• Sonuç bulunamadı

İZMİR’İN TERMAL POTANSİYELİ VE TERMAL TURİZMİN GELİŞİMİ

GELİŞİMİ ÖNÜNDEKİ ENGELLER

Termal turizm, modern tıp ile binlerce yıllık yöntemleri birleştiren bir dal olarak bütün dünyada büyük ilgi görmektedir230. Sağlıklı yaşama ve sağlığı koruma isteği termal turizme olan ilginin sürekliliğini sağlayacaktır.

Ege ve İzmir’i ziyaret eden yabancı turistlerin % 86’sının Nisan-Eylül arasında geldiği bilindiğinden bu durumu düzeltmek ve turizmi 12 aya yaymak için ürün çeşitliliğine gitmek gereklidir. Bu bağlamda da Ege ve İzmir turizminin başta termal, kültür, kongre, dağ, kış, üçüncü yaş, gençlik ve deniz-kum-güneş turizmi ile eğlence, spor, alışveriş gibi alanlarda daha fazla yatırıma ihtiyacı vardır. Dünya turizminde sağlık turizmi dolayısıyla da termal turizm, hızla büyüyen bir pazar durumundadır. Çünkü son yıllarda sanayileşme ve kentleşme sonucunda ortaya çıkan çevre sorunları ve çevre kirlenmesi insan sağlığını bozan ve verimliliği azaltan bir ortam oluşturmuştur. Bu durum sağlık turizmine dolayısıyla termal turizme ivme kazandırmıştır.

Termal kaynaklar bakımından zengin olan İzmir’de termal turizmin geliştirilmesi; turizmi yeniden canlandırmak, turistik sezonu uzatmak, doluluk oranlarını ve ortalama kalış sürelerini artırmak, daha fazla gelir ve istihdam sağlamak için kaçınılmazdır.

230 Hitay Baran ve Nesrin Sarıçay, “İzmir Ticaret Odası’nın T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı'ndan Beklentileri” İzmir Ticaret Odası, Ekim 2007, İzmir, s.8.

İzmir’in coğrafi konumu, ulaşım olanakları, özellikle İzmir limanı Çeşme ve Dikili deniz giriş kapıları, Adnan Menderes Havalimanı, İzmir işlek karayolları

şebekesi ile erişebilirliği yüksektir. Bu avantaj tüm turizm türleri için geçerli olmakla birlikte termal turizme gereksinim duyanların büyük bir kısmının 3. yaş gurubunda olması ya da engelli insanlardan oluşması, İzmir’de en kısa ve çabuk yoldan çeşitli ulaşım olanaklarının bulunması ayrıcalıklı bir durum yaratmaktadır.

İzmir’in doğal çevre değerlerinin zenginliği özellikle iklimin yılın tüm aylarında termal turizme olanak tanıması il için büyük bir çekicilik yaratmaktadır.

İzmir kıyı özellikleri, yılın bütün aylarında turizme olanak sağlayan iklimi ve tarihi-kültürel zenginlikleri termal kaynakları ile önemli bir potansiyele sahiptir.

İçinde yaşadığımız Ege Bölgesi ve İzmir ülkemizin antik dönemden bu yana varlığı bilinen en zengin termal kaynaklarına sahiptir.

Şekil 1: Türkiye’deki Termal Su Kaynaklarının Bölgesel Dağılımı

14 51 81 53 6 24 Marmara Ege İç Anadolu Karadeniz Doğu.G.Doğu Akdeniz

Kaynak: C.Avcıkurt ve H.Çeken “Dünyada ve Türkiye de Sağlık Turizmi ve Geliştirilmesi, Azim Basımevi, No:47, Eylül-1998, İstanbul, s.32.

Ülkemiz jeolojik yapısı, genç tektonik hareketlerin etkisiyle derin kırıkların ve aktif deprem kuşaklarının varlığı, volkanik alanların genişliği nedeniyle termal

sular bakımından oldukça zengindir. Türkiye’deki termal kaynakların bölgelere göre sayısı bakımından incelendiğinde (Şekil 1) ilk sırayı Ege Bölgesi, ikinci sırayı ise, Marmara Bölgesi almaktadır231. Ege Bölgesi’nde fiilen kullanılan termal kaynakların sayısı 81 olup, bunun 63 adeti (% 78’i) İzmir il sınırları içindedir232. İlimizdeki termal suların çok derinlerde olmaması ve çoğunun sıcaklığının da 40 dereceden yüksek olması büyük rekabet avantajı sağlamaktadır. İzmir ve çevresindeki kaplıca ve içme suları madensel tuzlar yönünden de zengindir ve birçok hastalığın tedavisinde önerilmektedir. Tüm bunlara rağmen; termal otel, kür merkezi olarak belge almış termal tesis sayımız çok azdır. (İzmir’de Balçova, Afyon’da Afyon Oruçoğlu, Balıkesir’de Gönen Kaplıcaları vb.)

Özellikle termal sularımız debi ve sıcaklıkları, çeşitli fiziksel ve kimyasal özellikleri bakımından Avrupa’daki termal sulardan üstün olup geniş bir tedavi yelpazesine sahiptir233.

İzmir’de Çeşme, Balçova, Seferihisar, Bergama, Dikili ve Aliağa başta olmak üzere zengin termal kaynaklar bulunmaktadır. Maalesef bu kaynaklar sağlık ve termal turizm açısından çok sınırlı olanaklar çerçevesinde kullanılmaktadır234. Bilinen ve kısmen kullanılan bu kaynakların yanı sıra potansiyel olarak birçok termal kaynak ta değerlendirilmeyi beklemektedir.

Yaptığımız çalışmalar sonucunda ve mesleki bilgi birikimimize dayanarak,

İzmir’de termal turizmin gelişmesini engelleyen sorunları şöyle sıralayabiliriz:

- Yerel yönetimlerce başlatılan bir kısım termal projelerde çevre ilişkilerinin imar planlarıyla denetim altına alınamaması, bunun sonucu olarak, jeotermal kaynak çevresinde kısa bir sürede çarpık yapılaşmaların ortaya çıkması,

- Jeotermal kaynaklarının etrafında kıyılarda olduğu gibi ikinci konut taleplerinin artması ve jeotermal kooperatiflerin ortaya çıkması,

231 Cevdet Avcıkurt ve Hüseyin Çeken, “Dünyada ve Türkiye de Sağlık Turizmi ve Geliştirilmesi, Azim Basımevi”, TUGEV, No:47, Eylül-1998, İstanbul, s.32.

232 İzmir Valiliği, İl Planlama Müdürlüğü, Brifing Raporu, (Basılı Değil), Nisan 2008. 233 Özbek, s.15.

234 Baran ve Sarıçay, s.8.

- Yerel ölçekte, ticaret ve pansiyon türü yapılanmaların plansız ve denetimsiz olarak kaynak koruma alanları üzerinde gerçekleştirilmesi,

- Jeotermal alanlarda termal turizm dahil diğer entegre kullanımları ihmal etmeyen ve ilgili bütün kurumları jeotermal suya sahip arazilerin genelde kamu (Belediye, Özel İdare) mülkiyetinde olması,

- İlk yatırım maliyetinin yüksek olması,

- Arazi mülkiyeti ve suyun tahsisi, kullanımı ve işletilmesi gibi sorunlara dayalı olarak yatırımcıların başlangıçta çekinmeleri,

- İlan edilen turizm merkezlerinin tahsise çıkarılması esnasında bürokratik yapının ağır işlemesi,

- Tahsise çıkarılan alanlar için istenen teminat oranlarının çok yüksek olması, dolayısıyla yatırımcı bulunamaması,

- Sivil Toplum Kuruluşlarının tahsis alanlarına ilişkin açtıkları iptal davaları ve dava süreçlerinin çok uzun sürmesi,

- Kamu ve özel sektörde jeotermal alanında deneyimli personel olmaması, - Termal turizm alanında yeterli kredi ve teşviklerin olmaması235.

Tespit edilen sorunların çözülmesi için tüm kurum ve kuruluşların işbirliği içerisinde çalışmaları gerekmektedir. Sorunların çözümü halinde İzmir’in, dünyadaki sayılı termal turizm kentleri arasında yer alması ve “Termal Kent” olarak bir marka haline gelmesi kaçınılmazdır.