• Sonuç bulunamadı

Bu arada, konumuzla bağlantılı olduğu için Kamulaştırma Kanununun 19.mad-desine değinmek gereklidir. Bu maddede yapılan değişiklikle birlikte uygulamada da değişiklik meydana gelmiştir.

Bu hususta mevcut durumu şöyle anlatabiliriz. 4650 Sayılı Kanunla değişik 2942 Sayılı Kamulaştırma Kanununun 19.maddesi, “Tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz malların tescili ve zilyedin hakları” başlığını taşımaktadır.

Madde 19 - (Değişik: 24/4/2001 - 4650/11 md.)

İdare öncelikle, kamulaştırılması kararlaştırılan tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz malın, 21/6/1987 tarihli ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 16 ncı maddesinde sayı-lan kamu mallarından olup olmadığını ilgili yerlerden sormak suretiyle tespit eder.

İdarece yapılan bu araştırma sonucunda, kamulaştırılması kararlaştırılan tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz malın, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 16 ncı madde-sinde sayılan kamu mallarından olmadığının, taşınmaz malın zilyedi mevcut olup da zilyetlikle iktisap iddiasında bulunulduğunun tespiti halinde, 9 uncu madde gereğince seçilen bilirkişiler marifetiyle mahallinde tahkikat yapar, delilleri toplar ve keyfiyeti bir tutanakla belirtir. Bu tutanakta, taşınmazın yüzölçümü, zilyedin kimliği, vergi kaydı, zilyetliğin başlangıç tarihi ve süresi, mülkiyeti kazanma şart-larının gerçekleşip gerçekleşmediği belirtilir.

İdarece hazırlanan ve 10 uncu madde uyarınca toplanılan belgelerin tamamı, taşın-maz malın bulunduğu yer asliye hukuk mahkemesine verilerek, taşıntaşın-maz malın kamulaştırma bedelinin tespitiyle, bu bedelin peşin veya kamulaştırma bu Kanu-nun 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasına göre yapılmış ise taksitle ödenmesi karşılı-ğında idare adına tesciline karar verilmesi istenir.

Mahkeme, taşınmaz malın kamulaştırma bedelini 10 uncu maddede belirtilen usulde ve sürede tespit eder. Mahkeme, idarece verilen bilgi ve belgelerden, zil-yedin kamulaştırma tarihinde taşınmaz malı Türk Kanunu Medenisi hükümleri dairesinde ve zilyetlikle iktisap etmiş olduğunu belirtmeye yeterli gördüğü takdir-de, kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkin bilirkişi raporunu idareye, bu raporla birlikte idarece verilen diğer belgeleri tespit edilen zilyede tebliğ eder.

Ayrıca taşınmaz malın durumu, o yerine en büyük mal memuruna bildirilmekle beraber, taşınmaz malın bulunduğu yerde çıkan mahalli gazetede ve Türkiye ge-nelinde yayımlanan bir gazetede en az bir defa ilan edilir.

İlanda:

a) Taşınmaz malın bulunduğu yeri, mevkii, sınırı, miktarı, b) Zilyedin kimliği,

c) Kamulaştırma bedelinin yatırılacağı banka,

d) Konuya ve taşınmaz malın değerine ilişkin tüm savunma ve delillerin, ilan tarihinden itibaren on gün içinde mahkemeye yazılı olarak bildirmeleri gerek-tiği,

e) Hak sahiplerinin son ilandan itibaren bir ay içinde itiraz etmedikleri takdir-de, kamulaştırma bedelinin zilyede ödeneceğine karar verileceği,

Belirtilir.

Son ilandan itibaren otuz gün içinde Hazine veya üçüncü bir kimse tarafından itiraz edilmediği takdirde, mahkemece kamulaştırma bedeli olarak tespit edilen miktarın, peşin ve nakit olarak veya bu Kanunun 3 üncü maddesinin ikinci fıkra-sına göre taksitle kamulaştırma yapılmış ise, ilk taksidin yine peşin ve nakit olarak zilyet adına ilanda belirtilen bankaya yatırılması ve yatırıldığına dair makbuzun ibraz edilmesi için idareye onbeş gün süre verilir. Gereken hallerde bu süre bir defaya mahsus olmak üzere mahkemece uzatılabilir. İdare tarafından kamulaştır-ma bedelinin zilyet adına yatırıldığına dair kamulaştır-makbuzun kamulaştır-mahkemeye ibrazı halinde mahkemece, taşınmaz malın idare adına tesciline ve kamulaştırma bedelinin

zil-yede ödenmesine karar verilir ve bu karar tapu dairesine ve paranın yatırıldığı bankaya bildirilir.

Bu müddet içinde Hazine veya üçüncü şahıslar tarafından itiraz edilmesi halinde ise, mahkemece, tespit edilen kamulaştırma bedelinin ileride hak sahipliğini ispat edecek kişiye ödenmek üzere idarece ilanda belirtilen bankada açılacak üçer aylık vadeli hesaba yatırılmasından sonra, taşınmaz malın idare adına tesciline karar verilir.

Kamulaştırma bedelinin zilyede verilmiş olması, o taşınmaz malda hak iddia edenlerin genel hükümler dairesinde zilyet aleyhine, bedele istihkak davası açmak hakkını düşürmez.

(Ek fıkra: 26/5/2004-5177/35 md.) Başkası adına tapulu, sahipsiz ve/veya zilyedi tarafından iktisap edilmemiş yerin kamulaştırmasında binaların asgarî levazım bedeli, ağaçların ise 11 inci madde çerçevesinde takdir olunan bedeli zilyedine ödenir.

Bu maddede en can alıcı nokta, 26.05.2004 tarihinde kabul edilen ve 05.06.2004 tarihinde yürürlüğe giren 5177 sayılı yasanın 35.maddesi gereğince yapılan deği-şikliktir.

Bu değişiklikten önce 2942 Sayılı Kamulaştırma Kanununun 19.maddesinin ilgili fıkrasında” Başkası adına tapulu, sahipsiz ve zilyedi tarafından iktisap edilmemiş yerin kamulaştırmasında, bina ve ağaçların 11.ve 12.maddeler uyarınca takdir olu-nan bedeli zilyedine ödenir” hükmü yer almakta idi.

Burada getirilen yeni düzenleme ile; “Başkası adına tapulu, sahipsiz ve/veya zil-yedi tarafından iktisap edilmemiş yerin kamulaştırmasında binaların asgarî leva-zım bedeli, ağaçların ise 11 inci madde çerçevesinde takdir olunan bedeli zilyedine ödenir.” hükmü getirilmiştir.

05.06.2004 tarihinden sonra açılan davalarda bu hüküm uygulanacaktır.

Burada levazım bedelinin ne olduğu nasıl hesaplanacağına ilişkin net bir tanımla-ma oltanımla-matanımla-makla birlikte,

Levazım bedeli; Bayındırlık Birim Fiyatlarına göre belirlenen bedelden, yıpranma payı düşülerek yapılan hesaplamadan, müteahhitlik karı ve işçilik ücretinin düşül-mesi sonucu bulunan bedel levazım bedelidir.

Uygulamada çoğu zaman karşılaştığımız gibi;

1. Eğer binanın bulunduğu zemin, bina sahibinin tapulu yeri ise zemin bedeli ve bina bedeline hükmedilecektir.

2. Binanın üzerinde bulunduğu zemin başkasının adına tapulu, sahipsiz veya zil-yedi tarafından iktisap edilmemiş ise, (3194 ve 2981 Sayılı Yasaların uygulan-madığı durumlarda)

a)05.06.2004 tarihinden sonra açılan davalarda, binanın yapılış tarihi nazara alınmadan levazım bedeline hükmedilecek,

b) 05.06.2004 tarihinden önce açılan davalarda, bina bedeline hükmedilecektir.