• Sonuç bulunamadı

2. GENEL JEOLOJİ

2.3. Jeolojik evrim

İnceleme alanında büyük bir havza içerisinde bulunan, farklı fasiyes, litolojik özelliklere sahip birimlerin tektonik olaylarla birbirleri üzerine bindirmeleriyle oluşmuş üç farklı birlik bulunmaktadır.

Bu birliklerden çalışma alanında otokton olarak bulunan Geyikdağı birliği içerisinde en yaşlı birim olarak Üst Kambriyen-Alt Ordovisiyen yaşlı Seydişehir Formasyonu bulunmaktadır. Formasyon içerisinde gözlenen şist, fillit ve yer yer kuvarsit oluşumlarının varlığı duraylı olmayan ve türbit akıntıların hakim olduğu bir ortamı yansıtmaktadır. Karadağ (1987)’ e göre bu seriye ait meta kumtaşlarında bol miktarda laminalanma, tabaka altı akıntı izlerinin bulunuşu ve sualtı kaymalarının varlığı türbit akıntılarının etkili olduğunu, aradaki kireçtaşı mercekleri ve fosil içeriğinin ise giderek derinleşen çökelme ortamının zaman zaman sığlaştığını ve sıcaklığın da arttığını göstermektedir. Birimin üzerine daha sonra Üst Jura yaşlı Hacıalabaz formasyonu çok geniş bir alanda ve çok kalın bir istif halinde tabanda kırıntı olmaksızın transgresif olarak gelmektedir.

Geyikdağı birliği Dogger’den başlayarak Erken Senoniyen’e kadar 1000 km2’den fazla genişlikteki bir alanda, şelf tipi karbonatların çökeldiği platform özelliği kazanmıştır. Bu süreçte, genellikle sığ olan deniz tabanının, zaman zaman ve yer yer su dışına çıkmasını sağlayan deniz düzeyinin değişimleri ya da taban hareketleri, istif içinde stratigrafik boşlukların oluşmasına neden olmuştur. Dogger- Senoniyen öncesi aralığında, Geyikdağı ve Aladağ birliklerinde bentonik foraminiferli, algli, onkolitli, stromatolitli ve dolomitli düzeylerin değişen düzende ardalanmasından oluşan karbonat istifi, zaman zaman yer değiştiren platform içi ve gel-git ortam koşullarının etkin olduğunu gösterir.

Öncel (1995) Şarkîkaraağaç-Yalvaç civarında yaptığı çalışmada bu dönemde düşey hareketlere bağlı kırık sistemleri ile ilgili olarak kıta içi bazik magma hareketlerinin olduğunu belirtmiştir. Erken Kretase döneminde ise Çökelen diyabazı alttaki birimleri keserek yüzeylemiştir.

Geç Kretase döneminde tabanda konglomerayla başlayıp kireçtaşıyla devam eden ve çörtlü kireçtaşlarıyla son bulan Saytepe formasyonu çökelmiştir. Özgül (1997), bu dönemde Anadolu'nun bütününü etkileyen karmaşık tektonik olayların ve deniz tabanı düşey hareketlerinin etkin olduğunu belirmiştir. Geyikdağı ve kuzeyinde

68

Bozkır yöresinde plânktonik foraminiferli ve çakmaktaşı yumrulu kalsitürbidit arakatkılı mikritlerin oluşumuna neden olan; Hadim-Seydişehir yöresini kapsayan orta kesimlerinde ise boksit ve çakıltaşı birikimine neden olan Geç Senoniyen öncesi karalaşmayı izleyen bol rudist kırıntılı ve bentonik foraminiferli sığ şelf koşulların egemen olduğunu ifade etmiştir.

İnceleme alanında allokton olarak bulunan Bolkardağı birliğinin tabanında sişt, fillit, kuvarsit mercekleri, kireçtaşı ve dolomitik kireçtaşlarından oluşan Devoniyen-Alt-Orta Karbonifer yaşlı Hocalar formasyonu bulunmaktadır. Bu zaman aralığında Bolkardağı birliği resif ve/veya sığ şelf ve kıyı düzlüğü ortamında çökelmiş neritik karbonat, kuvarsarenit ve kuvarsvake türü kırıntıları kapsar. Ayrıca iri fusulinli istiftaşı-tanetaşı türü kireçtaşlarıyla temsil edilen yüksek enerjili platform kenarı koşullarının da zaman zaman etkin olduğu gözlenir.

Geç Permiyen döneminde kireçtaşı ve dolomitik kireçtaşlarından oluşan Taşkent formasyonu alttaki birimleri açılı uyumsuzlukla örtmektedir. Bu dönem Toroslar’ın diğer kesimlerinde ve Anadolu’nun büyük bölümünde olduğu gibi, bol agli ve foraminiferli transgresif sığ deniz kireçtaşlarıyla temsil edilir (Özgül 1997).

Bolkardağı birliğinin en üstünde ise konglomera, kumtaşı ve kireçtaşından oluşan Jura-Alt Kretase yaşlı Sinatdağı formasyonu açılı uyumsuzlukla diğer birimleri örtmektedir. Özgül (1997), bu zaman aralığının gel-git ortamında platform içi, platform kenarı ve yamaç koşullarına değin farklı ortamları temsil eden istifleri kapsadığını belirtmiştir.

Diğer allokton birlik olan Bozkır birliği Tetis okyanusunun kuzey kolu (Kuzey Tetis Okyanusu) ile güneyde Antalya birliği (Özgül 1984) ile temsil edilen ve Aniziyen’de riftleşme sürecine girdiği bilinen (Marcoux 1978) güney kolu (Güney Tetis Okyanusu) arasında kalan ve bundan sonra ana kıtadan bağımsız ayrı bir kıta parçası olarak varlığını sürdüren kuzey kesimini oluşturur. Senoniyen ve Lütesiyen naplaşma hareketleriyle üst üste binen, kendi içlerinde dilimlenme ve kimisinde çok şiddetli olan kıvrımlanma ile dar bir kuşağa sıkışmış bulunan bu üç birliği kapsayan platformun, sıkışma tektoniği öncesindeki, yani Aniziyen başlangıcındaki genişliği, kaba bir varsayımla 1000 km’nin üzerindedir. Mesozoyik süresince platform özelliğini az çok koruyan bu havza "Önasya Platformu" olarak adlandırılabilir.

Bozkır birliğinin düzenli istiflenme gösteren dilimlerinde bilinen en yaşlı birim olasılıkla Aniziyen’de başlayan ve Karniyen-Noriyene değin süren tüf, tüfit, spilit volkanit ve diyabazları kapsayan volkano-tortullarıdır. "Ada yayı gerisi" ortam koşullarını yansıtan bu birim, üst düzeylerinde Karniyen-Noriyen yaşta radyolaryalı ve çakmaktaşı arakatkılı pelajik mikritlere geçiş gösterir ve ortam Senoniyen’e değin sürecek olan "havza" özelliği kazanır. Ada yayı gerisi havzasının, kuzeyde varlığı bilinen Paleotetis okyanusu (Şengör ve Yılmaz 1981) tabanının güneye doğru, platformun altına daldığı yitim zonu üzerinde gelişmiş olduğu düşünülmektedir. Bozkır birliği volkanit ve pelajik çökelleri dışında. Noriyen-Resiyen yaşta, bentonik foraminiferli ve yer yer bol makrofosilli neritik karbonat istiflerini de kapsar. Tektonik dilimler halinde bulunan bu tür neritik karbonat istifleri; Geyikdağı ve Bolkardağı birliklerini kapsayan platformun kuzey uzanımını oluşturabilecekleri gibi, Geç Triyas öncesine ait herhangi bir kaya birimiyle ilişkili görülmeyişleri göz önünde bulundurulursa giderek okyanuslaşma sürecine giren havzada deniz altı volkanitlerinin oluşturduğu taban yükseltileri üzerinde gelişmiş "deniz dağı (seamount)" çökelleri olarak da yorumlanabilirler.

Bozkır birliğinde Liyas, farklı fasiyeslerde çökelmiş karbonat istifleriyle temsil edilir. Radyolaryalı ve çakmaktaşı arakatmanlı pelajik mikritleri kapsayan Ammonitiko-rosso fasiyesinde yumrulu kireçtaşı birimini kapsayan Boyalıtepe grubu havza-yamaç koşullarını, bentonik foraminifer ve makrofosilli neritik kireçtaşını kapsayan Soğucak kireçtaşı ise platform kenarı koşullarını yansıtır. Bozkır birliği bu özellikleriyle, Önasya platformu ile Kuzey Tetis okyanusu arasında yer alan platform kenarı, yamaç ve havza ortamlarını kapsayan kesimi temsil eder (Özgül 1997).

Lütesiyen sonrası bölgeye bir sürüklenme ile gelen Bozkır alloktonu, Bozkır ofiyolitik melanjı (Sülek karmaşığı) dışında Orta-Üst Devoniyen’de çökelmeye başlamıştır.

Oligosen boyunca süren yükselmeler Saviyen dağoluşum evresiyle yeni bir hareketlilik kazanmış ve Oligosen sonunda saha su üstüne çıkmıştır. Üst Miyosen’e kadar kara olarak kalan ve aşınan çalışma alanı Üst Miyosen'de göl haline gelmiştir. Pliyosen başında yoğunluk kazanan blok faylanmaları türündeki hareketlerle topografya bugünkü şeklini almaya başlamıştır (Özçelik 1984).

70

Benzer Belgeler