• Sonuç bulunamadı

Küresel İklim Değişikliğinin Karadeniz’e Etkileri

Belgede KARADENİZ DE ÇEVRESEL GÜVENLİK (sayfa 133-141)

KARADENIZ’DE ÇEVRENİN DURUMU VE ÇEVRE SORUNLARI

1. KARADENİZ ÜLKELERİNİN ÇEVRESEL DURUMU, EKOLOJİK VE İKLİMSEL ÖZELLİKLERİ

2.2. Küresel İklim Değişikliğinin Karadeniz’e Etkileri

Çağın en büyük çevre sorunu olan, birçok sorunu tetikleyerek etkisini artıran ve yeryüzündeki yaşamı tehdit eden küresel iklim değişikliği dünyanın her yerinde farklı düzeylerde etkisini göstermektedir. Özellikle son yıllarda küresel iklim değişikliğinin etkilerindeki hızlı artış, tehdit boyutuna ulaşan evrensel sorunun ve geniş ölçekteki etkilerinin ilerleyen dönemlerde

255A., Allan, Blue Water Task Force the Water Quality of the Danube, JDS Report, 2002;

E., Stoica, “Heterotrophyc Bacterioplankton Dynamics in Relationships to Environmental Factors Spesific for the Romanian Black Sea Coast”, 37th CIESM Congress Proceedings (Ed. G., Herndl), Barcelone, 37:292, 2004; D., Stanners, P., Bourdeau, Europe’s Environment: The Dobris Assessment, European Environment Agency Task Force, European Environment Agency, Copenhagen, Denmark, 1995’dan aktaran Gülşen Altuğ, “Bakteriyolojik Deniz Kirliliği”, Deniz Kirliliği Analiz Yöntemleri İlgili Uluslararası Sözleşmeler (Eds. Kasım Cemal Güven, Bayram Öztürk), TÜDAV Yayınları, Bölüm: IV, 04 Nisan 2005, s. 255-256.

256Çevre ve Orman Bakanlığı, a.g.k. s. 96.

257 Anılan Kaynak, s.106.

118 de varlığını önemli ölçüde hissettireceğinin habercisi durumundadır. Bu durum bilimsel çalışma ve araştırma sonuçlarıyla da ortaya konulmaktadır.

Küresel iklim değişikliği nedeniyle dünyanın bazı bölgeleri hızla ısınırken, bazı bölgeleri de soğumaktadır. Küresel iklim değişikliğinden en fazla etkilenen doğal kaynaklardan biri olan denizlerin yerel özellikleri, yüzyılın çevre felaketi olarak adlandırılan bu sorun nedeniyle değişimlere uğramaktadır. Örneğin Karadeniz kıyıdaş ülkelerinden Türkiye’nin kıyısının bulunduğu denizlerde 1940’lı yıllardan itibaren küresel iklim değişikliğinin etkisini göstermeye başladığı, bu durumun önemli göstergelerinden biri olarak suların ısınmasıyla birlikte Akdeniz’in Kızıl Deniz ile bağlantısı sağlayan Süveyş Kanalı ve Hint Okyanusu üzerinden farklı türlerin Türkiye denizlerine ulaşması olduğu belirtilmektedir. Küresel iklim değişikliği sonucu su sıcaklığı ve seviyesindeki yükselmeler, yağış düzensizlikleri, ekolojik değişimler sonucu ortama giren yabancı türlerin besin zincirini etkilemesi ve/veya değiştirmesi gibi etkiler; varolan kirlilik, yoğun kirliliğin neden olduğu ötrofikasyon, sudaki oksijen yetersizliği, aşırı ve yoğun su ürünleri avcılığı gibi sorunlar ile birleşince denizel ortamları ciddi olarak tehdit eder duruma gelmiştir.258

Küresel iklim değişikliği, yoğun bir kirliliğin etkisi altında bulunan Karadeniz Havzasını da etkilemekte olup havzada uzun süredir ciddi bir ekolojik değişim yaşanmaktadır. Deniz suyu sıcaklığı artışı ile diğer etkiler birleşince, denizin yapısında fiziksel, kimyasal ve biyolojik değişimler gözlenmeye başlanmıştır. Küresel iklim değişikliği ile birlikte oluşan sıcaklık değişiklikleri denize ulaşan akarsularda, Karadeniz deniz çevresinde, su kütlesinin yapısında, su ürünleri stok, miktar, tür ile avcılığında değişimlere yol açmakta ve açması da beklenmektedir. Küresel iklim değişikliğinin olumsuz etkileri aynı zamanda Karadeniz’in karşı karşıya bulunduğu çevresel sorunları da tetiklemekte ve etkilerinin artmasına neden olmaktadır. Küresel iklim değişikliğinin beraberinde getirdiği sorunlar, Karadeniz’in yaşadığı istilacı tür, aşırı ve bilinçsiz avcılık, yoğun kirlilik yükü, sulak alanların ve biyolojik çeşitliliğin azalması gibi sorunlar ile etkileşim259 halindedir.

Söz konusu sorunun doğrudan etkisi, deniz suyunun sıcaklık artışı şeklinde görülmekte olup bunun sonucunda öncelikle fizyolojik sınırında bulunan veya bunun yakınında olan türlerde

258Naciye Erdoğan Sağlam, Ertuğ Düzgüneş, İsmet Balık, “Küresel Isınma ve İklim Değişikliği”, E.Ü.

Su Ürünleri Dergisi 2008, Cilt: 25, Sayı: 1, s. 93.

259Anılan Kaynak, s. 93.

119 stres oluşturmaktadır. Suyun sıcaklığı, üreme ortamı ile ideal yaşam alanı sunması açısından denizel canlıların yaşamındaki en önemli etkenlerdendir. Su sıcaklığındaki ani değişimler, denizel canlıların ölmesine yol açabilmektedir. Özellikle balıklar, larva ve juvenil denilen erginlik öncesi safhalarında suda meydana gelebilecek sıcaklık değişimlerine karşı çok daha fazla duyarlıdır. Suyun sıcaklığındaki değişimler; bazı türlerin yaşamlarını sürdüremeyip ölmesine, bazıların daha soğuk yerlere göç etmesine, bazıların tolerans farklılıkları geliştirmesine, biyolojik çeşitliliğin olumsuz yönde etkilenmesine, ortama giren yeni türler ile yerli türler arasında rekabetin oluşmasına, çözünmüş oksijenin azalmasına, tabandan yüzeye besin taşınmasına engel olarak sabit tabaklaşmaya neden olmaktadır. Sıcaklık nedeniyle türlerin göçüne örnek olarak, Kızıl Deniz’den birçok türün giriş yaptığı giderek tropikleşen Akdeniz’de yaşayan sardalya, kupes ve salpa gibi balıkların Karadeniz’de artık daha yoğun şekilde görülmesi verilebilir. Yaklaşık 20 yıl önce Karadeniz ile Marmara’da nadir olarak görülen bu türlerin, günümüzde İğneada gibi Batı Karadeniz kıyılarında avcılığının yapılabilir olmasının, küresel iklim değişikliğinin en önemli etkilerinden olan deniz suyu sıcaklığının artışından kaynaklandığı açıklanmaktadır. Bununla birlikte, Karadeniz’deki deniz suyu sıcaklığı artışının soğuk su seven mersin balığı, alabalık ve hamsi gibi birçok türü de olumsuz etkilemesi beklenmektedir.260

Küresel iklim değişikliğinin Karadeniz’e en önemli etkilerinden biri de Karadeniz’in Akdenizleşme sürecini hızlandırmasıdır. Karadeniz’in Akdeniz ile olan bağlantısı 7.000 yılda tekrar başlamış olup261 Akdeniz kökenli türler Karadeniz’e girmeye başlamıştır.

Akdenizleşme (Mediteranizasyon) olarak adlandırılan süreç günümüzde küresel iklim değişikliğinin etkisiyle hızlanarak devam etmektedir. Akdeniz sıcak ve tuzlu bir denizken ve tuzluluk oranı %o40 iken, Karadeniz normalde daha soğuk ve daha az tuzlu olup tuzluluk oranı %o18’dir. Ancak günümüzde Akdeniz üzerinden Karadeniz’e geçiş yapan türlere bakıldığında, söz konusu türlerin ortak özelliğinin sıcak su ile yüksek tuzlulukta yaşayan türler oldukları görülmektedir. Akdenizleşme süreci ile birlikte yukarıda da bazı örnekleri sunulan, Karadeniz’de sık görülmeyen türlerin denizde görülmeye başlaması dikkat çekicidir.

260 Anılan Kaynak, s. 92.; Türk Deniz Araştırmaları Vakfı (TÜDAV), İklim Değişikliği, İklim Değişikliği ve Denizler Raporu, s. 3-4,<<http://www.tudav.org/index.php/tr/iklim-degisikligi/197-iklim-degisikligi-ve-denizler-raporu>>>, (26.01.2017).; Murat Sezgin, Ahmet Kıdeyş, “Ongoing

“mediterranization”process in the Black Sea”, Climate Forcing and its impacts on the Black Sea Marine Biota (Ed. Frederic Briand), CIESM, No.: 39 in CIESM Workshop Monographs, Monaco, 2010, s. 63.

261Sezgin ve Kıdeyş, a.g.k., s. 61.

120 Bu kapsamda Karadeniz’de mıgrı, baraküda ve peygamber balığı gibi türlerin görülmeye başlanması, Karadeniz’in su sıcaklığındaki artış sonucu termofilik türlerin dağılımının genişlediğini göstermektedir.Deniz suyunun daha tuzlu ve sıcak hale gelmesi, termofilik balık türlerinin Karadeniz’e geçişleri sonucunu beraberinde getirmekte olup su ürünleri avcılığındaki av kompozisyonu ile balık türlerinin de değişimine giderek daha fazla yol açması beklenmektedir.Birçok yeni türün Karadeniz’e girmesi, besin zincirindeki değişimleri de beraberinde getirmeye başlamış olup bu durum yerli türleri de etkileyerek yerli ve yabancı türler arasında rekabet oluşmasına neden olmaktadır.262

Küresel iklim değişikliğinin etkileri ile birlikte değişen atmosferik ritm sonucu yağış rejiminin değişmesinin de Karadeniz ekosistemini diğer etkenler ile birlikte olumsuz yönde etkileyeceği belirtilmektedir. Kış döneminin kısa sürmesi, yağışların azalması ile birlikte sıcaklığın ve buharlaşmanın artışı ile su miktarının azalması sonucu seyrelme olmaması ve yoğunluğun artışı, birden yoğun miktarda nutrient girişi ile birleşince alg patlamaları yaşanmasına sebep olabilecektir. Yüzeyin alg ile kaplanması atmosfer ve güneş ışığı ile denizin temasının kesilmesi, tüketilebilecek miktardan fazla miktarda üreyen organik maddelerin ortamda artış göstermesi, dipte birikmesi, bu maddelerin deniz suyundaki sülfatları sülfürlere indirgenmesi sonucunda canlı yaşamı için gerekli oksijenli alanın daralması, çözünmüş oksijen miktarının tüketilmesiyle ortamın anerobikleşmesi durumu zaten izole bir deniz olan Karadeniz’de ötrofikasyon yaşanmasında artış sonucunu da doğurabilecektir. Karadeniz’in özellikle sığ kesimlerinde yaşanan/yaşanabilecek bu durum biyolojik çeşitlilik ve ekosistemin dengesi açısından olumsuz etkilere sahiptir.263

Deniz suyu sıcaklığındaki ve kirlilik yükündeki artış, tatlı su girişindeki azalış, sudaki çözünmüş oksijenin azalması, denizel canlıları özellikle fizyolojik olarak sınırında ya da sınırın yakınında bulunanları strese sokmakta olup bu etkiler denizel ortamdaki tür çeşitliliğinin azalması sonucu da beraberinde getirebilmektedir. Su sıcaklıklarındaki artış, yağışların azalması ve kış döneminin kısa sürmesi, deniz suyu sütununda tabandan yukarıya yani yüzeye doğru besin maddelerinin iletilmesini önüne geçerek sabit tabakalaşmanın oluşmasına, besin zincirinin verimliliğinin düşmesine sebep olmaktadır. Küresel iklim değişikliği etkileri ile birlikte, ortam koşullarının değişmesi, tür çeşitliliğinin azalması, besin

262 TÜDAV, İklim Değişikliği…, a.g.k., s. 3-4.; Sezgin ve Kıdeys, a.g.k.,s. 63.

263 TÜDAV, İklim Değişikliği…, a.g.k., s. 4.

121 zincirinin bozulmasının birçok yerli tür ile bu türlerin predatörleri arasındaki rekabetin artması ile türlerin boy ve stoklarında değişimlere yol açtığı ifade edilmektedir.264

Küresel iklim değişikliği ile birlikte yaşanan düzensiz yağış rejimi ve su sıcaklığının yükselmesi, Karadeniz için en önemli tür olan hamsinin göç yollarında ve davranışlarında değişimi de beraberinde getirmektedir. Örneğin geçtiğimiz yıllarda, kar yağışının olmayışı ile su sıcaklığının hamsinin istediği 16-17 0C’lere düşmemesi gibi sebepler sonucunda su sıcaklığına bağlı olarak sürü oluşturan hamsinin, Türkiye kıyılarına gelişinin geciktiği, hamsiler tarafından sürü oluşturulamadığı, bu durumun da özellikle gırgır yöntemiyle Türkiye’de avlanan balıkçıların faaliyetleri üzerinde eolumsuz etkilere sebep olduğu belirtilmektedir. Bununla birlikte Karadeniz’deki deniz suyu sıcaklığının artmasının hamsi sürülerinin, Türk kıyıları yerine Karadeniz’in Gürcistan gibi daha soğuk olan kuzey kıyılarını tercih etmeleri gibi sonuçları beraberinde de getirmesi beklenmektedir.265

Yukarıda da bazı örneklerinin dile getirildiği üzere küresel iklim değişikliğinin etkilerinin Karadeniz’in maruz kaldığı yoğun kirliliğin etkileriyle birleşmesi, denizin biyolojik çeşitliliğini olumsuz yönde etkilemekte ve/veya değiştirmektedir. Dünyanın en genç denizlerinden biri olan, tatlı su gölü iken daha farklı bir biyolojik çeşitliliğe sahip olan Karadeniz’in, tuzlu su kütlesine dönüştükten sonra biyolojik çeşitliliği de değişmiştir.

Denizin genç olması, kendi içinde henüz tam anlamıyla denge oluşturamaması ve diğer denizlerden neredeyse izole olmasının, antropojenik yani insan kaynaklı etkilere karşı denizi daha da hassas kıldığı vurgulanmaktadır. Sezgin ve Kıdeys tarafından, Karadeniz’in günümüzdeki flora ve faunasının % 80-85’in Akdeniz kökenli, geri kalanının ise tatlı su ve ponto-relict (soyu tükenmekte olan canlı) türlerden oluştuğu belirtilmektedir. Karadeniz’deki yerli olmayan türler; ya Akdeniz kökenli ya da uzak denizler kökenli olarak iki değişik şekilde görülmektedir. Karadeniz ortamına iklim değişikliği ile diğer etkiler sonucunda, yeni ve farklı türlerin gelmesi biyolojik çeşitliliği artıyor gibi görünse de uzun dönemde aslında bu türlerin yerli türler üzerindeki baskıcı etkisi, besin zincirini değiştirmesi ve Karadeniz’in yerel özelliklerinin değişmesine neden olması ile hem biyolojik çeşitlilik hem de denizin dengesi üzerindeki olumsuz etkileri de beraberinde getirdiği belirtilmektedir. Bununla birlikte Akdeniz ve Karadeniz arasında göç eden pelajik ve bentik türler için bir biyolojik koridor ve

264Erdoğan Sağlam vd., a.g.k., s. 92.

265 Anılan Kaynak, s. 93.

122 iklim alıştırma alanı olan Türk Boğazları ile Marmara Denizi’nde deniz suyu sıcaklığı ve tuzluluğun artması ile birlikte artan oranda görülen Akdeniz kökenli türlerin ileride Karadeniz’de de değişen koşullar ile birlikte görülmesinin beklendiği açıklanmaktadır.266 TÜDAV’ın raporunda; canlı yaşamının oksijenin bulunduğu çok küçük bir alanında sürdüğü, büyük bir bölümünü H2S içeren tabakanın kapladığı dünyanın en büyük anoksik su kütlesi olan Karadeniz’de küresel iklim değişikliğinin etkileri ile birlikte bu tabakanın kalınlığının artabileceğine dikkat çekilmektedir. Sıcaklık artışı ile birlikte Karadeniz’deki su sıcaklığının artmasının yanı sıra, akıntılar ile Akdeniz’den taşınan ve sıcaklığı daha da artmış suların etkisiyle Karadeniz’deki tabakalaşmanın değişmesi beklenmektedir. Bununla birlikte Karadeniz’in sıcaklık ve tuzluluk dengesini sağlayan tatlı sularının miktar ve sıcaklığındaki değişimlerin de Karadeniz deniz ortamına yansımakta olduğu ve yansıyacağının dikkate alınması önem taşımaktadır. Nehirlerle taşınan tatlı suyun miktarındaki azalma ve kirlilik yükündeki artış, tatlı-tuzlu su dengesinin bozulması gibi yaşanan değişimler ile vertikal/dikey su değişikliğinin yetersiz olması nedeniyle anoksik tabakanın kalınlığının artması halinde;

üreme ve beslenme için kısıtlı olan oksik (oksijenli) alanın iyice azalmasının söz konusu olabileceğine dikkat çekilmektedir. Ayrıca yaşanan olumsuz değişimlerden etkilenmekte olan Karadeniz’deki önemli yerli türlerden çaça, hamsi gibi balık türleri deniz suyunda bulunan planktonlar ile beslenmekte, deniz suyu kolonunda yer alan organik yüklerin ise denizden emilmesini sağlamaktadır. Hamsi ve çaça gibi türler tarafından tüketilmeyen planktonlar, öldükten sonra diplerde birikerek dipteki H2S oluşumunun artmasına katkıda bulunmaktadır.

Bu olası durumun; bir çevre felaketi ile karşı karşıya bulunduğu değerlendirilen, sınırlı su değişimi olan, dünya denizlerinden izole olan ve can çekiştiği düşünülen Karadeniz için ciddi bir tehdit olabileceğinin dikkate alınması önem taşımaktadır. Özetle; iklim değişikliğin etkileri, deniz ekosistemine giren organik madde yükünün artması, yaşanan süreç sonunda organik maddeleri tüketen balıkların azalması, organik maddelerin dibe çökmesi, tüm bu etkiler sonucu Karadeniz’i tehdit eden bir diğer unsur olan H2S tabakasının daha da kalınlaşması Karadeniz için karşı karşıya olunan çevresel felaketin boyutunun artması sonucunu doğurabilecektir.267

266 Sezgin ve Kıdeyş, a.g.k., s. 61-63.

267TÜDAV, İklim Değişikliği…, a.g.k., s. 3-4.

123 İklim değişikliğinin etkisiyle akarsularının akışlarında yaşanan değişimler sonucu yaz akışlarının azalması, kış akışlarının artması ile hidrolojik döngünün değişmesi sebebiyle sediment yükünün artış göstermesi kıyısal erozyonu tetikleyebilecek, deniz suyu ile tatlı suyun karışımının üzerinde etki göstererek güneş ışığının geçirgenliğinin azalmasına ve suyun kimyasal yapısının değişimine yol açabilecektir. Bununla birlikte Karadeniz’deki hidrolojik yapının değişmesi sonucu akıntılarla taşınan pelajik göçmen balıkların yumurta dağılım alanı ve derinliğinin de etkilenmesi beklenmektedir. Yaşanan değişimlerle deniz seviyesinin yükselmesinin; kıyılarda erozyon, tuzlanma ve tahribatlara yol açabileceği, bu alanlarda yaşayan deniz canlılarını ve beslenme zincirini etkileyebileceğine de dikkat çekilmektedir. Kıyılardaki lagün, sulak alan, batalık ve deltalar gibi birçok canlıyı barındıran yuva ve üreme alanı olan yapıların, su seviyesinin yükselmesi ile etkilenmesi, yeni türlerin bu alanlara girmesi, yerli ile yeni türler arasında mücadele yaşanması, bu yapıların bulundurdukları su ile deniz suyunun yer değiştirmesi sonucu yapısal özelliklerini kaybetmeleri ile biyolojik çeşitlilik ve balıkçılık açısından tehdit oluşturması da yaşanabilecek olumsuz etkilerdendir.268

Küresel iklim değişikliğin bir diğer olumsuz etkisi de okyanus/denizlerin ana taşıyıcı su akıntılarında değişimlere yol açabilmesidir.Bu tarz bir etki sonucu yaşanabilecek değişimin, denizel canlılarının Karadeniz ekosistemdeki dağılımı ile göç durumlarını düzenleyen, Karadeniz’e Akdeniz’den ulaşan sıcak tuzluluk derecesi yüksek alt akıntı ile soğuk tuzluluk derecesi düşük Karadeniz’den gelen üst akıntıyı da etkileyebileceği ortadadır. TÜDAV tarafından böylesine bir değişimin, Karadeniz’deki denizel canlıların türlerini, stoklarını ve geleneksel Karadeniz balıkçılığını da kökten etkileyebilecek seviyelere ulaşabileceğine dikkat çekilmektedir. Bununla birlikte iklim değişikliği ile bozulan atmosferik ve meteorolojik koşullar sonucu Karadeniz veya diğer denizlerde farklı rüzgâr ve akıntı sisteminin ortaya çıkması ihtimali, oluşabilecek bu durum sebebiyle denizel koşulların zorlaşması sonucunda balıkçı filoları ile her türlü deniz araçlarının seyrinin aksaması veya zorlaşması, bazı limanlarımızda ulaşımın aksaması ile denizicilik, balıkçılık ve turizm gibi farklı ekonomik faaliyetlerin zarar görebileceği yine raporda dile getirilen hususlardandır.269

268 Erdoğan Sağlam vd., a.g.k., s. 91-93.; TÜDAV, İklim Değişikliği…, a.g.k., s. 3-4.

269 TÜDAV, İklim Değişikliği…, a.g.k., s. 4.

124 TÜDAV tarafından küresel iklim değişikliğine yönelik hazırlanan raporda, deniz sıcaklığının artmasının bir diğer olumsuz etkisi olarak yüksek sıcaklıkta yaşayan bakterilerin çoğalması ile bunların hastalık oluşturma kapasitelerinin yükselmesi de gösterilmektedir. Bu durumun özellikle balık yetiştiriciliğinde bir risk oluşturabileceği,beraberinde daha fazla aşı, ilaç ile kimyasal içerikli maddenin kullanılmasını sonucunu doğurabileceğine dikkat çekilmektedir.270 Bu durumun insanlar tarafından tüketilmek üzere sunulacak besin maddelerinin daha fazla kimyasal içeriğe sahip olması ile deniz kirliliğinin artmasına da sebep olabileceği düşünülmektedir.

Bu konuya; KEİPA’nın “Karadeniz Bölgesinde Deniz Ortamının Durumu” başlıklı raporunda dikkat çekilerek, dünyanın birçok yerinde olduğu gibi, Karadeniz, kıyıları ile deniz çevresini etkileyen önemli bir faktörün iklim değişikliği olduğu, iklim değişikliğinin bölgesel ve yerel düzeylerde izlenmesi ile yönetiminin bölge coğrafyasının çeşitlilik gösteren yapısı nedeniyle güçleştiği, ancak bölgedeki en genel görülen değişikliğin yaz sıcaklıklarındaki yaygın artış şeklinde ortaya çıktığı, sıcaklık artışının nispeten az olması tahmin edilse de iklim değişikliği etkilerinin ciddi düzeyde olacağı, bununla birlikte deniz havzalarındaki deniz suyu seviyesinin yükselmesinin su baskınları ile erozyonu tetikleyeceğinin tahmin edildiği belirtilmektedir.271 Bu durumun örnekleri ise; Karadeniz kıyıdaş ülkelerinde görülen yağış dengesizlikleri, heyelan ve sel felaketlerinin son yıllarda artış göstermesi, afet düzeyine ulaşarak can ve mal kayıplarına yol açması272 ile açıkça görülmektedir. Söz konusu afetlere;

küresel iklim değişikliğinin yanı sıra iklim değişikliğinin tetiklediği ve etkisini artırdığı diğer

270 Anılan Kaynak, s. 4-5.

271 KEİPA Karadeniz Ekonomik İşbirliği Parlamenter Asamblesi, Raporlar ve Tavsiye Kararları, Ekonomi, Ticaret, Teknoloji ve Çevre İşleri Komisyonu, Karadeniz Bölgesinde Deniz Ortamının Durumu, Rapor(Raportör: Sn. Konstantinos TSIARAS-Yunanistan), Doc.: GA36/EC35/REP/10/tr, 3 Kasım 2010, s. 14.

272 Milliyet, Karadeniz’de sel ve heyelan, 06.10.2018<http://www.milliyet.com.tr/karadeniz-de-sel-ve- heyelan-gundem-2755292/>>>, (11.10.2018); Hürriyet, Doğu Karadeniz’de sağanak, sel ve heyelana

yol açtı, yollar kapandı, 05.10.2018, <<http://www.hurriyet.com.tr/galeri-dogu-karadenizde-saganak-sel-ve-heyelana-yol-acti-yollar-kapandi-40977326?p=2>>>, (11.10.2018); HaberTürk, Doğu Karadeniz'de sel ve heyelan can aldı, 07.07.2016, <<https://www.haberturk.com/gundem/haber/

1263691-dogu-karadenizde-sel-ve-heyelan-can-aldi>>>, (11.10.2018).; Agenda. Ge, Powerful storm hits Black Sea coastline in Georgia, 07 October 2017, <<http://agenda.ge/en/news/2017/2259>>>, (11.10.2018); ClimateChangePost, “Coastal flood risk Russia”, 08.10.2018,

<<https://www.climatechangepost.com/russia/coastal-floods/>>>, (11.10.2018); The Guardian,

“Over 100 die in Russia as floods and landslides hit Krasnodar Region”,

<<https://www.theguardian.com/world/2012/jul/07/45-die-russia-floods>>>, (11.10.2018);

International news, The Earth Chronicles of Life, Floods in Bulgarian Varna, 7 Haziran 2018,

<<http://earth-chronicles.com/natural-catastrophe/floods-in-bulgarian-varna.html>>>, (11.10.2018).

125 çevresel sorunlar ile birlikte özellikle yeterince planlanmadan ve multidispliner etkileri dikkate alınmadan yürütülen ekonomik faaliyet ile yatırımların da yol açtığı ileri sürülebilir.

Belgede KARADENİZ DE ÇEVRESEL GÜVENLİK (sayfa 133-141)