• Sonuç bulunamadı

B. MÂTURÎDÎ’NİN HAYATI

3. İmanda İstisna

İstisna kelimesi senê (ىنث) fiilinden türeyen istesnê (ىنثتسا) fiilinin masdarıdır. İstisna, bir şeyi genel kuralların ve hükümlerin dışına çıkarmaktır.291

Mü’min olan birinin “Ben mü’minin” derken “İnşâallah” diyerek imanda is- tisna yapmasını Ebu’l-Leys kabul etmemektedir.292

Çünkü iman bir akitttir der. İmanda istisnanın olması imanı geçersiz kılar.293

Semerkandî bu görüşünü Biz âlem- lerin rabbine iman ettik.294 Onlar gerçek mü’minlerdir.295 İşte gerçek kâfirler on- lardır.296 ve Onlar küfür ve iman arasında bocalarlar. Ne kâfirlere ne de mü’minlere bağlanırlar297

ayetleriyle desteklemektedir.298 Biz âlemlerin rabbine iman ettik diyen sihirbazlardır. Onlar “iman ettik” derken istisnada bulunmadan ”iman ettik” demiş- lerdir. Diğer ayetlerde ise Allah Teâlâ iman bakımından insanları “gerçek kâfirler”, “gerçek mü’minler” ve “iman ve küfür arasında bocalayanlar” yani münafıklar ol- mak üzere üç grup olarak zikretmiştir. Semerkandî bu ayetlerde istisnanın bulunma- masını ve Allah Teâlâ’nın dördüncü bir sınıfı zikretmemesini imanda istisnanın ol- mayağına delil olarak göstermiştir. İstisna olması durumunda bütün bu akitler geçer- siz kalacaktır.299

Semerkandî, Rabbi ona teslim ol dediğinde ben âlemlerin rabbine teslim oldum dedi.300 ayetinde de istisnanın yer almamasını görüşüne delil olarak sunmuştur.301

Gerçek mü'minler o kimselerdir ki, Allah anıldığı zaman kalpleri titrer. Kendilerine Allah’ın ayetleri okunduğunda bu onların imanlarını artırır ve ancak Rabblerine dayanıp güvenirler.302 ve Namazlarını özenle kılarlar kendilerine verdik-

lerimizin bir kısmını da Allah yolunda harcarlar.303

Allah Teâlâ burada müminlerin birtakım özelliklerini sıralamaktadır.304

Bu ayetler müminlerin özelliklerinin söylen-

291

Abdulhamid Ömer, Mu’cemu’l-Lugati’l-Arabiyyeti’l-Meâsıra, III/1850.

292 Ebu’l-Leys, Bustanü’l-Arifin, s. 396. 293 Ebu’l-Leys, Şerhu’l-Fıkhi’l-Ekber, s. 14. 294 A’raf, 7/121. 295 Enfal, 8/4. 296 Nisa, 4/151. 297 Nisa, 4/143. 298 Ebu’l-Leys, Şerhu’l-Fıkhi’l-Ekber, s. 14. 299 Ebu’l-Leys, Şerhu’l-Fıkhi’l-Ekber, s. 14. 300 Bakara 2/131. 301 Ebu’l-Leys, Şerhu’l-Fıkhi’l-Ekber, s. 15. 302 Enfal, 8/2. 303 Enfal, 8/3. 304 Ebu’l-Leys, Bustanü’l-Arifin, s. 396.

diği ayetlerdendir305

ve herhangi bir istisna yapılmamıştır. Kur’an-ı Kerim’de namaz oruç gibi ibadetler farz kılınmıştır. Eğer kişinin imanında şüphesi varsa bu ibadetler ona farz olmazdı. Oysa ki Allah bu ibadetleri mü’minlere farz kılmıştır. Mü’min ol- mayanara farz kılmamıştır. Bu da istisnayı mümkün kılmamaktadır.306

Semerkandî’ye göre kişi son nefesine kadar mü’min kalıp kalmayacağını bilmemektedir. Bundan dolayı kişi iman üzerine ölüp ölmeyeceğini bilemeyeceği için istisna yapması mümkündür. Hatta bu durumda istisna vacip olmaktadır. Bu du- rum kişinin iman üzerine sebat etmesiyle ilgili şüpheli bir durum olmasından dolayı istisnanın olmasını mümkün kılmaktadır.307 Zira mü’min imanının tehlikeye düşme- sinden her an korkmalıdır. Bunun için her zaman Allah’a yalvarıp iman üzere sabit olmasını dilemelidir. İbrahim (a.s) da kendisi ve oğullarının daima iman üzerine ol- malarını Allah’tan niyaz etmiştir.308

Ancak “İnşallah ben müminim.” diye imanda istisna yapıldığında bu caiz olmamaktadır.309

Sonuç olarak Ebu’l-Leys istisnayı iman üzerinde kişinin sebat edip etmeyeceğini bilmediğinden dolayı sadece bu du- rumda kabul etmektedir. İstisna yeni bir şeye başlanırken kullanılmakta geçmiş ve şuanki zaman için kullanılmamaktadır.310

“Bu erkektir, bu kadındır inşallah” gibi gerçekleşmiş bir şeyde istisna mümkün değildir.311

İstisna ancak şüpheli olan şeyler- de meydana gelir. Hiçbir şey için bunu yarın kesinlikle yapacağım deme.312 ayeti de bunu göstermektedir.313

Bu konuda İmam Mâturîdî Tevhid inancını dile getirirken inşallah denilme- mesi gerektiğini savunmaktadır. Böyle bir konuda inşallah diyen kimse şüphe ve tereddüdünü dile getirmiş olmaktadır.314

Kişinin, mü’min olduğunu kesin bir ifadey- le ifade etmesi gerekmektedir. Bu konuda inşallah denilmemeli, çünkü tamamının bulunmasıyla oluşacak bir kavram “inşallah” deyince oluşmamaktadır.315

Halbuki

305 Ebu’l-Leys, Bustanü’l-Arifin, s. 397. 306

Ebu’l-Leys, Bustanü’l-Arifin, s. 397.

307Ebu’l-Leys, Şerhu’l-Fıkhi’l-Ekber, s. 15. 308 Ebu’l-Leys, Tefsiru’l-Kur’an, III/355.

309 Ebu’l-Leys, Şerhu’l-Fıkhi’l-Ekber, s. 11; Beyanu’l-İman, s. 2. 310

Ebu’l-Leys, Bustanü’l-Arifin, s. 398.

311 Ebu’l-Leys, Şerhu’l-Fıkhi’l-Ekber, s. 15; Beyanu’l-İman, s. 2. 312 Kehf, 18/23.

313 Ebu’l-Leys, Şerhu’l-Fıkhi’l-Ekber, s. 15. 314 Mâturîdî, Te’vilatü’l- Kur’an Tercümesi, I/44. 315

Allah Teâlâ Mü’minler Allah’a ve rasülüne iman edip bunda şüpheye düşmeyen kim- selerdir.316 buyurmaktadır. Biz Allah’a inandık deyiniz.317 ayeti de imanda istisna yapanın görüşünü çürütmektedir. Allah Teâlâ Müslümanlara mü’min olduklarını kesin bir dille söylemelerini emretmektedir.318 Aynı zamanda Allah, bu beyanında imanın kesin bir şekilde ifade edilmesini övgüye mazhar kılmaktadır.319

Yine Allah Teâlâ birçok yerde kesin bir niteleme ile Ey Müminler! diye hitap etmektedir. Buna göre Allah’ın bu hitaplarının içerdiği emir, yasak, vaat, tehdit, özendirme ve caydır- malardan herhangi birinde istisna yapmak mümkün görünmemektedir.320 Şu da var ki halk arasında kesin olan bir konuda istisna kullanılmaz, zan ve şüphe mevzularında kullanılır.321

Mâturîdiyye’nin bu konudaki görüşüne baktığımızda onlar imanda istisnanın olmayacağını söylemekteler. Kişinin “İnşallah ben mü’minim.” gibi bir ifade kul- lanmayıp322

“Ben gerçekten mü’minim.” demesi gerekmektedir.323 “İnşallah ben mü’minim.” demek şüphe ve kararsızlık ifade eder, kesinlik ifade etmez.324 İstisna kesin olarak belirli olmayan hususlarda kullanılır zan ve tahmin gibi bir mana ifade eder.325 Ancak kişinin istisnayı kullandığı zamana bakılır “ben yarın inşallah mü’min olacağım” derse bu caizdir fakat bunun dışındaki zamanlar kabul edilmez.326

Görüldüğü üzere imanda istisna meselesinde Ebu’l-Leys, Mâturîdî âlimleriy- le aynı görüşü paylaşmakta ve istisnayı reddetmektedir.

Benzer Belgeler