• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM II: MÜLTECİ HAREKETLERİNİN İNSAN GÜVENLİĞİ BOYUTU VE

2.1. a.ii İnsan Güvenliğinin Unsurları

İnsan güvenliği yaklaşımı ilk olarak, 1994 yılında BMKP tarafından yayınlanan İnsani Kalkınma Raporu’nda (Human Development Report) kavramsallaştırılmıştır. Güvenlik düşüncesinde derin bir geçişi savunan rapora göre bu geçiş, nükleer güvenlikten insan güvenliğine doğru olmalıdır (BMKP 1994, 22). İnsan güvenliğinin bulunmadığı durumları tespit etmenin, var olduğu durumlara göre daha kolay tespit

19

edilebilmesi nedeniyle kavramın tanımlanmasında çeşitlilik bulunmaktadır. Bununla birlikte, açlık, hastalık, baskı gibi kronikleşmiş tehditlere karşı emniyet halinde bulunmak ve günlük hayat kalıplarında meydana gelebilecek ani ve zararlı aksamalardan korunmak, insan güvenliğinin iki ana yönü olarak tanımlanmıştır (BMKP 1994, 23).

Artık yalnızca küresel düzeyde nükleer soykırım tehditlerinden korunmak, insan güvenliğinin sağlanması anlamına gelmemektedir. İnsan güvenliği; küresel açlık tehdidi, uyuşturucu ticareti, iklim değişikliği, HIV/AIDS, düzensiz göç ve terörizm sorunlarına karşılık vermek konularını içermektedir (BMKP 1994, 24). Karşılık verilmesi beklenen tehditlere karşı küresel ölçekte bir koruma mekanizmasının bulunmaması nedeniyle güvenlik anlayışında iki temel değişiklik beklenmektedir. Bunlardan birincisi, sınırlara dayalı güvenlik anlayışına yapılan vurgunun yerine bireylerin güvenliğine yapılan vurgu arttırılmalıdır. İkinci olarak, silahlanma ile güvenlik sağlamanın yerine sürdürülebilir insani gelişim yoluyla güvenlik sağlanması yoluna gidilmelidir (BMKP 1994, 24).

İnsan güvenliğine yönelik tehditler, yedi ana kategoride incelenmiştir. Bunlar; ekonomik güvenlik, gıda güvenliği, sağlık güvenliği, çevre güvenliği, kişisel güvenlik, topluluk güvenliği ve siyasi güvenliktir (BMKP 1994, 24-25). Güvenlik tehditlerine karşılık insan güvenliği, BM düzeninin başlangıcından itibaren iki ana unsur içermektedir. Bunlar; korkudan arınma özgürlüğü ile yoksunluktan arınma özgürlüğüdür. İnsan özgürlükleri üzerine kurulacak bir dünya düzeni için gereken bu

20

iki unsur ilk olarak, 1941 yılında ABD Başkanı Franklin D. Roosvelt5 tarafından

tanımlanmıştır:

… korkudan arınma özgürlüğü, dünyanın hiçbir yerindeki hiçbir devletin zamane modasına uyarak fiziksel saldırganlık pozisyonu içerisine girmeyerek komşuları için bir tehdit unsuru haline gelmemesini ve silahlanmanın geniş çapta azaltılmasını ifade etmektedir.

…yoksunluktan arınma özgürlüğü, dünyanın her yerindeki her milletin mensupları için sağlıklı bir barış ortamını güvenlik altına alacak ekonomik anlayışları anlamına gelmektedir.

İnsan güvenliğinin sağlanması için bir arada bulunması gereken bu iki unsur, 1948 tarihli BM İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi ile ortak insanlığın en büyük özlemi olarak deklare edilmiştir (BM 1948, 1).

İnsanlara yönelen şiddet tehditlerine odaklanan korkudan arınma özgürlüğü unsuru, insan güvenliğinin dar kapsamda yorumlanmasını içermektedir (Tangör 2012, 88). Devletler arasında savaşların önlenmesi ile insanları korkudan arınma özgürlüğüne kavuşturmayı hedefleyen klasik yaklaşımların yerine yeni savaşların6 ortaya

çıkmasıyla şiddet tehditlerinin biçimleri çeşitlilik göstermeye başlamıştır. Böylelikle insan güvenliğinin korkudan arınma özgürlüğü gündemi de genişletilmiştir. BM’nin Daha Geniş Özgürlükler Raporu’nda (2005, 44-45), korkudan arınma özgürlüğünü

5 1941 tarihli ABD Kongresi konuşması için Thomas Pearch and Mary Dickson,

http://www.wwnorton.com/college/history/ralph/workbook/ralprs36b.htm , (Erişim: 22.06.2018).

6 Terör örgütleri, yerel savaş lordları, çeteler ve suç örgütleri gibi devlet içi (intra-state)

yapılanmaların, etnik, dini veya ideolojik nedenlere dayanarak giriştiği yeni tipte şiddet eylemleri “yeni savaşlar” olarak tanımlanmıştır. Kavramsallaştırma için bkz. Mary Kaldor, New and Old Wars, Stanford, California, Stanford University Press 1999.

21

gerçekleştirmek için yapılması gerekenler şiddetten arınma, açlık, hastalık, baskı gibi kronik tehditlerden uzak olmak ve şiddet içeren iç çatışmalara neden olan yaygın tehditlerin önlenmesi olarak belirtilmiştir.

Korkudan arınma özgürlüğü, güvenliğin önleyici boyutuyla daha yakından ilişkilidir (Cockell 2001, 16). Bu nedenle ölümcül çatışmaların önlenmesi konusu BM tarafından, uluslararası toplumun insan hakları hukukuna dayanarak çatışmaların kaynağına yönelik önleyici hedefler belirlemesi açısından en kritik stratejilerden birisi olarak, Şimdi İnsan Güvenliği Raporu’nda (BM 2003, 31) değerlendirilmektedir. İnsani müdahale olarak kavramsallaştırılan çatışma önleme konusunun uluslararası hukuka aykırı olduğuna yönelik tartışmalara (Danish Institute of International Affairs 1999, Ayoob 2002, Keohane 2003, Welsh 2004, Kardaş 2013) rağmen, BM öncülüğünde Yugoslavya ve Ruanda gibi ülkelerde korkudan arınma özgürlüğünü sağlamak amacıyla çatışmaların önlenmesine yönelik uluslararası müdahaleler gerçekleştirilmiştir. Çatışma ortamında hassas bireylerin korunması ve barışı koruma operasyonlarının desteklenmesi de, korkudan arınma özgürlüğünün gerçekleşmesi için insanı hedef alan güvenlik uygulamaları olarak belirtilmiştir (BM 2003, 47-48).

Korkudan arınma özgürlüğü insan özgürlüklerinin güvenlik boyutu ile daha ilgiliyken, yoksunluktan arınma özgürlüğü insan güvenliğinin ekonomik ve sosyal boyutlarını içeren kalkınmayı hedeflemektedir. BM’nin Milenyum Kalkınma Hedefleri (2000) Raporunda belirlediği, aşırı yoksulluk ve açlığın kökünü kurutmak, evrensel temel eğitim, cinsiyet eşitliğinin sağlanması, anne sağlığının gelişimi, HIV/AIDS ve diğer salgın hastalıklarla mücadele ve çevresel sürdürülebilirliğin sağlanması yoksunluktan arınma özgürlüğünü gerçekleştirmek için insan güvenliğinin gündemine alınan konulardır. Söz konusu tehditlere karşı etkin çözümler üretmek için

22

ekonomik güvensizlikleri ve ekonomik eşitsizliklerin azaltıldığı bir dünya yaratmak, yoksunluktan arınma özgürlüğünün gerçekleşmesi için gereken nihai hedeftir.

BM tarafından yoksunluktan arınma özgürlüğünün gerçekleştirilmesi için birey düzeyinde işaret edilen çözüm önerileri sunulmuştur (BM 2005, 13-18). Eğitim, istihdam, sağlık hizmetleri sağlama ve salgın hastalıklarla mücadele, küresel dayanışmanın gösterilmesi, ticari erişim ve borçların hafifletilmesi konularına odaklanmak, yoksunluktan arınma özgürlüğünü sağlayacak hedeflerdir. Söz konusu hedefleri sağlamak için, büyümeyi hedefleyen, mali yardımları ve yatırımları içeren resmi kalkınma destekleri, uluslararası toplumun aktörleri tarafından oluşturulmalıdır (BMKP 2006). İnsan güvenliği kavramının ilk kez değerlendirildiği İnsani Kalkınma Raporu ile birlikte BM, söz konusu raporu yıllık yayınlayarak7 ve ülkeler bazında

gelişim göstergeleri8 hazırlayarak, yoksunluktan arınma özgürlüklerine yönelik yeni

tehditleri belirlemektedir ve bu tehditlere karşı insanların güvenlik durumlarının tespitini yapmaktadır. Tehditlerin kaynağını göstererek uluslararası toplumu harekete geçirme çabalarının öncüsü BM olmakla birlikte, insan güvenliğini dış politika ilkesi olarak belirleyen devletler ve AB gibi ulus-üstü aktörler insan güvenliği politikalarının uygulama alanlarını belirlemişlerdir.