• Sonuç bulunamadı

İstanbul’daki Mekânlarla İlgili Bilgi Veren Yazılar

I. BÖLÜM

2.1. Bilgilendirme

2.1.2. İstanbul’daki Mekânlarla İlgili Bilgi Veren Yazılar

Çocuklara Arkadaş dergisinde üçüncü sayıdan itibaren İstanbul ve İstanbul’un bazı tarihi mekânların tanıtımı ile ilgili yazılar yayınlanmaya başlanmıştır.

Derginin üçüncü sayısında tanıtılan mekân Ayasofya Camisi’dir. Caminin yapılma aşamasından başlayarak cami hakkında çok detaylı bilgiler verilmiştir. “Bu câmi-i şerîfi en ibtidâ “Kostantin*” tahtadan olarak yaptırmış ve adını dahi Allah’ın hikmeti manâsında olan “Ayasofya” koymuştur. Bu ibâdethâne bir hayli zamândan sonra yandığından, o zamân kral bulunan “Tudusuyus” yeniden yaptırmıştır.” (C.I, N.3, s.41). Caminin mimari özellikleri de ayrıntılarıyla tanıtılmıştır. “Câmi-i Şerîfin yanlarında büyük kemerlerin altında, aşağı katta kırk, yukarıda altmış direk vardır. Bu direkler yirmi iki arşın yüksekliğinde, nâdîde mermer ve somâkî taşlardandır. Ve bu taş direkler “Ayasluk, Atina, Roma ve Çanakkale’sinde” “Eski İstanbul” gibi memleketlerdeki eskiden kalma binâların enkâzından* getirtilmiştir. “Ayasofya’nın” duvarları, kadın mahfili tabîr olunan yukarı katın kemerlerine kadar, türlü türlü kıymetli taş levhaları ile örtülüp, pervâzlarına taştan yapraklar ve çiçekler işlenmiştir. Ondan yukarısı ve alt katın dahi kemerleri “moseyûn” ve “mosâîk” denilen yaldızlı ve renkli sırçalar ile zîynetlenmiştir. Büyük kubbenin altında dört köşede melâike ve binâyı tamîr eden kralların resimleri varmış ise de, melâike resimlerinden başkasının üzerilerine yaldız suvanmıştır.” (C.I, N.3, s 41).

Altıncı sayıda yer alan İstanbul’daki Camiler adlı yazı çocuklara kültürel değerlerimizin öğretimi bakımından önemlidir. Bu yazıda verilen bilgilere göre, “İstanbul’da 1881 senesinde biri altı, ikisi dört ve yirmisi ikişer minareli olmak üzere yirmi üç selatin cami mevcuttur.” (C.I, N.6, s. 83). Camiler tanıtılırken yeri, yapılma tarihi, yaptıran padişah ya da kişiler hakkında bilgiler verilmiştir. Ayrıca camilerin mimari özellikleri ayrıntılarıyla açıklanmıştır. Camilerin minare ve şerefe sayıları, külliyeleri, müştemilatı, şadırvanları, medreseleri, imarethaneleri gibi bütün çevresi tanıtılmıştır. Camilerin birbirine yakınlık, uzaklıkları da tarif edilmiştir. Yine camilerin o tarihteki durumu da yazılarda belirtilmiştir. Eserler tarihte yangın, deprem gibi felaketlerden etkilenmişse o da açıklanmıştır. Yazıda tanıtılan ilk camii Sultan Ahmed Cami-i Şerîfi’dir. Caminin mimari özellikleri, kim tarafından yaptırıldığı açıklanmıştır. Ayrıca bu caminin resmi de yayınlanmıştır. Böylece çocukların tarihi yapılara karşı hayranlık kazanmaları amaçlanmıştır. Tanıtılan diğer camiler; Sultan Mehmed yahut Fatih, Sultan Beyazıt, Sultan Selim, Süleymaniye, Şehzade, Yeni Cami, Nur-ı Osmani ve Laleli camileridir. Cami tanıtımları yapılırken; camilerin etrafında yapılan kültürel faaliyetler hakkında da bilgiler

verilmiştir. Fatih Camisi ile ilgili olarak “Her sene ramazân-ı şerîfinde bu havlunun derûnuna her nev eşyâ bulunur, güzel sergiler kurulur.” (C. I, N. 6,s. 83). şeklinde açıklama yapılmıştır.

Dergide cami tanıtımlarından başka, yine altıncı sayıda İstanbuldaki Dikili Taşlar başlığı altında İstanbul’da tarihî değeri olan taşlar hakkında da geniş bilgiler aktarılmıştır. Yazıda; Osmanlı Devletinden evvel İstanbul’da hükmeden Rum imparatorlarının ustalıkla yapılmış birçok taş diktirdikleri, bu taşlardan birçoğunun bakımsızlıktan yıkılıp sadece altısının ayakta kaldığı anlatılmıştır. At Meydanı’ndaki üç taşın özellikleri açıklanmıştır ve resimleri verilmiştir. Taşların nerden, hangi imparator tarafından getirildiği, taşların cinsi, üzerindeki yazıların ve resimlerin anlamı, taşların o zamanki fiziki durumları beyan edilmiştir. “Bu üç dikili taşın biri “Mısır” dan getirilmiş, yekpâre ve her yeri kızıl somâki taşıdır. Eski Mısır yazısıyla üzerinde “Şu eser-i cüzimi Mısır ve Saîd hükümdârı ve dünyâyı yaratan Cenâb-ı Hakkın varlığına itikâd eden, kavli imparator “Tutmuzis” bu taşı Tanrı Teâlâ’nın şân-ı azamatini isbât için yaptırmıştır.” diye yazılıdır” (C. I, N. 6, s. 91) Mısır ve Mora’dan getirilen tarihî taşların tanıtımı çocuklara uygarlıkların gelişimi hakkında bilgi vermesi yönünden önemlidir.

Dergi dokuzuncu sayıda altıncı sayıda ileride bahsedeceği diğer üç dikili taşın tanıtımını yapmıştır. Bunlar Çemberli Taş, Kız Taşı ve Semun Direği’ dir. Altıncı sayıda olduğu gibi bu yazıda da taşların fiziki özellikleri, tarihi değerleri ve o anki durumları açıklanmıştır.

Çocuklara Arkadaş’ın onuncu sayısında “İstanbul “ un Bazı Mevâkına Dâir Malûmât” adlı yazıda İstanbul’un önemli mekânları tanıtılmıştır. Bunlar At Meydanı, Binbir Direk, Beyoğlu ve Kız Kulesi’dir. Yazıda At Meydanı ile ilgili şu bilgilere yer verilmiştir: “İstanbul, daha Osmanlıların eline geçmezden evvel, Rum halkının gâyetle mecbûr oldukları – at ve araba yarışları bu meydânda icrâ olunduğu için, orasına “At Meydânı” tesmiye olunmuştur. O vakitler bu meydânın dört tarafı duvarla kapalı imiş. İçerisinde seyir mahali olmak üzere, mermerden mamûl yerleri imparatorlara mahsûs mahfiller var imiş. Binâyı Kostantina yanî –İstanbul’un ilk yapılmağa başlandığı zamânın– yortusu günü, bu mahfiller allı, yeşilli yapraklar ile donatılır ve meydânda cânbâz, pehlivân ve daha sâir oyuncular seyr ü temâşâ olunurmuş. Bu meydân-ı vasîin bir tarafına Sultân Ahmed Câmi-i Şerîfi, karşı

tarafına da defterhâne, mehterhâne ve bir cehtine dahi kılıçhâne ( şimdi Mekteb-i Sanâyi)” yapılarak, elyevm dikili taşların bulunduğu az bir meydânlığı kalmıştır.” Binbir Direk ile ilgili olarak; burada ipek büken esnafın bulunduğunu, aslında iki yüz yirmi direk olmasına rağmen mübalağa edilerek Binbir Direk denildiği anlatılmıştır. Beyoğlu tanıtılırken de o mahale niçin Beyoğlu denildiği açıklanmış ve tarihi ile ilgili bilgi verilmiştir. “Fâtih Sultân Mehmed Hazretlerinin emriyle, ol vakit Trabzon kralı “Kominiyinus”un oğlu “Aleksi” Galata’nın üst tarafında iskân edildiğinden orasına “Beyoğlu” denilmiştir.” (C. I, N.10, s.153).

Çocuklara Arkadaş tarihi bilgiler aktarırken bile zaman zaman tarihi hikâye ve efsanelerden yararlanmıştır. Böylece tarihimizi çocukların sıkılmadan öğrenmesini sağlamak istemiştir.

Benzer Belgeler