• Sonuç bulunamadı

4. TARTIŞMA

4.1. İn vitro Ortamda Bitki Ekstraktının Antioksidant Aktivitesi

Antioksidant bileşiklerin aktiviteleri, radikalik zincir reaksiyonlarını önleme, metal iyonlarını şelatlama, peroksit oluşumunu engelleme, radikal giderme veya indirgeme kuvveti gibi temel antioksidatif özelliklerden kaynaklanmaktadır.

Antioksidant aktivite ile ilgili çalışma çerçevesinde P terebinthus (çedene, menengiç), M. alba (dut), S. multicaulis (adaçayı) bitkilerinin su ve etanol ekstrelerinin antioksidan ve antiradikal özellikleri ile ilgili yaptığımız bu çalışmada toplam antioksidan kapasite, indirgeme gücü kapasitesi, metal şelatlama aktivitesi, DPPH• serbest radikali giderme aktivitesi, ABTS•+ radikali giderme aktivitesi, süperoksit anyon radikalleri giderme aktivitesi, H2O2 giderme aktivitesi ile FRAP testi gibi farklı antioksidan metotlar ve ek olarak toplam fenolik bileşik miktarı tayini kullanılarak farklı konsantrasyonlarda ayrı ayrı belirlenmiştir.

Ekstrelerin değişik metotlarla yapılan antioksidant tayinleri arasında ilişki bulunabilir. Örneğin bir bileşiğin sahip olduğu indirgeme kuvveti o bileşiğin antioksidant aktivite sergilemesinde önemli bir etken olabilir [142]. Ancak antioksidant karakter değişik yollar ve mekanizmalar ile yürüyebilir. Örneğin, oksidasyon geçiş metalleri tarafından hızlandırıldığı bir sistemde, antioksidant bileşiğin indirgeme kuvveti, antioksidant özellik bakımından çok önemli olmayabilir. Bir ekstrenin veya bileşiğin sadece metal bağlayabilme özelliğinin olması bile böyle bir sistemde oksidasyon hızını yavaşlatacaktır. Metal şelatlayıcı ajanlara sahip bir ekstre veya bileşiğin antioksidant karakteri, onun indirgeme kuvveti veya sahip olduğu hidroksil gruplarından ziyade ortamda bulunan metalleri uzaklaştırma özelliğinden kaynaklanmaktadır. Oksidasyonun singlet oksijen tarafından indüklendiği sistemlerde ise etkili antioksidantlar singlet oksijeni bertaraf edebilen bileşiklerdir. Buna örnek olarak karotenoidler verilebilir [147]. Bütün bu özelliklerden dolayı antioksidant bileşikler sahip oldukları antioksidatif etkinliklerini geçiş metallerini bağlama, peroksitleri parçalama, hidrojen koparılmasını engelleme, radikal giderme gibi değişik mekanizmalarla ortaya koyabilirler [148].

Bu çalışmada antioksidan aktivite tayinlerinin yapılabilmesi için hazırlanan her bir ekstrenin 50, 100, 250 ve 500 μg’lık veya 100 μg’lık miktarları kullanılmıştır. Çalışma sonunda elde edilen bulgularda her bir ekstrenin artan miktarı ile orantılı olarak antioksidan kapasitede ekstre miktarına bağlı olan bir korelasyon olduğu gözlenmiştir (Şekil 3.1-Şekil 3.32). Bu durum, ekstre miktarı arttıkça ekstrelerde bulunan etken madde

miktarının da artmasından kaynaklanmaktadır. Meydana gelen bu korelasyonunun sebebi bitkilerin içerdiği antioksidan etkiye sahip fenolik bileşikler (fenolik asit, flavonoidler, kumarinler vs.), azotlu bileşikler (alkaloidler, aminler vs.), vitaminler, terpenoidler gibi birçok serbest radikal temizleyici gruplar olabilir.

Cai ve ark. [149], Çin’deki antioksidan ve fenolik bileşikleri bulunan 112 çeşit şifalı bitkinin antikanser ilişkisini araştırmak için total antioksidan kapasitesine ve total fenolik içeriğinine bakmışlardır. Şifalı bitkilerdeki antioksidan kapasite ile total fenolik içerik arasında belirgin pozitif ilişki bulunmuş ve fenolik içeriğin antioksidan etkiyi oluşturan temel yapı olduğu düşünülmüştür. Diğer sebze ve meyvelere göre bu şifalı bitkilerin çok güçlü antioksidan aktiviteye ve yüksek fenolik bileşik içeriğine sahip olduğu tespit edilmiştir. Çin’deki şifalı bitkilerin doğal bileşimlerinin kemopreventif ajan kaynağı olarak kullanılabileceği ileri sürülmüştür.

Yaptığımız çalışmalarda bütün ekstrelerin toplam antioksidan aktivitesi sonuçları doğal ve standart bir antioksidant olan α-tokoferole nazaran çok yüksek aktiviteye sahip olduğu gözlenmiştir (Şekil 3.10). Ayrıca yine ekstrelerin peroksidasyonu inhibe etme yüzdelerinin çok kuvvetli ve sentetik birer standart antioksidant olan BHA ve BHT’ye yakın olduğu belirlenmiştir (Şekil 3.10). Ekstrelerin içinde en yüksek total antioksidant aktiviteye sahip olan ekstrenin Pistacia terebinthus çiçeklerinin su ekstresi olduğu gözlenmiştir. Ekstreler arasında linoleik asit emülsiyonun oksidasyonunu inhibe etme sıralamasında ise; BHT> BHA> PT Çiçek Su Ekstresi> PT Meyve Su Ekstresi> PT Tohum Etanol Ekstresi> PT Yaprak Su Ekstresi> PT Olgun Meyve Su Ekstresi> SM Çiçek Etanol Ekstresi> SM Meyve Su Ekstresi> MA Yaprak Etanol Ekstresi> SM Çiçek Su Ekstresi> SM Meyve Etanol Ekstresi> SM Tohum Etanol Ekstresi> SM Yaprak Su Ekstresi> PT Olgun Meyve Etanol Ekstresi> PT Meyve Etanol Ekstresi> PT Yaprak Etanol Ekstresi> SM Yaprak Etanol Ekstresi> SM Tohum Su Ekstresi> MA Ham Meyve Su Ekstresi> MA Meyve Su Ekstresi> PT Çiçek Etanol Ekstresi> MA Ham Meyve Etanol Ekstresi> PT Tohum Su Ekstresi> MA Yaprak Su Ekstresi> MA Meyve Etanol Ekstresi>α-Tokoferol şeklinde olduğu tespit edildi.

Ekstrelerin çoğu kontrol grubuna göre kuvvetli indirgeyici özelliğe sahiptir. Ekstrelerin indirgeme kuvvetleri standart bir antioksidant olan kuersetinle mukayese edildiğinde, P. terebinthus’ un çiçek etanol ekstresi kuersetinden oldukça yüksek bir aktivite sergilemektedir. P. terebinthus’ un bazı kısımlarının aktiviteleride kuersetinden düşük fakat yakın aktiviteler sergilemiştir. Ancak bu durum ekstrelerdeki maddelerin

indirgeme kuvvetinin kuercetinden daha düşük olduğunu göstermez. Ekstrelerdeki her bir bileşiğin saf halinin kuersetin ile mukayese edilmesi suretiyle ancak ekstrelerin indirgeme kapasiteleri hakkında bilgi verme imkanı sağlanabilirdi. 100 μg miktarındaki ekstrelerin sahip olduğu indirgeme kuvvetleri Tablo 3.2’de görülmektedir. Tablo 3.2’den de anlaşılacağı gibi ekstrelerin içerisinde en kuvvetli indirgeme P. terebinthus türü çiçeklerinin etanol ekstresinde olduğu gözlenmiştir. Ekstrelerin ve kuersetinin sahip olduğu indirgeme kuvvetlerinin; PT Çiçek Etanol Ekstresi> Kuersetin> PT Yaprak Su Ekstresi> PT Yaprak Etanol Ekstresi> PT Meyve Etanol Ekstresi> PT Çiçek Su Ekstresi> PT Meyve Su Ekstresi> SM Meyve Etanol Ekstresi> PT Olgun Meyve Etanol Ekstresi> PT Tohum Etanol Ekstresi> SM Tohum Etanol Ekstresi> SM Meyve Su Ekstresi> PT Olgun Meyve Su Ekstresi> MA Yaprak Etanol Ekstresi > MA Yaprak Su Ekstresi> MA Meyve Etanol Ekstresi> MA Ham Meyve Su Ekstresi> SM Tohum Su Ekstresi> MA Ham Meyve Etanol Ekstresi> PT Tohum Su Ekstresi> MA Meyve Su Ekstresi> SM Çiçek Su Ekstresi = SM Çiçek Etanol Ekstresi= SM Yaprak Su Ekstresi= SM Yaprak Etanol Ekstresi sıralamasına sahip olduğu gözlenmiştir. Bütün ekstrelerin total indirgeme kapasitelerine bakıldığında P.

terebinthus’ un yaprak ve çiçeklerinin aktivitelerinin daha yüksek olduğu, S. multicaulis

türünün çiçek ve yapraklarının aktivitelerinin ise çok düşük aktiviteye sahip oldukları gözlenmiştir. Bu durum ise S. multicaulis türünün çiçek ve yapraklarında bulunan indirgeyici bileşiklerinin çok fazla çözünememiş olmasından kaynaklanmış olabilir.

Fe+3’ü indirgeyici antioksidant güç (FRAP) testi sonuçlarına göre yine en yüksek aktiviteyi P. terebinthus türü çiçeklerinin etanol ekstresi göstermiştir. Ekstrelerin sahip olduğu indirgeme kuvvetlerinin PT Çiçek Etanol Ekstresi> PT Yaprak Etanol Ekstresi> PT Meyve Etanol Ekstresi> SM Çiçek Etanol Ekstresi> PT Çiçek Su Ekstresi = PT Yaprak Su Ekstresi> SM Yaprak Su Ekstresi> SM Çiçek Su Ekstresi> SM Meyve Etanol Ekstresi> PT Meyve Su Ekstresi> SM Yaprak Etanol Ekstresi> PT Olgun Meyve Etanol Ekstresi> SM Meyve Su Ekstresi> SM Tohum Etanol Ekstresi> > MA Yaprak Etanol Ekstresi> PT Tohum Etanol Ekstresi> MA Meyve Etanol Ekstresi> MA Ham Meyve Etanol Ekstresi> MA Yaprak Su Ekstresi> PT Olgun Meyve Su Ekstresi> SM Tohum Su Ekstresi>PT Tohum Su Ekstresi> MA Ham Meyve Su Ekstresi> MA Meyve Su Ekstresi sıralamasına sahip olduğu gözlenmiştir (Şekil 3.31).

FRAP testi ve indirgeme kuvveti belirleme testleri prensip olarak benzer görülmektedir. Fakat testlerin sonuçlarına bakıldığında bazı ekstreler için benzer sonuçlar bulunmuşsada, bazıları için çok farklı sonuçlar saptanmıştır. S. multicaulis’ in çiçek ve

yapraklarının indirgeme kuvvetleri kontrolle aynı bulunmuşken, yani hemen hemen hiç indirgeme kuvveti göstermemişken, FRAP testi sonuçlarına göre yüksek indirgeyici antioksidan güç göstermiştir.

Serbest radikallerin ortamdan uzaklaştırılmaları birçok biyomolekül için hayati öneme sahiptir. Çünkü radikalik zincir reaksiyonları radikaller ile başlamakta ve gelişmektedir. Böyle bir durumda yağ asitleri, proteinleri, monosakkaritleri ve hatta DNA gibi çok önemli biyomoleküllerin stabilitesi bozulmakta [147] kanser, damar tıkanıklığı gibi yüzden fazla hastalıklara, sebep olmakta ve yaşlanma gibi bir çok olguya neden olduğu bilinmektedir. Çalışmamızda serbest radikal olarak DPPH• ve ABTS•+ kullanılmıştır. Tablo 3.3’ te de görüldüğü gibi çalışmada kullanılan bütün ekstrelere göre

P. terebinthus türünün yaprak, çiçek ve meyve ekstrelerinin daha yüksek temizleme

aktivitesine sahip olduğu, en yüksek DPPH• radikallerini giderme aktivitesi ise P.

terebinthus’ un çiçek etanol ve yaprak etanol ekstrelerinde bulunduğu gözlenmiştir. Bu

durum P. terebinthus ekstrelerinin daha fazla radikal söndürücülere sahip olmalarıyla açıklanılabilir. Artan konsantrasyonlara da bağlı olarak ekstrelerin etkinliği karşılaştırıldığında ise 250 μl’den itibaren her farklı konsantrasyonda gittikçe azalan bir antioksidan kapasiteye sahip olduğu ve 500 μl ile 1000 μl’de çok az aktivite değişikliği gösterdiği saptanmıştır. Ekstrelerin içerisinde en yüksek DPPH giderme aktivitesine sahip olma sıralaması ise α-tokoferol> PT Çiçek Etanol Ekstresi = PT Yaprak Etanol Ekstresi > PT Yaprak Su Ekstresi > PT Olgun Meyve Etanol Ekstresi> PT Çiçek Su Ekstresi> SM Çiçek Etanol Ekstresi> PT Meyve Su Ekstresi> PT Meyve Etanol Ekstresi> SM Yaprak Etanol Ekstresi > SM Meyve Etanol Ekstresi> MA Yaprak Etanol Ekstresi> SM Yaprak Su Ekstresi> MA Meyve Etanol Ekstresi> SM Çiçek Su Ekstresi> SM Meyve Su Ekstresi> SM Tohum Su Ekstresi> MA Yaprak Su Ekstresi> PT Olgun Meyve Su Ekstresi> PT Tohum Etanol Ekstresi> MA Ham Meyve Etanol Ekstresi> SM Tohum Etanol Ekstresi> MA Ham Meyve Su Ekstresi> PT Tohum Su Ekstresi> MA Meyve Su Ekstresi> şeklindedir.

Çalışmamızda araştırdığımız bir diğer antiradikal test olan ABTS•+ giderme aktivitesi testi sonuçlarımıza göre bitki ekstrelerinin 100 μl’lik miktarlarının radikal giderme aktivitelerine bakıldığında P. terebinthus çiçek, yaprak ve meyvelerinin etanol ekstrelerinin aktivitelerinin yüksek olduğu, ekstrelerin kuvvetli bir şekilde ABTS•+ radikalini giderdiği tespit edilmiştir. ABTS•+ radikali, antioksidan maddeler ile kimyasal tepkimeye girerek bir elektron transfer eder ve radikal olmayan ABTS•+ maddesine

dönüşmektedir. ABTS•+ radikali 734 nm’de absorbans veren renkli bir maddedir ve dolayısıyla bu dalga boyundaki absorbans azalması antioksidan aktivitenin hesaplanmasında kullanılmaktadır. Ekstrelerin içerisinde en yüksek ABTS giderme aktivitesine sahip olma sıralaması ise PT Çiçek Etanol Ekstresi> PT Meyve Etanol Ekstresi> PT Yaprak Etanol Ekstresi> PT Yaprak Su Ekstresi> PT Çiçek Su Ekstresi> PT Meyve Su Ekstresi> SM Çiçek Su Ekstresi> PT Olgun Meyve Etanol Ekstresi> SM Yaprak Su Ekstresi> SM Yaprak Etanol Ekstresi> SM Çiçek Etanol Ekstresi> PT Olgun Meyve Su Ekstresi> SM Meyve Etanol Ekstresi> SM Meyve Su Ekstresi> SM Tohum Su Ekstresi> MA Meyve Etanol Ekstresi> PT Tohum Su Ekstresi> MA Yaprak Su Ekstresi> PT Tohum Etanol Ekstresi> MA Yaprak Etanol Ekstresi> MA Ham Meyve Su Ekstresi> MA Ham Meyve Etanol Ekstresi> SM Tohum Etanol Ekstresi> MA Meyve Su Ekstresi> şeklinde olduğu tespit edilmiştir (Şekil 3.32).

Süperoksit anyon radikallerinin organizmada meydana gelebileceğinden daha önceden bahsedilmişti. Süperoksit anyon radikalleri lipit peroksidasyonuna sebep olan radikallerdir. Bu radikaller biyokimyasal yapılar ile tekimeye girerek doku hasarlarına sebep olurlar [56]. Ayrıca lipit peroksidasyonunu başlatan hidroksi radikali gibi daha aktif radikalleri oluşturabilirler. Süperoksit anyon radikalleri Fe3+

’ü Fe2+

’ye indirgeyebilirler. Fe2+ ise Fenton reaksiyonu ile hidrojen peroksitle tepkimeye girerek oldukça reaktif olan OH• radikallerinin oluşumuna sebep olurlar. Bilindiği gibi Fe+2 nin oksidasyonu sonucu bir ara kompleks oluşmakta ve bu ara kompleks daha sonra Fe+3

ve O2•-’te dönüşmektedir. Bunun yanı sıra bazı metabolik olaylarda laktoperoksidaz enzimi H2O2’i GSH varlığında suya dönüştürmekte ve bu arada açığa su çıkmakta ve GS radikali meydana gelmektedir. Daha sonra bu radikalin GSH’ın iyonlaşma formu ile etkileşebilmekte ve bunun sonucunda farklı bir GSSG meydana gelmektedir. Bu GSSG’nin oksidasyonu sonucu normal GSSG ile O2•- meydana gelmektedir. Ayrıca O2•-’in nonoenzimatik elektron transferleri sonucu da oluşabilmektedir. Bunlar gibi farklı metabolik durumlarda organizmada O2•- oluşabilmektedir. İşte bütün bu durumlardan dolayı canlı organizmalar için O2•-’in giderilmesi oldukça önemlidir.

Tez kapsamında yapılan çalışmalarda bütün ekstrelerden en yüksek süperoksit giderme aktivitesinin su ekstrelerinde olduğu belirlenmiştir (Tablo 3.4). Ekstrelerin çoğunun standart bir antioksidant olan α-tokoferol’den yüksek süperoksit giderme aktivitesi sergiledikleri görülmüştür. Bütün ekstreler içerisinde ise en yüksek süperoksit giderme aktivitesinin S. multicaulis türünün çiçeklerinin su ekstresinde olduğu

belirlenmiştir. Ekstrelerin içerisinde en yüksek süperoksit giderme aktivitesine sahip olma sıralaması ise SM Çiçek Su Ekstresi> SM Yaprak Su Ekstresi> BHA> MA Ham Meyve Su Ekstresi> SM Tohum Su Ekstresi> SM Meyve Su Ekstresi> PT Olgun Meyve Su Ekstresi> MA Meyve Su Ekstresi> MA Yaprak Su Ekstresi> PT Tohum Su Ekstresi> PT Çiçek Su Ekstresi> PT Meyve Su Ekstresi> PT Yaprak Su Ekstresi> PT Yaprak Etanol Ekstresi> PT Çiçek Etanol Ekstresi> BHT> MA Ham Meyve Etanol Ekstresi> MA Yaprak Etanol Ekstresi> SM Çiçek Etanol Ekstresi> α-Tokoferol> SM Yaprak Etanol Ekstresi> MA Meyve Etanol Ekstresi> PT Meyve Etanol Ekstresi> SM Tohum Etanol Ekstresi> PT Tohum Etanol Ekstresi> SM Meyve Etanol Ekstresi> PT Olgun Meyve Etanol Ekstresi şeklindedir.

H2O2 bir serbest radikal değildir, fakat membranı baştan sona geçebilir ve membrandaki birçok bileşiği de oksitleyebilir. Daha önceden de anlatıldığı gibi H2O2, süperoksit dismutaz ve diğer birçok enzim tarafından in vivo olarak meydana getirilebilir. H2O2 mikromolar düzeyde daha az reaktiftir, fakat yüksek düzeyde birçok selülar enerji üretim sistemlerine saldırabilmektedir. Örneğin bir glikolitik enzim olan gliseraldehit-3- fosfat dehidrogenaz metal iyonlarının varlığında hidroksil radikallerini de oluşturabilmektedir. Ayrıca oksijenin de meydana geldiği bu reaksiyonu hızlandırmaktadır.

Bu çalışmada ekstrelerin sahip oldukları H2O2 giderme aktiviteleri de araştırılmış ve Şekil 3.25’ de görüldüğü gibi bu çerçevede yapılan çalışmalarda bütün ekstrelerde en yüksek H2O2 giderme aktivitesi P. terebinthus su ekstrelerinde görülmüştür. Etanol ekstreleri ise birer standart antioksidant olan BHA ve BHT’den yüksek H2O2 giderme aktivitesine sahiptirler.

Metal şelatlamada, lipit peroksidayonuna sebep olan metaller tutukladığından dolayı büyük bir önem arz etmektedir [146]. Fenton reaksiyonunda daha önceden anlatıldığı gibi antioksidant kapasite açısından OH• radikallerinin oluşmasına sebep olan Fe+2 ve Cu+ gibi merallerinin tutuklanması son derece önemlidir. Bu metal iyonlarının bulunması OH• radikalleri gibi reaktif radikallerin meydana gelmesini sağlar.

Total indirgenme kapasitesi, antioksidan maddelerin indirgeyici özelliklerinin olabilmesi esasına dayanmaktadır. İndirgeyici antioksidanlar, oksidan maddeleri indirgeyerek bunların zararlı etkilerini inhibe ederler. Total indirgenme kapasitesi; ferik iyonlarını (Fe3+

) ferröz iyonlarına (Fe2+

) indirgeme ve kuprik iyonlarını (Cu2+

) kupröz iyonlarına (Cu+

) indirgeme kapasitelerine göre hesaplanmaktadır. Ferrik iyonlarını (Fe3+ ) ferröz iyonlarına (Fe2+

antioksidan kapasitesi olan bir madde eşliğinde Fe(CN6)-4 ferrosiyanata dönüşmektedir. Burada ferrik iyonları (Fe3+) ferröz iyonlarına (Fe2+

) indirgenmektedir. Kalitatif veya kantitatif indirgenme tayini için ortama FeCl3 ilave edilir. İndirgenmiş ürüne Fe3+ ilavesi, 700 nm’de güçlü absorbansa sahip olan Prussian mavisi renginde bir kompleks olan Fe4[Fe(CN)6]3 oluşumuna yol açar. Absorbansdaki artış, kompleksin oluşumundan kaynaklanan artışı ve dolayısıyla indirgenme kapasitesini göstermektedir [150].

Ferröz (Fe2+

) iyonu gibi iyonik türler, organizmada serbest radikal ve reaktiflerin üretimini arttırdığı için bu metallerin etkisi minimize edilmelidir. Bunu sağlamak için ise metal iyonlarının şelatlanması önemli bir yoldur. Metal iyonları şelatlama aktivitesi metallerin katalizlediği oksidasyon reaksiyonlarını engellemek veya geciktirmek için sıklıkla kullanılan önemli bir antioksidan metoddur. Fenton reaksiyonları sonucunda hidrojen peroksite göre daha reaktif ve metabolizmaya daha zararlı hidroksil radikali oluşmaktadır. Bundan dolayı ferröz iyonlarının (Fe2+

) ortamdan giderilmeleri veya uzaklaştırılmaları gerekmektedir. Fenton tipi reaksiyonlarda peroksitlerin ortamda bulunmaları esnasında ferrik iyonları oluşur fakat ferröz iyonları (Fe2+), ferik iyonlarından (Fe3+) on kata daha fazla reaktif oldukları için negatif etkiler büyük ölçüde giderilmiş olur [151]. Ferrozin, ferröz iyonları (Fe2+) gibi metal iyonları ile kompleks oluşturmaktadır. Oluşan renkli ferrozin-metal kompleksi ise 562 nm’de maksimum absorbans sergilemektedir. Antioksidan maddeler metal şelatlayıcı olarak görev yaparak ferrozin- metal kompleksinin bozulmasına sebep olur. Dolayısıyla metal şelatlama aktivitesinde 562 nm’de absorbansta meydana gelen azalma metal şelatlama miktarını verir.

Çalışma kapsamında kullanılan ekstrelerin Fe+2

iyonu şelatlama aktiviteleri incelenmiştir. Metot olarak indirgeme kuvveti ile metal şelatlama aktiviteleri arasında bir benzerlik olmasına rağmen temelde birbirinden tamamen farklıdır. Çünkü metal şelatlamada metal iyonları tutuklanırken, indirgeme kuvvetinde ise indirgeme söz konusudur. Ekstrelerin metal şelatlama sıralaması ise PT Olgun Meyve Su Ekstresi> SM Tohum Su Ekstresi> MA Yaprak Su Ekstresi> PT Tohum Su Ekstresi> PT Meyve Su Ekstresi>BHA> SM Meyve Su Ekstresi> MA Ham Meyve Su Ekstresi> PT Yaprak Su Ekstresi> MA Meyve Su Ekstresi> PT Çiçek Su Ekstresi> SM Çiçek Su Ekstresi> SM Tohum Etanol Ekstresi> α-tokoferol> PT Tohum Etanol Ekstresi> MA Yaprak Etanol Ekstresi> PT Çiçek Etanol Ekstresi= MA Meyve Etanol Ekstresi>BHT> SM Yaprak Su Ekstresi> MA Ham Meyve Etanol Ekstresi> PT Meyve Etanol Ekstresi> SM Yaprak

Etanol Ekstresi> SM Çiçek Etanol Ekstresi>PT Yaprak Etanol Ekstresi> PT Olgun Meyve Etanol Ekstresi> SM Meyve Etanol Ekstresi şeklinde artmaktadır (Şekil 3.29, Tablo 3.5).

Bir ekstrenin antioksidant aktivitesini çok değişik faktörlerin etkileyebilmesi, antioksidant aktiviteye sebep olan ana kaynağın diğer faktörlerin katkısının tespitini zorlaştırmaktadır. Ana etkenin ne olduğunun tespiti için ekstredeki her bir bileşik hakkında indirgeme gücü, serbest metal bağlayabilme, radikal giderme, peroksit giderme, süperoksit giderme kapasiteleri gibi çok sayıda veriye ihtiyaç vardır.

Total antioksidant aktivitenin düşük olduğu ekstrelerdeki bileşiklerin antioksidant aktivitelerinin de düşük olacağını söylemek mümkün değildir. Ekstrelerde oksidasyonu hızlandırıcı maddelerin varlığı (serbest geçiş metalleri gibi), o ekstrede bulunabilecek yüksek antioksidant aktiviteye sahip bileşiklerin etkisini perdeleyebilir. Bu sebeple fenolik bileşik miktarı ve indirgeme kuvveti yüksek olan ekstrelerde düşük antioksidant aktivite gözlenebilir. Sonuçlarımıza göre en yüksek fenolik bileşik miktarları Şekil 3.30 ve Tablo 3.6 de de görüldüğü üzere kuercetin bakımından S. multicaulis’in yapraklarının su ekstresinde, pirokatekol bakımından ise S. multicaulis’in çiçeklerinin su ekstresinde; en düşük sonuçlar ise kuersetin ve pirokatekol bakımından Morus alba ham meyve etanol ekstrelerinde bulunduğu gözlenmiştir. Ayrıca ekstrelerin yüksek antioksidant aktiviteye sahip olması onlardaki bileşiklerin de yüksek antioksidant aktiviteye sahip olacağını göstermez. Ekstrenin yüksek aktivitesi, ekstrelerde bulunan birden fazla maddenin sinerjist etkisinden de kaynaklanabilir ve bileşiklerin ayrı ayrı antioksidant aktiviteleri gözlendiğinde aynı aktivite elde edilebilir.

Gıda endüstrisinde lipid oksidasyon inhibitörü olarak kullanılan bütillenmiş hidroksitoluen (BHT) ve bütillenmiş hidroksianisol (BHA) gibi sentetik antioksidanların sağlığa zararlı etkilerinin belirlenmiş olması nedeniyle [152], son yıllarda doğal antioksidanlar üzerindeki araştırmalar yoğunlaşmıştır. Dünyada başlıca Akdeniz bölgesinde yetişen 20 Pistacia türünden birisi olan Pistacia terebinthus L. [80], halk arasında bronşit, astım, soğuk algınlığı, mide rahatsızlıkları tedavisinde kullanılmaktadır.

Topçu ve ark. yaptığı çalışmada, Pistacia terebinthus L. subsp terebinthus L. nin meyvelerinin aseton ve metanol ekstraktları, toplam fenolik ve flavonoid içeriğini, DPPH•

Benzer Belgeler