• Sonuç bulunamadı

2.7. İnovasyon Performansı

2.7.1. İnovasyon Performansına Etki Eden Faktörler

2.7.1.1. İnovasyon Algılarının İnovasyon Performansına Etkisi

İnovasyon faaliyetlerinin hayata geçirilmesinde, örgüt kültürünün değiştirilmesinde ve çalışanların yöneltilmesinde en önemli pay inovasyonların yönetiminden sorumlu liderlerde bulunmaktadır. Bu durumun en önemli sebebi, yöneticilerin algılarının, liderliklerini ve süreç içerisindeki tutumlarının da, işletme çevresinden sonra inovasyon performansını etkilemede önemli bir yeri bulunmasıdır (Ertuğ ve Bülbül, 2015, 149). İnovasyon algıları bölümünde sıralanan algılar, liderlerin zihinlerinde oluşturacağı izlenimin liderlik tarzlarına dolaylı olarak ta inovasyon performansına olumlu veya olumsuz yansıyacağı öngörülmektedir.

Tablo 3: İnovasyon Algılarının Gruplandırılması

Olumsuz inovasyon algıları

İnovasyonu, yönetememe algısı

İnovasyonun, konum riski olarak algılanması

İnovasyonun, personel tarafından dirençle karşılaşacağı algısı İnovasyonun, müşteriler tarafından direnç göreceği algısı İnovasyonun, belirsizlik olarak algılanması

İnovasyonun, köklü değişikler oluşturacağı algısı İnovasyonun, ek maliyet olarak algılanması

Olumlu inovasyon algıları

İnovasyonun, kriz dönemlerinden çıkış olarak algılanması İnovasyonun, rekabet avantajı oluşturacağı algısı

İnovasyonun, ürün kalitesini artıracağı algısı

Tablo 3’te inovasyon sürecindeki liderlik tarzlarının algılardan etkilenmesi çerçevesinde inovasyon performansına ne şekilde yansıyacağı gösterilmiştir. İnovasyon performansının olumsuz etkilenmesine yol açabilecek algılardan yöneticinin inovasyonu yönetemeyeceği algısı, inovasyon çabalarının ertelenmesine veya inovasyon faaliyetlerinin son bulmasına yol açması beklenmektedir. Liderlerin kabiliyetleri ve inovasyon sürecinin zorluğu göz önüne alındığında, bu algının inovasyon performansını olumsuz etkileyeceği çıkarımına ulaşılabilir.

Yöneticinin, inovasyonu konumu için risk olarak algılaması durumunda, değişime ve gelişime açık olmayan yöneticiler inovasyon faaliyetlerine uzak durmaları beklenmektedir. Liderlik tarzlarının önemli olduğu bu algıda, değişime ve gelişime açık olmayan liderler, inovasyon faaliyetlerinin işletme içerisinde hayata geçirilmemesi için çaba sarf edeceklerdir. Bu durumda işletmelerin inovasyon açısından çaba sarf etmemesiyle işletme içi ve işletme dışı birçok sorun ortaya çıkacaktır.

İnovasyonun, personel tarafından dirençle karşılaşacağı algısında ise aktif şekilde yöneltme faaliyetlerinin yapılamıyor olması ve yöneticinin çalışanlarla iletişiminin etkisiz olması, bununla birlikte çalışanların inovasyon kavramı hakkında bilgi sahibi olmaması gibi olumsuz faktörlerin, çalışanların yeniliklere direnç göstermesine sebep olacaktır. Bu bakımdan yöneticiler, çalışanların direnç göstermesinden, üretim ve hizmetlerin olumsuz etkileneceği endişesiyle yeniliklerde vazgeçebileceklerdir. Ayrıca personelin ikna edilmesi ve bilgilendirilmesi sürecinin

uzun olması da inovasyon algısının olumsuz olmasına dayanak olarak sıralanabilir. Bütün bu faktörlerden çıkarılan sonuca göre bu algının, yöneticileri, dolayısıyla inovasyon performansını olumsuz etkileyeceği düşünülmektedir.

İşletmelerin amaçlarından olan karlılığın artırılması, müşteri potansiyelinin genişletilmesi, rekabet avantajı sağlanması gibi konularda müşterilerin istek ve beklentileri doğrultusunda üretim ve hizmet sunulması gerekmektedir. Ayrıca müşteri sadakatinin sağlanması ve ömür boyu müşteri kavramının geliştirilmesi için müşteriler tarafından dirençle karşılaşılacak, onları işletmeden uzaklaştıracak olan faaliyetler, müşterilerin ürün ve hizmetlerden uzak durması düşüncesinin baskın olması çerçevesinde, inovasyon performansını olumsuz etkilemesi beklenmektedir. İnovasyonun ek maliyet olarak algılanması, işletmelerin geleceklerinden emin olmaları, müşteri potansiyelini korumak istemeleri ve yeniliğin maliyetlerinin işletme çıkarlarına olumsuz yansıyacağı düşüncesinin bulunmasıdır. İnovasyonların, sürecinin uzun olması, başarı veya başarısızlık durumlarının belirsiz olması, maddi açıdan geri dönüşümünün sağlanıp sağlanamaması belirsizliğinin bulunması, yöneticilerin ek maliyetleri göze almalarını engelleyecektir. Bu durumda inovasyon yapma eğilimi ve dolaylı olarak inovasyon performansı olumsuz etkilenecektir.

Örgüt yapısının ve kültürünün inovasyon faaliyetleri açısından yeterli olmaması, köklü değişikliklere ihtiyaç duyulması ve liderin bu durumdan çekinmesi inovasyon faaliyetlerini olumsuz etkileyebilecektir. Köklü değişikliklerden kasıt, ürünlerin değiştirilmesi, organizasyonel yenilikler, pazarın değiştirilmesi, hitap edilen müşteri profilinin değiştirilmesidir. Bu durumda risk taşıyan yönlerin fazla olması inovasyon faaliyetlerinin azalmasına veya ertelenmesine sebep olacaktır.

İnovasyonun, belirsizlik olarak algılanması, hem örgüt üyeleri açısından, değişimlerin gelecekteki etkileri hakkında üyelerin yeterince bilgi sahibi olmamalarından hem inovasyon sonucunun işletme açısından durumunun belirsizliğinden hem de sürecin uzun olmasından kaynaklanmaktadır (Özkan, 2004, 6). Yöneticilerin risk alıp bu faktörlerin ileride kazanç sağlayacağını düşünerek, inisiyatif kullanarak yenilik faaliyetlerini teşvik etmeleri işletme çıkarlarıyla

bağdaşmayabilir. Ayrıca işletme dengelerinin değişeceği düşüncesi, yöneticilerin karmaşık ortamda yenilik aktivitelerinin yönetilmesinin belirsiz olması çerçevesinde yenilik faaliyetlerine olumsuz olarak bakması beklenmektedir.

Algıların inovasyon performansına olumlu etkilerine bakacak olursak, inovasyonun, ürün kalitesini artıracağı algısı çerçevesinde müşteri memnuniyetinin sağlanması, işletme kalitesinin artırılması ve rekabet avantajı sağlanmasını kolaylaştıracak bir çaba olarak görülmesinin sonucu olarak, yöneticilerin inovasyonu teşvik etmesi beklenmektedir. İnovasyon faaliyetlerine önem verilmesinin neticeleri olarak inovasyonun fikir üretimi aşaması başlaması ve bu durumda işletmelerin inovasyon sayılarında artış sağlanması beklenmektedir. Sonuç olarak yenilik fikirlerinin hayata geçirilme olasılığının artması öngörülmektedir. Bu durumda işletmelerin inovasyon performansının olumlu seyir göstermesi beklenebilir.

Rekabet avantajı oluşturacağı algısında, işletmeler, dış çevreden etkilenmeleriyle, rakiplerini her an kontrol etmeleri ve her hamleye karşılık vermeleri gerekmektedir. Pazar payının azalmaması, müşteri potansiyelinin olumsuz etkilenmemesi, moda, trend gibi müşteri potansiyelini artıracak etkenlerin göz ardı edilmemesi ve benzeri işletme amaçları için rakiplerin takip edilmesi gerekmektedir. Rakiplerin takibinin yanı sıra işletmeler rakiplerinden önce yeni ürünleri üretmesi, ürünleri geliştirmesi, yeni yönetim modellerine daha önce geçmesiyle avantaj sağlayacağı düşüncesinin hâkim olmasıyla, hem rakipler takip edilerek yeniliklerin taklit edilmesi hem de saldırgan stratejiyle rakiplerin önüne geçilmesi isteği sayesinde inovasyon performansı artırılacaktır.

İnovasyonun, kriz dönemlerinden çıkış olarak algılanmasında ise yöneticilerin, dar boğazlardan ve krizlerden başarıyla çıkmak için inovasyon faaliyetlerine zorunlu olarak önem vermesi gerekmektedir. Yeni ürün-hizmetler üreterek veya işletme yönetiminde değişime giderek için inovasyon uygulamalarında fikir üretimine destek vermeleri beklenmektedir. Bu algıdaki yöneticiler, kriz dönemlerinde işletmelerin bütün kaynaklarını inovasyon için kullanma eğilimindedirler. Bu durumda yenilik alanları ve sayılarının artmasıyla inovasyon performansının artması beklenmektedir.

2.7.1.2. İnovasyon Sürecindeki Liderlik Tarzlarının İnovasyon Performansına