• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 1: TÜRKĐYE’DE YENĐ BĐR MALĐ YAPILANMAYI GEREKTĐREN

1.2. Türkiye’de Yeni Bir Mali Yapılanma Đhtiyacını Ortaya Çıkaran Sebepler

1.3.2. Kamu Mali Yönetiminde Mali Saydamlık

Devlet faaliyetlerinin daha gözlemlenebilir hale gelmesi olarak algılanan saydamlık, devleti topluma karşı daha sorumlu ve hesap verir bir hale getirmenin önemli araçlarından biri olarak görülmektedir. Mali saydamlığın var olması, yönetimin etkinliğinin, denetiminin, hukuka bağlılığının sağlanmasına katkıda bulunacağı gibi idari prosedür ve formalitelerin basitleştirilmesine de zemin hazırlar. Bu ise, her şeyden önce, yönetim ve yönetilenler arasındaki ilişkilerin iyileştirilmesi ve geliştirilmesi demektir. Mali disiplinin sağlanması yolunda yapılan kamu mali yönetimi reformlarında karşımıza çıkan en önemli kavramlardan biri saydamlıktır. Makroekonomik istikrarın ve büyümenin sağlanması ve sürdürülmesinde yönetimin başarısı önem taşımaktadır. Hükümetlerin bu konuda başarılı olabilmesini sağlamada “saydamlık” ilkesi anahtar bir rol oynamaktadır.

26

Türkiye’de mali literatüre 5018 Sayılı Kanun ile giren “mali saydamlık” kavramı son yıllarda özellikle IMF üyesi ülkelerde oldukça hızlı ilerlemeler kaydetmiştir. Uzun zamandır Türkiye’nin gündemine yerleşen yolsuzluklar ile yolsuzluklar sonucunda ortaya çıkan kaynak israfı ve toplumsal refahın gerilemesi ile kamuda saydamlığın önemi artmıştır.

Saydamlıktan söz edebilmek için yönetimin ne yaptığından çok ne yapmaya niyetli olduğunu da kamuoyuna açıklaması gerekmektedir. Mali saydamlık uluslar arası kuruluşlarında üzerinde önemle durduğu bir konudur. Özellikle IMF bu konuda “Mali Saydamlıkla Đlgili Uygulamalar Tüzüğü” adı altında bir belge yayınlamıştır. Ayrıca; Dünya Bankası ve OECD gibi kuruluşlarda yıllık raporlarında mali saydamlık konusuna özellikle değinmektedirler. IMF’nin Eylül 1997’de Hong Kong “SAR” toplantısında yayınladığı tüzükle ilgili olarak üye ülkeler için bu tüzüğün bir zorunluluk olmadığını ancak uygulanması gereken çeşitli prensiplerden oluşan bir dizi uygulamalar bütünü olduğunu belirtmiştir. (IMF Đyi Uygulamalar Tüzüğü, Bkz. Ek.1). Bu tüzüğe göre saydamlık dört başlık altında açıklanmıştır.

 Görev ve Sorumluluğun Açıklığı ve Netliği

Kamuda gerek kaynak kullanan gerekse kaynak üreten kurumlar net olarak belirlendikten sonra hangi hizmetin kamu sektörü hizmeti hangi hizmetinde özel sektörü ilgilendiren hizmetler olduğunun sınırı çizilmelidir. Bununla birlikte kamu idarecilerinin görev alanları ile kamuoyuna karşı yetki ve sorumlulukları da belirlenmelidir.

5018 Sayılı Kanun’la harcama sürecinde görev alan aktörler, farklı görev ve fonksiyonlarla yeniden belirlenmiştir. Bu konuya ilerleyen bölümlerde değinilecektir.

 Bilginin Kamuoyuna Açık Olması

Devletin yapmış olduğu faaliyetler ile bu faaliyetlerin sonuçları ancak vatandaşı ilgilendirir. Bu sebeple kamuda olup bitenden kamuoyunun zamanında ve doğru olarak bilgilendirilmesi gerekmektedir. Bütçe uygulama sonuçları, devletin borçları ve harcamaları gibi bilgiler periyotlar halinde vatandaşa duyurulmalıdır.

27

 Saydam Bir Bütçe Hazırlığı, Uygulaması ve Raporlaması

Yıllık bütçeler, merkezi hükümetinin tüm faaliyetlerini detaylı bir şekilde kapsarken, merkezi hükümetinin bütçe dışı faaliyetleri ile ilgili bilgileri de sunmalıdır. Bununla birlikte hükümetin alt seviyelerinin gelir ve giderleri ile ilgili yeterli veri de sunulmalıdır. Kapsamlı ve uyumlu bir muhasebe sistemi oluşturularak doğru ve güvenilir bilgi edilmelidir.

 Dürüstlük için Güven Verici Önlemler

Yönetimlerin dürüstlüğü ve güvenilirliği halka sunduğu verilerin doğruluğu ile orantılıdır. Bu nedenle şeffaflık gerekleri yerine getirilmelidir. Mali saydamlıkla ilgili 8. Beş Yıllık Kalkınma Planı’nda: ”Mali disiplinin sağlanması, kaynakların stratejik önceliklere göre dağıtılması ve etkin kullanılması gibi temel bütçesel sonuçların elde edilmesinde önemli bir araç olan mali saydamlığın yaygınlaştırılmasını sağlayacak mekanizmalar geliştirilecektir” şeklinde yer almıştır.

Mali saydamlık konusunda uygulamaya baktığımızda, her mali yılın başında kamu idareleri, amaç, hedef ve stratejileri ile varlık ve yükümlülükleri, yıllık performans planları ile kamuoyunu bilgilendirmek zorundadırlar. Ayrıca üst yöneticiler de faaliyet sonuçlarını gösteren faaliyet raporlarını hazırlayıp kamuoyunun bilgisine sunmak zorunda bırakılmışlardır.

Belediyelerde Mali Saydamlık

Bilindiği üzere 5018 Sayılı KMYK ile birlikte mali sistemimizde merkezi yönetim ve genel yönetim tanımları tekrar yapılmıştır. Kamu kurumlarının sınıflandırılmasında IMF, GFS 2001, SNA 93 ve ESA 1995 standartlarına yaklaşan bir idari ayrım getirilmeye çalışılmıştır. Kamusal nitelikli kurumlar tarafından yapılan harcamalar, uluslar arası kabul görmüş standartlara göre, kurumsal yapıların gerek ürettikleri hizmet gerekse hukuki statüleri ve bağlı oldukları kurumsal yapıya göre kendi içinde üç ana bölüme ayrılmak suretiyle sınıflandırılmaktadır. Bunlar: Merkezi Yönetim (Central Government); Genel Yönetim (General Government) ve Toplam Kamu Sektörü (Public Sector).

28

Genel Yönetim = Merkezi Yönetim + Sosyal Güvenlik Kurumları + Yerel Đdareler

Toplam Kamu Sektörü = Genel Yönetim + Finansal Olmayan Kamu Ekonomik Đşletmeleri + Finansal Kamu Ekonomik Đşletmeleri

Türkiye’de kamu kesimi genel dengesinde yerel idareler başlığı altında ele alınan ve uluslar arası sınıflandırmalara göre genel yönetim kapsamında bulunan yerel idareler;

 3200 civarında olan Belediyeler,  16 Büyükşehir Belediyesi,  81 adet Đl Özel Đdaresi,

 Büyükşehir belediyelerine bağlı su ve kanalizasyon idareleri ile Doğalgaz Đdaresi,

 Đller Bankası’ndan oluşmaktadır.

5018 Sayılı KMYK’nın yerel idareler ile ilgili düzenlemelerine kısaca yer verdikten sonra, mali saydamlığın belediyelerde tam anlamıyla uygulanabilmesi durumunda ne tür fayda ve yarar sağlayacağı konusun ele almak gerekmektedir. Mali saydamlığın belediyelere sağlayabileceği faydalar genel olarak üç başlık altında toplanabilir.

1.3.2.1. Mali Disiplini Sağlama Fonksiyonu

Mali disiplinin temininde mali saydamlık ön şarttır. Mali saydamlığın gereği olarak belediyeler, niyetlerini alenen beyan etmek ve yapılan uygulamanın sonucunda ortaya çıkan sonuçları şeffaf bir şekilde açıklamak durumundadırlar.

Şeffaflığın olmaması sonucu belediyeler harcamalarını abartarak ya da gizleyerek ve yahut yapılan borçlanmaları saklı tutarak kamuoyunun bilgilendirilmesini önlemekte, bu şekilde de kamuyu zarara uğratmaktadırlar. Sonuç olarak mali saydamlığı sağlayabilen ülkelerin mali sistemlerini disiplin altına alabilecekleri bir gerçektir.

29 1.3.2.2. Etkinliği Sağlama Fonksiyonu

Mali saydamlıkla kamusal etkinlik arasında sıkı bir ilişki vardır. Şöyle ki; etkinliğin ölçülebilmesi ve değerlendirilebilmesi şeffaf bir bilgi sistemini gerektirmektedir. Belediyelerin saydamlık kavramını tam olarak uyguladığı bir mali sistem ele alınacak olursa, bu mali sistemde kamu hizmetlerinin maliyetinin takibi kolay olacağından belediyelerin bu hizmetlerin sunumunda kaynak israfı yapıp yapmadığı da izlenebilecektir. Eğer ki ortada bir israf söz konusu ise, bu israfın azaltılmasına yönelik çalışmalar yapma şansı mevcut olacaktır

Bunun sonucu olarak vatandaş kamuyu denetleyebileceğinden kamunun kaynakları verimli ve etkin kullanması yönünde baskı oluşacaktır. Zaten 5018 Sayılı Kanun etkinlik ve verimlilik üzerine oturtulmuştur.

1.3.2.3. Yolsuzluk ve Rüşveti Önleme Fonksiyonu

Kamuda etkin bir hesap verme sistemi kurulamadığından dolayı yolsuzluk ve rüşvet olaylarının önüne geçilememiştir. Hesap verme sorumluluğu da mali saydamlığın var olmasına bağlı olduğundan, mali saydamlık rüşvet ve yolsuzluk olaylarının önüne geçilmesi bakımından kritik öneme sahiptir. Yolsuzluğun ve rüşvetin önlenebilmesi için asıl yapılması gereken toplumun her düzeyine saydamlığın kabul ettirilmesidir. Parlamentoya ve hükümete, kamuoyuna karşı sorumluluk yüklenmek suretiyle, ulusal ve uluslararası sivil toplum kuruluşları ile işbirliği yapılarak saydam bir kamu mali yönetim sisteminin kurulması ile rüşvet ve yolsuzlukların önüne geçilmesi imkan dâhilindedir (Kurtuluş, 1998: 8).

1.3.2.4. Olumsuz Etkileri

Mali saydamlığın uygulamaya konulması için gereken yüksek bir sistem maliyeti mevcuttur. Verilere zamanında ve sağlıklı olarak ulaşabilmek, bu verilerin raporlanması, kayıtlarının tutulması gibi unsurlar hem zaman hem de parasal olarak maliyeti arttıran etkenlerdir. Ayrıca bazı bilgiler kamuoyuna duyurulmadan önce herhangi bir spekülasyona sebebiyet vermemesi açısından çok kritik önem arz eden zamanlamasının sağlıklı olarak yapılması gerekmektedir. Örneğin; ileride yapılacak olan yatırımlarda vergi indirimi yapılacağı haberi o anda yapılacak yatırımların

30

ertelenmesine yol açabilir. Sonuç olarak da amaçlanan hedefe ulaşamamakla beraber olumsuz bir etki de söz konusu olabilir.

Mali sistemi sağlıklı olarak işleyen ülkeler, ihtiyatlı ve saydam makroekonomik politikalara dayanan, serbest fakat düzenli sermaye hareketlerini sağlayacak olan daha sağlıklı bir uluslararası finansal sistemi inşa etme gayreti içindedirler. Üstelik bu kuruluşların ve uluslararası büyük sermaye çevrelerinin savundukları modellerin ve politikaların, gelişmekte olan ülkelerde saydamlıktan uzaklaşmaya, yolsuzlukların artmasına ve rüşvetin yaygınlık kazanmasına yol açan temellerin atılmasına veya sağlamlaştırılmasına neden olacağı düşünülmektedir (Şalcı, 2005: 6).