• Sonuç bulunamadı

B. İ'tikâdî İslâm Mezhepleri Mensuplarının Birbirlerine Yazdığı Reddiyeler

4. Şîa'ya Karşı Yazılan Reddiyeler

Şîa, Hz Ali ve onun soyundan gelen imamların Hz Peygamber'den sonra nass ile halîfe olması gerektiğini savunan i'tikâdî mezheptir. Şiiliğin ortaya çıkışı siyâsî meselelere dayansa da fırka, daha sonra i'tikâdî bir veçheye bürünmüştür. Şiî kelâmcıların Hz Ali ve soyunun imâmetini inanç meselesi gibi değerlendirmesi, siyâsî bir mesele olan bu hususun Sünnî kelâm kitaplarında ele alınmasını gerekli kılmıştır. Şiî kelamcılar Şiiliğin, Hz Ali ve Muâviye arasında geçen hilâfet tartışmaları sonucunda doğduğunu savunmaktadır. Nitekim bu mücadelelerde Hz Ali saflarında yer alan kimseler 'Şîatu Ali' olarak adlandırılmıştır. Bazı Şiî âlimlere göre Şiiliğin müessisi Hz Peygamber'dir. Onlara göre Rasûlullah (s.a.s) sağlığında kendisinden sonra imâmetin Hz Ali ve soyundan devam edeceğini bildirmiştir.86 Şîa, Kırtas ve Ğadîr-i Hum gibi olayları

84 Niyazi Kahveci, "Şîa ve Mu'tezile'nin Reddiye Literatürü Üzerine Çalışma", Dinî Araştırmalar, s. 84. 85 Mustafa Sinanoğlu, “Reddiye”, DİA, XXXIV, 517.

imâmet görüşüne delil olarak göstermektedir.87 Şiilik bu fikirler etrafında teşekkül etse

de sonraları Şiî kelâmcılar pek çok i'tikâdî meselede farklı görüşler ortaya koymuşlardır. İmamların masum oluşu, takiyye, ric'at, bedâ, sıfatların nefyi gibi Şiî inançları bunlar arasındadır.88

Şiilik bazı görüşleri itibariyle Mu'tezile'ye yakın görünmektedir. Nitekim Mu'tezile mezhebi gibi Şîa da sıfatların nefyini savunmuştur.89 Şîa'nın görüşlerinin

temelinde vasiyyet vardır. Şiî kelâmcılar bu inanç çerçevesinde görüşlerini oluşturmuşlardır. Vasiyyet bütün Şiilerin kabul ettiği bir inanç olsa da muhtevası itibariyle farklı yaklaşımları barındırmaktadır. Şiiliğin kolları olan İmâmiyye, Zeydiyye ve İsmâiliyye farklı velâyet anlayışları ortaya koymuştur. Bu durum çeşitli kollara mensup Şiî kelâmcıların, birbirlerinin görüşlerini reddettiği eserlerin oluşumuna zemin hazırlamıştır.90

Kelâm kitapları Şîa'ya karşı yazılan bir çok eleştiriyi içermektedir. Bu çerçevede daha çok üzerinde durulan konu hilâfet meselesi olmuştur. Ehl-i Sünnet, Mu'tezile gibi kelâm ekolleri Şîa'nın görüşlerine reddiyeler yazarken, Şîa içerisinde de karşılıklı reddiyeleşmelerin olduğunu görmekteyiz. Mu'tezilî kelâmcı Ebû Bekir el-Esam'ın “Kitâbu'r-red alâ Hişâm fi't-teşbîh”, Dırar b. Amr'ın “Kitâbu'r-red ale'r-Râfida ve'l-

Haşviyye”ve Bişr b. Mu'temir'in “er-Red alâ Hişâm b. Hakem” ve “Kitâbu'r-red ale'r-

87 Hasan Onat, "Şiiliğin Doğuşu Meselesi", Ankara Ü. İlahiyat Fakültesi Dergisi, sayı. XXXVI, (1997)

s. 92.

88 Şerafeddin Gölcük ve Süleyman Toprak, Kelâm, s. 36. 89 Şerafeddin Gölcük ve Süleyman Toprak, a.g.e, s. 218. 90 Şerafeddin Gölcük ve Süleyman Toprak, a.g.e, s. 36-37.

Râfida” eserini Şîa'ya karşı oluşturduğu bilinmektedir.91

Şîa'nın görüşlerine birçok Selefî âlim tarafından müstakil reddiyeler yazılmıştır. İbn Teymiyye “Minhâcu's-sünne”adlı eserinde Şîa'nın görüşlerine geniş bir yer ayırmıştır. Bundan başka Abdulaziz Dihlevî (ö. 1052/1642) “Tuhfetu'l-İsnâ Aşeriyye”, Zehebî (ö. 748/1348) “el-Mültekâ min minhâci'l-i'tidâl fî nakzi kelâmi Ehli'l-İ'tizâl”, Abdullah b. Muhammed Guneyman (ö. XXI. Yüzyıl) “Muhtasaru minhâcu's-sunne li

İbn Teymiyye”, İbn Hâcer el-Heytemî (ö. 974/1566) “Şavâiku'l-muhrika alâ Ehli'r-Rafz ve'd-dalâl ve'z-zendeka”adlı eserlerinde Şiî fikirleri eleştirmişlerdir.92

Şii kelâmcılar tarafından aşırı görüşlü Râfızîlere ve gulat fırkalara karşı pek çok reddiye yazılmıştır. Zeydiyye'den İbrahim b. el-Alevî er-Ressî'nin “er-Red ale'r-Râfiza”, “er-Red ale'r-Ravâfiz min ashâbi'l-ğulüv”, Kasım el-İyânî'nin (ö. 393/1004) “er-Red

ale'r-Râfiza” isimli eserleri bu meyanda yazılan reddiyeler arasındadır.93 Bunların yanında Hişâm b. Hakem “Kitâb'ur-red alâ Hişam el-Cevâlikî ve Kitâbu'r-red ale'ş-

Şeytâni't-Tâk”, Yunus b. Abdurrahman (ö. 208/823) , Ali b. Mehziyâr el-Ahvâzî (ö. IX.

Yüzyıl) , Abdullah el-Kummî (ö. 883'ten sonra), Hasan b. Saîd (ö. X. Yüzyıl), Hasan b. Bekrân (ö. 390/999), Ubeydullah Gadâirî (ö. 411/1020) “er-Red ale'l-ğulât”94, Ressî

“er-Red min ashâbi'l-ğulüv”95, “er-Red ve'l-ihticâc alâ Hasan b. Muhammed el- Hanefiyye”, Uneys et-Temîmî (ö. 224/838) “er-Red ale'l-Ğâliyye”, İbrahim b. Ebî Hafs

(ö. IX. Yüzyıl) “er-Red ale'l-Ğâliyye ve Ebî'l-Hattâb”ve Ubeydullah Gadâirî “er-Red

91 Mustafa Sinanoğlu, “Reddiye”, DİA, XXXIV, 518. 92 Mustafa Sinanoğlu, “Reddiye”, DİA, XXXIV, 517-518.

93 Niyazi Kahveci, "Şîa ve Mu'tezile'nin Reddiye Literatürü Üzerine Çalışma", Dinî Araştırmalar, s. 83. 94 Niyazi Kahveci, "a.g.m", Dinî Araştırmalar, s. 80.

ale'l-Müfevvida” isimli reddiyeler aşırı Şiileri tenkit için hazırlamıştır.96

Vasiyyet inancı muhteva itibariyle Şiiliğin kolları arasında değişmektedir. İsnâaşeriyye veya İmâmiyye adı verilen fırka imâmeti Muhammed Mehdî el-Muntazar (g. 260/873) ile sonlandırırken, İsmâiliyye ve Zeydiyye'nin imâmet anlayışları farklıdır. İsmâilîler İmâmiyye'den farklı olarak Ca'fer-i Sâdık'tan (ö. 148/765) sonra Musâ Kâzım (ö. 182/799) yerine Ca'fer-i Sâdık'ın torunu Muhammed b. İsmâil'i (ö. 179/809) yedinci imam olarak kabul etmektedir.97 Zeydiyye ise Hz Hüseyin'in Ali Zeyne'l-Âbidîn'den (ö. 94/713) torunu Zeyd b. Ali'nin imâmetini kabul eden fırkadır.98 Şîa'daki bu farklı

imâmet anlayışları farklı i'tikâdî görüşleri beraberinde getirmiştir. Bu durum, Şîa'da fırkalar arası reddiye literatürünün teşekkülüne zemin hazırlamıştır. Şiî literatürde İsmâiliyye'ye karşı pek çok reddiye yazılmıştır. İsmâiliyye, bâtınî yorumları öne çıkarması sebebiyle reddiye türü eserlerde 'Bâtıniyye' olarak da adlandırılmıştır. Fâris b. Hâtim el-Kazvînî (ö. 350/864) “Kitâbu'r-red alâ İsmâiliyye”, “Kitâbu'r-red ale'l-

Karamita”99, Murtezâ Zeydî (ö. 310/921) “er-Red ale'l-Karamita”, Fazl b. Şazan en-

Nisabûrî “Kitâbu'r-red ale'l-Bâtıniyye ve'l-Karamita”, İbrahim b. Ca'fer Ebû Abdullah en-Nûmânî (ö. 360/971) “er-Red ale'l-İsmâiliyye”, Ebû Muhammed b. Ali Abdek (ö. 360/971) “Kitâbu'r-red ale'l-İsmâiliyye”, İbn Mâlik el-Hammâdî (ö. 470/1077) “Keşfu'l-

esrâri'l-Bâtıniyye”, İmam Gazzâlî “Fedâihu'l-Bâtıniyye”, Hasan ed-Deylemî (ö.

96 Niyazi Kahveci, " Şîa ve Mu'tezile'nin Reddiye Literatürü Üzerine Çalışma ", Dinî Araştırmalar, s.

80.

97 Mehmet Ali Büyükkara, Ehl-i Beyt ve Ehl-i Devlet Musa Kazım ile Ali Rıza Dönemi Şiiliği ve

Abbâsîler, İstanbul: Marmara Üniv. İlahiyat Fakültesi Yayınları, 2010, s. 68.

98 İsa Doğan, "Zeydiyye Mezhebi", Ondokuz Mayıs Üniv. İlahiyat Fakültesi Dergisi, sayı. 3, (1989), s.

90.

711/1311) “Beyânu mezhebi'l-Bâtıniyye”100ve Ebu'l-Hasan el-Ezdî (ö. 352/963) “Kitâbu'r-red ale'l-İsmâiliyye”, “Kitâbu'r-red ale'l-İsmâiliyye fi'l-meâd” adlı reddiyelerle İsmâiliyye'nin fikirlerini tenkit etmişlerdir.101

Şîa'nın kollarından imâmeti Musâ Kâzım'la sonlandıran Vâkıfiyye hakkında da bir çok reddiye yazılmıştır. İsmail en-Nevbahtî (ö. 311/922) “Kitâbu'r-red ale'l-Tatarî

fi'l-imâme”, “Kitâbu'r-red ale'l-Vâkıfa”, Babeveyh el-Kummî (ö. 385/995) “er-Red ale'l-Vâkıfa”, Hâtim el-Kazvînî (ö. 961) “Kitâbu'r-red ale'l-Vâkıfa”, İshak b. Ribât (ö.

X. Yüzyıl) “Kitâbu'r-red ale'l-Vâkıfa”, “Kitâbu'r-red ale'l-Fâtıhiyye”eserlerini Vâkıfiyye'ye reddiye olarak yazmışlardır.102

Zeyd b. Ali'nin önderliğinde siyâsî bir hareket olarak kurulan Zeydiyye'nin görüşlerini Hüseyin b. İşkîb (ö. 270/883), Muhammed b. Kıbbe er-Râzî, Abdullah el- Kummî (ö. 301/913) “er-Red ale'z-Zeydiyye”, Muhammed er-Tâî (ö. X. Yüzyıl) “Kitâbu'r-red ale's-Selmâniyye”, İsmail b. Kâsım “Kitâb fi's-sıfât li'r-reddi alâ Ebi'l-

Attâhiyye”, Ebü'l-Hasan el-Ezdî “Kitâbu'r-Red ale'z-Zeydiyye” eseriyle eleştirmiştir.103

Şîa'ya son dönemde yazılan reddiyeler de olmuştur. Ahmed Feyzi Çorûmî'nin (ö. 1327/1909) “Reddi'l-bâtıl”, Ali Âli-i Muhsin'nin “Keşfu'l-hakâik red alâ hâzihî nasîhatî

ilâ kulli Şiî”, Âlâ Bekir'in (ö. XXI. Yüzyıl) “Akîdetü Ehli's-sünneve'l-cema'a fi's-sahâbe ve Ehli'l-Beyt ve'r-red ale'ş-Şîati'l-İsnâaşeriyye”adlı reddiyesi bunlar arasındadır.104

100 Mustafa Sinanoğlu, “Reddiye”, DİA, XXXIV, 518.

101 Niyazi Kahveci, "Şîa ve Mu'tezile'nin Reddiye Literatürü Üzerine Çalışma", Dinî Araştırmalar, s. 82. 102 Niyazi Kahveci, "a.g.m", Dinî Araştırmalar, s. 81.

103 Niyazi Kahveci, "a.g.m", Dinî Araştırmalar, s. 80-81. 104 Mustafa Sinanoğlu, “Reddiye”, DİA, XXXIV, 518.