• Sonuç bulunamadı

2. İLMİYE MENSUPLARININ MANSIBA ATANMASI

2.2. İnfisâlden Sonra Atanma

Örneğin, Ramazan 1009 tarihinde Korondos kazasına kadı olarak atanan Mevlânâ

Ebubekir, 40 akçe ile göreve başlamıştır.59 Mevlânâ Ebubekir’in bu kadar yüksek bir

basamaktan silke girmesinin nedeni neydi? Atama kaydından, Mevlânâ Ebubekir’in hocasının Süleymaniye Medresesi müderrislerinden olduğunu anlıyoruz. Bu örnek, yüksek rütbelerde görev yapan mevâlîden mülazım olanların ilmiye silkine girişte, bazı ayrıcalıklar elde etme olasılığı bulunduğunu göstermektedir.60 Diğer taraftan, kaydın derkenarında belirtildiğine göre, Mevlânâ Ebubekir Yusuf Ağa’ya tabi idi. Yusuf Ağa’nın kim olduğunu kesin olarak bilmemekle birlikte, 17. yy. başlarında himaye ağları oldukça güçlenen saray ağalarından biri olma ihtimalî yüksektir.61

Böyle bir saray ağasının himayesi, Mevlânâ Mehmed’e ilmiye silkinin kapılarını daha kolay açmış ve yüksek bir basamaktan göreve başlamasını sağlamış olabilir

2.2. İnfisâlden Sonra Atanma

İnfisâl döneminden sonra mansıba atanan kadıların toplam atamalar içindeki oranı %48’dir. Atama kayıtlarının tamamında kadıların infisâl süreleri aşağıdaki grafikteki gibi gerçekleşmiştir. İnfisâlden sonra atandığı ifade edilen on müderristen sadece bir tanesinin infisâl süresi belirtilmiştir.

59 29b.

60 Mevâlînin ayrıcalıklı statüsü üzerine yapılan bir araştırma için bkz. Baki Tezcan, "The Ottoman Mevali as ‘Lords of the Law’," Journal of Islamic Studies, Vol: 20, No: 3, 2009.

6117. yüzyılda himaye ağları gittikçe güçlenen saray ağaları üzerine yapılan bir çalışma için bkz. Tülün Değirmenci, İktidar Oyunları ve Resmedilen Kitaplar: II. Osman Devrinde Değişen Güç Simgeleri, İstanbul: Kitap Yayınevi, 2012; 18. yüzyıl harem ağaları üzerine yapılmış bir çalışma için bkz. Jane Hathaway, Beshir Agha: Chief Eunuch of the Ottoman Imperial Harem, Oxford: Oneworld Publications, 2005.

25 Grafik 9: Kadıların İnfisâl Süreleri

İnfisâl süreleri belirtilen yetmiş iki atama kaydına dayanan verilere göre, kadılardan infisâl süresi 12 ay olan % 4, 13-17 ay arasında olan % 31, 18 ay olan %7, 19-23 ay arasında olan % 20, 24 ay olan % 10, 25-35 ay arasında olan % 7, 36 ay olan % 3, 37-47 ay arasında olan % 5, 48 ay olan % 4, 49-59 ay olan % 3, 60 ay ve üzeri olan % 6’dır. En çok yığılma 13-17 ayları ile 19-23 ayları arasında olmuştur. Bir yılı doldurmadan atanan kimse olmamıştır.

Yasemin Beyazıt’ın incelediği 16. yy’ın ikinci yarısına ve 17. yy.’ın başında Rumeli bölgesine ait on adet ruznâmçe defterinden ulaştığı verilere göre infisâl süresi, 13-23 ay arası olanların oranı % 16.6, 24 ay olanlar % 24.2, 25-35 ay arası

olanlar % 24, 31 ve 36 ay ve üzerinde olanlar ise % 21.14’tür.62 Bu tezin konusunu

oluşturan 4569/5 numaralı ruznâmçe defterindeki verilerden farklı olarak, Yasemin Beyazıt’ın incelediği defterlerdeki tüm verilere göre yığılma noktası 24-35 ay aralığı olmuştur. 36 ay ve üzeri infisâl süresi olanların oranı ise % 21.14’tür. Bu oran ise

62 Beyazıt, Osmanlı İlmiye Mesleğinde İstihdam, s. 122; 1544-1608 yılları arasında yapılan atamaların kaydedildiği on farklı ruznamçe defterini konu ettiği ve kitaplaştırdığı doktora tezinde defterlerdeki verileri ayrıntısıyla inceleyip istatistik tabloları oluşturmuştur. Buradaki veriler Beyazıt’ın kitabındaki verilerle karşılaştırılmıştır. %4 %31 %7 %20 %10 %7 %3 %5 %4 %3 %6 0 5 10 15 20 25 12 ay 13-17 ay 18 ay 19-23 ay 24 ay 25- 35 ay 36 ay 37-47 ay 48 ay 49-59 ay 60 ay ve üzeri Kadıların İnfisâl Süreleri

26

elimizdeki defter ile örtüşmektedir. Buna göre kadıların % 79’u infisâle ayrıldıktan sonra ilk 36 ay içerisinde yeni bir göreve atanmışlardır.

36 ay ve daha fazla infisâlde kalan kadıların neden bu kadar uzun süre bekledikleri sorusuna net bir cevap vermek şimdilik mümkün görünmemektedir. Muhtemelen mevcut kadroların istihdam edilecek kişilere yeterli gelmemesi ile bir ilgisi bulunmaktadır. Sorulabilecek önemli bir soru ise, bu kişilerin yeniden bir mansıba atanmak için özel bir çaba sarf etmek zorunda kalıp kalmadıklarıdır. 24 aydan daha az infisâl süresi olanlardan, sadece bir tanesinin atama kaydında malî konularda başarı gösterdiği kaydedilmiş, ancak infisâl süresi daha uzun olan kadıların atama kayıtlarını incelediğimizde, %33’ünün belli konularda başarı gösterdikten sonra veya birilerinin arzıyla atandıklarını görüyoruz. Örneğin, 1 Cemâziye’l-evvel 1009’da İpek kazasına atanan Mevlânâ Mustafa, üç yıldan fazla zaman önce Karadağ kazasından munfasıl olmuştur. Çavuşbaşı Mustafa Ağa’nın üç yıldan fazla zaman-ı infisâli olduğu ve ehl-i ilm olduğu yönündeki arzı ile ataması gerçekleşmiştir.63 27 Cemâziye’l-evvel 1009’da yapılan bir atamaya göre ise, Dıraç kazasından beş yıldan fazla zaman-ı infisâli olan Mevlânâ Ahmed, sefer mühimmâtı için yaptığı hizmeti karşılığında 100 akçe ile Selne’ye atanmıştır.64 Benzer şekilde, 1 Ramazan 1009’da Sirebreniçe kazasına atanan Mevlânâ Seyyid Muhyiddin Vidin Kazasından dört yıl önce munfasıl olmuştur. Defterdâr Efendi, Muhyiddin’in hala Vidin kazası için, koyun akçesinden hazineye iki yüz elli altın teslim ettiğini bildirmiş ve 150 akçe ile Sirebreniçe kazasına atanmıştır.65

Yukarıda verilen örneklerden yola çıkarak sorulabilecek bir başka soru ise, acaba kadılar infisâl dönemlerinde ilmiye dışında başka görevlerde mi bulunmuşlardı? Yukarıdaki örneklerde bahsedilen kadıların infisâl dönemlerinde görev başarısı göstermiş olmaları, bu dönemin tamamını aslında, İstanbul’da geçirmediklerine ve infisâl döneminde ilmiye sistemi dışında görevlerde bulunduklarına işaret etmektedir. Zira, infisâl döneminde kadıaskerlik meclisine kimlerin, ne kadar süreyle, ne oranda katıldıkları ve ne tür vazifeler aldıkları soruları cevaplandırılmayı beklemektedir. Nitekim, bununla ilgili daha açık bir örnek, yine çalışma konusu defterde bulunmaktadır. 1 Şaban 1009 yılına ait bir atama kaydında,

63 21a.

64 22a. 65 28b.

Benzer Belgeler