• Sonuç bulunamadı

5. Transmisyon Ortamları

5.4. Kablosuz Erişim Teknolojileri

 Elektromanyetik dalga

 Frekans spektrumu

 Geniş bant veri aktarımında kullanılan radyo teknolojileri

 Kablosuz ağ bağlantı ayarları

 3G-Cep telefonu kullanarak, bilgisayarla internete bağlanma

Kablosuz

Yerel Alan Ağları (Wireless Local Area Networks, WLAN):

İki yönlü geniş bant veri iletişimi sağlayan, iletim ortamı olarak fiber optik veya bakır kablo yerine telsiz

frekansı (Radio Frequency, RF) veya kızılötesi ışınları kullanan, salon, bina veya kampus gibi sınırlı bir alanda çalışan iletişim ağlarıdır. Kurulum kolaylığı ve hareket serbestliği gibi önemli avantajlar sağlayan WLAN sistemleri kablolu ağların yerini alabilmekte hatta bu ağlara göre daha fazla fonksiyonlar içerebilmektedir. Kablosuz Yerel Alan Ağları Avrupa düzenlemelerinde Telsiz Yerel Alan Ağları, Radio Local Area Networks, Radio LAN, RLAN olarak adlandırılmasına karşın başta ABD olmak üzere birçok ülkede Wi-Fi (Wi-Fi: WLAN sistemlerinde yaygın olarak kullanılan standart olan IEEE 802.11x standardı Wi-Fi

olarak da adlandırılmaktadır. Wi-Fi, Wireless Fidelity (Kablosuz Bağlılık) kelimelerinden türetilmiştir), Wireless Local Area Networks, Wireless LAN, WLAN olarak adlandırılmaktadır (2.4 GHz ve 5 GHz frekans bandında RF ile çalışan, WLAN, Wi-Fi veya RLAN olarak adlandırılır).

WLAN sistemlerinde RF haricinde çok az miktarda kızılötesi (Infrared, Irda) teknolojisi de kullanılmaktadır. Kızılötesi sistemler; görünür ışığın hemen altındaki kızılötesi ışınları kullanarak veri iletişimi gerçekleştiren teknolojiye sahiptir. Ancak bu sistemler toz, nem, ışık, yağmur ve sis gibi fiziksel etkilere aşırı duyarlıdır. Kızılötesi kullanıldığında kablosuz ağda yer alan cihazların mutlaka görüş hattında bulunması gerekmektedir. Ayrıca iletişim mesafesi de yaklaşık 10 metre olduğundan oldukça kısadır. Bu tür sorunları nedeniyle kızılötesi sistemler yaygın olarak kullanılmamaktadır

78 KABLOSUZ Yerel Alan Ağlar

IEEE, 802’yi yerel alan ağı standartlarını, 802.11’i kablosuz yerel alan ağlarını, sonda bulunan a, b, g, n gibi harfler ile de özelleşmiş kablosuz ağ standartlarını tanımlamak için kullanmaktadır.

IEEE 802.11 b,g: Türkiye’de 2.4 GHz ISM radyo frekans bandında yüksek hızlı veri transferinin mümkün olduğu (802.1b ile 11Mbps, 802.11g ile 54 Mbps), kapsama alanı 10 ila 100 metre arasında değişen (anten, alıcı kazancı, sinyal gücü, ortam gibi değişkenlere bağlı olarak), dizüstü bilgisayar, masaüstü bilgisayar, PDA vb. cihazların bir erişim noktası üzerinden ya da birbirleriyle kurdukları direk bağlantı ile haberleşmelerini sağlayan kablosuz ağ yapılarıdır. Kablosuz Ethernet ya da Wi-Fi olarak da adlandırılmaktadır.

IEEE 802.11a: Avrupa dışında kullanılan, 802.11b,g standardından farklı olarak 5.0 GHz ISM bandında veri transferine izin veren standarttır. Türkiye’de kullanımına izin verilmemektedir.

IEEE 802.11n: Henüz yaygın olarak kullanılmayan, çoklu antenler ve çeşitli protokoller kullanarak maksimum veri transfer hızını 540 Mbps'a çıkaran standarttır.

KABLOSUZ Geniş Alan Ağları

GSM: Baz istasyonları üzerinden aktarma yöntemiyle uzun mesafeler arasında cep telefonu ile ses ve veri haberleşmesini sağlayan sistemlerdir.

WiMAX: IEEE 802.16e standardı ile tanımlanmış bir kablosuz geniş bant erişim teknolojisidir. Teorik olarak IEEE 802.16 standardı görüş hattı gerektirmeden 50 km’ye kadar kapsama alanı sağlamak ve maksimum 75 Mbps’lik (yakın mesafelerde) iletim hızını mümkün kılmak üzere tasarlanmıştır. Çeşitli ülkelerde farklılık göstermekle birlikte 2 GHz-11GHz aralığında belirli frekans bantlarının WiMAX Mobil kullanıcılara mekândan bağımsız internet erişimi sunmayı amaçlamakta, ayrıca kablolamanın maliyet ve/veya coğrafi şartlar sebebiyle elverişli olmadığı bölgelerde alternatif bir olarak düşünülmektedir.

Türkiye de pilot uygulamalar yapılmaktadır, fakat henüz etkin olarak kullanılmamaktadır.

Uydu Erişim Sistemleri:

Uydu sistemleri yörüngedeki durumlarına göre sınıflandırılırlar:

 Düşük yörünge uydular (LEO): Bu uydular yerden 500km ile 2000 km arasındaki bir mesafede bulunurlar ve gloabl dolaşım sağlar.

 Orta yörünge uydular (MEO): Bu uydular 10,000 km civarında bir yükseklikte yörüngededir.

 GeoSenkron yörünge (GEO): Bu uydular 35,800 km civarında bi,r mesafede yörüngededir. Büyük kapsama alanlarıvardır ve yüksek oranda veriyle çalışabilirler.

79 SCPC Noktadan Noktaya Uydu Erişimi

Yüksek hızda bağlantı imkanı sağlayan SCPC teknolojisi yurt içi ve yurt dışı noktadan noktaya bağlantı ve video konferans uygulamalarının yanı sıra, kritik noktaların yedeklenmesinde de Bankalar, Endüstri Kuruluşları, Holdingler, Medya kuruluşları tarafından yaygın olarak kullanılmaktadır

Single Channel Per Carrier (SCPC - Her devre için bir taşıyıcı) iletişim için gerekli olan her bir link için uyduda bir taşıyıcının, yani frekans aralığının, tahsis edilmesidir. Böylece hızlı, güvenli ve ölçeklenebilir her türlü link ihtiyacı karşılanabilmektedir. Sistemin aktivasyonu linklerin kurulması için gerekli olan frekansların belirlenmesi ve bu frekanslar doğrultusunda modemlerin konfigure edilmesi ile başlamaktadır. Ayarları tamamlanan SCPC modemler ve ekipmanları test edilerek ihtiyaç duyulan lokasyonlara kurulurlar.

SCPC sisteminde bir lokasyonda ihtiyaç duyulan sayıda link kurulabilir ve bu linklerin hiç biri birbirine bağlı olmadan çalışabilir.

VSAT (Very Small Aperture Terminal)

Link Analizi ve Planlama:

Given two antennas, the ratio of power received by the receiving antenna, Pr, to power input to the transmitting antenna, Pt, is given by Friis Transmission Equation

where Gt and Gr are the antenna gain of the transmitting and receiving antennas, respectively, λ is the wavelength, and R is the distance. The antenna gains are with respect to isotropic (and not in decibels), and the wavelength and distance units must be the same. This simple form applies only under the following ideal conditions:

The antennas are in unobstructed free space, with no multipath.

Pr is understood to be the available power at the receive antenna terminals.

There is loss introduced by both the cable running to the antenna and the connectors.

Furthermore, the power at the output of the antenna will only be fully delivered into the

80 transmission line if the antenna and transmission line are conjugate matched (see impedance match).

Pt is understood to be the power delivered to the transmit antenna. There is loss introduced by both the cable running to the antenna and the connectors. Furthermore, the power at the input of the antenna will only be fully delivered into freespace if the antenna and transmission line are conjugate matched.

The antennas are correctly aligned and polarized.

The bandwidth is narrow enough that a single value for the wavelength can be assumed.

The ideal conditions are almost never achieved in ordinary terrestrial communications, due to obstructions, reflections from buildings, and most importantly reflections from the ground. One situation where the equation is reasonably accurate is in satellite communications when there is negligible atmospheric absorption; another situation is in anechoic chambers specifically designed to minimize reflections.

Modifications to the basic equation

The effects of impedance mismatch, misalignment of the antenna pointing and polarization, and absorption can be included by adding additional factors; for example:

where

Gttt) is the gain of the transmit antenna in the direction (θtt) in which it "sees" the receive antenna.

Grrr) is the gain of the receive antenna in the direction (θrr) in which it "sees" the transmit antenna.

Γt and Γr are the reflection coefficients of the transmit and receive antennas, respectively and are the polarization vectors of the transmit and receive antennas, respectively, taken in the appropriate directions.

α is the absorption coefficient of the intervening medium.

Empirical adjustments are also sometimes made to the basic Friis equation. For example, in urban situations where there are strong multipath effects and there is frequently not a clear line-of-sight available, a formula of the following 'general' form can be used to estimate the 'average' ratio of the received to transmitted power:

where n is experimentally determined, and is typically in the range of 3 to 5, and Gt and Gr

are taken to be the mean effective gainof the antennas. However, to get useful results further adjustments are usually necessary resulting in much more complex relations, such the Hata_Model_for_Urban_Areas.

81