• Sonuç bulunamadı

Kültür, Latince “cultura” kelimesinden diğer dillere geçmiĢ ve 12. yüzyıldan bugüne kadar kullanılan bir sözcüktür. Önceleri tarımsal üretimi, ekip biçmeyi anlatan kelime;

19. yüzyıldan itibaren insan topluluklarının becerileri, sanatları, gelenekleri ve toplam yaĢam biçimi Ģeklinde tanımlanmıĢtır (Öter ve Özdoğan, 2005: 127). Günümüzde ise kültür, bir toplumun sahip olduğu maddi ve manevi değerlerden oluĢan; o toplumda bulunan her türlü bilgi, ilgi, alıĢkanlık, değer yargıları, genel tutumlar, görüĢ, düĢünce ve her türlü davranıĢ Ģeklinin bütünü olarak tanımlanmaktadır. Bütün bunlar, o toplumda yaĢayan herkes tarafından kabul edilen ve onu diğer toplumlardan ayıran özel bir yaĢam tarzını oluĢturmaktadır (Turhan, 2006: 48). Diğer bir deyiĢle; bir toplumun kültürü, bir arada yaĢayan insanların, hayatın çeĢitli problemlerine karĢı denedikleri çözüm yollarından meydana gelmektedir. Ġnsanların sorunlarını çözme yöntemleri zamanla kalıcı hale gelerek, toplumun tümüne mal olmakta ve o toplumun kültürünü oluĢturmaktadır. Sosyal araĢtırmalarda kültürden bahsedilirken, somut maddi unsurlardan ziyade; onların arkasında olduğu varsayılan inançlar, kurallar, değer yargıları gibi manevi unsurlar anlaĢılmaktadır. Toplumları kültürel açıdan farklılaĢtıran Ģeyler, onların kullandıkları araç ve gereçlerden daha çok, bu araç gereçlerin arkasındaki düĢünce ve manevi değerlerdir (Güngör, 1990: 35).

Kültürle ilgili olarak yapılan diğer bir tanımlamada ise kültür belirli bölümlere ayrılmıĢtır. Buna göre kültür, sosyal miras ve gelenekler birliği olarak; insan varlığının yapısını belirleyen, sosyal bir süreç sonunda öğrenilen uygulama ve inançların, maddi ve manevi unsurların bütününü; hayat tarzı olarak toplumun bütün hayat biçimini, idealler, değerler, davranıĢsal açıdan, insanların yaĢam Ģartlarına uyumlarının bütününü;

eğitimsel olarak, toplumsal olarak öğrenilen ve aynı yoldan yeni nesillere aktarılan davranıĢ biçimlerini; sembol olarak, maddi unsurların, davranıĢların ve duyguların, sembollere dayalı örgütlenmesini ifade etmektedir (Boniface ve Fowler, 1993: 12).

Kısacası, kültür bir toplumun tarihsel süreç içerisinde ürettiği ve kuĢaktan kuĢağa aktardığı, o toplumun kimliğini oluĢturan ve onu diğer toplumlardan farklı kılan her türlü maddi ve manevi özelliklerin bütünü ve o toplumun yaĢayıĢ ve düĢünce tarzını yansıtan değerlerin tümüdür2.

Kültür ile turizmi yaklaĢtıran süreçler iki grupta toplanabilmektedir. Birincisi, günlük yaĢamda önceden ayrı değerlendirilen sosyal ve kültürel alanlar benzeĢmektedir. Üst ve alt kültürler ile sanat ve yaĢam arasındaki yakınlaĢma, insanların ve nesnelerin artan hareketliliği ve kültürlerarası sınırların kaybolması bu geliĢimi hızlandırmaktadır. Ġkinci olarak; turistlerin deneyimleri kültürleĢmekte, kültürün yeni biçimlerini oluĢturmaktadır. Seyahatlerle ilgili kültürel motifler sadece turistler tarafından tüketilmemekte, aynı zamanda diğer kültürel endüstrilerin de tüketimine konu olmaktadır (Öter ve Erdoğan, 2005: 128).

Olalı (1987: 171) kültür turizmini; “merak, dinlenme, eğlence, sağlık, spor amaçlarının yanı sıra kiĢiliğin zenginleĢtirilmesi, yeni bilgilerin kazanılması amacı ile yapılan seyahatler” olarak tanımlarken; diğer bir tanımda ise (Özgüç, 1998: 86), “yeni kültürleri tanıma ve geçmiĢteki kültürleri merak etme temeline dayanan, insanların kendi kültürlerinin eğlenceli yanlarıyla birlikte diğer grupların kültürlerine de açık olmaları ile ilgili turizm faaliyetlerinin tümüdür” Ģeklinde ifade edilmiĢtir.

Kültür turizmi geniĢ anlamı ile, ziyaretçilerin gittikleri yerlerdeki tarihi ve bir ulusa ait değerleri görmesi ve tatması olarak tanımlanmaktadır (Öztürk ve Yazıcıoğlu, 2002: 7).

2 http://www.ied.org.tr/forum.html?func=view&id=154&catid=14#154 (EriĢim Tarihi: 19.08.2010)

Bu tanıma göre, kültür turizminin içeriğinde; eski sanat eserlerinin, tarihi yapıların, müzelerin, eski uygarlıkların ve onlara ait kalıntıların görülmesi; yerel mimari ve orijinal özellikler, kütüphaneler, yerel mutfak, festival ve fuarlar, tiyatro ve sinema, müzik ve dans, lisan ve edebi çalıĢmalar ve alt kültürleri tanımak amacıyla; araĢtırma, keĢif ve dini amaçlı yapılan seyahatler bulunmaktadır (Kızılırmak ve Kurtuldu, 2005:

102). Bir baĢka platformda ise kültür turizminin tanımı dar ve geniĢ açıdan olmak üzere, iki yönlü olarak ele alınmıĢtır. Dar anlamıyla, kültür turizminde daha önce belirtilen ifadelere iĢaret edilmektedir. GeniĢ anlamıyla ise kültür turizmi insanoğlunun ihtiyaç duyduğu farklı olma gereksinimi, bireylerin kültürel seviyesini yükseltme eğilimi; yeni bilgi, deneyimler, düĢünceler ve duygularla kendini zenginleĢtirme isteği, diğer bir deyiĢle „seyahat‟in zihni geniĢletmesi temeline dayanmaktadır (Markwick, 1999: 228).

Bu bağlamda bilgi edinme ve deneyime dayalı öğrenme isteği, kültür turizminin diğer turizm türlerine göre en önemli farklarından biridir.

Literatürde kültür turizminin, kavramsal ve teknik olmak üzere, iki farklı yaklaĢımla daha tanımlandığı dikkat çekmektedir. Kavramsal yaklaĢımda; kültür turizmi, yeni bilgi edinme ve kültürel gereksinimlerini tatmin etmek amacıyla, bireylerin günlük yaĢamı dıĢındaki ve kültürel çekicilikleri bulunan destinasyonlara doğru gerçekleĢtirdikleri seyahatler olarak tanımlanmaktadır. Teknik yaklaĢımda ise insanların normal yaĢam alanı dıĢında kalan bölgelerdeki; sanat, drama ve kültürel mirasa sahip alanlara gerçekleĢtirdikleri tüm seyahatler, kültür turizmi olarak tanımlanmıĢtır (Richards, 2001:

21).

Kültür turizmi ile ilgili bir baĢka çalıĢmada ise „deneyime yönelik kültür turizmi‟ ve

„kültürel miras turizmi‟ Ģeklinde kategorize edilerek tanım yapılmıĢtır. Deneyime yönelik kültür turizmi; turistlerin görsel sanatlar, festivaller ve sanatın diğer alanlarına yönelik gerçekleĢtirilen organizasyonlara katılmaları; kültürel miras turizmi ise belirli doğal alanları ziyaret etme; tarihi kalıntıları, anıtları ve yapıları gezme, gidilen yörenin tarihini ve doğasını bir arada inceleme amacıyla yapılan seyahat aktiviteleri olarak ele alınmıĢtır (Akgül, 2004: 211).