• Sonuç bulunamadı

Kamu Harcamaları ve Gelirleri Üzerindeki Etkileri

BÖLÜM 2: YOLSUZLUK – EKONOMİK BÜYÜME İLİŞKİSİ ANALİZİ

2.2. Yolsuzluğun Ekonomik Etkileri

2.2.3. Kamu Harcamaları ve Gelirleri Üzerindeki Etkileri

2.2.3.1. Kamu Harcamaları Üzerindeki Etkileri

Kamu harcamalarında yolsuzluklar sonucu meydana gelen değişim, harcamaların yolsuzlukların ve özellikle rüşvet alma imkanlarının fazla olduğu alanlara kaydırılmasına neden olmaktadır (Mauro, 1998:264). Bu değişim sürecinde harcamaların eğitim gibi ders kitapları ve maaş ödemelerinin yoğun, basit teknoloji gerektiren ve özel sektör tarafından sunulabilen alanlardan; savunma ve alt yapı gibi ileri teknoloji gerektiren ve özel sektörce sunulması zor olan alanlara doğru kayacağını vurgulamaktadır.

Konuyla ilgili olarak pek çok araştırmacının yapmış olduğu çalışmalar sonucunda yolsuzlukların varlığı durumunda eğitim ve sağlık gibi sosyal hizmetlere yönelik harcamaların göreceli olarak azalacağı, bayındırlık gibi önemli yatırımları gerektiren

kamu harcamalarının ise artacağı bulgularına ulaşılmıştır. (Bağdigen ve Dökmen, 2006, Del Monte ve Papagni, 2001, Gupta ve diğerleri, 2000, Garamfalvi, 1998, Tanzi, 1998, Tanzi ve Davoodi, 1997, Shleifer ve Vishy, 1993).

Tosun (2003), 44 ülke için 1982-1995 yıllarını kapsayan çalışmasında Rassal Etkiler Sıralı Probit Modeli yöntemini kullanmış ve kamu harcamaları, kanun hakimiyeti, bürokratik kalite ve kentsel nüfus artış oranının yolsuzluğu belirleyen faktörler olduğunu; kamu görevlilerine ödenen ücret düzeyinin ve enflasyon oranının yolsuzluğu belirleyen faktörler arasında yer almadığını tespit etmiştir.

Garamfalvi’nin (1998) kamusal kaynakların çeşitli harcamalar arasındaki dağılımında yolsuzlukların oynadığı rolü incelediği çalışmasında, gelişmiş ve gelişmekte olan ülke ayrımı yapılmaksızın yolsuzluklar ile bayındırlık hizmetleri arasında olan pozitif ilişkinin sosyal harcamalarda negatif yönde işlediği bulgusuna ulaşılmıştır.

Bu ilişki Mauro (1998) tarafından da incelenmiş ve yolsuzlukların varlığı durumunda eğitim harcamalarının azalacağı bulgusuna ulaşılmıştır. Yazar, bu sonucu eğitim hizmetlerinin basit teknoloji gerektirmesi ve özel sektör tarafından da sunulması nedeniyle rüşvet toplama imkânlarının sınırlı olması ile açıklamıştır.

1982-2003 dönemi için EKK yöntemiyle yaptıkları tahmin sonucunda; Türkiye’de yolsuzluktan tüm kamu harcamalarına değil sadece eğitim ve sağlık harcamalarına doğru bir nedensellik olduğunu, konsolide bütçe harcamalarından ve yatırım harcamalarından yolsuzluğa doğru nedensellik ilişkisinin olduğunu belirlemişlerdir (Bağdigen vd., 2006b:34).

Kamu yatırımları, harcamaları ve yolsuzluk ilişkisini sağlık harcamaları açısından ele alan Mauro’ya (1998) göre, ileri teknoloji ile donatılmış hastahane tesisleri için yapılan harcamalardaki ya da tıbbi araç ve gereçlerin alımı için yapılan harcamalardaki yolsuzluklar oldukça yüksek iken; doktor ve hemşire maaşlarının ödenmesi için yapılan harcamalardaki yolsuzluklar sınırlı düzeyde kalmaktadır.

Bu sonuç yatırım niteliğindeki harcamaların cari harcamalara oranla yolsuzluklarla daha yüksek bir ilişki içinde olduğunu göstermektedir. Bu nedenle sağlık harcamalarının

yolsuzluklarla olan ilişkisi incelenirken bu harcamaların alt bileşenleri dikkate alınmalıdır.

Eğitim, sağlık ve transfer harcamaları şeklindeki sosyal harcamaların yolsuzluklarla olan ilişkisi, Mauro (1998:263-265) tarafından bu harcamaların bireylere büyük rant sağlamaması ile açıklanmaktadır.

2.2.3.2. Kamu Gelirleri Üzerindeki Etkileri

Fisman ve Svensson (2000) yaptıkları çalışmada, hükümetin üretken kamu mallarını sunabilmesi için gerek duyduğu gelirlerden mahrum kalması söz konusu olduğu sürece yolsuzluğun, büyüme üzerinde vergi oranlarındaki artışlardan daha yıkıcı bir etkiye sahip olduğu sonucuna ulaşmışlardır.

Yolsuzluk vergi gelirlerini olumsuz yönde etkilemektedir. Yüksek yolsuzluk düzeyine sahip ülkelerde tahsil edilen vergilerin GSYİH içindeki payı (diğer faktörler veri iken) daha düşük olmaktadır (Giray, 2005:113).

Akdede (2006), yolsuzluğun vergi kaçakçılığını özendirip özendirmediğini incelediği çalışmasında, istenen rüşvetin yüksek olması durumunda mükellefin vergi kaçırmayacağı sonucunu matematiksel olarak göstermiştir.

Bağdigen ve Beşkaya (2005), 1980-2001 dönemini kapsayan çalışmalarında yolsuzlukların kamu gelirleri üzerindeki etkisini Türkiye için EKK yöntemiyle tahmin etmişlerdir. Analiz sonucunda 1 puanlık yolsuzluk artışının kamu gelirlerini %1 azalttığı bulgusunu elde edilmiştir.

Dökmen (2012), yolsuzluklar ile vergi gelirleri arasındaki ilişkiyi 25 OECD üyesi ülkenin 1984-2007 dönemi verilerini kullanarak Panel analizi, GMM yöntemiyle incelemiştir. Çalışma sonucunda yolsuzluklarla farklı vergi türleri arasında negatif ve istatistiksel açıdan anlamlı ilişkiler bulmuştur. Yolsuzlukların yüksek olduğu ülkelerde toplam vergi gelirlerinin azalma eğiliminde olduğu, ele alınan ülkelerde yolsuzlukların vergi gelirlerini dolaylı - dolaysız ayrımı olmaksızın olumsuz etkilediği sonucuna ulaşmıştır.

Yolsuzluklar hem vergi gelirlerinde hem de vergi dışı gelirlerde azalma, borçlanmada ise artışlar meydana getirir (Bağdigen vd., 2006:65).

Giray (2005), 1995-2002 yılları itibarıylaTürkiye için yaptığı çalışmada; vergi inceleme sayısı arttıkça yolsuzluk düzeyinin azaldığı, yolsuzlukların en çok gelir vergisi hasılatının azalmasına neden olduğu sonuçlarına ulaşmıştır.

Vergi gelirleri üzerinde yaşan bir takım sıkıntılar yolsuzluğa zemin

oluşturabilmektedir. Vergi gelirlerinin toplanmasında denetim eksikliğinin olması ve vergi gelirleri toplanmasından sorumlu kamu görevlilerinin görevlerini kötüye kullanmaları da yolsuzluğa neden olabilmektedir. Örneğin vergi gelirleri üzerinde denetimin yetersiz olması vergi gelirleri üzerinde yolsuzluk yapılmasına imkan sağlar (Tanzi, 1998:11).

Bu bağlamda vergi gelirlerinde yolsuzluğa neden olabilecek faktörleri aşağıdaki gibi sıralamak mümkündür (Tanzi, 1998:11):

• Vergi kanunları mükelleflerin anlayamayacağı şekilde karmaşık bir şekilde düzenlenmiş ve bunun sonucunda mükellefler yardıma ihtiyaç duymakta ise,

• Vergilerin ödenmesi aşamasında mükelleflerle vergiyi toplayanlar sık sık karşı karşıya geliyorlarsa,

• Vergi idaresinde çalışanların maaşları düşük ise,

• Vergi idaresinde çalışanların yolsuz davranışları görmezden geliniyor ya da kolayca ortaya çıkarılmıyor veya ortaya çıkarıldığı zaman hafif bir cezaya hükmediliyorsa,

• İdari prosedürler (örneğin, denetimden geçirilecek mükelleflerin seçimindeki ölçüt) şeffaflıktan yoksun ise,

• Vergi teşviklerinin sağlanmasında, verginin tahakkukunda, denetlenecek

mükelleflerin seçiminde, dava açma aşamalarında ve diğer birçok önemli kararların alınmasında vergi idaresi geniş takdir yetkisine sahipse, yolsuzluklar yoğun olarak yaşanacaktır.

Asher (2001:10), vergi gelirlerini etkileyen yolsuzlukların oluşumuna ilişkin örneklerle yolsuzluk olaylarını şöyle somutlaştırmaktadır:

• Yolsuzluk yapılmaması halinde alınması mümkün olmayan vergi muafiyet

belgelerinin temini,

• Mükellefiyete ait bilgilerin vergi idaresinin kayıtlarından ve dosyalarından silinmesi,

• Mükellefin ticari rakiplerine ilişkin gizli vergi beyan bilgilerinin sağlanması,

• Vergi kaçakçılılığını kolaylaştırmak amacıyla sahte mükellefiyet tesisi,

• Mükellefin vergi borcunun gerekçesiz olarak silinmesi,

• Yapılan vergi denetimlerinin ve kesilen vergi cezalarının takip edilmemesi. Yolsuzlukların kamu gelirleri üzerindeki miktar etkisi, Tanzi ve Davoodi (2000:18) tarafından yapılan çalışmada bulunan şu sonuçlar ile gösterilebilir. Yolsuzluk algılama endeksinde meydana gelebilecek 1 puanlık artış; toplam Kamu gelirleri/GSYİH rasyosunu %1.5 oranında, Vergi gelirleri/GSYİH rasyosunu %2.7 oranında azaltmakta iken, Vergi dışı gelirler/GSYİH rasyosunu %1.3 oranında arttırmaktadır.

Yolsuzlukların vergi türleri üzerindeki bozma etkisi ise şu sonuçlarla gösterilebilir. Yolsuzluk algıma endeksindeki 1 puanlık bir artış; Doğrudan Vergiler/GSYİH oranını %1.8, Dolaylı Vergiler/GSYİH oranını ise %1.2 oranında azaltmaktadır (Tanzi ve Davoodi, 2000:18).

Bu sonuçlar yolsuzlukların gelişmekte olan ülkelerde daha yoğun olduğunun kabulü ile birleştirilirse bu ülkelerin neden dolaylı vergilere daha ağırlık verdiğinin açıklanmasına yardım edecektir.

Benzer Belgeler