• Sonuç bulunamadı

6. KISA ÇALIŞMA ÖDENEĞININ SÜRESI ILE BIREYSEL

6.1.1. Kısa Çalışma Ödeneğinin Başlangıcı

6.1.1.1. Ekonomik kriz nedeniyle kısa çalışma halinde kısa çalış-ma ödeneğinin başlangıcı

“Genel, sektörel ve bölgesel eko-nomik kriz nedenleri”nden biriyle

kısa çalışma yaptırılması halinde, kısa çalışma ödemelerinin başlan-gıcı ile ilgili özel bir düzenleme geti-rilmiş olmayıp, işverenin bu yönde talepte bulunması halinde, kısa ça-lışmanın başladığı tarih itibariyle kısa çalışma ödeneğinden yarar-lanması söz konusu olacaktır.

6.1.1.2. Zorlayıcı nedenlerle kısa çalışma halinde kısa çalışma ödeneğinin başlangıcı

5763 sayılı Kanun’un 18. maddesi ile 4447 sayılı Kanunu’na eklenen Ek.2. maddesi son bendi; “Zorlayıcı sebeplerle işyerinde faaliyetin ta-mamen veya kısmen geçici olarak durması halinde, kısa çalışma öde-neği ödemeleri 4857 sayılı Kanun’un 24. maddesinin (III) numaralı ben-dinde ve aynı Kanun’un 40. madde-sinde öngörülen bir haftalık süre-den sonra başlayacağı” şeklinde düzenlenmişken, söz konusu hü-küm 6111 sayılı Kanun ile değiştiril-miş olup, “Zorlayıcı sebeplerle işye-rinde faaliyetin durması halinde İş Kanunu’na göre öngörülen bir haf-talık süre”nin, zorlayıcı nedenlerle kısa çalışma yapılan tüm durumlar-da dikkate alınması gereği düzen-lenmiştir5. Böylelikle, kısa çalışma uygulanacak tüm durumlar için, ön-celikle Kanun’un 24. maddesinin (III) numaralı bendinde ve aynı Ka-nun’un 40. maddesinde öngörülen

5 4447 sayılı Kanunu Ek-2. maddesi .. bendi (13/02/2011-6111 S.K/73.md ile değişik) “Zorlayıcı se-beplerle kısa çalışma yapılması halinde, kısa çalışma ödeneği ödemeleri 4857 sayılı Kanun’un 24. maddesi-nin (III) numaralı bendinde ve aynı Kanun’un 40. mad-desinde öngörülen bir haftalık süreden sonra başlar”

bir haftalık süreden sonra öngörü-len bir haftalık süre işleyecek ve kısa çalışma ödemeleri söz konusu bir haftadan sonra başlayacaktır.

İşsizlik Sigortası Kanunu Ek-2. maddesi son bendinde yapılan bu değişiklikle, aynı ödenekten yarar-lanacak işveren açısından işyerinde faaliyetin durması ile çalışma süre-lerinin azalması durumlarının her ikisi için de, ödenekten yararlana-cakları süre açısından yeknesaklık sağlamak düşüncesinin ön plana çıktığı anlaşılmaktadır. Ancak, aynı bendin devamında “…İş Kanunu’nda … öngörülen bir haftalık süre” ta-nımlamasının değiştirilmeyerek her iki durumu içerecek şekilde kal-ması, çelişik bir durum yaratmakta-dır. Çünkü İş Kanunu’nda öngörülen bir haftalık süre, sadece işyerinde faaliyetin durması haline özgü ola-rak, işçiler açısından ücret hakkı ve haklı nedenle iş sözleşmesini fes-hetme hakkı doğuran bir süre ola-rak düzenlenmiş iken, çalışma sü-relerinin azalması halinde ise işçiler açısından bu tür hak doğrucu bir süre öngörülmemiştir. İş Kanunu’n-da sadece bir duruma (faaliyetin durması) özgü olarak tanımlanmış hak doğurucu bir sürenin, başka bir Kanun ile genişletilmesinin yasa tekniği açısından mümkün olma-ması sebebiyle, çalışma sürelerinin azalması suretiyle yapılan kısa ça-lışma durumunda uygulanacak bir haftalık sürenin, sadece diğer bir haktan/kısa çalışma ödeneğinden yararlanma süresinin başlangıcı açısından dikkate alınmasının

amaçlanmış olduğunu söyleyebili-riz.

Diğer yandan kısa çalışma öde-neğinden yararlanılması için zorla-yıcı nedeninin ortaya çıktığı süreyi takip eden bir haftalık bekleme sü-resi öngörülmesinin, işyerinde faali-yetin durduğu durumlar için amaca yönelik olduğu söylenebilir. İşyerin-de faaliyetin durması halinİşyerin-de söz konusu bir haftalık sürenin işvere-nin ücret ödeme yükümlülüğünün devam ettiği bir süre olduğu dikkate alındığında, aynı durumda verilebi-lecek kısa çalışma ödeneği süresi ile iç içe geçmemesi gerektiği açıktır. Diğer yandan, söz konusu bir hafta-lık süre, işçilerin 4857 sayılı Ka-nun’un 24. maddesinin (III) numara-lı bendine göre iş sözleşmelerini haklı nedenle fesh etmeleri için kendilerine tanınan bir haftalık sü-renin kullandırılması için de gerek-lidir. Bu bir haftalık süre içinde işçi-lerden bir kısmı iş sözleşmesini fesh edebileceğinden, kısa çalışma öde-neğinden yararlanmak isteyen iş-verenin de, bu bir haftadan sonra işyerinde hala çalışan işçiler için başvuruda bulunması gerekir. Ya-hut işveren bir haftalık süreyi bek-lemeden başvursa dahi, kısa çalış-ma ödeneğinden yararlanma tarihinin başlangıcı, söz konusu bir haftalık sürenin bitiminden itibaren başlamalıdır.

Çalışma sürelerinin azaltılması suretiyle kısa çalışma yapılması ha-linde ise, kısa çalışma ödeneğinden yararlanılması için zorlayıcı nedeni-nin ortaya çıktığı süreyi takip eden

bir haftalık bekleme süresi öngörül-mesi, yukarıda belirtilen amaçlara hizmet etmemekle birlikte, söz ko-nusu durumun bir haftalık süreyi aşıp aşmayacağının anlaşılması için gerekli bir bekleme süresi olarak kabul edilmelidir.

Dolayısıyla yukarıda açıklandığı üzere zorlayıcı sebeplerle işyerinde faaliyet kısmen veya tamamen dur-ması yahut çalışma sürelerinin azaltılması suretiyle kısa çalışma yaptırıldığında, öngörülen bir hafta-lık süre ile kısa çalışma ödeneğin-den yararlanılacak süreyi birbirin-den ayırmak ve her durumda birbirini takip eden bir süre olması gerekmediğini kabul etmek gerekir. Kısa çalışma başvurularını so-nuçlandırmakla yetkili İŞKUR İl Mü-dürlükleri tarafından dikkate edil-mesi gereken husus, işverenlerin kısa çalışma ödeneğinin başlaması için talep tarihi, zorunlu nedenlerle faaliyetin durması yahut kısa çalış-manın başlaması halinin başladığı ilk bir haftadan sonraya rastlıyorsa, ilk bir haftalık süre geçmiş olduğun-dan, kısa çalışma ödeneği süresin-den artık bir haftalık süre düşülme-mesi gereğidir.

Kısa çalışma ödeneğine hak ka-zanma tarihinin belirlenmesi, kısa çalışma ödeneğinin süresinin be-lir-lenmesi açısından da önemlidir. Kısa çalışma ödeneğine hak kazan-ma tarihi, 4857 sayılı Ka-nun’un il-gili maddelerinde öngörülen bir haf-talık sürenin dolmasını izleyen gün olarak kabul edildiğinde, bu tarihten itibaren kısa çalışma ödeneğinden

yararlanma süresi azami üç ay ola-caktır. Yahut İŞKUR tarafından uy-gulanageldiği üzere, İş Kanunu’nun ilgili maddelerinde öngörülen bir haftalık sürenin başlangıcı tarihi, hak kazanma tarihi olarak dikkate alındığında, kısa çalışma ödeneği için yararlandırılacak azami süre-den bir hafta düşülerek, kısa çalış-ma ödeneği süresi, üç aydan bir haf-ta eksik şekilde belirlenecektir.

Ancak kanımızca, zorlayıcı se-beplerle kısa çalışma yaptırılması halinde, kısa çalışma ödeneğinden yararlanılacak süreden İş Kanu-nu’nun ilgili maddelerinde öngörü-len bir haftalık sürenin düşülerek kısa çalışma ödeneğinin başlatıl-ması, İşsizlik Sigortası Kanunu Ek-2 son bendinde “ zorlayıcı nedenlerle kısa çalışma halinde ... kısa çalışma ödeneği ödemeleri ….öngörülen bir haftalık süreden sonra başlar” şek-lindeki düzenlemesinin lafzına uy-gun olmakla birlikte, yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde hak ka-zanma tarihi esas alınmadığı için eksik bir yorum olup, yine İşsiz-lik Sigortası Kanunu’nun bir başka amir hükmü olan, “kısa çalışma ödeneği için öngörülen azami üç ay-lık süre”nin uygulanmasını engelle-yici niteliktedir. Diğer yandan, bu yorum kabul edildiğinde, Kanun’da sadece “zorlayıcı nedenlerle kısa çalışma” halinde, kısa çalışma öde-neği ödemelerinin İş Kanunu’nun il-gili maddelerinde öngörülen bir haf-talık süreden sonra başlayacağı öngörüldüğünden, bu duruma uyan işyerlerinde kısa çalışma

ödeneği-nin azami üç aylık süresinden bir hafta eksik yararlanma söz konusu olacak, “genel, sektörel ve bölgesel ekonomik kriz nedenleri”nden bi-riyle kısa çalışma yaptırılması ha-linde ise kısa çalışma ödeneğinden azami üç aylık süre boyunca yarar-lanılması mümkün olacaktır. Kanı-mızca, Kanun’da açıkça yazılmadığı sürece, Kanun koyucunun, kısa ça-lışma yaptıracak işyerleri arasında kısa çalışma ödeneğinden yarar-lanma süresi açısından böyle bir ay-rım yaparak çifte standart getirdiği düşünülmemelidir. Yasa koyucu ta-rafından böyle bir ayrım yapıldığına ilişkin anlatım da bulunmamakta-dır. O halde, kanun koyucunun bazı zorlayıcı nedenlerle kısa çalışma ödeneğinden azami üç ay bazı zor-layıcı nedenlerle ise üç aydan kısa süreli yararlandırılmasını öngörmüş olması da düşünülmemelidir.

Sonuç olarak; İŞKUR tarafından yapılacak kısa çalışma ödeneğinin başlayacağı tarihin belirlenmesinde İş Kanunu 24/III. ve 40. maddelerin-de öngörülen bir haftalık süre ile kısa çalışma ödeneği süresinin ka-rışıklığa yol açmamak üzere birbi-rinden ayrılarak, “Zorlayıcı sebep-lerle kısa çalışma yapılması halinde, kısa çalışma ödeneği ödemeleri 4857 sayılı Kanun’un ilgili maddele-rinde öngörülen bir haftalık süreden sonra başlayacağı” düzenlemesin-deki söz konusu bir haftalık sürenin kısa çalışmadan yararlanmak açı-sından bekleme süresi olarak de-ğerlendirilmesi, kısa çalışma öde-neği hakkının, söz konusu bir

haftalık süre sonunda doğacağının kabulü gerekir. Kısa çalışma ödene-ğinden yararlanma tarihinin de bu ilk bir haftalık sürenin dolduğu tari-hi izleyen gün olması gerekir.

6.1.2. Kısa Çalışma Ödeneğinin

Benzer Belgeler