• Sonuç bulunamadı

Türkistan Türklerinden, İslam etkisinin az ve yüzeysel. olduğu boy- lardan birisinin Kırgızlar olduğu bilim~ektedir. Yukarıda tarihi kronoloji içinde Kırgızların Islamla tanışması ve Islamıaşması hakkındaki kayıtlara yer verdik. XIX. yüzyıl s0I!ları ve XX. yüzyıl başlarında tarihçi, etnograf ve gezginlerin Kırgızların Islami hayatı hakkında verdikleri bilgilerin de ilk cümlcdc ifade ettiğimiz kanaatı doğrular nitelik taşıdıkları görülmek- tedir.

Söz gelimi Radloff'un 1861-1869 yıllarında Sibirya, Altay ve 0ı:ta Asya'ya yaptığı gezilerde tuttuğu notl~da Kırgızların İslamlığı hakkında ilginç bilgiler bulunmaktadır. Radloff, Islamı geç kabul etmekle beraber, Kırgızları da Kazaklar gibi müslüman olarak nitelendirir ve şu değerlen- dirmeyi yapar: "Bana kalırsa diyebiliriz ki Kırgızlar kendilerini çok ciddi

Müslüman sayar ve Kalmukları kafir addederek kendilerini onlardan

kesin surette ayırırlar. Din üzerine bilgileri az olmakla beraber, onlar

Kazakiara nazaran daha fanatiktirler, destanları din savaşından bahse-

der. Bunun sebebi, kısmen belki de kafirlere komşu olarak.yaşamaların-

dan ileri gelebilir "166. Radloff'un bu kayıtlarındaki "kendilerini ciddi

Müslüman sayar" ifadesi Kırgızların kendilerini Müslüman hissettiklerini

ve böyle tanımladıklarını göstermektedir.

Ancak, F. Poryakov l891'de Yedi Su Kırgızlarının büyük çoğunlu- ğunun Allah, Peygamber ve Kur'an'ı bilmediklerini belirtmektedirl67•

Aynı şekilde, XX. yüzyılın hemen başında, A.G. Serebrennikovda dindar Kırgız uruglarının yaşadığı Pamir bölgesinde 1902'de yaptığı tespitte İsla- mın yabancı adetler, hurafeler ve ~atıl itikatlari le gölgelendiğinei hatta kaybold~ğunu vurgulamaktadırl68• Ote yandan V.V. Nalivkin 1913'te Kır-

gızların Islamı neredeyse hiç bilmediklerini, şeiatı kendilerine göre yo- rumIayıp kolaylaştırarak yaşadıklarını, bununla beraber dine samimiyetle sarıldıklarını ve "ismen Müslüman" olduklarını kaydetmektedirl69•

164. Karaseyev, 275. 165. Karaseyev, 275. 166. Radloff, II, 319.

167. Şamşı Bazarbayev, Ruhi Medeniyet Cana Din, Oş, 1995.44.

168. Bazarbayev, 44. 169. Bazarbayev,44.

428 SEYFETIİN ER ŞAHİN

Bu dönemde Türk ve Müslüman asıllı uzmanların kaleme aldıkları i

eserlerde de Kırgızların İslamlığı ve dini hayatları hakkında benzeri tes- pitlere rastlanmaktadır.

Söz gelimi bölgeyi ço~ iyi tanıyan Kazar coğrafyacı ve bilim adamı Ç. Velihanov Kırgızların Islamlığı hakkında şu. kayıtları düşmektedir.

"Bütün Kırgızlar Islamı tutarJakat onun talimatlarını bilmeden "Müslü-

manız " derler. Onların bütün inançları Orta A~yalıların eski dini inanç- larıdır. Onlar bu inançları saklamışlardır. Molla ve diğer Müslüman mu-

allimler Kırgız halkının içinden çıkmamıştır "17Il. Bununla beraber

Velihanov'un kayıtlarına göre Kırgızlar Allah ve Kduaykelimelerini de- vamlı kullanmışlar ve "Kayrumdu, ırayumdu Allah 'nın atınan" (Rahman ve Rahim alan Allah'ın adıyla), anlamına gelen "Bismilla "yı (Besmele) yi her zaman dillerinden dü şürmemişlerdir17'•

Yine Tatar tarihçi, Ha~,an Ata Abeşi XX. yüzyıl başlarında, Kırgızla- rın, İslamı biraz Türkleştirmekle bareber, öteden beri saf Müslüman 01- dtiklarını belirtir. Bunun yanında bir takım siyasetçilerin Kırgızların sos- yal hayatındaki bazı eski örf ve adetleri bahane ederek onları Müslüman . tanımadıklarını vurgular. Bu suçlamaya bir tep~i olarak, Abeşi'nin kayıt- larına göre, "son zamanlarda Kırgızlar içinde Islam ilimierine yöneliş ve

maarifyayma sevdası güçlenmektedir" 172.

Elimizde şimdilik başka kaynaklar b!Jlunmamakla beraber, bu kayıt- lardan XX. yüzyıl başlarında Kırgızların Islamdan uzak tutulması yönün- de bazı çalışmaların yapıldığını, ayrıca kimi mutaasıp kesimlerin Kırgız- ları Müslüman tanımama e,ğiliminde olduklarını anlıyoruz.

Kırgız tarihçi Os,!ıanali Sıddıkoğlu (1875-1940) nu 1914'te verdiği bilgiler de Kırgızların Islami hayatı hakkında ilginç ipuçları içermektedir. Çoğunluğu Sıddıkoğlu'nun müşahadelerine dayanan bu bilgiler çok kıy- met taşımaktadır. O, söz gelimi Kırgız Temir' urugunun daha önceleri haram ve' helalin ne oıduj~unu bilmediklerini, kendiliğinden ölen malın etini yediklerini, zina ve hırsızlık yaptıklarını ve çıplak geildiklerinibe- lirtir. Ancak dindar bir kişi olan Molla Carkımbay Hacı'nın vaaz-nasihat ve gayretleri ile bütün bu yanlışlardan döndüklerini, ilmin değerini an- ladıklarını, İslam ve iman yoluna girdiklerini vurgular. Sıddıkoğlu XX. yüzyıl başlarında Kırf~ızlar arasında din bilimlerinin ve mollaların az- lığının altını çizer. MOll2Jarın İslam ilimIeri ve ilmihal bilgisi adına sa-

170. Makrinin-Polskih,245-246.

171. Ceenbek Cambekav, K~rgız Ruhundagı Sosialdık-Filosoflalık İdeyalar Cana

Köz Karaşlar, Oş, 1996,72.

172, Hasan Ata Abeşi, Türki Kavimler Tarihi (Mufassal Tarih-j Kavm-i Türki), haz., •.

P. Ravşan, Taşkent, 1995, 170.

173. Fars asıllı Hafız Şirazi (ö. 1390) nin dini ögütler içerenen Farsça Divan'ı Türkistan Türkleri arasında çok yayılmış, medreselerde ders kitabı olarak okutulmuştur.

i '

KıRGıZLARıN İSLAMLAŞMASI ÜZERİNE BAZI MÜLAHAZALAR 429

dcce "Hoca Hafız"'73 ve "Çahar Kitap"llH okuduklarından, iman ve AI-

lahı tanıma konusunda müdellel bilgiye sahip olmadıklarından yakınır17S•

Sıddıkoğlu yine Temir urugunu anlatırken, dini hayat ve anlayış ko-

nusunda şu notları düşer: "Oruç tutar fakat namaz kılmazlardı. Aralann-

da namaz kılan birisi olsa ona "molla" derlerdi. Bu şekilde molla diye

adlandmlan birisi orucunu açmak için gi{nün batmasına bakmaz ezanı

beklerdi. Yaşadığı yerde imam olmadığından en az on km uzaktaki ima-

mın ezaıııııı duymak için atına binip oraya gider. eza nı dinler orucunu aç-

madan yerine döner orada açar başkalanna da haber verirdi. Namaz kıl-

mak için de oraya giderdi. Sqyleyecek hiç bir sözü yoktu. Devamlı "elli

yıl içinde kıyamet kopacak, Imam Mehdi çıkacak" diye errafa yayardı.

Cenazeııamazını da kılardı. O namazda rüku ve secde yapardı. Birisi

gelip ben böyle cenaze namazı görmedim dese "o öncedendi, Hudayar Han'dan+ sonra secdeli cenaze namazı çıktı derdi"'7~.

Sıddıkoğlu, Kırgız Monol urugundan bahsederken de onların yanla-

rına bir sart++ gelse ona "hoca" diye hürmet ettiklerini ve onun elinde Hz.

Peygamber'den aldığı emir yazısı olduğuna inandıklarını belirtir. Ayrıca

halktan bir kısmının bilgisiz olmalarına rağmen mollaları ve hocaları tef-

tiş etmeye kalkıştıklarını, cevabı zor dini sorularla halk önünde küçük dü-

şürmeye çalıştıklarını, bu tavrın da halk ile din adamlarının arasını açtığı-

m, hürmetin zayıfladığını belirtir. Sıddıkoğlu Amerika ve Rusya'da din

adamlarına gösterilen yüksek saygı ve değeri hatırlatarak Kırgızların da

aym yolu izlemelerini önerir. Aksi.takdirde bu tutumun dinden soğumaya

yol açtığını, Kırgızı cahillik içinde bıraktığım ve Kırgızlar içinden iyi

mollaların yetişmesini engellediğini vurgular177• Bütün bunlara rağmen

Sıddıkoğlu'nun ifadesiyle "Halk, bilgisiz de olsa sartı görse "hoca", sa-

rıklı görse "molla" der"178.

Kuzey Kırgızistan'da Narın taraflarında yaşayan Kırgız Çerik uru-

gundaki dini hayat hakkında Sıddıkoğlu şu kayıtları düşer: "Şimdi Çerik-

ler ilimden uzak. iman ve İslamları zayıftır. Kaşgar'dan bel bellemeye

gelen sim Çeriklerin gözüne büyük büyük molla olarak görünür. Kendim gezip gördüm. Bir adam kendi köyünde bir divane iken Çerik'te molla

oldıı. Odivane molla elif harfini bilmez. Buna rağmen o ne söylese halk

onu şeriuı olarak kabul eder.' "Sarıklı adam molla. sart fJoca" diyen halk, 174. Dört Kitap manasındaki bu eser Farsçadır. Yazarı bilinmeyen ve küçük bir muhtevaya

sahip olan bu eser ikisi manzum, ikisi mensur dört küçük risaleden oluşmakta-

dır.Türkiye Türklerindeki Mızraklı Ilmihal gibi Türkistan Türklerinin d~ dini başvuru kitahı olmuş yaygın olarak medreselerde okutulmuştur. Çahar Kitap'ın Ozbek şivesin- deki Türkçe tercümesi Çolpan Neşriyat tarfından yayınlanmıştır (Taşkent, 1992). J75. Slddıkoğlu.38.

+ \Iokand Hanı (1845-1858).

176. Sıddıkoğlu.39. ..

++ Tiirı..istan'da daha çok ticaretle meşgulolan yerleşik Ozbek Türklerine verilen ad. 177. Sıddıkoğlu.89.

430 SE YFEITİN ERŞAHİN

sadece Çahar Kitap ve H.oca Hıftz'i bitiren ancak iman ve İslamın ne ol-

duğunu bilmeyen şimdiki Çerik mollalarını molla yerine korlar"179. '

Kırgız şair ve sancıracı Talip Molda (1849-1949) bilhassa güney- batıda Andican ve Namaga,n taraflapndaki Kırgızların uzun zaman önce İslama girdiklerini, doğuya gittikçe.Islama girmenin daha sonraki dönem- lere kaydığını kaydeder. Söz gelimi ona göre Tokmak taraflarındaki San- bagış uruğu Issık Göl v(~Çolpan Ata taraflarındaki Bugu uruğundan daha dindardır. Aynı şekilde kuzey Kırgızlanna nazaran güney Kırgızlannda dini duyarlılık daha yüksektir. Söz gelimi Bugu urugunun büyük bir kısmı son zamanlara kadar İslani dinini putperestlik dini ile kanştırıp be- raberce yaşaya gelmişler, ni~:ekim hala ardıç ağaçlarından tütsü yapıp mezar gibi bazı yerlere iapınma!;:tadırlarl80•

:Talip Molda'nın kayıtlarına göre bazı Kırgızlar "dinim İslam" der- ken Islamın ne olduğunu bilmezler. Ancak çok dindar kısmı namaz ve . ~ruç gibi dini vecibelerini yerine getirirleriBI. Esasen Kırgızlar arasında Islami bilgi ve pratikleri n Hokand Hanlığı zamanında biraz gelişme kay- dettiğini belirten Talip Mold;} cenaze namazının, ıskat-ı salatın, nikahın ve ölenin arJ<.asındanKur'an okutmanın söz konusu dönemde yaygınlaştı- ğını söylerlB2.Daha önceleri Kırgız köylerinde bir cenaze zuhur etse halk bir sartın gelmesini ve cenazeyi kaldırmasını beklermiş. Bu bekleme bazen günlerce sürebilirmiş. Bir defasında, bir Kırgız köyünde bir adam ölmüş, bu arada köye sart tacirler gelmişler. Köylüler onlardan cenaze na- , mazını kıldırmalarını isteyince: onlar da içimizde molla yok demişler.

Bunun üzerine Kırgızlar "siz kızıl cepken giyip sart olmayı bilirsiniz de

cenaze namazı kıldırmayı niçin bilmezsiniz?" diye çıkışmışlarlB3. Tabii ki '

bu rivayet Kırgızların cenaze namazı kıldıramayacak kadar dini bilgiden yoksun olmakla beraber 'ccnaz\~yi İslam ahkarnı üzere defnetmenin gerek- li olduğunu bildiklerini ve bu konuda ısrarlı ve duyarlı olduklarını göster- mektedir.

Talip Molda Kuzı~y Kırgızların bir kısmının namaz kıldığını, ancak, namazda kıraat okuyacak kadar Kur'an bilmedikleri için "Karagaydın

keldesi/Men Kudaydın pelldesi." (Karaçarnın kellesilBen Huda'nın bende-

si) diyerek yatıp kalktıklanm be1irtirl84• B.ütün bunlara rağmen Talip

Molda'nın kanaatına göre halk her ne kadar Islamı tam olarak bilmese de din adına konuşur "İslam içi!! CQlllmlesirgemem" derdil8s.

179. Sıqdıkogıu, 92-93. Kırgız tarihçilerden Soltanayev (1878-1938) de Çerikler arasında Kaşgarlı Uygur mallalarının çok faaliyet gösterdiklerini bu bakımdan Kırgızlann Kaşgarlı mollalann % 41)'ının adını "ahund" koyduklarını belirtir. Soltanayev, i,

136.

180. Talip Molda, "Kırgız Tarihi", Kırgızdar 11,535.

181. Talip Molda, 536. 182. Talip Molda, 536. 183. Talip Molda, 536-537. 184. Talip Molda, 537. 185. Talip Molda, 537. .

.

, - - _ _ J

I1II

KıRGlZLARIN İSLAMLAŞMASI ÜZERİNE BAZI MüLAHAZALAR 431

Bazı kayıtlara göre kimi Kırgız manaplan İslami ibadetleri kolaylaş- tırma yönünde uygulamalara baş vururmuşlardır. Mesela, yukanda sözü- nü ettiğimiz Orman Han oruç sıcak bir yaza çatınca kışa bırakılmasını emretmiştir,s6. Kuzey Kırgızlanndan sancıracı, Manascı ve şair Togolok Molda (1860-1942) Orman Han'ın dini bilgisi hakkında da ilginç ipuçlan vermektedir. Hokand Hanlığı Orman Han'a dini öğretecek mollalar gön- dermiş, onlar heybelerindeki kitaplan ortaya dökerek ona namaz başta olmak üzere dini öğretmeye başlamışlardır. Bunun üzerine Orman Han kitapıara iterek "hangi birini öğreneLim zaten bunların hepsi bir değil

mi?" şeklinde tarizde bulunmuş ve gelen mollalara "siz molla da olsanız,

koca sart. da olsanız yine Hokandlılara söylüyorsunuz, bana hitap etmi-

yorsunuz" diye Hokan'a göndermiştirls7.

Yine Kırgız tarihçilerinden Belek Soltimayev (1878-1938) Kırgızlar arasında İslami yaşayıştan bahsederken onlar arasında namaz kılanın binde bir olduğunu, Bayram namazına gidemeyen Kırgızın 40 kara taşı aktardığını kaydederlss. O, ancak Ruslann bölgeye gelmesi üzerin.ç Ka- zandan Tatar, Kaşgar'dan Uygur, Fergana ve Taşkent'ten gelen Ozbek mollalarının gayretleriyle Kırgızların namaz, oruç, öşür, zekat ve cenaze gibi dini vecibeleri öğrendiklerini belirtir. Onun kayıtıanna göre Kırgızlar cemaat namazı kılmak istediklerinde imam olacak kişi bulamazlar, zorla öne geçirdikleri kişi de açık okunacak kıraatlan gizli okurdu. Niçin açık- tan okumadığı sorulsa "Açıktan okumak öğünmektir" diye kendini savu- nurdu,s9.

Kırgızlar arasında hacca gidenler de çok azdı. Bu hususa değinen Soltanayev, Kırgız Sarbagış uru ğu içinde Uygur mollalann tebliğde bulu- narak bu uruğun ileri gelenlerinden Tulku Niyazbekoğlu'nu hacca götür- dük1erini kaydeder ve "daha önce bu KırgızIar arasında hacca giden

yoktu, bu olay ilk oldu" notunu düşerl90.

XX. yüzyıl başlannda Kırgızlar arasında İslami hayatın zayıf olduğu aşikardır. Bunun en önemli nedenleririden birisi de Kırgızların yeterli dü- zeyde İslami bilgiye ulaşamamalanydı. Herşeyden önce onlannörf ve adetlerini, toplum hayatını ve psikolojisini bilen, kendilerinin yetiştirdik- leri Kırgız mollalan yoktu. Kırgızlann kendilerinden din adamı konusun-

186. Makrinin-Polskih, 240; İnan, Manas, 6. 187. Togolok Molda, 67.

188. Soltanayev, I, 136. Bununla beraber bazı Kırgız manap ve bireylerinin XX. yüzyıl başlarında hacca gittikleri bilinmektedir. Söz geli mi Kuzey Kırgızlarından Şabdan Batır (1839-1912) 1904'te hacca gitmiştir. İstanbul üzerinden gerçekleştirdiği bu se- yahatte Medine-İstanbul demiryolu için 2000 altın bağışlamıştır. Bunun üzerine Sul- tan Il. Abdülhamid kendisini altın madalya ile taltif etmiştir. Kemal Şabdanuulu,

"Şabdan Cönürıdö Kıskaca Tarih", Şabdan Batır, haz., N. Kaparov. Bişkek, 1992, 13.

189: Soltanayev,I, 136. 190. Soltanayev, I, 136.

432

i -

i i

i , , J

SEYFETIiN ERŞAHiN

da büyük sıkıntı çektikleri bilinmektedir. Yukarıda Sıddıkoğlu'nun da be-

lirttiği gibi Kırgızlar kendileri~ı.dcn din adamlarını yetiştiremiyorlar, bu

ihtiyaçlarınıdaha çok Uygur, O~bek ve Tatar mallalarla karşılıyorlardı.

Kaşgar'dan gelen Uygur molhılrı" Kuzey ve Doğu Kırgızlarına, Orenburg

ve Kazan Taraf1~rından gelen Tatar mollalarl91 Tokmak Kırgizlarına, Fer-

gana'dan gelen Ozbck molklar da Güney Kırgızlarına din hizmeti veri-

yorlardı. Kırgızların kendilerinden din görevlilerinin çıkmamasının se-

bepleri arasında bu meslcğc hor bakılması, mollalığın sadc~e sartların

yani yerleşik halkın işi obraL ;ıl,~'.ılanması sayılabilir.

Kırgızıkı' XX. yüzyıl haşı~,rında yeterli düzeyde din adamı yetiştire-

cek medreselerden yoksundular. XiX. yüzyılda Kırgızlar arasında eğitim

ve maarif kurumları da ydcrince yayılmamJştı. Bilindiği gibi, Orta

Asya'da medreselerin ÇOf:U Hive, Buhara, S~markand, Taşkent ve Ferga-

na gibi merkezlerde topla nnıış, Kırgızların yaşadığı yerlerde ancak XIX.

yüzyılın ikinci yarısındar. itib,ınn açılmaya başlandı. Çünkü Kırgızların

çoğu bu tarihten itibaren yeık;,i ( hayata geçmeye başlamışlardı. Nitekim

1892'de Kırgızistan'ın tamamında sadece 7 medrese vardı ve bunun da 5

tanesi güney Kırgıziswn'da OnckıCı'in de yoğun olarak yaşadığı Oş'ta

bulunuyordu. Burada 1914'tc l1ledreselerin sayısı 88'e öğrenci sayısı

1 ın'ye ulaşmıştı 192.

Bütün bunlar Kırgızların :siiz konusu tarihe kadar hiç din eğitimi al-

madıkları anlamına gclmı~meıid r. Zira daha önceleri zengin ve soylu aile-

ler başta olmak üzere çog,u Kırgızlar ücretle tuttukları mollalar vasıtasıyla

çocuklarını kendi evkrir.de v(:) a ça91r1arında okuturlardı. XIX. yüzyılın

30'Iu yıllarında Ceyhun'u gcc;eıı bir Ingiliz gczgin mektep çadırında Kır-

gız çocukların Kur'an öğrendiklerini kaydeder. Yine 1857'dc Kırgızları

ziyaret eden Velihanov da Kıı:gız çocukların çadırlarda ders aldıklarını

belirtir'9> •

SONUÇ

Kırgızların geç islamıaşmasının ve dindarlık düzeylerinin düşük ol-

masının bize göre ba~lıca n(~clı:::r,lerişunlardır:

191. XiX, Yüzyılda Tatarla::ll1 Kır;~ızlar arasındaki faaliyeıleri için bkz. S. Cigitov,

"Adabi Baylanıştardıııg Tariiıi':"III'" Ala Too, t 983/1, 129-138 .

. t92. Edhyam Tenişev, "UlwlUk D""rı;oçeyiflki Kırgız Adabi Tili Cöııiil1de", "Kırgız- dar, II, 497. Kırgızlar kendi dili eğitimi kurıımbrında kendi çocuklarını din adamı olarak yetiştirme ,yönün:le iç;<) i bağı msızlıgından sonra önemli adınılar aımışlardır. Kırgızistan Dini ld,l.resi kendi imkanlarıyla orta ve yilksek derecede din eğitim ku- rumları açarken, Türkiye Diyaıı.:t Vakfı'nın maddi desıeğiyle 1993'tcn iıihan:n eği- lim-öğretil11e başlayan ınoccm 'IC Türkiye ,örneğinde bir İlahiyat Fakültesi Oş Üni-

~,ersitesi bünyesinde açılmqıır. Benzeri bir fakültenin de Bişkek'te Manas

Universitesi'nde açılma,ı iç:in ~~smi işlemler tamamlanmıştır. 193. Tenişev,497.

I' i

i i

,

ii

'

K1RGIZLARIN İSLAMLAŞMASI ÜZERİNE BAZI MÜLAHAZALAR 433

J. i~lanı kültür bölgelerinden uzakta kalma: Kırgızların büyük ço-

ğunluğu Islamın Türkistan'a ulaştığıdönemlerde Yenisey ve Altay bölge- sinde. Moğollar ve Kalmuklar gibi putperest toplumlarla ~eraber yaşıyor- lar, müslüman devletler ve topluluklardan, dolayısıyla Islam tesirinden uzak kalıyorIardı.

2. Din eğitimi yetersizliği: XIX. yüzyılınsonlilrına kadar çoğu göçe-

be yaşayan Kırgızlar arasında, din eğitimi verecek ve dini vecibelerin pra- tiğini yerine getirecek mektep, medrese, mescit ve dergah gibi dini ku- rumlar yaygın bir şekilde kurulamıyor, bu nedenle her düzeyde Kırgıza yeterli dini eğitim verilemiyordu. Rus istilasından önce özellikle Kuzey Kırgızları arasında okuma yazma bilme oranı düşük olduğundan halk ya- zılı dini edebiyattan da yararlanamıyordu. Bunun yanında kendilerinden olmayan mollalar da Kırgızlar arasında istenilen dini telkini yapamıyor- lardı.

3. Sosyo-ekonomik şartlar: Toplumsal teşkilatlanmanın göçebelik,

ataerkilik ve kabilecilik esasına dayanması, ekonomik hayatın hayvancılı- ğa bağlı olması Kırgızlar arasında İslamın üstünkörü kabul edilmesinin ve yaşanmasının sebeplerindendir. H. İnalcık'ın da belirttiği gibi, Orta Asya'da Kaşgar ile Balkaş arasında yaşayan Türk boyları Karahanlılar zamanında Müslüman olmuşlardır. O zamanlar bu coğrafyalar Türk dün- yasında şehir hayatı ve ticaretin en geliştiği yerler idi. Müslüman Arap ti- caret kervanlan buralara kadar uzann:ııştı. Müslüman tüccar sadece ticaret malları değil aynı zamanda yükse!<-Islam kültürünü de temsil ediyor ve taşıyordu. Bu anlamda Türklerin Islamı kabul etmesi sadece hükümetin veya hükümdarın ihtidasından ibaret olmayıp uzun süren ticari ve kültü- rel etkileşimin de bir sonucuydu'94• Ayrıca İslam ~irçok yönden şehirleş-

meyi teşvik eden bir dindir'95• Nitekim Kırgızların Islamıaşması da kuzey-

den güneye indikçe, yerleşik hayata geçtikçe, şehirleşmeye başladıkça hızlanmıştır. Bu yönüyle Kırgızların Müslümanlığı kabul etme süreci, bir bakıma, Güney Sibirya bo:z;kırlarında göçebe olarak yaşayan bir Türk bo- yunun Türkistan'a indikçe Islamıaşma serüvenidir.

4. Kırgızların Muhafazakar Kar~kterleri: Türk 'boylarının büyük ço-

ğunluğu, Müslüman olduktan sonra Islama aykırı olduğu ka~aatıyla eski dini inanç kalıntılarını ve adetlerini terkederk~n, Kırgızlar, Islamı kabul etmekle baı'eber, sosyal hayatın tanziminde Islam fıkhı yanında Türk "töre" veya "yasa"sına başvurmuşlar, eski Türk adetlerini muhafaza et- mişlerdir.

194. Halil İnalcık, "İs/am in ıhe Otllıınan Empire". Cultura Turdea, V-Vıı, 1968-1970, 19-20.

ı95. İslamın bu özeııiğinden yararlanmak isteyen Çariçe IL. Katerina (1762- ı796) göçebe Kazakları yerleşik hayata geçirmek için onlar arasında Tatar moııalar vasıtasıyla

ISlam tebliği yaptırmıştır. A. Taymas. Kazan Türkleri, Ankara, 1966,97-98; SA.

434

iii'

-- - - - ---

- .-

,I i i

i

'il i i i

lı,

,I SE~"FETIİN ERŞAHİN

Yukanda İslamın dünyaya ~'ayılma süreci ve İslamıaşmayı sağlayan faktörlere bir nebze de,ğinmişti~(. Bu çerçevede Kırgızlara baktığımızda söz konusu süreç ve faktörlerin tam olarak teşekkül etmediğini görüyo- ruz. Her şeyden önce Arap faülıler Kırgızlara ulaşamamışlardır. fI.!~tekim Kırgızlar, Araplar vasıtasıyla lV:üslüman olmayı küçümseyerek Ozbek- ler'le "Siz Hz. Ali'nin kılıcı ile müslüman oldunuz" diye alaY"ederlerl96. Kırgızlar bu sözleriyle' kendilerinin "irade müslümanı" Ozbeklerin

"korku !'1üslümanı" olduğunu vLrgulamak isterler ..

Kırgızlar İslarnı daha, çok Türkler ve MoğoUar marifetiyle tanımış- lardır. Karahanlılar ve çagataylı r'zamanında Kırgızlar üzerinde tesis edi- len İslam siyasi hakimiyeti d~ g(:vşek bir bağ ile Kırgızların kendi hanları

Benzer Belgeler