• Sonuç bulunamadı

2.2.1. İlköğretim

Bir ülkede eğitim sistemi belli basamaklarından oluşur ve örgün eğitimin ilk basamağını da ilköğretim oluşturur. Dolayısıyla ilköğretim kurumlarını geliştirmek, tüm vatandaşları ilköğretim kurumlarında eğitmek devletin temel görevleri arasında yer almaktadır (Başaran, 1996; 75). Nitekim, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesinin 26. maddesinde de

ilköğretimin önemine değinilerek "Herkes eğitim hakkına sahiptir ve en azından eğitimin ilk ve temel aşaması parasızdır. İlköğretim zorunludur." ifadesine yer verilmektedir (Aslan, 2007; 3).

Türkiye koşullarında, ilköğretimi bitiren pek çok bireyin sonraki eğitim basamaklarına devam etmemesi, ilköğretim programlarının sistemli ve dikkatli bir biçimde değerlendirilmesini gerekli kılmaktadır. İlköğretim, toplumun temel kültürünü geliştirerek, yeniliklerin yurt çapında yayılmasını sağlamaktadır. Bireylerin ilköğretim basamağında kazandıkları temel bilgi, beceri, görüş ve tutumlar sonraki yaşamları boyunca etkin bir yere sahip olacaktır. Okuma-yazma, temel matematik işlemlerini yapabilme, karşılaştıkları problemlerle başa çıkabilme becerileri ve daha sonraki eğitim basamağı için yeterli bilgi ve becerilere sahip olma bunlardan bazılarıdır (Aslan, 2007; 4).

Türkiye’ de ilköğretim, tüm vatandaşlar için zorunludur ve 6- 14 yaş arasındaki tüm öğrencileri kapsamaktadır.

Milli Eğitim Temel Kanunu’ndaki ilköğretimin amaç ve görevleri, milli eğitimin genel hedeflerine ve temel ilkelerine uygun olarak;

Her Türk çocuğuna iyi bir vatandaş olmak için gerekli bilgi, beceri, davranış ve

alışkanlıkları kazandırmak; onu milli ahlak anlayışına uygun olarak yetiştirmek,

Her Türk çocuğunu ilgi, istidat ve kabiliyetleri yönünden geliştirerek hayata ve üst

öğrenime hazırlamak,

İlköğretimin son ders yılının ikinci yarısında öğrencilere, orta öğretimde devam

edilebilecek okul ve programların hangi mesleklerin yolunu açabileceği ve bu mesleklerin kendilerine sağlayacağı yaşam standardı konusunda tanıtıcı bilgiler vermek üzere rehberlik servislerince gerekli çalışmalar yapmaktır (MEB, 2010c; Erişim tarihi: 18.03.2010).

İlköğretim kurumlarının temel hedefi; ‘‘üreten, bilimsel düşünen ve bilimin gücüne inanan, eleştirel düşünebilen ve çağdaş bireyler yetiştirmek olmakla beraber; genel kültür sahibi, bilinçli, bilgili, sorunlara duyarlı, sorunlarla başa çıkabilen, ülkesini ve milletini seven bireyler yetiştirmek ve bu bireylerin zihinsel, duyuşsal ve bedensel olarak gelişmelerine yardım etmektir (Uğur, 2006; 4)’’. Öğrencilerin ilköğretim dönemindeki yaşantıları, sonraki eğitim yaşamlarında başarılarını etkilemekte ve yaşamlarının geri kalan kısmındaki öğrenme eğilimlerinde belirleyici rol oynamaktadır

2.2.2. Hayat Bilgisi Dersi ve Önemi

Hayat Bilgisi, anaokulu sınıflarında başlayıp ilkokul sınıflarında devam eder. Okula başlamadan önce çocukların dünyası, aileleriyle ve ailelerin çocuklara sağlayabildiği imkanlardan oluşmaktadır. Okula başlayan çocuk, yeni imkanlarla karşılaşarak daha geniş bir dünyaya açılır ve yeni insanlar tanımaya, yeni deneyimler edinmeye başlar.

Hayat Bilgisi dersi, toplu öğretim yaklaşımına dayalı olarak oluşturulmuş bir derstir. Çocukların hem kendilerini hem de içinde yaşadıkları toplumu ve dünyayı tanımaları için tasarlanan bu ders, 1924, 1936, 1948, 1968, 1998 ve 2005 ilköğretim programlarında yer almıştır. 2010 yılı programında da aynı adla yer almaktadır (MEB, 2010a; 4).

Çocuğun çevresine etkin biçimde uyum sağlaması, iyi bir insan ve vatandaş olması için gereken davranışları kazandırmak eğitimin genel amacıdır. Etkili vatandaş; düşünen, duyarlı ve yeterlikli vatandaştır. Düşünen vatandaş, yaşamla ilgili temel kavram ve genellemeleri anlayan, bunları problem çözümlerinde ve aldığı kararlarda kullanan bireydir. Duyarlı vatandaş, temel demokratik değerlere sahip olan ve bu değerleri yaşadığı ortamlarda kullanan bireydir. Yeterlikli vatandaş ise, yaşamını etkili bir şekilde sürdürebilmek için gereken beceri birikimine sahip olan ve kullanan bireydir. Bu üç boyutun etkili bir vatandaşta bulunması gerekir ve Hayat Bilgisi Dersi de bu amacı gerçekleştiren ilk derstir ve ilköğretimin ilk üç sınıfında yer alır ve doğal, toplumsal, sanatsal, çağdaş düşünce ve değerlerin bileşkesinden oluşur (Sönmez, 2010; 2). Bu ders ile çocuk, insan topluluğu ve insan ilişkileri hakkındaki ilk esasları öğrenir (Öztürk ve Dilek, 2005; 65). Çünkü ‘‘vatandaş yetiştirme programı’’ olarak adlandırabileceğimiz Hayat Bilgisi dersinin temel amacı, çocukları etkili vatandaşlar olarak topluma hazırlamaktır. (Tanrıöğen ve diğerleri, 2005; 65).

Hayat Bilgisi dersi, ilk üç sınıftaki derslerin merkezini oluşturur, aynı zamanda dört ve beşinci sınıftaki derslerin de temelini oluşturur. Bu nedenle mihver ders olarak kabul edilmiştir. Mihver ders, programda merkezi bir konuma sahip derstir. İlköğretimin ilk yıllarındaki çocukların öğrenme özellikleri gereği, tek tek parçaları öğrendikleri zaman parçalardan farklı özellikteki bütünü algılayamadıkları bilinmektedir. Bu özellikleri dikkate alınarak, Hayat Bilgisi dersi konuları bir bütün halinde ele alınmıştır. Hayat Bilgisi dersinde, çocuğun duyu organlarıyla algılayabildiği çevreyle ilgili konular, bilimsel bir görüşle değil, çocuğun çevreyle olan ilişkileri yönünden ele alınmalıdır. Bunu bölümlere ayırmak gerekirse,

birinci sınıflarda; en yakın çevre (aile ve okul), ikinci sınıflarda; içinde bulunulan yakın çevre (komşu köy ve kasaba) içindeki konular ele alınmalıdır (Binbaşıoğlu, 2003; 15).

Çocuk bu dersle çevresini, kendisini tanıyarak ve kendisini çevresiyle bütünleştirerek, yaşayarak öğrenir. Dolayısıyla çocuk, kendisinin birey olduğunun farkına varır ve çevresine uyumu gerçekleşir (Demirkaya, 2005; 78).

Hayat Bilgisi öğretiminde gözlem, inceleme, deney, araştırma gibi etkinlikler kullanılarak çocuğun hayal dünyasından gerçekler dünyasına çekilmesi sağlanmalıdır. Çocuk herhangi bir nesneye dokunabilmeli, onu görebilmeli, sınıflandırabilmeli, sıralayabilmeli, karşılaştırabilmeli ve kendi cümleleriyle ifade edebilmelidir (Akınoğlu, 2005; 4).