• Sonuç bulunamadı

I. 1.2.5.2 Refahçı Yaklaşım

I.1.7. Kırsal Kesimlerdeki Yoksullara Yönelik Mikrokredi Hizmetleri

yan kişilerin çoğu ihtiyaç duydukları mali hizmetlere erişimden yoksun bulunmakta- dırlar. Bu kişilere sunulan mali hizmetler, resmi, gayri resmi, girdi kredisi sağlayan tüccarlar ya da tarımsal işlemcilerin hangisi tarafından sunulmuş olursa olsun, nispe- ten daha maliyetli ve katıdır. Kırsal kesimde çalışma düşüncesinde olan mali kurumlar, kötü altyapı ve düşük eğitim seviyeleri gibi sayısız kısıtlamalarla karşı karşıya kal- maktadırlar. Bunun dışında, geri ödemeleri sık aralıklarla yapılması beklenen kısa vadeli işletme sermayesi kredileri, mevsimsel veya uzun süreli tarımsal faaliyetlere uygun bulunmamaktadır (Pearce, 2003).

I.1.7.1. Kırsal Alanda Mali Hizmetlere Yönelik Kısıtlamalar

Kırsal kesimde yaşayan yoksullar için uygulanan mikrokredi projelerinin kar- şılaştığı en önemli mali sorunlar şunlardır:

• Düşük düzeydeki ekonomik faaliyetlere ve nüfus yoğunluğuna bağlı ola- rak mali hizmetlere yönelik talebin dağınık olması,

• Kötü altyapı (yollar, telekomünikasyon vb.) ve müşterilerle ilgili bilgi sa- hibi olunmamasından kaynaklanan (hiçbir kimlik bilgisi veya işleyen kıymet kaydı olmaması) bilgi ve işlem maliyetlerinin yüksekliği,

• Küçük kırsal topluluklarda öğrenim görmüş ve iyi eğitimli kişilerin sınırlı sayıda olması,

• Devlet bankaları veya bağış yapan kurumların projeleri ile sübvanse edilen ve yönlendirilen kredilerin son derece fazla olması,

• Tarımsal faaliyetlerin çoğunun mevsimsel olması, diğerlerinin de uzun bir olgunlaşma dönemi gerektirmesinin tasarruf ve kredilere yönelik olarak değişken ta- leplere, düzensiz nakit akışına ve kredinin sağlanması ile geri ödemeleri arasında ge- cikmelere neden olması,

• Hava koşulları, parazit ve hastalıklar gibi risklerin çokluğu, fiyat dalga- lanmaları ve küçük çiftçilerin girdilere ve piyasalara erişiminin zayıf olması,

• Tarımsal arazi kullanım haklarının iyi tanımlanmamış olması, masraflı ve uzun bürokratik işlemler ile kötü işleyen yargı sistemleri nedeniyle teminat kullanımı- nın yetersiz kalmasıdır.

I.1.7.2. Kırsal Kesimdeki Yoksulları Desteklemedeki Güçlükler

Yoksulluğu ortadan kaldırmaya yönelik olarak gerçekleştirilen diğer çalışma- larda var olan güçlükler mikrokredi projelerinde de ortaya çıkmaktadır. Bu güçlükler- den en önemlileri şöyle sıralanmaktadır:

• Kredinin bağlayıcı bir kısıtlama olduğu varsayımı: Bugüne kadarki uygu- lamalarda kırsal finans tarımsal kredilere eşdeğer tutulmuş olup tarımsal üretim veya diğer proje hedeflerine erişmede bir “girdi” olarak görülmüştür. Bu nedenle kredi, arza dayalı olarak gerçek piyasa talebi yüzeysel anlamda analiz edilerek çoğunlukla sürdürülebilir olmayan tarımsal bankalar veya proje uygulama birimlerince sübvanse edilmiş faiz oranları ile sağlanmaktadır.

Sektörler arası işbirliğinden yoksun olunması: Mali sektör ve tarımsal uzmanların bir arada çalışması için yeterli teşvik (Örn. yönetimden talimat, ödüller vb.) bulunmamaktadır. Dolayısıyla tarımsal finans projeleri ya da kırsal kalkınma pro- jeleri genellikle mali sektör uzmanlarına danışılmaksızın tasarlanmakta, uygulanmakta ve izlenmektedir.

Yetersiz seçenekler: Kredi faizlerinin düşük seviyede sabit tutulması gibi konularda güvenilir olmayan tarımsal kalkınma bankaları aracılığıyla ucuz kredi sağ- lanması yaklaşımı ve başarısızlıkla sonuçlanmış diğer tarımsal kredi programlarının yerine geçecek alternatif modeller bulunmamaktadır. Bununla birlikte yeni uygulan- maya başlayan mikrokredi projeleri kırsal alanlardaki tüm güçlüklere cevap vermekte yetersiz kalmaktadır.

I.1.7.3. Kırsal Kesimdeki Yoksullara Erişimi İyileştirme Çalışmaları Yoksulluğu ortadan kaldırmayı hedefleyen diğer uygulamalar gibi mikrokredi uygulamalarının da başarılı olabilmesi için öncelikle yoksullara erişim konusunda var olan engellerin aşılması büyük önem taşımaktadır. Bu konuda gerçekleştirilebilecek olan bazı çalışmalar şu şekildedir:

Personel kapasitesinin arttırılması: Mali unsuru bulunan tüm kırsal pro- jelerde mali sektör uzmanlığından yararlanılmasını sağlamak amacıyla her iki tarafın personeli arasında daha kapsamlı bir etkileşim sağlanmalıdır.

Mikrofinansı mümkün kılacak ortamın iyileştirilmesine yardımcı olun- ması: Politika konusunda uzman, hükümetler üzerinde etkili olan kişi ve kurumlar yargının şeffaflık ve etkinliğini arttırmalı, arazi ve mülk kayıtları sağlamlaştırılmalı,

tarımsal borçlanmada devlet faiz oranı çiftçilerin yararlanabileceği düzeye getirilmeli, temel ürünler üzerinde fiyat kontrolleri uygulanması gibi tarımsal sektöre karşı politik önyargılar yok edilmeli ve iletişim, fiziksel altyapı, sağlık ile eğitim gibi hizmetlere yatırım yapılmalıdır.

Mevcut kurumsal altyapının geliştirilmesi: Uygun olmayan yeni ve mas- raflı hizmet mekanizmalarının kurulmasından önce var olan kurumsal alt yapılar geliş- tirilmeli ve iyileştirilmelidir.

Sübvansiyonlar için uygun rolün belirlenmesi: Nihai müşterilere uygu- lanan faiz oranlarının sübvanse edilmesi yerine, kurumsal kapasitenin geliştirilmesi ve yeniliklerin desteklenmesi için hibe kullanımına gidilmelidir.

Teknolojik imkanların araştırılması: Teknolojik yenilikler konusunda deneyimli kurum ve kuruluşlar; kırsal kesimdeki işletme maliyetlerinin düşürülmesi, yeni teknolojilerin getirilmesi ve böylece kırsal müşterilere sağlanan hizmetlerin iyi- leştirilmesine yardımcı olabilirler. Ancak; öncelikle her türlü teknoloji ile ilgili bir fayda-masraf analizi yapılmalı ve kurumların bilgi sistemleri değerlendirilmelidir.

• Hizmet sunum mekanizmaları ve ürünlerde fon yenilikler:

Yeni mali ürünler benimsemeyi ya da hizmet sunum işlemlerinin maliyetlerini düşürmeyi düşünen mali kurumlara esnek hibe fonları sağlanmalıdır. Tarımsal faali- yetlerin gelir ve yatırım döngüsünün iyi bir şekilde oturtulabilmesi için kredi harici mali hizmetlere ihtiyaç duyulmaktadır. Bunlar; mevsimsel gelir akışlarını düzene sokmaya yardımcı olacak para transferleri, düşük gelir ve yüksek masraf dönemlerin- de kullanılabilecek mevduat hizmetleri gibi yenilikçi çözümlerdir.

Mikrokredi kısaca mevcut mali sistem içerisindeki kredi ve tasarruf olanakla- rının toplumdaki yoksul kesimler lehine genişletilmesi olarak tanımlanabilir (McGuire, Conroy, 2000:90). Ya da Asya Kalkınma Bankasının 2000 yılındaki tanımındaki gibi para yatırma, transfer etme, kredi veya yatırım araçlarını kullanma v.b. geniş bir yel- paze içerisinde sunulan bankacılık hizmetlerinden düşük gelirli hane halklarının da yararlandırılması olarak ele alınabilir. Mikrokredi terimi her ne kadar 1970’lerden itibaren yaygın olarak kullanılmaya başlandıysa da, birçok toplumda benzer kredi ya- pılandırılmalarının farklı isimler altında kullanıldığı görülmüştür. 19. yy ın sonlarına doğru çeşitli büyüklüklerdeki kredi birlikleri ya da kooperatiflerinin Avrupa’nın farklı yerlerinde organize oldukları ve 20. yy’ın ilk yarısında, başta tarımda modernizasyo-

nun sağlanması ve tarım kesimindeki ezici feodal ilişkilerin azaltılması amaçlarına hizmet ettikleri bilinmektedir.

1970’lere gelindiğinde, özellikle toplumdaki en yoksul kesimin ilgili ülkedeki mali sistem içerisinde bulunan kredi kuruluşlarından yararlanmaları ve onların yerel düzeydeki girişimlerinin desteklenmesi üzerine odaklanan başarılı kuruluşların ortaya çıkması ile birlikte, mikrokredi sistemi birçok ülke tarafından benimsenmeye başlan- mıştır (Sarno, 2001).

Mikrokredi de asıl amaç, bireyin ve onun içinde bulunduğu bölgedeki imkanla- rın arttırılması ve kredi kullanıcılarının üretim sürecine aktif katılımlarının sağlanması ile toplumdaki refah seviyesinin en alt düzeyden başlanarak yükseltilmesi olarak plan- lanmıştır. Dünya Bankası’nın 1990 kalkınma raporunda belirttiği gibi, yoksulluğun ortadan kaldırılması için belirlenen stratejilerin ana hedefi kalıcı bir ekonomik büyü- menin tesis edilebilmesidir. Bu nedenle, bu tür stratejilerin mikrokredi sistemindeki gibi toplumdaki ekonomik potansiyeli sonuna kadar kullanmaları gereklidir.

Mikrokredi sisteminin toplumdaki yoksul kesimi ve özellikle kadınların eko- nomik girişimlerini desteklemesi, bu zamana kadar var olan, fakat ekonomik olarak değerlendirilmeyen bir unsurun ekonomiye kazandırılmasını sağlamaktadır. Bu alan- daki birçok çalışma göstermiştir ki, kadınların aile gelirine katkıları o hane halkının yoksulluktan kurtulması için önemli bir desteği oluşturmaktadır. Nitekim mikrokredi literatüründe kadınların kendileri için iş imkanları oluşturmalarının teşvik edilmesinin sadece o ülkedeki GSMH’ye katkıda bulunmayacağı, aynı zamanda istihdam imkanla- rı artışını da destekleyeceği savunulmaktadır (Stevenson, 1998:121). Ancak kadınların anlamlı bir gelire kavuşabilecek bir iş imkanını kendileri için yaratabilmelerini sağla- yacak başlangıç sermayesine mevcut bankacılık sisteminden yararlanmak suretiyle ulaşabilmeleri, birçok ülkede erkeklere oranla çok daha zor olmaktadır. Mikrokredi sistemi bu boşluğun doldurulmasına da yardımcı olmaktadır.

Formel bankacılık sisteminin gelişmediği birçok az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkede yerel simsarlar ve tefeciler nakde ihtiyaç duyan yoksul hane halklarının başlıca kredi temin araçlarını teşkil etmektedirler. Bu kişilerin uyguladıkları faiz oranlarının ay- lık %50 ile %100 arasında değişmesi, söz konusu bireyleri çok zor durumlara düşürmesi- ne rağmen kredi temin edilebilecek başka bir kuruluşun olmayışı, kredi ihtiyacında olan yoksul kesimi bu kişilerle çalışmak zorunda bırakmaktadır (Lycette, White, 1989:148).

Mevcut ticari bankaların ise yaygın şube ağına sahip olmamalarının kırsal ke- simdeki bireylere ulaşmada ortaya çıkardığı güçlükler kredi dağıtım kanalları ile ilgili problemler yaratırken, kırsal bölgede yaşayanların genellikle küçük miktarlardaki kre- di taleplerinin bankalarca düşük faiz ve yüksek işlem maliyeti gibi nedenlerle uygun bulunmaması da ilgili kredilerin onaylanmasını neredeyse imkansız hale getirmektedir.

Tüm bu nedenler yoksulların kredi ihtiyaçlarını ya informel kesim içerisinde aramalarına sebep olmakta, ya da onları kendi içlerinde 10-15 kişilik gruplar oluştura- rak yarattıkları küçük fonları birbirlerine kullandırmak gibi farklı çözümler bulmaya zorlamaktadır.

Bugünkü anlamda mikrokredi sisteminin bu ihtiyaçların gözlemlenmesiyle or- taya çıktığı söylenebilir. Her ne kadar, birçok dönemde yoksul kesimin kredi ihtiyaç- larına cevap vermek için oluşturulan bir takım yapılaşmaların varlığından söz etmek mümkün ise de günümüzdeki anlamda mikrokredi sisteminin ortaya çıkışı Bangla- deş’teki Grameen Bank’ın doğuşu ile gerçekleşmiş olarak kabul edilmektedir (Armandariz, Aghion, 2005:11). Ya da başka bir deyişle Grameen Bank’ın kurucusu olan Prof.Dr. Muhammed Yunus’un 1976 yılında Bangladeş’teki Jobra köyünde ika- met eden birkaç yoksul aileye kendi işlerini başlatmaları için borç vermesinden, Grameen Bank’ın kuruluşuna kadar uzanan hikâye, günümüzdeki mikrokredi sistemi- nin tarihçesini oluşturmaktadır.

Sonuç olarak, mikrokredi sisteminde hedefe giden yolda her ne kadar fikir ay- rılıklarının bulunduğu bilinse de, başarılı uygulamaların varlığı sisteme olan inancı her geçen gün kuvvetlendirmektedir.

I.2. GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELERDE FİNANSAL YAPI,