• Sonuç bulunamadı

XVI İYİ SAMİRİYELİ

BİR DEMET ÖĞRETİ-Lk.10:25-37

Yaşama Soru

Öykünün öyküsü

Hep bildiğimiz ve ağzımıza alışkanlık olmuş bir cümledir “birinciler sonuncu so-nuncular birinci olacaklar” cümlesi. Belki de bu cümle “zorların kolay, kolaylarında zor olacağının” bir habercisidir. Bu mesel Efendimiz Mesih İsa’nın doruk mesellerinden biri-dir. “Komşum kimdir?” sorusuna verilen cevap, haydutların dövdüğü bir kişiye yardım eden ve o günlerde Yahudilerce aşağılanan Samiriyelidir. Bize aslında bizimde Samiriyeli gibi olmamız ve aslında “iyi komşu” olmamız istenmektedir. Ve bu mesel sadece bu kadar-la da kalmaz.

İki öykü ve iki soru

Burada aslında iki anlatım iç içedir. Bunlardan biri “kutsal yasa uzmanının” sorusu ve cevabıdır. İkincisi ise Mesih İsa’nın meselidir. Bunlardan ilki “kurtuluş” konusu ile ilgi-lidir. Bir diğeri ise “Tanrı’yı hoşnut edebilme” konusudur. Aslında soru, Mesih İsa’nın Fe-risi ya da Sadukiler arasında görüşünün ne olduğunun sınanması için bir sorgulama arzu-sunda bir sorudur. Ama esasında dünyada herkesin sorduğu bir sorudur: “Sonsuz yaşamı miras almak için ne yapmalıyım?”. Mesih İsa burada böylesi önemli bir soruya cevap

ver-mek yerine kişinin kendi cevabının kendisinin bulmasını istever-mektedir. Bu nedenle a.

“Kutsal Yasa’da ne yazılmıştır?”, b. “Orada ne okuyorsun?” tarzında iki önemli soru sorar.

Esasında bugüne kadar bu sorular Kelam üzerine çalışan, mana yoluna yolculuk yapan her kişi içindir.

Sorulardaki cevaplar

Bu iki sorudan ilki, adeta bu konu üzerindeki “literal” anlamı sorgularken, ikincisi

“kişinin bunu nasıl değerlendirdiğini” sorgulamaktadır. Bir diğer anlamı ile böyle bir ruyu sormadaki amaç karşı tarafa, “zaten kendince cevabını verdiğin bir soruyu bana so-ruyorsun” demektedir Mesih İsa. Dinler, soruları olmayan cevaplar verirler. Felsefe ise ce-vapları olmayan sorular sorar. Esas olan ise cece-vaplarını gerçekten bilmediğimiz sorular sorabilmemizdir. Meselde soruya cevap bir anlamda, “Yaratanı ve Yaratılanı sev” tarzında bir cevaptır. Çünkü kelam böyle der. Ama “ne okuyorsun?” sorusunda ise bu kez adam

“komşunun kimliğinde” takılmış, belki de oradan İsa’yı sınamayı sürdürmeyi istemiştir.

Çünkü Yahudi algısında komşu yalnızca Yahudi olanlardır.

Burada bir başka konu daha açığa çıkmaktadır. Bu da Yasa Uzmanının dahi daha çok anlamını düşünmeden literal bir algı temeli üzerinde ezbere konuştuğu gerçeğidir.-Çünkü “komşum kim?” sorusunda başka bir anlam alternatifinin olup olmadığı sorgulan-maktadır. Mesih İsa, onun cevabının doğruluğunu onamıştır. “Bunu yap yaşayacaksın”

tarzındaki cevabe bu onayı göstermektedir.

Bizde açılımı

Bu sorular her çağda “mananın karşıtlığında” olanlara sorulması gereken sorular-dır. Belki de sorular “gerçekten cevabını bilmediğimiz” soruların sorulmasını getirecektir.

Bu nedenle adamdan gelen soru “komşum kim?” şeklinde olmuştur.

Yön şaşırtma.

Aslında yasa uzmanı bir yön şaşırtma içindedir. Bu kişi Mesih İsa’nın müjde pay-laşmasına mani olmak için “bir kişinin Yaratanı bütün yüreği ile sevebilmesinin ya da komşusunu kendisi gibi sevebilmesinin nasıl mümkün olabileceği” üzerine bir sorudan kaçınmıştır. Bunun yerine “komşunun kimliği” üzerine bir soru sormuştur.

Dört insan tipi

Mesel, adamın yön şaşırtma için sorduğu soru üzerine devreye girmiştir. Yani Me-sih İsa’nın Müjde için sorular üzerine her fırsatı değerlendirdiği oldukça belirgindir. Bu meselde karşımıza dört tip insan çıkmaktadır. a.Madur, b.Maduriyete yol açan, c.İlgisiz ve d.Hassas. “Komşum kim?” sorusuna son iki tip gerçekten tezat oluşturan tiplerdir.

Bu anlatılan meselde Eriha’dan Yeruşalim’ e giden bir Yahudi yolda haydutlar tara-fından saldırıya uğrar. Her şeyini alırlar ve onu yarı baygın yolda bırakırlar. Oradan geçen merhamet sahibi olduğunu düşüneceğimiz bir kahin adamı görür ama adamla ilgilenmez, daha sonra belli bir eğitim görmüş olduğunu düşündüğümüz bir Levili gelir. Göz ucuyla yerde yatan adama bakar ve o da aldırış etmeden oradan geçer gider. İşin ilginci öyküye göre, Samiriyeli olduğu için, Yahudiler’in pek görüşmek istemediği bir kavimden olduğu için bu yahudi ile ilgilenmemesi gereken Samiriyeli bir kişi, işini, gücünü, her şeyi bırakıp bu adamla ilgilenmektedir.. Hem de sadece o an değil, adamla adam iyileşene kadar ilgile-nir. Bu meselde görüldüğü gibi anlatılmak istenilen oldukça çok önemli mana yolu pren-sipleri bulunmaktadır.

Sorular üstüne kurulu ders

“Sence bu üç adamdan hangisi haydutlar arasına düşen adama komşu gibi davran-dı?” sorusu ve “Ona acıyıp yardım eden” cevabında sanırım büyük bir dersi de devreye sokmuş oldu. Kuyu başındaki “Samiriyeli kadın” misali, aslında Yasa uzmanının arzusu da daha önce dediğimiz gibi, “müjde duymak” ya da “yaşam için temel bir ders” almak değil-di. O sadece teolojik olarak konuyu saptırmak istiyordu.

Yuh.4:19-20’de Samiriyeli kadın “atalarımız bu dağda tapındılar, ama sizler tapıl-ması gereken yerin Yeruşalim’de olduğunu söylüyorsunuz” tarzında bir cümle ile teolojik tartışmayı arzulamıştı. Yasa Uzmanı için, “bütün kalbinle ve kendin gibi sevme” kavramla-rı çokta yerine oturmuş kavramlar değildi. Bu nedenle konuyu “komşunun kimliğine” doğ-ru itelemişti. Ama Mesih İsa, “komşunun kimliğinden” ziyade, “davranışı ile komşu olan kişi üzerinde” durarak komşu denilen kişinin ne şekilde hareket eden olması gerektiğini vurguladı. Burada aynı etnik kökenden kişilerin komşu sayılamayacağınında ifade edildiği açıkça görülmektedir. Dolayısı ile Mesih’in öğretisinde bu konunun irdelendiği oldukça açıktır. Çünkü o günlerde Yahudilerin kendi ırklarından başka kişileri komşuları olarak görmemeleri oldukça yaygındı. Bu öğreti aşırı dindar Yahudiler için, günümüzde hala ge-çerliliğini koruyan bir konudur.

Sevgi ve feda etme

Mesih’in öğretilerinde ve kendi yaşamında, “kendi çıkarını aramaz”-1.Kor.13:5 sözü çok net olarak görülmektedir. Bu tarz bir öğreti ve yaşam modeli üzerine inşa olunmuş bir yaşam adeta buradaki “İyi Samiriyeli” meselinde özetlenmiştir. Bu meselin anlatmak iste-dikleri doğrultusunda;

1.Yasa’nın kuralcılığı iyi Samiriyelinin komşuluğunu asla engellememiştir. Oysa ya-sanın kuralcılığı hem Yasa Uzmanını, hem kahini, hem de Leviliyi oldukça net bir şekilde engellemiştir. Dolayısı ile bu üç tip insan bir türlü kabuklarını aşmayı becerememişler ve bir diğer insana değer verememişlerdir. Kutsal yazılarda böyle bir durumda olana yardım etme buyruğu olduğu halde, onların önüne hem yasanın diğer kuralları hem de komşunun kimliği gibi konulardaki radikal düşünceler ve artı kuralcılığın hat safhada olması mani olmuştur.

2.Madur kişinin milliyeti, inancı iyi Samiriyelinin komşuluğunu engellememiştir.

Günümüzde bir çok kişi hala etnik ayrımcılık batağı içindedir. Oysa Müjdenin en güzel öğ-retilerinden biri elden geldiğince her tür ayrımcılıktan bir an önce kurtulabilmektir. Sa-mimi bir Mesih talebesi önce kendi ailesinin bütün fertlerine karşı sorumludur-1.Tim.5:8 ve aynı şekilde bütün insanlığa karşı, ayrım yapmaksızın insan kardeşliği sorumluluğun-dadır-Gal.6:10. Bütün insanlığa ve elbette Mesih talebelerine yardım elini uzatmak adeta bir olmazsa olmaz buyruk olarak karşımıza çıkmaktadır.

3.Günlük işlerinin alt-üst olması iyi Samiriyelinin komşuluğunu engellememiştir.

Samiriyelinin bu Yahudi için yaptıklarına bakarsak gerçekten hem zaman, hem de parasal açıdan günün getirilerini kaybetmiş bir durumdadır. Ama o bunu bir engel olarak görme-miştir. Mt.25:34-36’da bu nedenle Mesih İsa talebelerine “Egemenliği miras alın. Çünkü acıkmıştım, bana yiyecek verdiniz, yabancıydım, beni içeri aldınız. Çıplaktım beni giydir-diniz; hastaydım, benimle ilgilengiydir-diniz; zindandaydım, yanıma geldiniz.” Elbette sadece bu şeyleri yapmak bizi Mesih talebesi yapacak değildir. Ama bunların yaşamlarımızda yoklu-ğu bizim Mesih talebesi olmadığımızın bir göstergesidir. Yasa, şunu yapın ya da yapmayın der. Mesih İsa’nın buyruğu ise, bir anlamda, “size lütufla sonsuz yaşamı verdim şimdi

gi-din bu yaşamı yaşayın” der. Şayet bizler Mesih İsa’nın bitirdiği işi gönenen samimi Mesih talebeleri isek, o zaman bizlerden ışıyacak yaşam meselde anlatıldığı şekliyle İyi Samiriyeli yaşamıdır. Mesih Talebesi sade, sıradan bir yaşamla “iyi Samiriyeli” rolünde Yüceler Yüce-sine Mesih’inde ve Ruh’unda kanal olandır.

XVII

Benzer Belgeler