• Sonuç bulunamadı

İnsan-Melek Üstünlüğü Problemi

َو َمَداَء ِﻰﻨَﺑ ﺎَﻨْﻣﱠﺮَآ ْﺪَﻘَﻟ َو

َﻰﻠَﻋ ْﻢُﻬَﻨْﻠﱠﻀَﻓ َو ِﺖَﺒﱢﻴﱠﻄﻟا َﻦﱢﻣ ﻢُﻬَﻨْﻗَزَر َو ِﺮْﺤَﺒْﻟا َو ﱢَﺮﺒْﻟا ِﻰﻓ ْﻢُﻬَﻨْﻠَﻤَﺣ

ﻼﻴِﻀْﻔَﺗ ﺎَﻨْﻘَﻠَﺧ ْﻦﱠﻤﱢﻣ ٍﺮﻴِﺜَآ

“Andolsun ki: Biz, Adem oğullarını üstün bir şerefe mazhar kıldık; karada ve denizde binitlere yükledik ve güzel nimetlerle besledik; yarattıklarımızın çoğundan üstün kıldık.”369 Ayette ifade edildiği gibi insanoğlu, yaratılanların “pek çoğundan” üstün kılınmış, hepsinden değil. Bu ifade insanlardan daha üstün varlıkların olduğuna delalet eder. Bu görüşü benimseyenler, meleklerin insandan daha üstün olduğunu kabul ederler.

Meleklerin avâmı mı, yoksa müminlerin avâmı mı daha üstündür? Sorusuna, melekler insanlardan üstündür diyenler İsra suresi 70. ayetini delil getirmişlerdir ki bu, “hitab deliline” tutunmadır. Çünkü ayette çoğunluğun (“çoğundan üstün kıldık”) zikredilmiş olması, geriye az miktarda da olsa insandan üstün varlıkların olduğuna delalet eder.370 İbn Atiyye: “Melekler ayette zikredilen bu “çoğundan” ifadesinin dışındadır” demektedir.371

İnsanın melekten üstün olduğunu söyleyenler ise, Zeyd b. Eslem’den rivayet edilen şu delile dayanmaktalar: “Melekler, “Ey Rabbimiz, sen insan oğluna dünyayı verdin. Onlar orada yiyip içiyor ve her türlü nimetten istifade ediyorlar. Halbuki sen bize bunu vermedin. O halde bize bunu ahirette ver” dediklerinde, Yüce Allah: “İzzet ve celâlim için, ben, elimle yarattığım varlığı, kendisine “ol” deyince oluverenle bir tutmam”372 buyurmuştur. Ebu Hureyre de: “Mümin Allah katında, melekten daha değerlidir” demiştir.373

Meleklerin insanlardan üstün olduğunu kabul edenler bu iddialarını birtakım delillere dayandırmaktalar. Bu delillerinden bazıları şunlardır:

1. Melekler basit yapılı olup kesretten uzaktırlar. İnsanlar ise ruh ve bedenden mürekkeptirler. Basit olan mürekkep olandan üstündür. Çünkü mürekkep varlığın yokluk sebepleri basit varlığın yokluk sebeplerinden fazladır.

2. Melekler şehvetten ve şehvetin bir sonucu olan kan dökmekten uzaktırlar. İnsanlar ise bu özelliğe fazlasıyla sahiptirler. Öyleyse kötülükten uzak olan varlık, kötülükle iç içe olandan daha üstündür.

368 Ali Arslan Aydın, a.g.e., s. 403. 369 İsra, 70.

370 Razi,Fahruddin , Tefsiru’l Kebir ( Mefatihu’l Gayb), Darul Kutubi’l İlmiye, Tahran Trs., C.21, s.16. 371 İbn Atiyye, el-Endelusi, el-Muharreru’l Veciz fi Tefsiri’l Kitabi’l-Aziz, (Thk: el-Meclisu’l İlmi), by., 1987,

C.10 s.323.

372 Taberi,Ebu Ca’fer Muhammed b. Cerir, Camiul Beyan An Te’vili Ayi’l- Kur’an, Mustafa El-Babi, Mısır

1954, C.15, s.126; Zemahşeri,Ebu’l Kasım Carullah Mahmud b. Ömer, el-Keşşaf an Hakaiki’t-Tenzil ve

Uyuni’l Ekavi’l fi Vucuhi’t-Te’vil, Matbaatü’l Kübra, Mısır H.1318-1319, C.2, s.193.

3. Melekler kuvve mahiyetinden uzak olup, onların kuvvetleri de fiil halindedir. 4. Melekler değişme ve kuvve tabiatından uzaktırlar.

5. Melekler nurani, yüce ve latif varlıklardır.İnsanlar ise zulmani, sufli ve kesif varlıklardır. Nurun zulmetten üstün olduğu ise apaçık bir gerçektir.

6. Melekler ilim yönünden insanlardan ileri bir seviyededirler. İlim ise bir güç ve üstünlüktür.

7. Melekler güç ve kuvvet bakımından üstündürler. Onlar yaptıkları işler nedeniyle bıkkınlık ve yorgunluk duymazlar.

8. Meleklerin iradeleri şer ve fesat şaibesinden uzaktır. İnsanların iradeleri ise ulvi ve sufli yönlere sahip olup, onların hayırlara ulaşması ancak, melekler sayesinde mümkün olmaktadır.

9. Ruhaniler de bir cisme sahiptirler. Yedi gezegen, sabit yıldızlar ve felekler kalb gibi olan yıldızlardır. Melekler ise onların ruhu mahiyetindedirler. Ruhların birbirleriyle karşılaştırılması, cisimlerin birbirleriyle karşılaştırılması gibidir. 10. Feleki olan ruhani varlıklar, bu alemin ruhani varlıklarının da kaynağını teşkil

etmektedirler. Bir şeyin kaynağı olan şey, kendisinden oluşan parçanın bütün özelliklerini taşırlar. Dolayısıyla oluşmasına vesile olan şey, yeni oluşandan daha üstündür.

11. Peygamberlerin bilgileri vahiy ile olmuştur. Vahyi ise ruhani varlık olan melekler getirmiştir. Lut kavminin şehirlerinin yerle bir olması, Peygamber (sav)’e Bedir de gelen yardım, Nuh’un gemi yapması vs. bütün bunlar meleklerin öğrettikleri vasıtasıyla olan şeylerdir. Peygamberler de bu durumu itiraf etmişlerdir. Öyleyse hala Peygamberlerin meleklerden üstün olduğunu savunmanın ne anlamı var? 12. Varlıklar sırf hayırlı olanlar (melekler gibi), sırf şerli olanlar (şeytanlar gibi) ve

hem hayırlı hem de şerli olabilen varlıklar (insan gibi) olarak üçe ayrılırlar.Ayrıca ölümlü olmayan natık varlık meleklerdir. Ölümlü olan ve natık olmayan varlıklar ise hayvanlardır. Bu taksimatlarda insanın orta bir halde bulunduğu gözlemlenmektedir. Melekler ise üst seviyede bulunmaktadır. Aklın kabul ettiği bu sınıflandırmalardan sonra insanın daha üstün olduğunu söylemek tutarsızlık olur.374

İnsan-Melek üstünlüğü tartışıldığı gibi, insanların en kerim ve kamili olan peygamberlerin meleklerle kıyaslanması da yapılmamış değil. Tefsir ve kelam kitapları bu bilgilerle doludur.

Ehli Sünnetin ekserisine göre Peygamberler meleklerden üstündür.375 Mutezileye göre ise melekler peygamberlerden üstündür. Şia’nın çoğunluğunun görüşü de bu şekildedir.

Mutezile ve Şia bu görüşlerine bazı ayetleri delil getirmektedirler. “And olsun ki biz insanoğlunu şerefli kıldık…Yarattıklarımızın pek çoğundan üstün kıldık”376 ayetini şöyle açıklamaktadırlar:

Allah’ın yaratığı varlıklar mükellef olanlar ve olmayanlar diye ikiye ayrılır. Mükellef varlıklar: İnsanlar, cinler şeytanlar ve meleklerdir. İnsanlar, cinler ve şeytanlardan üstündür. Fakat eğer insanlar bütün varlıklardan üstün olmuş olsalardı o zaman “pek çoğundan” denilmeyip “varlıkların bütününden” denilmesi gerekirdi. Yüce Allah’ın: “birçoğundan üstün kıldık” demesi meleklerin insanlardan üstün olduğunu gösterir.

Bu iddiaya cevaben Ehl-i sünnet alimleri de; Melekler topluluğunun insanlar topluluğundan üstün olması, bu topluluğun bütün fertlerinin insanlar topluluğunun bütün fertlerinden üstün olmayı gerektirmez. İnsanlar topluluğundan bir ferdin melekler topluluğundan bir ferde üstün olması gayet mümkün olabilmektedir. Ayrıca bu ayette geçen “üstün kılmak”tan maksadın “şeref hususunda üstün kılma” olması muhtemeldir. “Biz insanoğlunu üstün kıldık” ifadesi, insanın şekil güzelliği, zekasının fazla olması, güzel işler yapabilmesi, çok temiz olması vs. şeylerdir. Bu konularda melek insandan üstün olabilir. Fakat bütün bu üstünlükler meleğin sevap yönünden insandan üstün olduğu sonucuna götürmez377 demektedirler.

III. CİNLERİN ÜSTÜNLÜĞÜ

Cin sözlükte; gizlemek, örtmek, gecenin gizlediği, gözlerin görmediği, duyu organlarıyla hissedilmeyen, gizli yaratık anlamındadır.378

İsfehani ruhani varlıkları üç kısma ayırmıştır.Bunlardan iyi (hayırlı )olanları melekler, kötü (şer) olanları şeytanlar, hem iyi hem de kötü (orta) olanları ise cinlerdir.379

375 İbn Adil, Ebi Hafs Ömer b.Ali İbn Adil ed-Dımeşki el-Hanbeli, el-Lubab fi Ulumi’l Kitab, (Thk: Şeyh Adil

Ahmed Abdulmevcud, Şeyh Ali Muhammed Muavviz), Daru’l Kütübil İlmiyye, Beyrut 1998, C.1, s.529.

376 İsra, 70.

377 İbn Adil, a.g.e., C. 1, s.529; Razi, a.g.e., C.2, s.224. 378 İsfehani, Müfredat, s.105-106.

İnsanlardan önce yaratılan cinler,380 ateşten yaratılmışlardır,381 irade güçleri olan,382 iman383 ve ibadetle384 sorumlu olan varlıklardır. Cinlere de peygamber gönderilmiştir.385 Yaptıklarına karşılık mükafat ve ceza alacakları belirtilmiştir.386 Ayrıca cin-insan iletişimi de mümkündür.387 Durum böyle olunca onlarında varlık hiyerarşisindeki yerini belirtmek gerekecektir.Fakat bu konuda Kur’an da direkt bir bilgi bulmak zordur. Bazı karinelerle bir sonuç çıkarmak ancak mümkün olacaktır.

Yüce Allah, meleklere Ademe secde edin dediğinde İblis kendisinin ateşten yaratıldığını dolayısıyla topraktan yaratılan Ademden üstün olduğunu bu nedenle de ona secde etmeyeceğini belirtmiştir.388 İblis’in üstünlük sebebini ateşten yaratılmışlığına bağlaması, ateşten yaratılan cinlerin389 mümin olmaları durumunda ontolojik olarak topraktan yaratılan insandan üstün olmasını gerektirecektir. Fakat Kur’an ve hadislerde cinlerin insanlardan üstün olduğu konusunda bir bilgi olmadığı gibi, İslam alimlerinden bazıları cinlerin insanlardan aşağı bir konumda olduğunu belirtmiştir. Durum böyle olunca ontolojik açıdan üstün olan ya da üstün olduğunu iddia eden şeytanın bu iddiasına karşılık, cinlerin mümin olmaları durumunda dahi mümin insanlardan aşağı bir konumda olduğunu söylemek kanaatimce akli ve nakli delilden yoksun bir iddia olmaktadır. Hz. Muhammed’in hem cinlere hem de insanlara gönderilmesi, insan türünün üstünlüğünden kaynaklanıyor olabilir mi? Bunu ispat etmek de zordur. Çünkü Hz. Muhammed’in insan olması, insan türünün meleklerden üstün sayılması için yeterli olamamıştır. Fakat şeytanın cin mi yoksa melek mi olduğu veya bu ikisinden başka bir tür mü olduğu açık olursa390 ve Allah’ın meleklere Adem’e secde etmesini insan türünün üstünlüğü sebebine bağlarsak, bu durumda insanlar hem meleklerden hem de cinlerden üstün olmuş olurlar. Fakat bu durumu sadece Hz. Adem’in ve dolayısıyla insan ve cinlerin peygamberlerine hasr edersek, o zaman insan ve cin arasında bir üstünlük kurmak pek mümkün olmayacaktır.

Cinlerden de mümin391 ve kafir392 olanlar vardır ve onlarda tıpkı insanlar gibi Allah’a ibadet için yaratılmışlardır.393 Cinlerde tıpkı insanlar gibi gaybı bilmezler.394

380 Hicr, 26-27; Araf, 12. 381 Hicr, 27; Rahman, 15. 382 Cin, 11-12. 383 Cin, 2, 13. 384 Zariyat, 56. 385 Cin, 1-2; En’am, 112.

386 Araf, 179; Fusilet, 25,29; Cin, 13. 387 Sebe, 12,14; Cin, 6-7.

388 Sad, 71-76; Bakara, 33. 389 Rahman, 15.

390 Bkz., Bağdadi, Abdulkahir b. Tahir, Usulu’d-Din, Matbaatu’t-Devlet, İstanbul 1928, s.296. 391 Ahkaf, 29-30; Cin 1-15.

“İman edip yararlı işler yapanlar ise bütün yaratıkların en hayırlılarıdır.”395 Bu ayette belirtilen iman ve salih amel, meleklerin genelinin ve itaat eden insan ve cinlerin özelliğidir. Bu zikredilenlerin hepsi iman edip salih amel işliyorlar.

Aynı amaç için yaratılan ve hayır ve şer fiillerini işleme bakımından insanlarla aynı şartlara sahip olan cinlerin insandan daha üstün yada daha aşağı bir konumda olduğunu belirtebilecek bilgiye sahip değiliz. Bundan dolayı konuyu fazla uzatmaya gerek duymuyoruz.

IV. PEYGAMBERLERİN ÜSTÜNLÜĞÜ