kırk gün mikdarı bazı rivayetde altı ay vilayet-i Yunan'a müstevli oldu. Ol zamanda mezbur Baba İlyas'ın halifelerinden Nureddin Sofi derler bir sahib-i ray ve sahib-i tedbir pir vardı. Mezkur şeyh ana İçil hilafetin vermişdi. Ol diyarda hem kadı hem halife idi. Babailerin içinde ihtiyaridi. Şol vakit ki Muhlis Paşa huruc etmişdi. Ol Nureddin Sofi dünyadan gitmişdi. Sonunda Karaman adlı beş yaşında bir oğlu kalmış idi. Muhlis Paşa ol oğlanı terbiyet edüb yanına almışdı. Anın terbiyetiyle olalub itibar bulmuşdu. Ol vilayetde ziyade şöhret tutub etbaı ve eşyaı çoğalub kendü ulusunun ulusu olmuşdu. Biraz müddet bunun üzerine gitdi. Selçûkîlere gâh itaat gâh isyan etdi. Çün ol cemaat münkariz oldu. Vilayet-i Yunan'da ki şimdi ol diyarın il dilinde Karmanili unvanıyle iştiharı var, istiklal buldu.25

Görüldüğü üzere Baba Ġlyas‟ın ve Muhlis PaĢa‟nın geride bıraktığı ve dinî olarak onların itikadına yakın Nûre Sûfi gibi halifeler Anadolu Selçuklu Devleti‟nin ortadan kalkmasına yardımcı olup Karamanoğlu Devleti‟nin kurulmasına vesile olduğu gibi ileride göreceğimiz Osmanlı Devleti‟ne karĢı mücadele eden Karamanoğulları ve ona destek veren gruplar arasında da dini ve mistik bir alt yapı oluĢturulmasına sebep olmuĢtur.26

Karamanoğulları, Osmanlılar daha devlet kurmadan önce Anadolu‟daki en büyük beylik olmakla birlikte 14. Yüzyılın baĢlarında Anadolu‟daki en güçlü devlet konumundaydı. Osmanlılar karĢısında kendisini bir alternatif gören Karamanoğulları Beyliği, daha beylik dönemindeyken bile tanımadığı Osmanlı Devleti karĢısında en büyük engel olmuĢtur. Öte yandan Osmanlı Devleti, büyümeye baĢladığı sırada, Anadolu Türk beyliklerinin en kuvvetlisi olan ve kendilerini Türkiye Selçuklu Devleti‟nin vârisi sayan Karamanoğulları, Osmanlılar‟ın günün birinde fazla büyüyebilir endiĢesiyle her fırsatta Osmanlılar‟a karĢı darbe vurmaya çalıĢmıĢlar. Hatta Osmanlılar‟a karĢı Hristiyan batı devletleri ve Papalık ile iĢ birliği yapmaktan dahi çekinmemiĢlerdir. Anadolu‟da Türk birliğinin sağlanmasını, devletinin bekası açısından zaruri gören Fatih Sultan Mehmed, 1473‟te Otlukbeli SavaĢını kazanarak Uzun Hasan‟ı bertaraf ederek kendisine sığınan Karaman Beyleri Pir Ahmed ve Kasım beyleri de hamisiz bırakmıĢ, Gedik Ahmed PaĢa‟yı da Karaman ilini yeniden zabt etmek için

25

KemalpaĢazâde, Tevârîh-i Âl-i Osmân II. Defter, ss. 64-65. 26

Baba Ġlyas‟ın öncülük ettiği Babaî hareketi için bkz., Köprülü, Türk Edebiyatında İlk Mutasavvıflar, Ankara: Diyanet ĠĢleri BaĢkanlığı Yayınları, 4. Baskı, 1981, ss. 205-209, 241; Köprülü, Anadolu‟da

İslâmiyet, ss. 44-46; Gölpınarlı, Mevlânâ Celâleddin: hayatı, felsefesi, eserleri, eserlerinden seçmeler,

Ġstanbul: Ġnkılap Kitabevi, 1959, 3. Basım, ss. 6-8; Gölpınarlı, Yunus Emre ve Tasavvuf, Ġstanbul: Remzi Kitabevi, 1961, s. 46-47; Osman Turan, Selçuklular Zamanında Türkiye, Ġstanbul: Turan NeĢriyat, 1971, ss. 421-424; Ocak, Babaîler İsyanı, ss. 55-214; Ġsa Doğan, Türklük ve Alevîlik, Samsun: KardeĢ Ofset, 1998, ss. 167-181.

memur etmiĢtir. PaĢa‟nın 1474 yılında Niğde ve Develi yöresiyle Ġçel sahillerine yönelik seferi baĢarı ile sonuçlanmıĢ ve Karaman Beyliği kontrol altına alınmıĢtır.27

Osmanlı-Karamanoğulları mücadelesi Fatih Sultan Mehmet döneminde bitmiĢ gibi gözükse de hem Karaman bölgesinin hem de bu ailenin Osmanlılara bağlanamadıkları II. Bayezid döneminde gerçekleĢen bazı olaylardan anlaĢılmaktadır.

Nitekim 1481'de Fatih'in ölüp, yerine II. Bâyezid'in hükümdar olması esnasında II. Bâyezid ile Cem arasında meydana gelen taht kavgasında, Karamanoğlu Kasım Bey, tarihte Karamanoğulları ile birlikte hep var olan Varsaklar ve Turgutlular‟ın desteğiyle Cem'in yanında yer almıĢtır. Cem'in Mısır'a gitmesinden sonra Kasım Bey, Konya'yı almak maksadı ile Karaman Beylerbeyi Hadım Ali PaĢa'nın kuvvetlerini Pervane sahrasında mağlup etmiĢ fakat Gedik Ahmed PaĢa'nın yetiĢmesiyle Silifke'ye çekilmiĢtir. Bunun üzerine tekrar Cem Sultan ile irtibata geçen Kasım Bey, onu Anadolu'ya davet etmiĢ, 1482'de Cem ile Kasım Bey, Konya‟yı muhasara etmelerine rağmen, bir netice elde edememiĢlerdir.28

Cem Sultan'ın Rodos'a ilticasından sonra herĢeyi kaybettiğini anlayan Kasım Bey, kazancı padiĢaha sığınmakta bulmuĢ, padiĢaha bir elçi göndererek af dilemiĢ29

ve Ġçil‟in kendisine sadaka olarak verilmesini istemiĢtir. PadiĢah da onun ricasını kabul etmiĢtir. Böylece Osmanlıların himayesinde, 1483‟te vefatına kadar Ġçil taraflarında hüküm sürmüĢtür.30 Görüldüğü üzere Karamanoğullarının kuruluĢundan itibaren Osmanlı ile Karamanoğulları arasında meydana gelen karĢılıklı mücadeleler bundan sonraki dönemde Karaman bölgesinde ortaya çıkacak karıĢıklıkların çıkmasına ortam hazırlamıĢtır. Nitekim Karamanoğulları ile Osmanlı mücadelesi bir süre sessizliğini korumuĢ olsa da, Karamanoğullarından olduğunu iddia eden Mustafa isimli bir kiĢinin önderliğinde yeniden baĢlamıĢtır.

27 Hoca Sadeddin, vrk. 214a; MüneccimbaĢı, vrk. 286; Solakzâde, vrk. 235b. 28 Hoca Sadeddin, vrk. 152b; MüneccimbaĢı, vrk. 406a-406b.

29 Kasım Bey “asitan-ı Hakan-ı cihan sitana resul gönderub suçın diledi ol ru siyah günahından istiğfar eyledi. Sultan-ı hata pûĢ-u atabahsanun mücrim kulun gerek öldürsün gerek kovsun diyü lisan-ı ıztırarla i‟tizar eyledi” Bkz., KemalpaĢazâde, Tevârîh-i Âl-i Osmân VIII. Defter, s. 40.

30 Hoca Sadeddin, vrk. 156b; MüneccimbaĢı, vrk. 408a; KemalpaĢazâde, Kasım Bey‟e Ġçil‟in verilmesi ile ilgili olarak Ģunları söylemektedir. “serhadd-i kiĢver-i Karaman‟da bir harabe yer tayin itdi. Bûm-ı Ģûm gibi vardı ol viraneye girdi”, bkz., KemalpaĢazâde, Tevârîh-i Âl-i Osmân VIII. Defter, s. 40; ġikârî, Karamanoğulları‟nın Safevî Devleti‟nin kuruluĢuna etki etmesi açısından Kasım Bey ile ilgili olarak söyledikleri dikkate Ģayandır; “Kasım Bey ölünce, Karamanoğlu dilaverlerine Pir Bayram ve Kökezoğlu serdarlık ettiler. Bunların cengâverliklerin duyan ġah Ġsmail, mektup gönderip Erdebil‟e davet etti. Bin erle Kökezoğlu, altbin erle Pir Bayram Tebriz Ģahına gittiler. Name-i ġah Ġsmail‟de yazıldığına göre Kökez ve Pir Bayram Horasan (Çaldıran) cenginde helak edildiler”. Bkz., ġikârî, ss. 206-208.

Ayaklanmanın çıktığı zamana baktığımızda II. Bayezid‟in Modon ve Koron‟un fethiyle (905/1500) uğraĢtığı bir dönemde ortaya çıktığı görülür.31 Bu nedenle Hoca Sadeddin (1008/1599), Solakzâde (1067/1657) ve KemalpaĢazâde (940/1534) ayaklanmanın ortaya çıkıĢ sebeplerinden biri olarak Varsak ve Turgutlular‟ın desteği ile küçük yaĢta Acem diyarına gidip orada yetiĢen Mustafa‟nın, PadiĢah‟ın Anadolu‟da olmayıĢını fırsat bilerek, gerekli tedbirlerin alınmasının da uzak olduğunu düĢünürek böyle bir Ģeye kalkıĢtıklarını ifade etmektedir.32

MüneccimbaĢı (1113/1702) ise aynı sebepleri bildirmekle birlikte ayaklanmanın amacının Karaman diyarını ele geçirmek olduğunu bildirmiĢtir.33

Hoca Sadeddin ve KemalpaĢazâde ayaklanmanın elebaĢısı Karamanoğlu Mustafa‟ya destek veren Varsak ve Turgutlular‟ı tanıtırken, fitne fundalıklarında yalancı kurtlar gibi dolaĢan ve öteden beri nifak ve yaramazlıkları belli fasıklar olarak niteleyerek Osmanlı-Karamanlı mücadelesinde hep var olan Varsak ve Turgutlular‟ın ne denli sorunlu olduklarını açıkça ortaya koymaktadır.34

AĢıkpaĢazâde, bu ayaklanmanın sebeplerini çok farklı bir Ģekilde değerlendirmektedir. Ona göre tımarların yazılması için gönderilen il yazıcısının her tımarı iki misli yazması ve akabinde bundan hoĢnutsuzluk duyan sipahilerin Düzme Karamanoğlu olarak nitelendirdiği Karamanoğlu Mustafa önderliğinde ayaklanmasına bağlamaktadır.35

Nitekim sipahilere dağıtılmıĢ olan tımarların azalması ve böylece vergilerin artmıĢ olması sipahilerin böyle bir ayaklanmaya katılmıĢ olabileceklerini mümkün kılmaktadır.

Bu ayaklanmanın geliĢim Ģekline geçmeden önce ayaklanmanın lideri olan Karamanoğlu Mustafa‟nın kimliğini mümkün mertebe burada açıklığa kavuĢturmamız gerekir. Ayaklanmadan bahseden Osmanlı tarihlerine ve arĢiv belgelerine baktığımızda ayaklanmanın geliĢim süreci ile ilgili ayrıntılı bilgilere yer verilirken ayaklanmanın lideri hakkında verilen bilgiler bazı kelime değiĢiklikleriyle birbirinden aktarılan kısa

31

Modon ve Koron‟un fetihleriyle ilgili bkz. Firdevsî-i Rumî, Kutbnâme, Haz. Ġbrahim Olgun, Ġsmet Parmaksızoğlu, Ankara: TTK Basımevi, 2011, ss. 54-62.

32 Hoca Sadeddin, vrk. 264a; Solakzâde, vrk. 311a; KemalpaĢazâde, Tevârîh-i Âl-i Osmân VIII. Defter, s. 210.

33

MüneccimbaĢı, vrk. 428a.

34 Hoca Sadeddin, vrk. 264a; KemalpaĢazâde, Tevârîh-i Âl-i Osmân VIII. Defter, s. 210. 35 AĢıkpaĢazâde, ss. 260-261.

bilgiler olduğu görülmektedir. Genelde Osmanlı kaynakları, Karamanoğlu Mustafa hakkında, Karamanoğlu Ġbrahim Bey‟in kardeĢi Mirza Beyzâde Hacı Hamza‟nın oğlu yani Karamanoğlu Ġbrahim Bey‟in torunu olduğu konusunda hemfikirdirler. Öte yandan bu sayılan kaynaklar onun küçük yaĢlarda Acem diyarına kaçmıĢ ve orada yetiĢmiĢ olduğunu söyleyerek nasıl bir ortamdan geldiği konusunda bize bir fikir vermektedir.36

Fakat Acem diyarından kastedilen coğrafyanın o günkü Safevî Devleti mi yoksa farklı bir bölge mi olduğu meselesi tam net değildir. Çünkü Osmanlı Devleti‟nde XV-XVII. yüzyıllarda coğrafi olarak Acem, Bilâd-ı Acem veya Vilayet-i Acem tabirlerinden Safevî toprakları ile birlikte Horasan ve Türkistan da kastedilmektedir.37

Ancak Karamanoğulları‟nın tarihi, Safevî Devleti‟nin kuruluĢunda yer alan Varsak ve Turgutlular‟ın Karamanoğlu Mustafa‟ya destek olmaları ve ileride bahsedeceğimiz üzere ġah Ġsmail‟in bu ayaklanmaya destek oluĢuna bakılacak olursa, Acem diyarından kastedilen yerin Safevî toprakları olduğu ortaya çıkmaktadır. Bu noktada çok farklı ve dikkat çekici bilgiyi bize Alî vermektedir. Alî, ayaklanma liderinin ismini diğer tarihçilerden farklı olarak İbrahim olarak verir ayrıca onun “mechulu‟n-neseb” yani nesebi belirsiz bir kiĢi olduğunu söyledikten sonra onu Varsak ve Turgutlular‟ın desteğini alan bir “harici” olarak nitelendirmektedir.38

KemalpaĢazâde ise bu ayaklanmanın lideri ile ilgili olarak “Mustafa nâm bir bed- fercam huruc itdi.” diyerek, onun isminin Mustafa olduğunu belirtmekte fakat nasıl bir ortamdan geldiği konusunda herhangi bir bilgi vermemektedir.39 AĢıkpaĢazâde de KemalpaĢazâde gibi ayaklanma liderinin kim olduğu ile ilgili ayrıtıya girmeksizin onu Düzme Karamanoğlu olarak nitelemiĢtir.40

ĠĢte, Osmanlı tarihlerinde Karamanoğlu Mustafa hakkında bilinenler bu bilgilerden ibarettir. Osmanlı kaynaklarında kısa da olsa bulabildiğimiz bu bilgilerin dıĢında arĢiv belgelerinde de değerli bilgiler bulunmaktadır. Fakat bu bilgiler daha çok Karamanoğlu Mustafa ayaklanmasının geliĢim süreci ile alakalı olup, ayaklanma lideri

36 Hoca Sadeddin, vrk. 264a; MüneccimbaĢı, vrk. 428a; Solakzâde, vrk. 311a. 37

Acem kelimesi ile ilgili bkz., Adnan Karaismailoğlu, “Acem”, DİA, I, s. 321; I. Goldziher, “Acem”,

İA, I, s. 117; Ali Arslan, “Osmanlılar'da Coğrafi Terim Olarak "Acem" Kelimesinin Mânâsı ve

Osmanlı-Türkistan bağlantısındaki Önemi (XV-XVIII. Yüzyıllar)”, Ankara Üniversitesi Osmanlı

Tarihi Araştırma ve Uygulama Merkezi Dergisi, 8, 1997, ss. 83-87.

38 Âlî, ayaklanmanın liderini harici olarak nitelendirirken kelimenin literal manasından yola çıkarak isyancı anlamında kullanmıĢtır. Bkz., Âlî, vrk. 192b.

39 KemalpaĢazâde, Tevârîh-i Âl-i Osmân VIII. Defter, s. 210. 40 AĢıkpaĢazâde, s. 261.

hakkında edindiklerimiz onun vasfı ile alakalı yani onun bedbaht biri ya da Karamanoğulları adına ayaklanan bir bozguncu olduğu yönündeki bilgilerdir.41

Osmanlı Karamanoğlu mücadelesinin geçmiĢi olmakla birlikte II. Bayezid döneminde meydana gelen Karamanoğlu Mustafa ayaklanmasının gelişim süreci Ģu Ģekilde olmuĢtur; 905/1500 yılında II. Bayezid‟in Modon ve Koron‟un fethiyle uğraĢtığı bir dönemde Varsak ve Turgutlular‟ın desteğini alan Karamanoğlu Ġbrahim Bey‟in kardeĢi Mirza Beyzâde Hacı Hamza‟nın oğlu Mustafa, Ġçil halkından etrafına toplananlarla ayaklandılar.42

PadiĢah‟ın uzaklarda oluĢunu fırsat bilip Larende‟yi yağmaladıktan sonra Larende kalesini ele geçirdiler. Modon‟un fethiyle uğraĢan II. Bayezid bu durumu haber alınca Amasya valisi ġehzâde Ahmed‟i, Karaman valisi olan kardeĢi ġehzâde ġehinĢah ve BeyĢehir valisi ġehzâde Mehmed ġah ile birleĢip Karamanoğlu Mustafa‟nın üzerine gönderdi.43

Öte yandan Dulkadiroğlu Alaüddevle de oğlu ġahruh kumandasındaki bin askeri II. Bayezid‟e destek olması için Mustafa üzerine yolladı. ġehzâde Mehmed ġah, hassa askerleri ve kapıkulları ile Larende‟ye en önce gelen birlikti. Fakat Karamanoğlu Mustafa ve taraftarları, ġehzâdenin geldiğini duyunca TaĢili‟ne44

kaçtılar. Bu sırada kıĢ yaklaĢmıĢ, yağan kar, yürüyüĢü engellediğinden ġehzâdeler kendi bölgelerine dönerek Karamanoğlu Mustafa meselesini bir sonraki yıla bıraktılar.45

Karamanoğlu Mustafa olayını kökünden halletmeyi kafasına koyan II. Bayezid, Modon ve Koron‟un fethinden döner dönmez bu meseleyi çözmesi için Sadrazam Mesih PaĢa‟yı görevlendirmiĢtir. 6 Ramazan 906/1501 tarihinde yola çıkan Mesih PaĢa‟nın yanında Anadolu ve Karaman kuvvetlerinden baĢka Kapı kulları, Yeniçeri ve

41 Örnekler için bkz., BOA, AD, No: 113 “Karamamoğlı adına olan bedbahtun ve ol tarafda olan askerün ve ol tarafun ahvalin bildürmiĢsiz”; BOA, AD, No: 240, “Karamanoğlu adına olan müfsid TaĢili‟nden çıkup Tarsus canibine gidüp”.

42 Hoca Sadeddin, vrk. 264a; MüneccimbaĢı, vrk. 428a; Solakzâde, vrk. 311a; KemalpaĢazâde,

Tevârîh-i Âl-Tevârîh-i Osmân VIII. Defter, ss. 210-211; Âlî, ayaklanmayı baĢlatan kTevârîh-iĢTevârîh-inTevârîh-in ĠbrahTevârîh-im Tevârîh-isTevârîh-imlTevârîh-i bTevârîh-ir kTevârîh-iĢTevârîh-i

olduğunu belirterek onun Haricî olduğunu ifade etmektedir. Bkz., Âlî, vrk. 192b; AĢıkpaĢazâde, ayaklanmanın tarihini Hicri 907 olarak vermektedir. Bkz., AĢıkpaĢazâde, s. 261.

43 Sultan ġehinĢah‟a yazılan bir hükümde Karamanoğlu Mustafa ayaklanması ile ilgili bilgi istenmektedir. “ġimdiki halde Dergah-ı muallama mektub ve adem gönderüb Karamamoğlı adına olan bedbahtun ve ol tarafda olan askerün ve ol tarafun ahvalin bildürmiĢsiz malum oldı. Eyle olsa buyurdum ki bundan böyle dahi girü her ne haber olursa yazub Dergah-ı alem penahuma ilam idesiz söyle bilesiz alamet-i Ģerife itimada idesiz. Tahriren fi evahir-i Zilkade sene sitte ve tisa mie”. Bkz., BOA, AD, No: 113.

44

Solakzâde‟de TaĢili‟ne bağlı Hocendi Beli olarak geçmektedir. Bkz., Solakzâde, vrk. 311b.

45 Hoca Sadeddin, vrk. 264b; MüneccimbaĢı, vrk. 428a; Solakzâde, vrk. 311b; Âlî, vrk. 192b; AĢıkpaĢazâde, s. 261.

Azeb taifesinden oluĢan seçkin bir askeri güç vardı. Karaman sınırında ġehzâde ġehinĢah‟ın askerleriyle birleĢen Mesih PaĢa, Larende‟ye geldikleri sırada Karamanoğlu Mustafa etrafında toplanan beylerden bir grup, Mustafa‟dan ayrılarak Mesih PaĢa‟ya katıldılar.46

Öte yandan Larende‟den çıkıp TaĢili‟ne yönelen Osmanlı askerleri Memlük sınırına yakın stratejik önem taĢıyan Evgadı denilen yerde bir kale inĢa edip içine üçbin yeniçeri ve dörtbin azeb askeri ile araç-gereç koyarak tahkim etti. 47

Üç bölükten oluĢan Osmanlı birlikleri her bölük bir yönden olmak üzere Mustafa ve taraftarlarının üzerine doğru yöneldi. Bu arada Karamanoğlu Mustafa ve taraftarlarını etkisiz hale getirmek isteyen Osmanlı askerleri Bolgar Dağı‟na sığınan Varsaklardan büyük bir kısmını öldürdüler. Osmanlı‟nın Karamanoğlu meselesini ne denli ciddiye aldığını gösteren bu faaliyetler Karamanoğlu ve taraftarlarını endiĢeye sevk etmiĢtir. Böylece Karamanoğlu Mustafa‟ya destek veren Varsak ve Turgutlu‟lar akıbetlerinin ne olacağını bildiklerinden olsa gerek ayaklanmayı baĢlatan Karamanoğlu Mustafa‟yı memleketten çıkarma sözüyle, Mesih PaĢa‟ya suçlarının hoĢ görülmesi, özürlerinin kabul edilmesini beyan eden mektuplar gönderip Mesih PaĢa‟nın affına sığındılar.48

Benzer Belgeler