• Sonuç bulunamadı

KAMU YÖNETĠMĠNDE ETĠK VE ETĠK ĠLKELERĠN OLUġUMU

Günümüzde kamu yönetimi etiği ve yönetim etiği kavramları, Ġngilizcedeki “administrative ethics” kavramına karĢılık birbirleriyle eĢ anlamlı olarak kullanılmaktadır. Kamu yönetimi literatüründe “iĢ ahlakı”, “örgüt kültürü” , “kamu yönetimi ahlakı”, “yönetsel ahlak” gibi kavramlarla ifade edilen kamu yönetimi etiği, göreceli bir kavram olan ahlakın belli bir kamu örgütü içerisinde, o örgütçe belirlenmiĢ kurallarla beslenerek ortaya çıkmıĢ biçimidir (Bilgin, 1997: 2).

Kamu yönetiminde etik kavramı, devletin yönetim alanındaki doğru davranıĢ kuralları ve ilkelerinden oluĢur. Kamu yönetiminde etik, kamu hizmetlerinin sunulmasında, kamu personelinin davranıĢlarında, kamu kaynaklarının kullanımında karĢılaĢılan etik sorunları inceler. Etik bir yönetim; etkili, verimli, güvenilir bir yönetimi getirir. Kamu kaynaklarının etkin kullanımında, kamu yararının gerçekleĢtirilmesinde etik değer ve ilkeler oldukça önemlidir. Bilindiği gibi yönetimde etik dıĢı tavırlar, davranıĢlar devlete, yönetime, hukuk düzenine olan güveni zedelemektedir. Bu da güçlü, güvenilir devlet inancını ortadan kaldırır. Bu nedenle kamu yönetiminde etik ilkeler oldukça önemlidir ve bu önem gittikçe daha etkin olarak görülmekte olup ulusal ve uluslararası alanda etik konusunda çalıĢmalar hızlanmıĢtır.

Kamu yönetiminde etik, sadece devletin anayasal yapısının nasıl olması gerektiğiyle ya da kamu görevlilerinin yasalardan doğan yükümlülüklerini yerine getirmek için verdikleri hizmetin kalitesiyle ilgili değildir. Elbette kurumların kalitesi ve standartlarının kabul edilebilirliğine karar verebilmek için kurumsal yapıların unsurlarıyla ilgilenir, fakat daha genel olarak hükümetin ve idari teĢkilatın kalitesini inceler. Dolayısıyla, idarenin bütün kurum ve kuruluĢlarının profesyonel standartlarıyla ilgili çıkarımlar yapar (Chapman, 1993: 1). Bu çıkarımlar, bütün topluma yayılır. Nihayetinde kamu hizmeti, toplumun değer yargılarını yansıtan kamu görevlileri tarafından yerine getirilmektedir. Kamu yönetiminde etik, siyaset biliminin kapsamı içinde bulunan en önemli konulardan bir tanesidir (Cooper, 2000: 1-3).

Kamu yönetiminde etik bir durum değil bir faaliyettir. Etik davranıĢın desteklenmesi, yalnızca uyulması gereken kuralların listesinin ya da ulaĢılması gereken bir statünün belirlenmesi değildir. Devletin iĢleyiĢinin temelinde olan ve hep devam eden bir yönetim sürecidir; yönetimin baĢarısında ve evriminde oldukça önemlidir (TÜSĠAD, 2003: 21-22).

Kamu görevlilerinin davranıĢlarında iki temel etken rol oynamaktadır. Bunlardan biri yasalar, diğeri ise etik değerlerdir. Yasalar, kamu görevlilerinin davranıĢlarını dıĢsal olarak belirlemekte ve denetlemekte iken etik değerler, davranıĢı içsel olarak yönetmekte ve denetlemektedir (Cooper vd., 1998: 91). Ayrıca, davranıĢların dıĢtan belirlenmesinde rol oynayan yasalar ve kurallar, kamu görevlilerini kamu yararı doğrultusunda eylemde bulunmaya zorlamaktadır. Bu bakıĢ açısına göre

kamu yönetimi etiğini, kamu çalıĢanının her türlü davranıĢını yasalara, etik kodlara ve çeĢitli kurallara göre yapması olarak tanımlamak mümkündür. Kamu görevlilerinin davranıĢlarının içsel belirleyicisi olarak ele alındığında ise kamu yönetimi etiği, kamu görevlilerinin eylemlerini, bireysel ahlaki değerleri referans alarak yapması anlamına gelmektedir. Bu perspektifte önemli olan, kamu görevlisinin ahlaki geliĢmiĢlik düzeyidir (Maesschalck, 2004: 21). Kamu görevlisinin tutum ve davranıĢları etik ilkelere bağlanmasa bu davranıĢlar yalnızca ahlaki, vicdani boyutta kalsa yönetim sıkıntıya girer, öyle bir durumda etik yönetim beklenemez, adalet, eĢitlik, sorumluluk gibi ilkeler ortadan kalkar. Ortada devlet güveni kalmaz.

Devlet yasama, yürütme, yargı organlarından oluĢur, bu organlar görevlerini kamu personeli aracılığıyla yerine getirir. Bu nedenle kamu personeline düĢen görev oldukça önemlidir. Kamu personeli topluma karĢı sorumluluk bilinciyle hareket etmelidir. Kamu personeli devlet adına birçok yetkiyi elinde bulundurur, bu nedenle o yetkiyi toplum adına devlet adına en iyi Ģekilde kullanmalıdır. Kamu personeli toplumun sorumluluğunu üzerinde taĢıdığından o görevini en iyi, en adaletli Ģekilde yerine getirmelidir. Aksi halde, devlet yönetimi temelden sıkıntıya girer ev devletin etkinliği ve otoritesi zedelenir.

Kamu yönetiminde etiğin önem kazanmasında, hizmetlerin daha etkin iĢleyebilmesi, daha kaliteli hizmet sunulmasıyla beraber; kamu yönetiminde görülen yolsuzluk, rüĢvet, bireysel çıkar gibi etkenler etkili olmuĢtur. Özellikle rüĢvet, yolsuzluk, kayırmacılık, zimmet gibi etik dıĢı davranıĢların artması yönetimde etik konusunu gündeme getirmiĢ ve hızla önlem alma arayıĢlarına girilmiĢtir. Ülkelerin geliĢmiĢlik düzeyi, hizmetlerin kalitesi öncelikle etik bir yönetimden geçer. Etik, kamu gücünün keyfi Ģekilde kullanımına engel olur. Etik, ancak etkin Ģekilde uygulanırsa devlete, kurumlara ve kamu personeline güven sağlar.

Devletlerin iĢlevsel büyüme çağı olarak nitelenen 20. Yüzyıl, kapsamlı, hızlı ve küresel değiĢmelere sahne olmuĢtur. Sözü edilen dönüĢüm, sadece teknoloji ile sınırlı değildir; toplumsal yapı ve kurumlar, insan davranıĢ ve tutumlarını belirleyen değerler, köklü bir değiĢime uğramıĢ ve uğramakta olduğu görülmektedir. “Kapitalizmin yeniden yapılanma süreci” olarak da adlandırılan bu dönüĢüm, evrensel bir devlet reformu gereksinmesine yol açmıĢ olup yolsuzluklardan arındırılmıĢ, saydam bir devlet, en

geliĢmiĢ ve en demokratik diye tanımlanan toplumlar dâhil, her yerde öncelikli bir amaç olagelmiĢtir. Devletle ilgili yeniden yapılanma gereksinmesinin; biri, hukuk devletine tam bir iĢlerlik kazandırmak; diğeri, kamu hizmetlerinin olabildiğince yüksek bir etkinlik ve verimlilik içinde yerine getirilmesi olmak üzere iki boyut arz ettiği ifade edilmektedir (ġaylan, 2000: 36-37). Kamu yönetimlerinde yapılan araĢtırmalarda yaĢanan etik olmayan davranıĢlar tanımlanmıĢ ve kamu yöneticisini bu davranıĢa iten sosyal ve ekonomik nedenler belirlenerek çözüm önerileri getirilmeye çalıĢılmıĢtır. Örneğin bu anlamda birçok öneri ortaya atılmıĢtır (Aktan, 1994: 113-114):

Etik dıĢı davranıĢları kontrol edebilmek amacıyla yeni yasalar konularak, cezaların etkinleĢtirilmesi,

AraĢtırma ve soruĢturma sisteminin kurularak etkin bir denetim sağlanması, Bürokraside var olan patolojik uygulamaların en aza indirilmesi,

Ücret dengesizliklerinin çözümlenerek adil bir ödüllendirme düzeninin kurulması,

Yönetsel iĢlem ve eylemlerde açıklık ilkesinin yerleĢtirilmesi gereği,

Toplumsal anlamda bir kınama ve baskı ortamının oluĢturularak, baĢta basın olmak üzere kitle iletiĢim araçlarıyla etik dıĢı davranıĢlarla ve yozlaĢmıĢ uygulamalarla mücadele edilmesi.

Kamu yönetiminde etik; kamu yöneticilerinin ortaya koyması gereken davranıĢ kuralları, süreçler ve Ģekil Ģartları gibi bazı yöntemlerin kullanılması olarak karĢımıza çıkmaktadır. “Yönetsel etik ya da kamu yönetimi etiği, yönetsel kurum ve kuruluĢların her türlü eylem ve iĢlemlerinde hem önlenmesi gereken hem de teĢvik edilen olumlu davranıĢları içeren bir dizi ilke ve standartlardan oluĢur” (Nohutçu, 2001: 393). Kamu yönetiminde etik, kamu yöneticilerinin, karar alırken ve kamu hizmetlerini yürütürken uymaları gereken, tarafsızlık, dürüstlük, sosyal adalet, saydamlık, hesap verebilirlik, kamu yararını gözetme gibi bazı ahlaki ilke ve değerler bütününe denir. Bu ilke ve değerleri benimseyen, karar ve iĢlemlerinde uygulayan yönetime “etik yönetim” adı verilir (Eryılmaz, 2010: 331).

Etik ilkelerin oluĢumunu etkileyen dıĢ etkenler; genel etik ilkeler, toplumsal etmenler ve hukuksal yapıdır. Toplum tarafından da kabul görmüĢ genel etiksel

davranıĢlar Ģunlardır: Dürüst olmak, hırsızlık yapmamak, hakkaniyete aykırı davranmamak. Bu davranıĢlar genel olarak toplum tarafından ahlak dıĢı görülen davranıĢlardır. Diğer açıdan, toplumun kültür yapısı da etik ilkelerin oluĢumunda çok önemli bir yere sahiptir. Zaten toplumun kültür yapısına aykırı bir etik kuralı o topluma benimsetmek zor olur. Ama toplumun kültür yapısıyla uyumlu etik ilkeler daha etkin ve uygulanabilir olur. Hukuk kuralları ise etik değerlerin kaynağıdır, etik değerleri ortaya koyar ve etik değerlerden yola çıkarak da etik ilkeleri belirler.

Etik kuralları geleneksel olarak kendiliğinden oluĢur; ancak daha sonra hukuk kuralı haline dönüĢür. Etik kuralları, günümüzde etik davranıĢ kodları (ethical code of conducts) adı altında yazılı hale getirilip sistemleĢtirilmektedir. ÇeĢitli uluslararası kuruluĢlar, siyasette etik değerleri sistemleĢtirmek ve yazılı hale getirmek için çalıĢmalar yapmaktadır. Örneğin, OECD, GRECO (Yolsuzluğa KarĢı Devletler Grubu), Uluslararası Saydamlık Örgütü, BirleĢmiĢ Milletler (BM) , etik konusunda araĢtırmalar yapmakta ve raporlar yayınlamaktadırlar (Yüksel, 2011: 619).

Etik ilkelerin oluĢumunu etkileyen iç etkenler ise, örgütsel yapı ve çalıĢanların özellikleridir. Örgütsel yapı, bir örgütteki merkeziyetçilik, aĢırı kırtasiyecilik, görev tanımlarının belirtilmemiĢ olması, saydamlığın olmaması, gizliliğin ön planda olması ve aĢırı hantallaĢmıĢ bürokratik bir yapının olması etik dıĢı davranıĢlara yol açar. Ama görev ve yetkilerin tanımlanıp açıkça belirtildiği, saydamlığın olduğu, aĢırı merkeziyetçilik ve kapalı bürokrasiden uzak bir yönetim etik ilkelerin uygulanabildiği bir yönetim, örgüttür. ÇalıĢanların özellikleri de etik ilkelerin oluĢumunu ve uygulanabilirliğini etkilemektedir. Öncelikle yöneticinin etiksel kurallara uygun davranması gerekir. Ancak bu durumda, çalıĢanların da o kurallara uyması beklenebilir.