• Sonuç bulunamadı

Kadınlara Yönelik Hizmetler

4.2. Sosyal Hizmetin Uygulama Alanları

4.2.3. Kadınlara Yönelik Hizmetler

Tüm toplumlarda doğuştan gelen biyolojik farklılıklar aynı zamanda kültürel alt yapı ile yorumlanıp değerlendirilir. Öyle ki, kadınların ve erkeklerin hangi davranış ve faaliyetleri yapabilecekleri, hangi haklara ve güce kimin ne ölçüde sahip olacağı ya da sahip olması gerektiği toplumsal beklentiler ile belirlenir. Bu beklentiler, toplumdan topluma hatta aynı toplum içinde bir toplumsal kesimden diğerine kısmen değişiklik gösterse de özünde toplumsal cinsiyet temelli asimetrinin yani farklılıklar ve eşitsizliklerin varlığı bilinmektedir. Nitekim toplumsal kalıp yargılarına göre herhangi bir insanla ilgili beklentilerin neler olacağı ya da olmayacağı doğrudan cinsiyete bağlıdır. Bu anlamda erkeklerden güçlü olmaları, ailelerini geçindirmeleri, çevre üzerinde belirli bir etkinlik ve kontrol sağlamları beklenirken; kadınlardan da sabırlı, anlayışlı, fedakâr olmaları, evi çekip çevirmeleri, insan ilişkilerini düzenlemeleri beklenir (Günay ve Bener, 2011, s.158-159).

Ayrımcılığa neden olan geleneksel yaklaşımlar ile kadınlar, erkeklere nazaran daha değersiz görülmüştür. Genellikle yeterli eğitim alamayan ve ekonomik faaliyet alanlarında da birçok eşitsizliklerle karşı karşıya kalan kadınlar, aile içinde söz sahibi olma, mülkleri yönetme, iş kurma ve yürütme gibi konularda da erkekler ile eşit değildir (Üner, 2008, s.7). Bu durum kadınları toplum içinde sosyo-ekonomik olarak güçsüzleştirmektedir.

Kadın ve erkek arasındaki eşit olmayan güç ilişkisinin bir sonucu ve temel insan hak ve özgürlüklerinin ihlali olarak ortaya çıkan bir başka konu ise kadına yönelik şiddettir (Üner, 2008, s.3). Bu bağlamda ülkemizde “fiziksel, duygusal, cinsel, ekonomik ve sözlü istismara

ekonomik sorunlarının çözülmesi, güçlendirilmesi ve bu dönemde kadınların varsa çocukları ile birlikte ihtiyaçlarının da karşılanması için geçici süreyle kalabilecekleri ve kadın konukevi, sığınma evi, kadın sığınağı, kadın evi, şefkat evi gibi isimler ile açılmış yatılı sosyal hizmet kuruluşlarından yararlanabilirler”. Aile, Çalışma ve

Sosyal Hizmet Bakanlığı, Belediyeler ve STK’lara bağlı çalışan kadın konukevleri de dâhil olmak üzere toplam 143 kadın konukevi 3.444 kapasite ile hizmet vermektedir (AÇSHB, 2019j)

Kadın konukevlerinden hizmet alan kadınların durumlarının, aileleri veya eşleriyle olan anlaşmazlıklarının incelenmesi ve sorunlarının çözülmesine yönelik mesleki çalışmalar yapılır. Söz konusu kadın ve beraberindeki çocuklarına doğrudan veya ilgili kurumlara yönlendirerek geçici maddi yardım, güvenlik, kreş, tıbbi destek, danışmanlık, mesleki eğitim kursu, grup çalışmaları, sosyal, sanatsal ve sportif faaliyetler gibi alanlarda destek verilir. Kadın konukevlerinin amacı “kuruluşa kabul edilen kadınların güvenli bir

ortamda, yaşadıkları sarsıntıyı atabilmelerine ve yeniden sağlıklı ilişkiler sürdürebilmelerine destek olmak üzere mesleki çalışmalar yapılarak kadın konukevlerinden ayrıldıktan sonra yaşamlarını kendi talepleri doğrultusunda devam ettirmelerini sağlamaktır” (AÇSHB,

2019j)

Bu doğrultuda kadın haklarının korunması ve geliştirilmesi, kadın erkek eşitliğinin sağlanmasına yönelik olarak hem ülkemizdeki hem de uluslararası alandaki gelişmeleri izlemek, bu gelişmeler konusunda TBMM’ni bilgilendirmek, kendisine esas veya tali olarak havale edilen işleri görüşmek, istenildiğinde TBMM’ne sunulan kanun tasarı ve teklifleriyle KHK’ler hakkında ihtisas komisyonlarına görüş sunmak üzere TBMM’nde “Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu” 25.2.2009 tarihinde kurulmuştur (RG, 25.2.2009, Sayı:5840).

Şiddete uğrayan veya şiddete uğrama tehlikesi bulunan kadınların, çocukların, aile bireylerinin ve tek taraflı ısrarlı takip mağduru olan

kişilerin korunması ve bu kişilere yönelik şiddetin önlenmesi amacıyla 6284 sayılı 8.3.2012 tarihli “Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun” çıkarılmıştır. Söz konusu Kanun kapsamında; “şiddetin önlenmesi, koruyucu ve önleyici tedbirlerin

etkin olarak uygulanmasına yönelik destek ve izleme hizmetlerinin verilmesi amacıyla çalışmalarını yedi gün yirmi dört saat yürüten “Şiddet Önleme ve İzleme Merkezleri (ŞÖNİM)” kurulmuştur” (RG,

8.3.2012, Sayı:6284).

ŞÖNİM’nde şiddet mağduruna yönelik olarak geçici maddi yardım, barınma, rehberlik ve danışmanlık hizmetleri, hayati tehlikenin bulunması halinde geçici koruma altına alınmasının takibi ve izlenmesi, kreş yardımı, hukuki destek, tıbbi destek, istihdama yönelik destek, eğitim-öğretim konusunda destek gibi konularda hizmetler sunulmaktadır. 22 Mart 2018 itibariyle, 68 ilde hizmetlerini sürdüren ŞÖNİM’nin, 81 ilde yaygınlaştırılması amaçlanmıştır. ŞÖNİM bulunmayan illerde koruyucu ve önleyici hizmetler Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlükleri tarafından gerçekleştirilir (AÇSHB, 2019j).

Kadının insan haklarının korunması ve geliştirilmesine yönelik çalışmalar yapmak, kadınların sosyal, ekonomik, kültürel ve siyasal yaşamdaki konumlarını güçlendirmek, hak, fırsat ve imkânlardan eşit şekilde faydalanmasını sağlamak amacıyla daha öncede ifade edildiği gibi Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmet Bakanlığı’na bağlı “Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü” kurulmuştur. Genel Müdürlüğün görevleri ise aşağıda sıralanmıştır:

• “Kadına karşı her türlü ayrımcılığı önlemek, kadının insan haklarını geliştirmek, kadını sosyo-kültürel ve ekonomik olarak etkin hale getirmek ve eğitim seviyesini yükseltmek için yapılacak her türlü çalışmaya destek vermek, bu konularda stratejiler geliştirmek, plan ve programları oluşturmak ve temel politikaların belirlenmesine katkıda bulunmak”,

• “Kanunları ve idari düzenlemeleri görev alanı içinde izleyerek kadınların eşit hak ve imkânlara ulaşmasını sağlayacak çalışmalar yürütmek”,

• “Kadına yönelik her türlü şiddet, taciz ve istismarın önlenmesi amacıyla çalışmalarda bulunmak; kadının aile ve sosyal yaşamından kaynaklanan problemlerinin çözümüne destek sağlamak”

• “Kadınlara kanunlar ile sağlanan hakların tam ve eşit olarak kullanılabilmesi ve kadın-erkek eşitliğinin toplumsal kalkınma sorunu olarak algılanması için kamuoyunu bilgilendirmek”,

• “Kadınların çalışma ve sosyal güvenlik başta olmak üzere eğitim, sağlık, kültür gibi bütün alanlarda ilerlemesini ve karar mekanizmalarına katılımını sağlayıcı çalışmalarda bulunmak”,

• “Görev alanına giren konularda bilgi sistemleri, kütüphane ve dokümantasyon merkezi kurmak, görsel ve basılı yayınlar yapmak ya da yaptırmak, istatistikleri derlemek, eğitim amaçlı faaliyetlerde bulunmak, yurtiçi ve yurtdışı kongre, seminer, toplantı gibi etkinlikler düzenlemek”,

• “Görev alanına giren konularda kamu kurum ve kuruluşları, üniversiteler, yerel yönetimler, STK ve özel sektörle işbirliği yapmak, koordinasyonu sağlamak”,

• “İnceleme, araştırma ile uluslararası girişimlerden elde edilen bilgilerin kamu politikalarının oluşumuna katkıda bulunması için uygulayıcı kurum ve kuruluşlara ileterek kuruluşların

hizmetlerinin geliştirilmesine ve yeni hizmet modellerinin oluşturulmasına katkıda bulunmak”,

• “Görev alanıyla ilgili kuruluş ve organizasyonlara üye olmak, gerçekleştirilecek her türlü çalışma ve etkinliğe katılmak, uluslararası sözleşmelerle kararların getirdiği yükümlülükler doğrultusunda faaliyette bulunmak ve bu konuda gerekli raporları hazırlamak, kanunî düzenlemelerin yapılmasını sağlamaya yönelik çalışmalar yapmak”,

• “Görev alanına giren konularda çalışmalarda bulunan uluslararası kuruluşların faaliyetlerini izlemek ve alınan kararları ilgili kuruluşlara bildirmek”,

• “Çalışma alanı ile ilgili konularda yurtiçi ve yurtdışında bilimsel araştırmalar yapmak ve yaptırmak, projeler geliştirmek, desteklemek, bunların uygulamaya konulmasını sağlamak ve uluslararası kuruluşlar ile ortak projeler yürütmektir” (RG, 27.10.2004, Sayı:5251).