• Sonuç bulunamadı

3. MATERYAL VE METOD

3.6. Kısa Form 36 (KF-36)

Sağlıkla ilgili yaşam kalitesi değerlendirmesinde KF-36 kullanıldı. Türkçe geçerlilik ve güvenilirlik çalışması Koçyiğit ve arkadaşları tarafından yapılan ve sekiz alt gruptan oluşan bu ölçek ile fiziksel fonksiyon, fiziksel rol güçlüğü, emosyonel rol güçlüğü, sağlığın genel algılanması, enerji, ağrı, sosyal fonksiyon ve mental sağlık değerlendirildi(EK-3). Alt ölçeklere göre “0” kötü sağlık durumunu, “100” iyi sağlık durumunu gösterdi. Puanlama 0-100 arasında yapıldı (49,50).

38

3.7. Ġstatistiksel Analiz

Elde edilen ölçümlere ait tanımlayıcı değerler ortalama, standart sapma, medyan, minimum, maksimum ve yüzde olarak verilmiştir. Kategorik değişkenlerin birbirleriyle ilişkilerinde Pearson ki-kare, Fisher‟s exact ve Fisher-Freeman-Halton testleri kullanılmıştır. Gruplar arası karşılatırmlarda Kruskall Wallis (Posthoc Dunn) testi kullanılmıştır. Ölçüm değişkenleri arasındaki ilişkiler Pearson ve Spearman korelasyon katsayıları ile incelenmiştir. İstatistik anlamlılık düzeyi olarak 0.05 alınmış ve hesaplamalarda SPSS(ver. 18) ve NCSS ver. 2007 programı kullanılmıştır.

39

4. BULGULAR

Çalışmaya 37 kadın (%59,68), 25(%40,32) erkek, toplam 62 olgu değerlendirmeye alındı. Kadın yaş ortalaması 59,89, erkek yaş ortalaması 40,32, genel yaş ortalaması 61,84 di (Tablo10, grafik1).

Tablo 10: Cinsiyet dağılımı

n % Yaş Ort. SS kadın 37 59,68 59,89 9,966 erkek 25 40,32 63,8 8,276 Toplam 62 100 61,845 9,45

Grafik 1: Cinsiyet dağılımı

Hastaların 14 ü (%22,6) okur yazar değil, 11 i (17,7) si okur yazar, 23 ü (%37,1) ilkokul mezunu, 5 i (%8,1) ortaokul mezunu, 6 sı (%9,7) lise mezunu, 3 ü (%4,8) üniversite mezunuydu. Kadınların 34 ü (%54,8) evhanımıydı, genel hasta grubunda 2 kişi (%3,2) memur, 21 kişi (%33,9) emekli, 4 kişi (%6,5) serbest meslek, 1 kişi (%1,6) çiftçiydi. Hastaların 55 i (%88,7) evli, 7 si (%11,3) duldu (Tablo11, grafik2).

40 Tablo11: Hastaların sosyodemografik özellikleri

n %

cinsiyet

kadın 37 59,68

erkek 25 40,32

eğitim

okur yazar değil 14 22,6

okuryazar 11 17,7 ilkokul 23 37,1 ortaokul 5 8,1 lise 6 9,7 üniversite 3 4,8 meslek Evhanımı 34 54,8 Memur 2 3,2 Emekli 21 33,9 serbest meslek 4 6,5 Çiftçi 1 1,6 Medenidurum Evli 55 88,7 Dul 7 11,3 TOPLAM 62 100

Semptom ve klinik muayene ile diyabetik polinöropati düşünülen hastalara ENMG uygualndı. Polinöropati saptananların sayısı 48 (%77,4), saptanmayanların sayısı 14 (%22,6) dü. (Tablo12, grafik2).

41 Tablo12 : Hastaların ENMG sonuçları

ENMG n %

+

48 77,4 -

14 22,6

+ : Diabetik polinöropati saptananlar, - : Diabetik polinöropati saptanmayanlar

Grafik2 : Hastaların ENMG sonuçları

Nöropatik ağrı semptomları zamansal seyir açısından incelendiğinde; parestezi gelip geçici (yakınmanın olmadığı dönmelerin var olduğu) olan hasta sayısı 31 (%50), değişken (zeminde hep bir yakınma var fakat şiddeti değişken) hasta sayısı 27(%43,5), değişmeyen (yakınmanın hep aynı şiddette olduğu) hasta sayısı 4(6,5) tü (Tablo13, grafik 3)

Tablo13 : Nöropatik ağrı zamansal seyir gruplaması

n % gelip-geçici 31 50 değişken 27 43,5 değişmeyen 4 6,5

42 Grafik 3: Nöropatik ağrı zamansal seyir gruplaması

Parestezik semptomlar aşağıdaki tabloda yer almakta olup bu yakınmaların zamansal seyir durumu tabloya yansıtılmıştır.

Ağrısı olan hasta sayısı toplam 54 olup; 25(%46,3) i gelip geçici, 25(%46,3) i değişken, 4(7,40) ü değişmeyendir.

Batması olan hasta sayısı toplam 31 olup; 14(%45,20) gelip geçici, 15(%48,40) değişken, 2(%6,50) değişmeyen sayısıdır.

Yanması olan hasta sayısı toplam 58 olup; 29(%50) gelip geçici, 25(%43,10) değişken, 4(%6,9) değişmeyen sayısıdır.

Sıkıntı verici özellikli olan hasta sayısı toplam 57 olup; 28(%49,1) gelip geçici, 25(%43,9 ) değişken, 4(%7) değişmeyendi.

Soğukluk hissi olan hasta sayısı toplam 37 olup; 18(%48,6)gelip geçici, 16(%43,20), 3(%8,1) değişmeyendi.

Duyarlılık olan hasta sayısı toplam 17 olup; 3(%17,60) gelip geçici, 11(%64,7) değişken, 3(%17,6) değişmeyendi.

Hassasiyet olan hasta sayısı toplam 13 olup; 4 (%30,8) gelip geçici, 6(%46,2) değişken, 3(%23,1) değişmeyendi.

Kaşıntı olan hasta sayısı toplam 25 olup; 10 (%40) gelip geçici, 12(%48) değişken, 3(%12) değişmeyendi.

Vurucu özelliği olan hasta sayısı toplam 25 olup; 10 (%40) gelip geçici, 12(%48) değişken, 3(%12) değişmeyendi.

Uyuşma olan hasta sayısı toplam 57 olup; 28 (%49,1) gelip geçici, 25(%43,9) değişken, 4(%7) değişmeyendi.

43 Elektriklenme olan hasta sayısı toplam 29 olup; 11 (%37,9) gelip geçici, 15(%51,7) değişken, 3(%10,3) değişmeyendi.

Zonklama olan hasta sayısı toplam 46 olup; 21 (%45,7) gelip geçici, 22(%47,8) değişken, 3(%6,50) değişmeyendi.

Acı hissi olan hasta sayısı toplam 35 olup; 16 (%45,7) gelip geçici, 16(%45,7) değişken, 3(%8,6) değişmeyendi.

Basınç hissi olan hasta sayısı toplam 17 olup; 3 (%17,6) gelip geçici, 10(%58,8) değişken, 4(%23,5) değişmeyendi.

Hoşnutsuzluk hissi olan hasta sayısı toplam 60 olup; 30 (%50) gelip geçici, 26(%43,3) değişken, 4(%6,7) değişmeyendi. (tablo 14)

44

Tablo14 : Parestezik semptomlar ve zamansal seyir arasındaki ilişkinin

incelenmesine ait tablo

zamansal seyir

gelip-geçici değişken değişmeyen total

sayı 25 25 4 54 Ağrı % 46,3 46,3 7,4 100 sayı 14 15 2 31 Batma % 45,2 48,4 6,5 100 sayı 29 25 4 58 Yanma % 50 43,1 6,9 100 sayı 28 25 4 57 Sıkıntı hissi % 49,1 43,9 7 100 sayı 18 16 3 37 Soğuk % 48,6 43,2 8,1 100 sayı 3 11 3 17 Duyarlılık % 17,6 64,7 17,6 100 sayı 4 6 3 13 Hassasiyet % 30,8 46,2 23,1 100 sayı 10 12 3 25 Kaşıntı % 40 48 12 100 sayı 10 10 2 22 Vurucu % 45,5 45,5 9,1 100 sayı 28 25 4 57 Uyuşma % 49,1 43,9 7 100 sayı 11 15 3 29 Elektriklenme % 37,9 51,7 10,3 100 sayı 21 22 3 46 Karıncalanma % 45,7 47,8 6,5 100 sayı 15 18 2 35 Kramp % 42,9 51,4 5,7 100 sayı 0 3 1 4 Yayılım % 0 75 25 100 sayı 5 9 2 16 Zonklama % 31,3 56,3 12,5 100 sayı 16 16 3 35 Acı % 45,7 45,7 8,6 100 sayı 3 10 4 17 Basınç % 17,6 58,8 23,5 100 sayı 30 26 4 60 Hoşnutsuzluk % 50 43,3 6,7 100

45 Hastalık süresi arttıkça AKDÖ değeri anlamlı düzeyde artış göstermiştir.(r=0,538;p<0,001)

HbA1c arttıkça AKDÖ değeri anlamlı düzeyde artış göstermiştir. (r=0,362;p=0,004)

Bunun dışında yaş, glukoz, trigliserid, total kolesterol, LDL ile AKDÖ değeriarasında anlamlı ilişki olmadığı belirlenmiştir. (sırasıyla r= 0,208; p = 0,105, r = 0,198; p = 0,123, r = 0,132; p = 0,307, r = 0,079; p = 0,542, r=0,052;p=0,688) . Buna ait tablo aşağıda izlenmektedir(Tablo 15).

Tablo15: AKDÖ toplam değeri ile diğer sayısal değişkenler arasındaki ilişkinin

incelenmesine ait tablo

AKDÖ Toplam Değeri

Yaş R 0,208 P 0,105 N 62 Hastalık Süresi R 0,538 P <0,001 N 62 Glukoz R 0,198 P 0,123 N 62 Trigliserid R 0,132 P 0,307 N 62 Total kolesterol R 0,079 P 0,542 N 62 LDL R 0,052 P 0,688 N 62 HbA1c R 0,362 P 0,004 N 62

46 Ağrı VAS skoru arttıkça yaşam kalitesi puanı anlamlı düzeyde azalmaktadır (r=-0,40; p=0,001).

Batma VAS skoru arttıkça yaşam kalitesi puanı anlamlı düzeyde azalmaktadır (r= -0,404;p=0,001).

Yanma VAS skoru arttıkça yaşam kalitesi puanı anlamlı düzeyde azalmaktadır

(r= -0,306;p= 0,015).

Sıkıntı VAS skoru arttıkça yaşam kalitesi puanı anlamlı düzeyde azalmaktadır (r= -0,289;p= 0,23).

Hassasiyet VAS skoru arttıkça yaşam kalitesi puanı anlamlı düzeyde azalmaktadır (r= 0,314;p= 0,013).

Uyuşma VAS skoru arttıkça yaşam kalitesi puanı anlamlı düzeyde azalmaktadır

(r= 0,354;p= 0,005).

Karıncalanma VAS skoru arttıkça yaşam kalitesi puanı anlamlı düzeyde azalmaktadır (r= -0,258;p= 0,43).

Kramp VAS skoru arttıkça yaşam kalitesi puanı anlamlı düzeyde azalmaktadır

(r= - 0,383;p= 0,002).

Yayılma VAS skoru arttıkça yaşam kalitesi puanı anlamlı düzeyde azalmaktadır

(r= -0,325;p= 0,010).

Acı VAS skoru arttıkça yaşam kalitesi puanı anlamlı düzeyde azalmaktadır (r= -0,266;p= 0,36) (Tablo 16).

47

Tablo16: Nöropatik ağrı semptomlarının KF-36 ile ilişkisine ait tablo

Yaşam Kalitesi r p ağrı -,400 0,001 batıcı -,404 0,001 yanma -,306 0,015 sıkıntı -,289 0,023 soğuk -0,218 0,089 duyarlılık -0,218 0,089 hassasiyet -,314 0,013 kaşındırıcı -0,146 0,259 vurucu 0,104 0,422 uyuşma -,354 0,005 elektriklenme -0,094 0,469 karıncalanma -,258 0,043 kramp -,383 0,002 yayılma -,325 0,01 zonklama -0,068 0,599 acı -,266 0,036 ağırlıkbasınç -0,238 0,063 hoşnutsuzluk -0,198 0,123 n=62

p: p değeri, r: pearson korelasyon katsayısı

Yaş arttıkça KYA toplam değerindeanlamlı düzeyde artış gösterdiği belirlenmiştir (r=0,500;p<0,001).

Hastalık süresi artıkça KYA toplam değerinde anlamlı düzeyde arttığı belirlenmiştir(r=0,308;p=0,015).

KYA toplam değeri ile trigliserid, total kolesterol ve LDL değerleri arasında anlamlılık saptanmasa da negatif bir korelasyon olduğu saptandı. ( r=-0,071;p=0,585, r=-0,019;p=0,882, r= -0,074;p=0,567)

KYA değeri ile glukoz, Hba1c arasında anlamlı bir ilişki izlenmemiştir (sırasıyla r=0,043;p=0,739, r=0,215;p=0,093)(Tablo 17).

48

Tablo 17: KYA toplam değeri ile diğer sayısal değişkenler arasındaki ilişkinin

incelenmesine ait tablo

KYA Toplam Değeri

yaş r 0,5 p <0,001 n 62 r 0,308 hastsüre p 0,015 n 62 r 0,043 glukoz p 0,739 n 62 r -,071 trigliserid p 0,585 n 62 r -,019 totkolest p 0,882 n 62 r -,074 LDL p 0,567 n 62 r 0,215 hgA1c p 0,093 n 62

p: p değeri, r: pearson korelasyon katsayısı

Yaşam kalitesi puanı ile yaş, hgA1c,glukoz, trigliserid, totkolest, ldl, AKDÖ değeri,derin ağrı ve yüzeyel ağrı değişkenleri arasındaki ilişkilerin incelenmesi sonucunda elde edilen korelasyon katsayısı (r) ve p değerleri (Tablo 18.a) de yer almaktadır.

Tablo incelendiğinde hgA1c arttıkça yaşam kalitesinin anlamlı düzeyde azaldığı gözlenmiştir ( r=-0,476;p<0,001).

Glukoz arttıkça yaşam kalitesinin anlamlı düzeyde azaldığı gözlenmiştir ( r=- 0,450; p<0,001).

49 AKDÖ değeri arttıkça yaşam kalitesinin anlamlı düzeyde azaldığı gözlenmiştir ( r=-0,487;p<0,001).

Derin ağrı ve yüzeyel ağrı değerleri arttıkça yaşam kalitesinin anlamlı derecede azaldığı gözlenmiştir ve bu artışların derecesi de orta düzeydedir (r=-0,373; p=0,003; r=-0,463; p<0,001).

Yaş arttıkça yaşam kalitesinde anlamlı azalma saptanmasa da negatif bir kolerasyon olduğu izlenmiştir. (r=-0,215;p=0,093)

Trigliserid, total kolesterol ve ldl değerleri ile ise yaşam kalitesi puanı arasında anlamlı bir ilişkiye rastlanmamıştır. Bu değişkenler yaşam kalitesi puanını etkilememektedir (r=-0,091; p=0,482, r=0,055; p=0,672, r=0,123; p=0342) (Tablo 18.a).

50

Tablo 18.a: KF-36 toplam puanı ile diğer değişkenler arasındaki ilişkinin

incelenmesine ait tablo

KF- 36 Toplam Puanı r -,215 Yaş p 0,093 n 62 r -0,476 HgA1c p p<0,001 n 62 r -0,45 Glukoz p p<0,001 n 62 r -0,091 Trigliserid p 0,482 n 62 r 0,055 Total Kolesterol p 0,672 n 62 r 0,123 LDL p 0,342 n 62 r -0,487 AKDÖ p p<0,001 n 62 r -0,373 Derin Ağrı p 0,003 n 62 r -0,463 Yüzeyel Ağrı p p<0,001 n 62 p: p değeri, r: pearson korelasyon katsayısı

51 ENMG de polinöropati saptananlar (+), polinöropati saptanmayanlar (-) olarak işaretlenmiş olup, hastalık süresi ise 3 kategoride toplanmış olup 5 yıldan az olanlar, 5-10 yıl arasında, ve 10 yıldan fazla olanlar(<5 yıl, 5-10, >10), seyir (gelip geçici, değişken, değişmeyen), eğitim düzeyi (okuryazar değil, okuryazar, ilkokul, ortaokul, lise, üniversite) ve cinsiyet (kadın ve erkek) gruplarına göre yaşam kalitesi puanının farklılık gösterip göstermediği incelenmiş ve karşılaştırma sonucunda elde edilen tanımlayıcı değerler ve p değerleri Tablo 18.b de yer almaktadır.

Tablo detaylı olarak incelendiğinde EMG de polinöropati saptanmayanların polinöropati saptananlara göre kalitesinin anlamlı derecede daha yüksek olduğu belirlenmiştir (p<0,001).

Hastalık süresi 10 yıldan fazla olanlarda yaşam kalitesi ortalamaları diğer iki grubun (<5 ve 5-10) ortalamalarından anlamlı derecede düşük çıkmıştır ( p<0,001). Hastalığın zamansal seyirine göre gruplar karşılaştırıldığında ise hastalık seyiri değişmeyenlerin (parestezik yakınmanın hep aynı şiddette var olduğu) yaşam kalitesinin seyiri gelip geçici olan grubun ortalamasından anlamlı derecede daha düşük olduğu belirlenmiştir (p=0,01).

Yaşam kalitesi cinsiyetlere göre karşılaştırıldığında kadın ve erkekler arasında yaşam kalitesi bakımından anlamlı bir faklılık izlenmemiştir. Benzer şekilde eğitim düzeyleri yaşam kalitesi bakımından karşılaştırıldığında aralarında anlamlı bir farklılık izlenmemiştir (p>0,05) (Tablo 18.b).

52

Tablo 18.b: KF-36 toplam puanı ile diğer değişkenler arasındaki ilişkinin

incelenmesine ait tablo

Ortalama ± SS Medyan Maksimum Minimum p

EMG 1 54,40 ± 18,13 48,5 100 30 <0,001 -2 78,07 ± 22,87 88,5 100 49 Hastalık Süresi <5 yıl 98,27 ± 2,94 99 100 90 <0,001 5-10 yıl 60,65 ± 16,61 55 100 45 >10 yıl 46,82 ± 7,37 48 80 30 seyir gelip-geçici 67,29 ± 24,74 50 100 38 0,05 değişken 53,19 ± 15,39 49 98 30 değişmeyen 45,50 ± 4,04 46,5 49 40 eğitim okuryazar değil 52,00 ± 15,75 48 90 30 0,179 okuryazar 73,36 ± 26,93 80 100 40 ilkokul 59,87 ± 21,50 50 100 38 ortaokul 47,00 ± 2,92 48 50 43 lise 67,00 ± 25,74 53,5 100 46 üniversite 51,67 ± 7,64 50 60 45 cinsiyet kadın 60,92 ± 22,30 50 100 30 0,404 erkek 57,88 ± 20,62 49 100 38

p: p değeri, SS: Standart Sapma

53

5.TARTIġMA

DM farklı vücut organlarını etkileyebilen ve bununla bağlantılı olarak gelişen polinöropati ile ileri düzeyde yetiyitimine yol açabilen bir hastalık olması nedeniyle yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyebilmektedir.

DM hastalığı, Dünya Sağlık Örgütü‟nün verilerine göre tüm dünya da 180 milyon kişiyi etkilemekte ve bu oranın 2030 yılında iki katına çıkması beklenmektedir (51).

Diyabetik nöropati, diğer periferik nöropati nedenleri dışında, DM hastalarında en sık görülen uzun dönem komplikasyondur ve hastaların %50‟sinden fazlasını etkilemektedir.(52).

DN insidansının 25 yıllık diyabet suresi olanlarda ise % 50 ve yeni tanı almış tip 1-2 DM‟lu hastalarda % 7 olduğu tesbit edilmiştir(53). United Kingdom Prospective Diabetes Study (UKPDS) ve Diyabet Kontrolu ve Komplikasyonları Calısması (DCCT) sonuclarına gore DN‟nin yıllık insidansının % 2 olduğu bulunmuştur (54).Avrupa ulkelerinde DSPN prevalansı klinik calışmalarda % 22,7- 28,5 oranında, populasyon calışmalarında ise % 41,6-47,6 arasındadır.

Diyabetik PNP klinik olarak aşikar olabildiği gibi subklinik olarak da seyredebilen, çeşitli derecelerde yeti yitimine yol açabilen ve yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyen bir hastalık tablosudur. Ugoya ve arkadaşlarının klinik tanılı DPN hastalarında yapılan sıklığı, tipi veşiddeti araştırmasında 120 DM hastası alınmış. Olgu grubunun özellikleri incelenecekolursa 53,0 ± 12,4 yıl ortalama yaşa, 8,4 ± 6,9 yıl ortalama hastalık süresine, 8,9 ± 3,5mg/dl ortalama HbA1c seviyesine bulunmuş. Bu grupta yapılan inceleme sonrasında%75 oranın DPN saptanmış bu DPN‟lerin en büyük kısmını %40,4 ile sensorimotornöropati oluşturmuştur (55).

Bizim çalışmamızda cinsiyet ve eğitim düzeyleri açısından yaşam kalitesiyle karşılaştırılması yapılmış fakat anlamlı bir ilişki saptanmamıştır. Kadın sayısı 37 (%59), yaş artalaması %59,89, erkek sayısı 25(%40,32) yaş ortalaması 63,8 di.

54 Eğitim düzeyleri 14 ü (%22,6) okur yazar değil, 11 i (17,7) si okur yazar, 23 ü (%37,1) ilkokul mezunu, 5 i (%8,1) ortaokul mezunu, 6 sı (%9,7) lise mezunu, 3 ü (%4,8) üniversite mezunuydu. Kadınların 34 ü (%54,8) evhanımıydı, genel hasta grubunda 2 kişi (%3,2) memur, 21 kişi (%33,9) emekli, 4 kişi (%6,5) serbest meslek, 1 kişi (%1,6) çiftçiydi. Cinsiyet ve eğitim düzeyleri açısından yaşam kalitesiyle karşılaştırılması yapılmış fakat anlamlı bir ilişki saptanmamıştır. Bizim çalışmamıza benzer şekilde Kaplan Y. Ve arkadaşlarının yaptığı çalışmada tip 2 diyabetes mellituslu (DM) hastalarda distal simetrik sensori-motor polinoropati (DSP) icin risk faktorlerinin araştırılması amaclanmıştır. Bu çalışmada Tip 2 DM olan 32-77 yaş arasında, 34‟u kadın, 33‟u erkek olmak uzere 67 hasta calışmaya alındı. Hastaların ayrıntılı norolojik muayeneleri yapılıp, Michigan Noropati Değerlendirme Olceği‟nin Noropati Tarama Anketi uygulandı ve total noropati skorları hesaplanmıştır. Polinoropati protokolune uygun olarak sinir iletim calışmaları yapılmıştır. Çalışmada kadın ve erkek hastalar arasında diyabet suresi, noropatik semptom suresi, noropatik sorgu puanları ve total noropati skorları acısından istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmamıştır. (56).

Diabetik hasta kadınlardaerkeklere göre yaşam kalitesinin daha kötü olduğuna dair çalışmalar da vardır. (57,58).

Dobrota V.D. ve arkadaşlarının yaptığı bir çalışmada 2012 Mayıs-Ekim ayları arasında 80 ağrılı DPN ve ağrısız DPN hastası incelenmiştir. Bu hastalar üzerinde DPN nin ve komorbiditenin yol açtığı depresyon ve yaşam kalitesi üzerine etkisine bakılmıştır. Hastalara VAS, LANSS, Beck Depresyon Ölçeği (BDI) ve KF 36 uygulanmıştır. Çalışma sonucunda kadınların yaşam kalitesinin anlamlı olarak erkeklerden daha kötü olduğu saptanmıştır. Bu duruma kadınların erkeklere göre daha düşük eğitim- gelir seviyesi ve kötü çalışma koşullarının yol açtığı finansal bir memnuniyetsizliğin yol açtığı; erkeklerin ise buna nazaran daha yüksek eğitim, hayat stili, hastalığın farkındalığı ile daha aktif ve etkili kabul edilebilir sonuçlar doğurduğunu düşünmüşlerdir(59)

55 Diyabetik polinöropati oluşumu ve yaşam kalitesiyle ilişkisine ait yaşla ilgili yapılmış birçok çalışma ve bununla ilgili farklı sonuçlar bulunmaktadır. Johnson ve arkadaşları (1996) SF-36‟yla yaptıkları çalışmada, diabetik hastalarda yalnızca yaşın ve eşlik eden kronik hastalıkların yaşam kalitesini olumsuz etkilediğini bulmuşlardır (60).

Poll ve arkadaşları 2–4 yıllık uzun dönem izlem çalışmasında 486 Tip 2 DMhastasında diyabetik nöropati gelişiminde belirteç olarak HbA1c, DM süresi, yaşın eniyi belirteç olduğunu bildirmişlerdir (61).

Hyllienmark ve arkadaşları 71 tip 2 DM olgusu ile 115 kontrol olgusunda elektrofizyolojik ve klinik izlem ile HbA1c ve arasındaki ilişki saptanırken, yaş, cins, DM süresi ile ilişkisi bulunmamış ve sıkı metabolik kontrolün sinir hasarını geciktirebileceği öne sürülmüştür (62).

Bizim çalışmamızda ise yaş ile yaşam kalitesinde anlamlı bir değişkenlik saptanmadı. Ayrıca yaş ile ağrı şiddetinde anlamlı bir artış saptanmadı.Sinir sisteminin nosiseptif fonksiyonunda yaşlanma ile bozukluklar oluştuğu bilinen bir durumdur ve bu durumun yaşlılarda ağrı duyarlılığında azalma ile sonuçlanabileceğini düşündük.

Yaş arttıkça yeti yitiminin anlamlı şekilde daha fazla olduğu gözlenmiştir. Yaş arttıkça diyabetin diğer komplikasyonları ve komorbidite nedeniyle de bu sonuç elde edilmiş olabilir.

Sinir fonksiyonlarındaki bozuklukları erken tanımak gelişebilecek komplikasyonları önlemek faydalı olacaktır. Diyabetik nöropati sinir sisteminin herhangi bir bölümünü (distal, proksimal, genşi lifler, küçük lifler, motor veya otonomik lifler) etkileyebilmektedir. Bulgular simetrik veya asimetrik olabilir. En sık görülen nöropati formu diyabetik distal sensori-motor polinöropatidir. Bu nöropati bilateral ve simetriktir. Hafif şikâyetlerin yanı sıra hastalarda ağır motor ve duyu kayıpları ile giden bir tablo oluşabilir. Ağır olguların birçoğunda motor lifler de

56 etkilenmiştir. Polinöropati gelişimi diyabetin bilinen süresi ile yakından ilişkilidir (63).

Yapılan çalışmalarda, diyabet süresi 10 yıl ve üzerinde olanlarda yaşam kalitesinin, diyabet süresi 10 yıldan azolanlara göre istatistiksel olarak önemli şekilde daha kötü olduğu saptanmıştır (64,65).

Bu sonuç, uzun hastalıksüresinin, yaşam kalitesini azaltan kronik komplikasyon riskini artırmasına bağlanabilir. Redekop (29) ve Hanestad (30) ise bu bulgularının tersine, hastalık süresinin yaşam kalitesini etkilemediğini bildirmişler ve bu sonuç hastalık süresi daha uzun olanların, diyabetin gerektirdiklerineuyum gösterdikleri, böylece hastalığın günlük yaşamı daha az etlilediği ve sonuçta yaşam kalitesinin fazla etkilenmediği şeklinde yorumlanmıştır (66,67).

Bizim hasta grubumuz incelendiğinde hastalık süresi uzadıkça ağrı şiddetinde ve yeti yitiminde anlamlı derecede artış olduğunu izledik. Ağrı şiddeti arttıkça da yaşam kalitesinde anlamlı derecede düşük bulduk. Aynı zamanda hastalık süresini kategorize ettiğimizde 10 yıldan fazla olanların sayısı 34 kişi (%54,8) olup bu grupta yaşam kalitesinin daha düşük olduğunu gözlemledik. Bununla çalışmamız tarafından diyabet süresinin değiştirilemez bir risk faktör olduğu doğrulanmıştır. Ayrıca ağrı şiddetinin yaşam kalitesi üzerindeki etkisine dair literatürde rastlamadığımız bilgi olarak Ağrı Kalitesi Değerlendirme ölçeği (AKDÖ) ağrı alt birimlerinin VAS skorları ile diyabetik polinöropatili hastalarda yaşam kalitesi karşılaştırıldığında ağrı, batma, yanma, sıkıntı vericilik, hassasiyet, uyuşma, karıncalanma, kramp, yayılma, acı hissi VAS skorunda artmayla anlamlı ilişki saptanmıştır. Bunun dışında kalan soğukluk hissi, duyarlılık, kaşındırıcılık, vuruculuk, elektriklenme, zonklama, ağırlık ve hoşnutsuzluk ile yaşam kalitesi arasında anlamlı ilişki saptanmadı. Ağrılı nöropati tanısı konulan hastaların duyu muayenelerinde, özellikle „incelif‟ tipinde, ağrı-ısı duyusunda bozukluk saptanır. Dokunmadaha az oranda etkilenir(68).Bizim çalışmamızda daistatistiksel olarak anlamlılık saptanmasa da ensık semptom yanmaydı. En yüksek korelasyon ve anlamlılık batma hissinde saptandı. Bu bilgiler ışığında (Bu çalışmayla) ağrı tiplerinin belirlenmesi, baskın olan ağrı tipine yönelik tedavinin düzenlenmesine oldukça yardımcı olabileceğini düşündük. Literatüre

57 baktığımızda da diyabetik polinöropatili hastalarda AKDÖ ile nöropatik ağrı sorgulama açısından bir çalışmaya rastlamadık.

Çalışmamızın başka önemli bir bulgusu parestezik yakınmalar AKDÖ alt sınıflandırması içerisinde yer alan gelip geçici, değişken, değişmeyen zamansal seyri sorgulandığında yakınması gelip geçici olanların sayısı daha fazlaydı (N:31, %50). Parestezik yakınmaları değişmeyen hastaların zamansal seyir açısından gelip geçici olanlara göre yaşam kalitesi anlamlı derecede düşük bulunmuştur. Derin ağrı ve yüzeyel ağrı değerleri arttıkça yaşam kalitesinin anlamlı derecede azaldığı gözlenmiştir ve bu artışların derecesi de orta düzeydedir (r=-0,373; p=0,003; r=- 0,463; p<0,001).

DPN de risk faktörleri ve yaşam kalitesiyle ilgili yapılan çalışmalarda değiştirilemez risk faktörleri hastalık süresi ve yaşla birlikte en önemli değiştirilebilir faktörün HBA1c düzeyi olduğu yönünde bilgiler elde edilmiştir. (69,70,71,72,73,74).

Modern diyabet tedavisinin amacı metabolik kontrolü en iyi seviyeye getirmek ve uzun dönemde oluşabilecek komplikasyonları en aza indirerek maksimum yaşam kalitesini sağlamaktır(75).

Diabetik hastalarda uzun süreli kan şekeri kontrolünü değerlendirmede “altın standart” olarakkabul edilmiş olan en önemli gösterge glikolize hemoglobinin (HbA1c) ölçülmesidir. Amerikan Diyabet Birliği (The American Diabetes Association, ADA)iyi glisemik kontrol icin HbA1c seviyesinin %7‟den, Amerikan Klinik Endokrinoloji Birliği %6,5‟dan duşuk olmasını önermişlerdir(76,77).

Abougalambou ve ark. (13) 2012 yılında 1077 tip 2 DM hastasıylayaptıkları bir calışmada diyabetik noropati prevalansını %54,7 bulmuşlardır. Bu yüksek oranın kotu glisemik kontrol ile ilişkili olabileceğini, calışmaya alınan hastaların HbA1c değerleri ortalamasının yuksek bulunduğunu (HbA1c 8,7 ± 2,3) belirtmişler ve HbA1cdeğerinin diyabetik noropati gelişiminde modifiye edilebilir birrisk faktoru olduğunu bildirmişlerdir (78).

58 Altunoğlu ve arkadaşlarının yaptığı bir çalışmada diyabet süresi 5 yıl altında ve hba1c düzeyi 8 in altında 50 hasta ve diyabet süresi 5 yılın üstünde ve hba1c 8 ve üzerinde olan 52 hastada diyabete bağlı komplikasyon oranı arttıkça anksiyete - deprasyon ve KYA skorlarının anlamlı olarak arttığı saptanmıştır. (p<0.01). Yine aynı çalışmada diyabetik hastaların yaşları, diyabet süresi ve hba1c düzeyi arttıkça yeti yitiminin anlamlı olarak daha fazla olduğu gözlenmiştir (79). Schellhase ve arkadaşları 303 DM Tip 2 olguda yaptıkları çalışmada yoğun glisemik kontrolün mikrovasküler komplikasyonları ve diyabetik nöropati olasılığını önleme de etkin olduğunu belirtmişlerdir (80). Tapp ve arkadaşları Avusturalya‟da 11247 olguda diyabetik polinöropati riskfaktörlerini DM süresi, boy, yaş ve ürik asit olarak saptanırken HbA1c ile diyabetiknöropati arasında ilişki bulunmamıştır (81).Buna karşılık, HbA1c düzeyi ile yaşam kalitesi arasında ilişki olmadığını bildirenaraştırmalar da vardır(82, 83).

Bizim çalışmamızda ise HbA1c değeri arttıkça AKDÖ puanında anlamlı derecede arttığı gözlenmiştir. Glukoz ve Hba1c düzeyleri arttıkça yaşam kalitesinin de anlamlı olarak olumsuz etkilendiği görülmüştür. American Diabetes Association(ADA) tarafından hipergliseminin sinir kan akımını azaltarak endonöral hipoksi meydana getirdiği ve oksidatif stres ile sinir hucreleri ve membranlarında yıkım oluştuğu bildirilmiştir.(84,85)

Diğer yandan çalışmamızda kontrol grubunun olmayışı diyabetik polinöropatili hastalarda yaşam kalitesi yönünden özgül bir bozulma olup olmadığını söylemeyi olanaksız kılmakla birlikte; HbA1c değeri yüksekliği, hastalık süresinin 10 yılı aşmış olmasınınyaşam kalitesini olumsuz yönde etkilediği söylenebilir. DM da kan lipidlerinin çeşitli fraksiyonlarında bozulma meydana geldiği bilinmektedir (86-87).

Periferik sinirler ve miyelin kılıfı lipidlerden zengin dokulardır. Sağlam ve hasarlanmış periferik sinirlerdeki lipid kompozisyonu arasındaki farka ilişkin olarak literatürde birkaç çalışma göze çarpmaktadır (88).Periferik sinirlerdeki esansiyel yağ asitlerinin içeriği periferik sinirleri normal ve hasarlı olan farelerde farklı

59 bulunmuştur. Öte yandan esansiyel yağ asidi miktarı normal ve düşük farelerde de yine, periferik sinir lipid kompozisyonlarının farklı olduğu gösterilmiştir (89).

David ve arkadaşları ise çeşitli yaş gruplarından oluşan ve diyabetin eşlik ettiği ve etmediği olgulardan oluşan konjenital parsiyal lipodistrofi serilerinde sinir

Benzer Belgeler