• Sonuç bulunamadı

Duruşmaya kaldığı yerden devam olundu.

Tutuksuz sanıklardan Hatice Bahtiyar ve Adnan Bulut ile bir kısım sanıklar müdafileri Av.

Burcu Aydın, Cavit Subaşı, Osman Topçu, Gizem Öcalan, Kadir Kartal ve Ümit Gazi oğlu’nun geldikleri görülmekte huzurdaki yerlerine alındı.

Sanık Birol Başaran huzura alındı çapraz sorgusuna devamla.

Mahkeme Başkanı : ”Sabahleyin o bölümü mü?

Sanık Birol Başaran: ”Şimdi başkanım bu, bu sabah ki örneğimi göstereceğim göstermeden önce de şu şeyi göstermek istiyorum. Bu Mehmet Ali Beyin az önce söylediği sabahtan ÜSİAD dokümanı 1. iddianamenin ek klasörlerine 89. klasörde bu verilen numaraların 167. sayfasına bir PDF olarak ta 266. sayfasını bu doküman ÜSİAD dokümanı Ümit Oğuztan’dan ele geçmiş. Ümit Oğuztan’dan ele geçen dokümanında dijital şeyi de şu gördüğünüz gibi bu aynı zamanda size anlatmak istediğim şeyi de anlatıyor. Başkanım söyle diyor: Bu dosya 07.28.2003 tarihinde yaratılmış fakat son defa 03.07.2001 tarihinde değiştirilmiş.”

Mahkeme Başkanı:”Tersi olmadı mı?”

Sanık Birol Başaran:”Tersi Başkanım”

Mahkeme Başkanı:”Biriyle oynayan ikisiyle niye oynamasın”

Sanık Birol Başaran:”yani her neyse ama dosyanın yaratılma tarihi”

Mahkeme Başkanı:”Farkına mı varmamış yani? Yo onu değiştirmişler. Niteliğini niye değiştirmemişler. Eğer değişiyor ise bu niçin ya bu daha beter yani”

Sanık Birol Başaran:”Valla bilmiyoruz kimin ne yaptığını tabi arkada ama bu ek klasörlerde ki bu dijital raporlarda böyle şeylikler gariplikler var. Dosya yaratıldıktan”

Mahkeme Başkanı:”Aslında normalde tersi olması gerekiyor.”

Sanık Birol Başaran:”Tersi olması lazım. İlk 2001 yılında yaratılıp en son 2003 tarihinde değiştirilmesi gerekirken tersi olarak ilk başta 2003 yılında yaratılmış sonra 2001 yılında değiştirilmiş buda dosya üzerinde değiştirildiğini söylüyor birde bu ÜSİAD dökümü dediğim gibi Ümit Oğuz Tan’dan ele geçmiş. Ben kimdir nedir tanımam. Kim yazmış bilmem yani benimle de bir alakası olmadığını söyledim.”

Mahkeme Başkanı:”Söylediniz zaten savunmanızda söylediniz.”

Sanık Birol Başaran:”Şimdi bu programla ilgili Rıhtım Bey şu E’leri bir başka bir harf yapalım. Şunu yaptım Başkanım. Ben size göstereyim. Şurada biz bir doküman yarattık.İçinde e harfleri var gördüğünüz gibi ve bu e e harflerinin son değiştirilme tarihine bir bakın nedir son değiştirme tarihi 09.52 bu 17 aralık yani bugün sabah 09.52’de değiştirilmiş.Ben şimdi bu makine’yi tekrar kapatıp açtığımda biz şunu göreceğiz bunun içinde Rıhtım Beyin yazdığı E, E, E, diye L, L, L, harflerini göreceğiz ve değiştirilme tarihinin de değişmediği göreceğiz. Değiştirme tarihi tekrar 09.52 göreceğiz. ben buradan da şunu ispatlamış olacağım dosya tarihi değiştirilmeden de ben bu dosyanın içindekileri değiştirebilirim. Yani dosyanın tarihiyle hiç oynamadan dosyanın içindeki bilgilerle oynamak mümkün gibi.”

Mahkeme Başkanı: ”Peki bu bilgisayarla ilgili ne kaldı geriye oynanmayan.”

Sanık Birol Başaran: Yani zaten bizim anlatmaya çalıştığımızda başkanım o eğer CMK 134.’e göre bir kopyası alınıp Hash değeri alınmaz ise bunun hiçbir anlamı yok gerçekten o bilgisayar alınıp har disk alınıp flaş bellek alınıp onun üzerinde her türlü oynama yapmak mümkün.”

Mahkeme Başkanı:”Peki size verilenle sizin oynama şansınız yok mu?”

Sanık Birol Başaran:”Ama bize kopyası verilmesi lazım.”

Mahkeme Başkanı:”İyi kopyası verildi size. Siz oynadınız diyelim değiştirdiniz onları.”

Sanık Birol Başaran:”Yok şöyle ama CMK 134 söyle düzenliyor o işi geldin benim evimde hard diskimi aldın onun diyor bir kopyasını al, sen kopyasını al, ama müşteki isterse bir kopyasını da ona ver. Dolayısıyla hard disk burada duruyor bir kopya CD onda bir kopya CD bende olursa ikisini de hash değerleri şey aynı kopyadan bir kopya polis aldı bir kopya bir kopyada bende kaldı. Ondan sonra onu karşılaştırdığımızda ikimizin de anlaştığımız üzerinde anlaştığımız şey.”

Mahkeme Başkanı:”Yani hash değerler sizin yapacağınız veya kimin yapacağı bir değişiklikle hash değerler değişiyor mu?”

Sanık Birol Başaran:”Değişiyor Başkanım. EğerW”

Mahkeme Başkanı:”Tamam anlaşıldı konu.”

Sanık Birol Başaran:”Başkanım gösteriyorum şimdi gördüğünüz gibi daha önce E harfleri vardı.Şimdi içeriğini Rıhtım beyin yazdığı L harfleri geldi.L midir nedir o neyse başka bir harf oldu peki tarihi değişti mi? bakalım 09.52.48 gördüğünüz gibi tarihini hiç değiştirmeden ben o dosyanın içindeki bilgiyi değiştirdim bu çok basit bir örnek programın daha bir sürü özellikleri var bu internetten parasız indirilen ve kullanılan bir program herkes indirebilir.Her hangi bir dosyanın içindeki her hangi bir kelimeyi arayıp bulup bir şeyle de değiştirmek mümkün mesela hakkakten bütün özdenleri bul İbrahim Fırtına yap diyebilirim o özelliklerin hepsi mevcut çok işi uzatmasın diye göstermek için vakit kaybetmiyorum ama bu özelliklerin hepsi var ve bunlar internette çok kolaylımla bulunuyor. Hep anlatmaya çalıştığım şu bilgisayarda hard disk alıp gittiğinde biri onun üzerinde her şeyi yapmak mümkün bunun hukuki bir değerinin olması için bir kopyasının bende bir kopyasının da alan insanda olması lazım ve o ancak karşılaştırılırsa bir anlamı olur. Özetle söylemek istediğim bu.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Sayın Başkanım öncelikle sanık Mehmet Şener Eruygur ve müdafilerinden özür dilemek istiyorum. Biraz önce yanlış hatırlamışım. İlker Güven’in ifadesinin 3. sayfasında 4 Temmuz 2008 tarihinde alınan ifadede Birol Başaran ADD Kadıköy şube binasını derneğe armağan eden kişidir. Ulusal sanayi ve iş adamları Derneğinin düzenlemiş

olduğu bir yemeğe Mehmet Şener Eruygur katılamayacağını ve benim gidip gidemeyeceğimi sordu bende Mehmet Şener Eruygur’un yerine bu davete katıldım ve kendisini burada gördüm.

Hatta orada merhabalaşma ve hoş geldin haricinde özel bir görüşmemiz olmadı şeklinde beyanını ben yanlış hatırlamayla ben Mehmet Şener Eruygur olarak telaffuz etmiş oldum. Onu İlker Güven olarak düzeltiyorum.”

Sanık Birol Başaran müdafii Av. Celal Ülgen söz istedi verildi:" Soruyla ilgili değil. Sayın Savcının söylediği çok önemli bir konu var. Onu Sayın Savcının böyle kabarık bir dosyada hata yapması son derece doğaldır. Özür dilemesine gerek yok çok olağan karşılarız. Ancak burada sizin dikkatinize sunmak istediğimiz çok önemli bir husus var. Sayın iddia makamı o metni okudu ve Birol Başaran’ın ismini geçirdi. Korkunç olan vahim olan budur. Yanlış hatırlayabilirdi okumasaydı doğruydu ama sayın iddia makamı biz takip etmeseydik o öyle geçmişti. Bunu mahkemenin takdirine sunuyorum.”

Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Ben bizzat delil CD’sinden okudum.

Yanlış bir yerden okumadım yani. Delil CD’sinden okudum avukat bey yani yanlış bir yerden okumadım. Orijinal Word belgesinden 2005 tarihinde oluşturulan Word belgesinden okudum.”

Sanık Birol Başaran:”Ama Mehmet Ali Bey orda anlaşalım. Faaliyet raporunda Birol Başaran’ın ismi yok.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Bende ki listede bilirkişinin bana vermiş olduğu Word eleme raporunda var ben onu söylüyorum.”

Sanık Birol Başaran:”Ama konuştuk biz daha önce o faaliyet raporunu biz hazırladık. Ben hatırladım gerçekten daha sonra Birol Başaran adını özellikle biz çıkartmıştık oradan. Bu iş için değil bu günler için değil.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Bakınız oluşturma tarihi 22 Eylül 2005 Perşembe 12.44 değişme tarihi 12 Kasım 2005 Cumartesi 16.44 sekreter bilgisayarında yazılmış. Son kaydeden sekreter düzeltme numarası 26 düzenleme süresi 603 dakika ve yazdırma tarihi 12 Kasım 2005 Cumartesi 15.44.00 yani bu şekilde orijinal belge olarak sizde çıkanın orijinal Word belgesi bendeki okuduğum sizde nerden okuyorsunuz bilmiyorum.”

Sanık Birol Başaran:”Yok yok şöyle tamam bir anlaşalım ben ne olduğunu anladığımı düşünüyorum şimdi siz ADD den çıkmış bu anladığım kadarıyla birinci versiyonu sizin o okuduğunuz şey birinci versiyonu.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Bilmiyorum bende ki bu. Yani bende ki bu.”

Sanık Birol Başaran:”Ama bir saniye açıklayacağım. Biz daha sonra o şeyin üzerinden geçerken orda kişi adı olmasın bu doğru bir şey değildir. Bağış olarak alınmıştır diye özellikle düzelttik ve yenisini yazdık ve dernek şeylerine de öyle geçti.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Bilirkişi bunu bulmuş yani bunu çıkartmış.”

Sanık Birol Başaran:”Ama bir şey söyleyeyim sizin bu eklere koyduğunuz bizim ekimize koyduğumuz ve bizim savunmamızı yaptığımız şeyde bu versiyon yok onu söylemeye çalışıyorum. Avukatlarımız bunu söylemeye çalışıyor. Sizin bize verdiğiniz iddianamede ve eklerde bu sizin elinizdeki kopya bizde değil.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Kaçıncı klasörde sizde ki?”

Sanık Birol Başaran:”96. klasör bizim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Lütfen söyleyiniz açalım.”

Mahkeme Başkanı:”Sizin avukatlarınız onu tespit edemez mi? Daha sonra savcı bey onu dana sonra açığı kavuşturalım. Lütfen.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Tamam.”

Sanık Birol Başaran:”Devam edebiliriz biz.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Çağdaş Eğitim Vakfı ve Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği ile her hangi bir irtibatınız oldu mu ortak faaliyet yürütünüz mü? Önce bunu soruyorum.”

Sanık Birol Başaran:”Çağdaş Eğitim Vakfı hayır.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Çağdaş Yaşamı Destekleme ile her hangi bir irtibatınız oldu mu?”

Sanık Birol Başaran: ”Hayır olmadı.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”14 Aralık 2005 Çarşamba İstanbul şeklinde aldığınız notta saat 11.00 ÇEV Basın Toplantısı şeklinde bir notunuz var. Bununla ilgili bir açıklama yapar mısınız?

Sanık Birol Başaran:”Yani bildiğim kadarıyla hatırladığım kadarıyla ÇEV’ de böyle bir basın toplantısı şeyi geldi. Notunu almışım. Fakat ben oraya gittiğimi hatırlamıyorum. Yani bir not olarak gelmiş olabilir bende notunu almış olabilirim ama o ÇEV’e gittim öyle bir basın toplantısına katıldığımı hatırlamıyorum.

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Yine huzurdaki savunmanızda kabul ettiğiniz tutu 21 - 25 Kasım 2005 doç isimli belgenin nov busines baslığı altında Cumhuriyet strateji CD Er Sertaç Cumhuriyete abone ayda 500 milyon jeopolitik para ödeme müdafii hukuk para ödeme şeklinde notları kendinize göre izah etmeye çalıştınız. Bu jeopolitik dergisiyle sizin bire bir bağlantınız var mıdır? Her hangi bir göreviniz var mıdır?

Sanık Birol Başaran:”Hayır şöyle yani jeopolitik dergisini Yaşar Hacı Salihoğlu çıkartıyordu. Biz tanışmıştık onu Atatürkçü düşünce derneğine gelip konferans verdikten sonra belirli bir dostluk oluştu. O böyle bir dergi çıkardığını söylemişti bende abone olmuştum. O abonelik karşılığında biz işte sayısı hatırlamıyorum 10 tane mi 20 tane mi ne ben dergi alırdım eşime dostuma da dağıtırdım böyle bir aboneliğim vardı. İçeriğini de açıkçası çokta okumazdım.

Yani orda bir danışma kuruluna beni yazdı mı bunun karşılığı aboneliğim karşılığı değil mi hiçbir fikrim yok ama ben düzenli olarak 10 tane 20 tane belirli bir sayıda dergi alır. Bunu da dernekte dostlarıma arkadaşlarıma da dağıtırdım. İlişkim bu kadardır.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Ne kadar para ödediniz hatırlıyor musunuz?”

Sanık Birol Başaran:”Yani 250 liradır 500 liradır ama 500’ün üzerinde değildir mesela.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Şunun için soruyorum Doğu Perinçek’le ilgili yapılan soruşturma sırasında yapılan aramalarda İstanbul İşçi Partisi İl örgüt binasında 80’den 91’a kadar numaralandırılmış dokümanlar da Ulusal Birliğe çağrı başlığı altında birinci hedef Türkiye Cumhuriyetinin bağımsızlığını, egemenliğini ve bütünlüğünü koruyarak gelmesi daire içerisine alınmış yanına el yazması MDD Kemalist devrimi şeklinde not düşülmüş. Türkiye Çağdaş Uygarlık düzeyine ulaşmış güçlü müreffeh bir ülke yapma ikinci durum tespiti ekonomi, kültür, eğitim üçüncü ne yapmalı. Politika Ulusal Güvenlik Ekonomi kültür Eğitim şeklinde başlıklar altında açıklamalar yapıldığı dokümanın son sayfasında Jeopolitik Dergisi Danışma Kurulu şeklinde yazı ve altında sizin isminizin yer aldığı tespit edilmiş. Danışma kurulu olarak göreviniz oldu mu bu dergide?”

Sanık Birol Başaran:”Hayır yani bunu tamamen Yaşar bey sadece jest olsun diye yazmış.”

Sanık Birol Başaran müdafii Av. Celal Ülgen:”Sayın savcının sorduğu bu soru birinci iddianamede ki bir olayı irdeliyor oysa bilindiği gibi birinci iddianame ile şu anda yargılamamızın yapıldığı davada ki iki iddianame farklı bir dava konusunudur. Bu nedenle bu sorunun müvekkilimize bu biçimde sorulmasına itiraz ediyoruz.”

Mahkeme Başkanı:”Savcı Bey neydi o bir daha tekrar eder misin?

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Cevabını verdi Sayın Başkanım kendi almış olduğu not var jeopolitik dergisine para ödenecek diye ayrıca işçi partisine de bir belge çıkmış danışma kurulunda görevli olduğu yönünde kendisine bir görev verilip verilmediğini sorduk o konuda jest olsun diye yazmış şeklinde bir cevap verdiler.”

Sanık Birol Başaran:”Yani benim bilgimde yok şeyimde yok. Ben o dergiyle ilgili her hangi bir görev yapmadım sadece aboneyim. Ama bir şeyi de merak ediyorum jeopolitik dergisiyle ilgili bir işlem yaptınız mı?

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Yok sadece diğer örgüt mensuplarından çıkan belgeler olduğu için ikisi arasında ki irtibatı soruyorum size yani.”

Sanık Birol Başaran:”Yani jeopolitik dergisi bir suç şeyi mi?”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Yok öyle bir suçlamamız yok. Şu anda öyle bir suçlamamız yok. Yine tudu 30 Mayıs 3 Haziran doç isimli belgede nov busines başlığı altında siyaset başlığı var bunun altında da İlhan Selçuk’la randevu şeklinde bir notunuz var. Bu İlhan Selçuk’la tanışmanız ne zamana dayanıyor. Kendisinden randevu alıp görüştünüz mü?

Görüşmenizin içeriği nedir?”

Mahkeme Başkanı:" Efendim ajanda da ajandasına yazdığı notlar okunuyor kendisine.”

Sanık Birol Başaran müdafii Av. Celal Ürgen:”Sayın başkan izin verir misiniz? Bir tek usul hakkında bir şey söylemek istiyorum. İzin verirseniz yoksa konuşmayacağım.”

Mahkeme Başkanı: ”Buyurun.”

Sanık Birol Başaran Müdafii Av. Celal Ülgen: “ Efendim şimdi burada bir konunun altını çizmekte yarar var. Bakın sanığın bize olan mesafesi ile savcıya olan mesafesi arasında ki farka lütfen bakınız ve müvekkilim bize arkası dönük olarak cevabını veriyor. Biz olaylara geç müdahale edebiliyoruz. Buda savunma hakkını oldukça kısıtlıyor hatta ortadan kaldırıyor bunu takdirlerinize sunuyoruz. Bizimde müvekkilimize yakın olmamız gerekiyor. Çünkü Sayın Savcı soruyu sorduktan sonra biz geç itiraz ediyoruz müvekkilimiz cevap vermiş sayılıyor. Saygılar sunuyorum.”

Mahkeme Başkanı:”Mahkemeye karşı konuşun. Mahkemeye karşı, karşınızda vekiliniz de var o tarafa da dönün yâda.”

Sanık Birol Başaran:”Tamam başkanım.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Evet sorumu anladınız. İlhan Selçuk’la randevu notunuz var. Randevu gerçekleşti mi? Kendisiyle hangi konuları görüştünüz? Bunları açıklar mısınız? Onu istiyorum.”

Sanık Birol Başaran:” Şöyle söyleyeyim ben o notları.”

Mahkeme Başkanı:" Doğal olarak öbür tarafa dönüyor avukat bey. Biz herhangi bir şey yönlendirmiyoruz. Lütfen yani, lütfen yani.”

Sanık Birol Başaran:” Tamam başkanım her sorudan önce bir göz atarım. Şu öyle çözeriz.

Şimdi şöyle ben o notlarla ilgili bir açıklama Salı günü yapmıştım ama Salı günü bir açıklama yapmıştım ama yine baştan yapayım. Benim o notlarımın sadece İlhan Selçuk ile olan kısmı değil İlhan Selçuk ile o bütün notlarımın hepsi ulusal vizyon projesi diye kafamda benim düşündüğüm tasarladığım bir şeydi. Biz böyle bir CHP içinde böyle bir proje yapalım, insanlarla şey yapalım SMS yapalım, otelde toplanalım, İlhan Selçuk’a gidip anlatalım falan diye böyle bir düşündüm, yazdım. Ama bunların hiç birini yapmadım. İnsanlarla konuştum biraz bir iki kişiyle, ve o havada kaldı. İlhan Selçuk ile de gitmedik konuşmadım. Ama İlhan Selçuk’a başka nedenlerle ben bir iki kere gittim. Mesela bir tanesini hatırlıyorum, Tolga Yarman’ın adaylığını anlatmak için CHP kurultayında bu 2008 yılında üç dört kişi gittik biz İlhan Selçuk’a şey yaptık, haber yapalım Cumhuriyette Tolga Yarman’ın şeyini diye gittik. İlhan Selçuk’a bu çevrelerdeki insanlar zaman zaman giderler ve gazetede haber yapmasını rica ederler. Bu kişisel bir ilişki ve şeylik değildir.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” Şöyle bir notunuz daha var onun için soruyorum. Cumhuriyet strateji CD – USİAD ilişkisi kur. Şeklinde bir notunuz var. Bu konuyu kendisiyle görüştünüz mü?”

Sanık Birol Başaran:”Hayır, hayır bu İlhan Selçuk’u hiç haberi yok o. O da yine başka bir arkadaş bizim ortak bir arkadaşımız Sertaç diye bir arkadaş var. O strateji ekini çıkaran, o arkadaşla bir türlü bizi tanıştırdı ve o strateji ekini bize anlattı. Ve şöyle bir projesi olduğunu

söyledi. Strateji her hafta çıkıyor. Güzel bir dergi. Ya bunu acaba bir yıllık boyunca bir CD’ye çıkartıp yıl sonunda bir promosyon olarak yapabilir miyiz? Bende düşündüm yapabiliriz dedim.

Ben bilgisayarcı olduğum için, nasıl yapabiliriz? Belki USİAD sponsor olur, belki benim şirketim sponsor olur. Gazeteyle her gazeteyi alana birer tane yılbaşı promosyonu veririz hoş olur bizim de reklamımız olur. Diye düşündük, konuşuldu, hatta ben bir arkadaşı da görevlendirdim CD, MD hazırlamaya da başladık fakat hatırlamadığım bir nedenlerden dolayı bu sonradan vazgeçildi.

Ama bunun İlhan Selçuk ile bir alakası yok. Hayata geçen bir projede değil.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” Özellikle strateji ekinin özelliği nedir yani bu Türk Metal’in de bir takım çalışmaları var bu konuda. Strateji ekinin önemi nedir sizce?”

Sanık Birol Başaran:” Strateji eki çok dolu dolu bir dergidir. Şeyin Türkiye’nin çevresiyle ilgili, dış politikasıyla ilgili güzel yazılar çıkıyor. O şeyleri insanların hepsinin bir yıllık bir şeyini elinin CD olarak altında olması bence çok güzel bir fikirdi. Keşke yapabilseydik ama yani strateji ekinin ayrıca kişisel bir bana bir şeyi yok özelliği yok.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” Bu sizin özel bir çalışmanız mıydı yoksa bir heyet olarak mı böyle bir karar aldınız?”

Sanık Birol Başaran:” Hayır, hayır. Tamamen benim kişisel Sertaç ile olan o tanışmamızdan sonra kişisel sohbetimizdi. Yani gazetenin de çok haberi yoktu. Sertaç’ın kafasındaki fikirle benim kafamdaki fikir karşılıklı konuştuk hayata da geçiremedik.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” Notta USİAD ilişkisi kur gibi böyle bir şey var hani kurulacak, kuruldu falan gibi değil de.

Sanık Birol Başaran:” USİAD’da. Hayır, hayır şöyle.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” Yani bir kısaltma mı yoksa?”

Sanık Birol Başaran:” Hayır, hayır öyle değil Mehmet Ali bey. Orada şeyim şu belirli bir pardon, belirli bir olgunluğa geldikten sonra hazır olduktan sonra USİAD’da da gidip anlatmayı düşünüyordum. Ya böyle bir CD hazırlıyoruz. Acaba USİAD olarak mı sponsor olalım yoksa ben kendi şirketimle mi kendi bireysel olarak mı şey yapayım. Bu bir iyi reklam olur mu derneğe gibi kafamdan geçirdim ama dediğim gibi o aşamaya gelmediği için ben USİAD’a da gidip bunu anlatmadım. USİAD ile şey dediğim bu.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” Emin Gürses ile birebir irtibatınız var mıdır?”

Sanık Birol Başaran:” Ben onu Salı günü de anlattım. “

Sanık Birol Başaran:” Ben onu Salı günü de anlattım. “

Benzer Belgeler