• Sonuç bulunamadı

Kalbin Değişkenliği

Belgede Gazzâlî'de kalp kavramı (sayfa 35-38)

2. Kalp Kavramının Müteradifleri

1.2. Gazzâlî’ye Göre Kalbin Mâhiyeti

1.2.1. Kalbin Değişkenliği

Kalp kelimesinin lügatte “bir şeyi bulunduğu halden bir başka hâle çevirmek” anlamına geldiğini ifade etmiş ve kalbe kalp denilmesinin, çeşitli etkiler sebebiyle sürekli bir değişim içinde bulunmasından kaynaklandığını belirtmiştik. Gazzâlî kalbin değişmesine yönelik şöyle bir ifade kullanmaktadır: “Kalp, her taraftan yağan mermilerin bir hedefidir. Atılan oklardan biri kalbe değdiği zaman, ondan müteessir olur ve onun tesirinde kalır. Başka taraftan bunun zıddı olan birşey isabet ederse, bu defa vaziyeti değişir. Meselâ şeytan gelip onu kötülüğe davet ettiği zaman, melek gelir onu iyiliğe çeker. Bir şeytan gelir kötülüğe davet eder, öbür şeytan gelir başka bir kötülüğe davet eder. Bir melek bir iyiliğe çekerken bir diğeri de bir başka iyiliğe çağırır. Bazen iki melek ve iki şeytan arasında münâzaa olur. Hiçbir vakit boş kalmaz.”170

Gazzâlî’ye göre kalpler hayır ve şer üzerine sebatta ve bunlar arasında tereddüt etmekte üçe ayrılırlar:

164

SüleymanUludağ, “Kalb”, DİA, İstanbul, 2001, XXIV/230

165 A’raf, 7/179 166 Hac, 22/46 167 Kâf, 50/37 168 İsrâ, 17/36; Ahzâb, 33/5 169

SüleymanUludağ, a.g.e., s. 274

170

Birincisi: Pisliklerden temizlenip riyâzet ile tezkiye ve takva ile tamir edilen kalptir. Melekût âleminden ve gayb hazinelerinden hayır hâtıraları bu kalbe akıtılır. Bunun neticesinde akıl hatıra gelen şeyler üzerinde düşünmeye, hayrın inceliklerini kavramaya, hayrın yararlılıklarının sırlarına muttali olmaya yönelir ve tüm hakikatler basiret nuruyla önüne serilir, o hayrın yapılmasına hükmeder, teşvikte bulunur, onunla amel etmeye çalışır. Melek bu kalbe baktığında cevherinin kaliteli, takva ile temizlenmiş, aklın ışığıyla aydınlanmış, marifet nurlarıyla mamur hale getirilmiş, kendisinin inip karargâh kuracağı bir mekân olması için elverişli görür.

İkincisi: Heves ile dolmuş rüsvay ve perişan olan kalptir. Kötü huy ve pis şeylerle kirlenmiş kalptir. Meleklerin kapıları kapanmış, şeytanların kapıları ardına kadar açılmış olan kalptir. Bu kalpteki şerrin ilk başlangıcı heveslerden kaynaklanan bir hatırın burada çakıp belirmesidir. Bu grupta değerlendirilen kalp sahibinin aklı heveslere hizmet etmeye alıştığı, bunun ile ünsiyet kurduğu, sürekli bir biçimde hevesler için çareler düşündüğü, heva ve arzuları gerçekleştirmeye yardımcı olduğu için nefis aklı istila eder ve ona karşı arzulara destek verir. Bunun sonucunda aklın orduları çekilip savunma yapamadıkları için sine heveslerle genişler, hevesi zulmetleri burada yayılır, heveslerin yayılmasının doğal bir sonucu olarak faaliyet alanı genişlediği için şeytanın hükümranlığı güç kazanır ve arzuları süslemeye, aldatmaya, kuruntulara yönlendirmeye başlar, yaldızlı sözler telkin edip kendisini aldatır.

Üçüncüsü: Hevâ hâtıraları kalpte canlanır ve kalbi kötülüğe çeker. Öte yandan îmân hâtıraları gelir ve kalbi iyiliğe iter. Nefis, şehvet kuvveti ile şer hâtıralarının yardımına koşar. Şehveti takviye eder ve bu gibi gayr-ı meşrû istifâdeleri kuvvetlendirir. Öte yandan akıl, iyilik hâtıralarına doğru gider ve şehveti def’eder, kötü işlerini takbîh ve techîl eder. İşte böylece iki kuvvet arasında bocalar durur, nihâyet lâyık olduğu tarafa galebe çalar.171

Gazzâlî kalbin şeytânî ve melekî tarafa meyilli olduğunu bir kez daha vurgulamakta ve şöyle demektedir: “Şeytânî sıfatlar kalpte gâlip ise, şeytan galebe çalar ve kalp Allahü Teâlâ’nın ve dostlarının askerlerinden uzaklaşarak şeytânın ordularına meyleder ve kaderine uygun olarak, âzâları Allah’tan uzaklaşmasına

171

sebep olan tarafa akar gider. Şayet melekî hasletler kalpte gâlib ise, kalp şeytânın iğvâsına ve peşin zevklere olan teşvîkine meyletmez. Onun âhireti küçümsemesine değer vermez. Belki Allahü Teâlâ’nın ordusuna meyleder. Kazâ ve kaderine uygun olarak tâat ve ibadet âzâlarında görülür. Hulâsa, kalp, Rahmân’ın iki parmağı arasında devreder durur. İki parmak bu iki kuvvettir. Bu iki kuvvetin câzibesi arasında devreder. Kalpte gâlib olan işte budur. Sağa sola döner bir kuvvetten diğerine intikal eder durur.172

Kur’ân-ı Kerim’de kalbe nisbet edilen sertlik,173 yumuşaklık,174 hassaslık,175 körlük,176 anlayışsızlık,177 itmi’nân,178 ve teslîmiyet179 gibi vasıflar, kalbin çok çeşitli hallerinin olabileceğini gösterdiği gibi kalplerin kayabileceğini,180 çevrilebileceğini181 ya da sebatkâr kılınabileceğini182 konu edinen âyetler de kalbin her an değişkenlikle yüz yüze bir konumda bulunduğunu açıkça beyan etmektedir.183

Kur’an’da kalbin değişkenliği kalp, zeyğ, sarf ve sağy kelimeleri ile ifade edilmiştir. Zeyğ ve sağy kelimeleri, sapmak, dönmek ve meyletmek mânasına gelirken,184 sarf kelimesi, bir nesneyi bir durumdan diğer bir duruma döndürmek ya da bir hali diğer hale çevirmek anlamında kullanılmıştır.185 Söz konusu kelimelerin geçtiği bazı âyetler şunlardır: “Yine ona iman etmedikleri ilk durumdaki gibi onların

gönüllerini ve gözlerini ters çeviririz”186

, “Bir zaman Mûsa kavmine: Ey kavmim! Benim, Allah’ın size gönderilmiş peygamberi olduğumu kesin olarak bildiğiniz halde niçin beni incitiyorsunuz? demişti. Ne zaman ki onlar haktan saptılar (zâğû),

Allah’ta onların kalplerini eğriltti (azâğa)”187

, “Bir sûre indirildiği zaman,

172

Gazzâlî, İhyâ, III/102

173 Bakara, 2/74 174 Zümer, 39/23 175 Enfâl, 8/2 176 Hac, 22/46 177 A’râf, 7/179 178 Ra’d, 13/28 179 Şuarâ, 26/89 180 Âli İmrân, 3/8 181 Tevbe, 9/127 182 Hûd, 11/120 183

Âdem Ergül, a.g.e., s. 308

184

Râgıb, a.g.e., I/546, II/66

185

Râgıb, a.g.e., II/59-60; Âdem Ergül, a.g.e., s. 308

186

En’âm,6/110

187

(münâfıklar göz kırpıp alay ederek) birbirlerine bakar (ve): (Çevreden) sizi birisi görüyor mu? diye sorarlar, sonra da sıvışıp giderler (insarafû). Anlamayan bir

gürûh (kavim) olduklarından Allah da onların kalplerini çevirmiştir (sarafa)”188

Bu âyetlerde açıkça görüldüğü gibi kalp, zaman zaman olması gereken çizgisinden ya da yönelişinden sapabilmektedir. Bu değişimin her an mümkün olabileceğini Hz. Peygamber (s.a.v.) “Kalp, bomboş bir arazide rüzgârların oraya buraya savurduğu

bir kuş tüyüne benzer”189

sözleriyle dile getirmiştir.

Belgede Gazzâlî'de kalp kavramı (sayfa 35-38)

Benzer Belgeler