• Sonuç bulunamadı

İTHALAT POLİTİKALARI

Gümrük Vergileri

BREXIT’in tam olarak gerçekleştirilmesine kadar Birleşik Krallık AB’nin ortak ticaret politikasını uygulayacaktır. Halihazırda, AB tarafından, üçüncü ülkelere yönelik %5,5 oranında bir ortalama gümrük vergisi uygulanmaktadır. Tarım ürünlerine uygulanan gümrük vergisi oranı, üründen ürüne büyük değişiklik gösterebilmekle birlikte ortalama %13,2’dir. Tarım dışı ürünlere uygulanan ortalama gümrük vergisi oranı ise %4,2’dir.

Ülkemiz ile AB arasında bulunan Gümrük Birliği kapsamında ise, Türkiye ile Birleşik Krallık arasındaki sanayi ürünleri ile sanayi payları itibariyle işlenmiş tarım ürünleri ticaretinde ihracat ve ithalatta alınan her türlü gümrük vergisi, miktar kısıtlamaları ve eş etkili önlem kaldırılmıştır.

Bu anlamda, sanayi ürünlerimiz Birleşik Krallık pazarına gümrük vergisine tabi olmadan girebilmektedir. Bununla birlikte, tarım ürünleri hâlihazırda Gümrük Birliği kapsamı dışında olup, bu ürünler hala görece yüksek gümrük vergilerine tabidir.

26 Bunun yanı sıra, gerek 1/98 sayılı gerek 1/2007 sayılı OKK’ler uyarınca, Türkiye ve AB arasında tesis edilen tercihli rejim kapsamında, bazı temel tarım ve işlenmiş tarım ürünlerinde karşılıklı taviz değişiminde bulunulmuştur. Ancak, bazı ürünler itibariyle söz konusu tercihli pazara giriş imkânları yeterli gelmemekte; sektör tarafından artırılması talep edilmektedir. Bu kapsamda, örneğin, bulgur için ülkemiz lehine tahsis edilen 10.000 tonluk kontenjanın, tahsisat yılının hemen başında tüketilmesi nedeniyle, bulgur ihracatçılarından gümrük vergisinden muaf tarife kontenjanının yükseltilmesi konusunda yoğun talep alınmaktadır.

Benzer şekilde, makarna, şekerleme, çikolata, bisküvi gibi işlenmiş tarım ürünleri ve zeytinyağı, fındık ve giriş fiyatı uygulamasına tabi olan bazı temel tarım ürünlerinde sektörün pazara giriş koşullarının iyileştirilmesi yönünde talepleri bulunmaktadır.

Gümrük Uygulamaları

AB Komisyonu’nun 669/2009/EC sayılı “Hayvansal Menşeli Olmayan Bazı Yem ve Gıdaların İthalatında Resmi Kontrollerin Artırılmasına Dair Yönetmeliği’’ne göre ülkemiz menşeli bazı sebze ve meyvede zirai ilaç kalıntısı riski nedeniyle %100 sıklıkla belge ve kimlik kontrolüne ilave olarak artırılmış fiziksel kontrol (laboratuvar analizi) uygulaması bulunmaktadır.

Bu çerçevede, biber için %10 sıklıkla; 1 Temmuz 2014 tarihinden itibaren kuru kayısı için sülfit kalıntısı bakımından %10 sıklıkla; 1 Temmuz 2015 tarihinden itibaren asma yaprağı için %50 sıklıkla; 1 Nisan 2016 tarihinden itibaren limon için %10 sıklıkla fiziksel kontrol yapılmaktadır.

1 Ocak 2017 tarihi itibariyle ise limondaki fiziksel kontroller %20 seviyesine çıkarılmış, narda da %20 seviyesinde fiziksel kontrollere başlanmıştır. Öte yandan, evvelce bu kapsamda bulunan kabak ve armuda yönelik tedbir 8 Mayıs 2011 tarihinde, domatese yönelik tedbir ise 1 Ekim 2013 tarihinde kaldırılmıştır.

Ayrıca, 884/2014/EC sayılı Yönetmelik uyarınca fındık ithalatında rastgele olarak uygulanmakta olan kontrol sıklığı, 22 Aralık 2016 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere %5 olarak belirlenmiş olup; kuru incir ithalatında ise %20 olarak uygulanmakta olan kontrol sıklığı

%10 seviyesine düşürülmüştür. 669/2009 Sayılı Yönetmelikten farklı olarak, 884/2014 sayılı Yönetmelikte ele alınan fiziki kontrollerin Birliğe giriş noktasında yapılması zorunlu olmayıp, Türk ihracatçısı ürününü gönderdiği AB üye ülkesinde bu analizi yaptırmayı tercih edebilmektedir. Bu mevzuat çerçevesinde, Türk ihracatçısı, ilgili sınır kapısına varmadan en az

27 24 saat önce Ortak Giriş Belgelerinin (CED) ilk sayfalarını doldurulmuş şekilde elektronik ortamda sınır kapısına ulaştırmalıdır. İhracatçılarımız CED belgesini düzenlerken, alıcı ülkeyi, bu ülkedeki varış noktasını ve kontrol noktasını açıkça belirtmelidir. Varış ülkesindeki kontrol noktası, CED belgesi üzerinde açıkça belirtilmemiş ise analizlerin giriş noktasında yapılması zorunludur.

Ayrıca, başta limon ve taze biber olmak üzere çabuk bozulabilen ve raf ömrü diğer tarım ürünlerine göre daha kısa olan yaş meyve-sebze ürünlerine yönelik söz konusu denetimler ihracatçılarımıza ilave maliyet yüklemekte, ihracatçılarımızın AB ülkelerinde rekabet etme gücünü menfi yönde etkilemektedir.

Teknik Mevzuat, Uygunluk Değerlendirme Prosedürleri ve Standartlar ile Sağlık ve Bitki Sağlığı Önlemleri

Türkiye’nin AB teknik mevzuatına uyum konusunda gerçekleştirmiş olduğu çalışmalara rağmen AB tarafından yürürlüğe konan bazı düzenlemeler AB pazarına girişte ülkemiz ihracatçılarını olumsuz yönde etkilemektedir.

Ülkemizce, AB mevzuatına uyum süreci bir adım geriden takip edilmektedir. AB, mevzuatını sürekli güncellemekte; Türkiye ise, bu mevzuatın oluşumunda ve karar alma mekanizmasında yer almadığı için uyumlaştırma çalışmalarını sonradan başlatabilmektedir. Bu sorunu aşabilmek için Türkiye’nin AB mevzuatını düzenli takip etmesine yardımcı olacak bir mekanizmaya ihtiyaç duyulmuştur. Listelerin her yıl düzenli olarak güncellenmesi ve Türkiye’ye duyurulması, mevzuata uyumun teyidi için gerekli sürenin netleştirilmesi, ülkemiz tarafından uyumlaştırılacak müktesebatın sistematik bir şekilde takibi ve ülkemize özel koşulların mevzuata uyum öncesinde açıklığa kavuşturulması amacıyla 2/97 sayılı OKK’nın güncellenmesi ve 1/95 sayılı OKK’nın bazı maddelerinin tadil edilmesi amacıyla bir OKK taslağı hazırlanmış, ancak AB tarafındaki onay süreci tamamlanamadığı için söz konusu OKK yürürlüğe konulamamıştır.

28 Ticaret Politikası Önlemleri

AB üyesi ülkeler bağımsız olarak ticaret politikası önlemi soruşturması açamamakta, bu soruşturmalar AB üyesi ülke firmalarının şikâyetleri doğrultusunda Avrupa Komisyonu tarafından açılıp yürütülmekte ve karara bağlanmaktadır.

AB tarafından, 29 Ocak 2013 tarihinden bu yana ülkemiz menşeli “demir/çelikten boru bağlantı parçaları23” ithalatına karşı %2,9-%16,7 oranlarında değişen anti-damping vergisi uygulanmaktadır.

İlaveten, AB tarafından 28 Şubat 2015 tarihinden bu yana ülkemiz menşeli “gökkuşağı alabalıkları24 ” ithalatına %6,7-%9,5 oranlarında değişen telafi edici vergi uygulanmaktadır.

Benzer Belgeler