• Sonuç bulunamadı

İfade özgürlüğünün ikinci şartını oluşturan kanaat özgürlüğü, 10.maddede güvence altına alınan diğer özgürlüklerin bir ön koşuludur. İkinci fıkrada sayılan kısıtlamalardan muaf olmak anlamında büyük bir koruma altındadır. Bu özgürlük haber alma ve bilgi edinme özgürlüğünün güvence altına alındığı bir ortamda bireyin felsefi, dini, siyasi, ekonomik vb. alanlardan edindiği bilgiler arasından doğru olduğuna inandığı görüşleri seçmesini, tercih edebilmesini ve bunlardan ötürü kınanmamasını ifade eder. Bu seçimin konusu din ise, din ve vicdan özgürlüğü söz konusu olur. İnsanların dinler karşısındaki düşünce, kanaat, inanç ve davranışları inanç özgürlüğü kapsamında hukukun güvencesi altındadır. Vicdan özgürlüğü ise, kişinin vicdan ve iç âleminin en içsel yanıdır. Vicdan özgürlüğü sadece dini nitelikteki inançları kapsamaz ayrıca her türlü siyasi ve felsefi görüşleri de güvence

149Tezcan (2002). s.30; Tele 1 Privatfernsehgesellschaft mbH/Avusturya. 31.8.2000. 150Reisoğlu, Safa (2001). Uluslararası Boyutlarıyla İnsan Hakları. İstanbul. s.69-71.

altına alır. Kişi inanç konusunda istediği tercihte bulunabileceği gibi hiçbir dini inanca da sahip olmayabilir.151

Görüş seçme kişinin farklı seçeneklerle kendisi arasında bir bağ kurmasıyla gerçekleşir. Niteliği gereği zihin içinde gerçekleşen bir olaydır. Dış dünyayı ilgilendiren boyutu, kişinin fikir ve kanaatlerinden dolayı kaygı duymamasını ve bunları açıklamaya zorlanmamasını gerekli kılar. Bu anlamda kişi, tercihlerini açıklama öncesinde korunmuş olmaktadır.152

Kanaat özgürlüğü, niteliği itibariyle bireyin iç âleminde gerçekleşen düşünme sürecinin son evresidir. Düşünce, kanaat ve inanç alanı içsel bir işlem olarak insanın ruhi ve fikri alanına ilişkin bulunduklarından ve açığa vurulmadıkları için dış âlemde olumlu, olumsuz etki ve sonuç doğurması mümkün değildir. Bu nedenle bazıları, kanaat özgürlüğünün hukuki düzenlemelere konu olamayacağını ileri sürmektedir.

İnsanın iç âleminde kalan bu özgürlükler hukuki düzenlemelerle kısıtlamalara konu olmasa da, bu özgürlüklere güvence sağlayan düzenlemelere konu olabilir. Nitekim

İnsan hakları belgelerinde de kanaat özgürlüğü herhangi bir sınırlamaya tabi tutulmaksızın sadece güvence içerecek şekilde düzenlenmiştir. AİHS’te olduğu gibi birçok belgede kanaat özgürlüğü ifade özgürlüğüyle bağlantılı olarak düzenlenmiştir.153

Demokratik toplumun vazgeçilmez unsurlarından olan kanaat özgürlüğü, hiç kimsenin kanaatleri nedeniyle kaygı duymamasını, rahatsız edilmemesini gerektirir. Bu da en başta, düşünce ve inançların açıklanmaya zorlanmamasını gerektirir. Açıklamaya zorlanmamaya, konuşmama özgürlüğü de denilmektedir.154 Konuşmama hürriyeti; kişinin inandığı şeyleri açıklamama, inanmadığı şeyleri söylememe ve tanıklıktan çekilme ve muafiyet hallerinde olduğu gibi bildiği bir şeyi söylemekten

151Karagöz (2004). s.69’ den naklen; Tanör, Bülent (2000). İnanç ve Din Özgürlüğü. İnsan Hakları (İstanbul: Yapı Kredi Yayınları). s.98; Erdoğan, Teziç (1990). ‘Türkiye’de Siyasal Düşünce ve Örgütlenme Özgürlüğü’. Anayasa Yargısı. Ankara. s.37; Sunay, Reyhan (2001). Avrupa Sözleşmesi’nde ve Türk Anayasası’nda İfade Hürriyetinin Muhtevası ve Sınırları. Ankara. Liberte Yayınları. s.56; Tanör, Bülent (1969). Siyasi Düşünce Hürriyeti ve 1961 Türk Anayasası. İstanbul. Öncü Kitabevi. s.25.

152Sunay (2002). s.56-57.

153Karagöz (2004). s.70’ den naklen; Küçük (2003). s.52; Tanör (1969). s.14. 154A.g.e. s.71.

kaçınma hakkını da kapsamaktadır. Sözü edilen haklar kişiyi, kamu makamları önünde inandığı veya inanmadığı düşünce ve kanaatleri açıklamaya zorlanmamasını sağlar. Çünkü fikir ve inançların öğrenilmesi, bireyin kanaatlerine göre işlem yapılmasıyla sonuçlanabilir. Bu da devletin tarafsızlığı ilkesini zedeleyecektir.155

Kişilerin fikir ve inançlarını öğrenme çabalarının en yoğunu siyasi fikir alanında olmaktadır. Genellikle de kamu hizmetine girişte söz konusu olmaktadır. Bu konuya ilşkin olarak AİHM’in önüne gelen davalar söz konusudur.156

Örneğin; aday memur statüsünde olan Glasenapp ve Kosiek, Alman Anayasası’na göre memurların etmesi gereken anayasaya sadakat yeminini yerine getirmedikleri için adaylık statülerine son verilmesinin Sözleşme’nin 10. maddesine aykırı olduğu gerekçesiyle AİHM’e başvurmuşlardır. Mahkemeye göre, başvuruların esas konusu kamu görevine girme ve bu görevde kalma hakkına ilişkin olup Sözleşme, kamu görevine girme hakkını güvence altına almamaktadır. Bu nedenle kamu görevine girişte istenilen anayasaya sadakat yemini mecburiyeti, kanaat hürriyetini ihlal etmez. Mahkeme Glasenapp ve Kosiek/Almanya davasında, kamu görevine alımda kamu makamlarının, adayın söz konusu görevi gereği gibi yapıp yapamayacağını belirleyebilmek için alınacak adayların kanaat ve davranışlarının değerlendirilmesini yapma hakkı olduğunu belirterek Sözleşme’nin ihlal edilmediğine karar vermistir.157

Kamu görevlilerinin görevlerini yerine getirirken başta Anayasa olmak üzere devletin belirlemiş olduğu kurallara sadık kalmaları, yaptıkları işin doğası gereğidir. Devletin belirlemiş olduğu kurallara uymak herkes için zorunludur ve bu kurallara uymamanın bir yaptırımının olması da normaldir. Ancak anayasa sadakatten ne anlaşılacağı ve bu sadakatin ölçüsünün, sınırlarının ne olacağı tartışmalıdır. Ayrıca kişilerin sahip olduğu inanç ve kanaatler nedeniyle bazı imkânlardan yoksun

155Sunay (2002). s.58. 156Karagöz (2004) .s.72. 157

Okumuş, Ali (2006). Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Kararları’nda İfade Hürriyeti: Türkiye Yüksek Lisans Tezi. Gazi Osman Paşa Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü. Tokat. s.31-32’ den naklen; Sunay (2001) s.61-62; Glasennapp/ Almanya. 9228/80. 28.8.1986; Kosiek/Almanya.9704/82.28.8.1986.

bırakılması da eşitlik ilkesini zedeleyebilecektir. Bütün bunlar verilen bu karar açısından netleştirilememiş sorunlar olarak kalmaktadır.158

AİHM bu kararından farklı olarak 1995 tarihli Vogt/Almanya kararında, ifade hürriyetinin ihlal edildiğine karar vermiştir. Başvurucu, Alman Komünist Partisi’ne üye olduğu gerekçesiyle yaptığı öğretmenlik görevinden alınmıştır. Mahkemenin vermiş olduğu bu ihlal kararı, öğretmenlerin ve devlet memurlarının siyasi faaliyetlere katılabilme haklarını pekiştirmiştir.159 Mahkeme kararını, söz konusu siyasi partinin yasaklanmamış olması, disiplin yaptırımı için verilen cezanın ağırlığı ve öğretmenlik mesleğinin ekstra güvenlik gerektiricek bir meslek olmaması gibi sebeplerle gerekçelendirmiştir.160

Wille/Linkeyştayn davasında ise, bazı anayasal konularda açıkladığı

fikirlerinden dolayı idare mahkemesi başkanı olan davacının herhangi bir kamu görevine atanma yasağı değerlendirilmiştir. AİHM bu olay için de ifade özgürlüğünün ihlal edildiği değerlendirmesinde bulunmuştur.161

Divan Rekveyni davasında, silahlı kuvvetler ve emniyet hizmetleri mensuplarına bir siyasi partiye üye olma ve siyasal faaliyetlerde bulunmalarının yasaklanmasını konu etmiştir. Mahkeme söz konusu sınırlamanın, ulusal güvenliği ve kamu güvenliğini sağlamak amacıyla yapıldığını belirtmiş ve güdülen amaçla müdahaleyi orantısız bulmamıştır. Polislerin başka şekilde siyasi düşüncelerini ve tercihlerini açıklama ve icra etme olanağına sahip olduklarını belirtmiştir. Örneğin; seçimlerde oy kullanabileceklerini, sendikalara üye olabileceklerini bu nedenle de söz konusu kısıtlamanın orantısız olarak değerlendirilemeyeceğini, bu anlamda da Sözleşme’nin ihlalinin söz konusu olmadığını belirtmiştir.162

158Sunay (2002) .s.62.

159Karagöz (2004). s.73’ den naklen; Gomian- Harris (1998). s.159-161; Vogt/ Almanya. 26.9.1995. Par. 24.32.33-59.

160Gomian-Harris (1998). s.159-161.

161Bıçak (2002). s.26; Wille/Linkeyştayn. 28.10.1999. 162Tezcan (2002). s.46; Rekveyni/Macaristan.20.5.1999.

Mahkeme Piermont/Fransa davasında, Avrupa Parlamentosu üyesinin bir gösteri yürüyüşüne katılması nedeniyle sınırdışı edilmesini ve New Caledonia bölgesine girişinin yasaklanmasını Sözleşme’nin ihlali olarak değerlendirmiştir.163

Kanaat özgürlüğünün bir diğer ayağını, kişinin bildiği birşeyi açıklamadan kaçınma hakkı oluşturmaktadır. K/Avusturya davasında, bir ceza davasında kişinin kendi aleyhine tanıklıktan çekilme hakkını kullandığı gerekçesiyle cezalandırılması konu edilmiştir. Mahkeme bunu ifade hürriyeti kapsamında değerlendirerek, sözleşmenin ihlaline karar vermiştir. Davacı aynı zamanda davanın 6.maddeyi de ihlal ettiğini ileri sürmüş ancak Mahkeme, davayı bu açıdan değerlendirmeye gerek görmemiştir.164

Benzer Belgeler