• Sonuç bulunamadı

2.5. İLKÖĞRETİM HAYAT BİLGİSİ ÖĞRETİM PROGRAMINDA YER

2.5.1. Eleştirel Düşünme

2.5.1.1. Eleştirel Düşünme Nedir?

Bireylerin günümüz koşullarına ve gelecekteki dünya koşullarına uyum sağlayabilmeleri için sahip olmaları gereken en önemli becerilerden birinin “eleştirel düşünme” olduğu pek çok bilim adamı tarafından ifade edilmiştir. Özellikle son 20 yılda, bilginin doğası, öğrenmenin nasıl meydana geldiği, öğrencinin ve öğretmenin sınıftaki konumları ile ilgili düşüncelerin değişmesi ile eleştirel düşünme eğitiminin de önemi artmıştır (Akar, 2007; 2).

Bilim ve teknoloji alanındaki hızlı ilerleme ve bilginin hızla artması, ülkelerin eğitim sistemleri ile araştırmacı, sorgulayıcı ve eleştirici, katılımcı, başkalarına hoşgörülü ve saygılı, yeniliklere uyum sağlayan, düşüncelerini kısa sürede uygulamaya dönüştürebilen, problemleri hissedip bunlara kısa sürede çözüm bulan, yaratıcı ve aktif bireyler yetiştirmeyi amaç haline getirmelerine sebep olmuştur. Tüm bu özellikler bizi eleştirel düşünmenin özünü oluşturan bileşenlere götürmektedir (Şentürk, 2009; 189).

Eleştirel düşünme farklı tanımları aşağıdaki gibidir (Akt: Şahinel, 2007; 4-5);

• Norris(1985; 40)’ e göre, öğrencilerin daha önceden bildiklerini uygulamaya koyması ve kendi düşüncelerine değer biçerek ön öğrenmeleri değiştirmesidir.

• Chance(1986;236)’ e göre, olguları analiz etme, düşünce üretme ve onu örgütleme, görüşleri savunma, karşılaştırmalar yapma, çıkarımlarda bulunma, tartışmaları değerlendirme ve problem çözme yeteneğidir.

• Walters(1986;236)’ a göre, okuma, yazma ve tartışmada ortaya çıkan tereddütleri belirleme, açıklama, değerlendirme ve yanıtlamada öğrencilere yardımcı olan problem çözme yöntemidir.

• Ennis(1987; 10)’e göre, inanılacak veya yapılacak olana karar verirken yoğunlaşılan gerçekçi yansıtmacı düşünmedir.

• Mckee(1988; 444)’ e göre, sorgulamanın ve usa vurmanın dirik bir süreci, bilginin edilgen birikimine karşın etkin bir biçimde bilgiyi irdelemek ve tanımları, eylemleri ve inançları sorgulamak ve yapılabilmiş olan ile henüz yapılabilecek olanı düşünmektir.

• Lipman(1988; 39)’ a göre, ölçütlere dayalı olarak yargılamaya yardımcı olan yetkin ve güvenilir bir biçimde gerçekleştirilen düşünmedir. Kendi kendini doğrular ve bağlama duyarlıdır.

• Craver(1989; 13)’ a göre, bilgiyi edinme biçimi, açıklamalar üretme, görüşleri yargılama ve kavramlar arasındaki ilişkileri yapılandırmadır.

• Mayer ve Goodchild(1990;4)’ a göre, tartışmaları anlamanın ve değerlendirmenin etkin ve sistematik bir sürecidir. Tartışma bir nesnenin özellikleri veya iki veya daha fazla nesne arasındaki ilişki hakkında bir savı ve bu savı destekleyen veya reddeden kanıtları içerir. Eleştirel düşünenler, tartışmaları anlamanın tek ve doğru bir yolu olmadığını ve her katkının da gerektiğince başarılı olmadığını kabul eder.

• Cüceloğlu(1993;255)’ na göre, kendi düşünce süreçlerimizin bilincinde olarak, başkalarının düşünce süreçlerini göz önünde tutarak, öğrendiklerimizi uygulayarak kendimizi ve çevremizde yer alan olayları anlayabilmeyi amaç edinen aktif ve organize bir zihinsel süreçtir.

Eleştirel düşünme için yapılan tanımların geneline bakıldığında, ortak noktanın; kişinin kendi düşünme sürecinin farkına varması, başkalarının düşünme süreçlerini inceleyebilmesi, öğrendiği bilgileri günlük hayatında kullanabilmesi olduğu gözlenmiştir.

Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisine göre kendini gerçekleştirme ihtiyacını karşılamış bireyler hür iradelerini kullanarak doğru ve yanlışa karar verirler. Hiç kimsenin etkisi altında kalmazlar. Dolayısıyla eleştirel düşünen birey aynı zamanda kendini gerçekleştirme yolunda adım atmıştır ( Battal, 2010; 175). Aynı zamanda eleştirel düşünme becerilerine sahip olmak, insanın zihinsel olarak kendisine olan saygısının bir parçasıdır (Şentürk, 2009; 85).

Kitle iletişim araçlarının yaygınlaşması ile dünyanın bir ucunda meydana gelen olayları artık insanlar özellikle televizyon, cep telefonu ve internet aracılığıyla her an her yerde izleyebilmektedir. Bilgi yayılımının kolaylaşması ile farklı fikir, düşünce veya ideolojiler insanlara ulaştırılmakta, reklam ve propagandalarının yapılmasını kolaylaşmaktadır. Dolayısıyla insanlar, küreselleşen dünyanın artan seçenek ve çeşitliliği arasında, maruz kaldıkları bu bilgi akışı içerisinde hangi bilgilerin doğru ve güvenilir olduğunu anlamakta zorlanmaktadır. Ennis (1996, 1)’ e göre insanlar günlük işlerini gerçekleştirirken de bu tür zorluklar yaşamakta ve sık sık şu soruları kendilerine sormaktadırlar:

 Ne yapacağıma ve neye inanacağıma nasıl karar verebilirim?

 Duyduğum, gördüğüm veya okuduklarımın doğruluğuna nasıl inanabilirim?  Hangi ürünü seçmeliyim?

 Hangi partiye oy vermeliyim?

 Çocuğumu hangi okula göndermeliyim?

Ennis (1996, 1)’e göre, bu sorulara en doğru cevabı bulabilmek bireylerin eleştirel düşünebilme becerisine sahip olmalarına bağlıdır (Akt: Akar, 2007; 1).

Eleştirel düşünebilme aynı zamanda sorun çözmedir. İnsanlar bu beceriyi günlük hayatlarında sıkça kullanarak yaşam kalitelerini artırabilirler. Eleştirel düşünme, gerçeği nesnel bir şekilde algılama sürecidir. Ancak gerçekler her zaman bize göründüğü gibi olmayabilir. Eleştirel düşünmenin önemi işte bu noktada ortaya çıkmaktadır. Gerçekleri bütün olarak tüm olumlu ve olumsuz, bize görünen ve görünmeyen yönleriyle araştırıp, onun hakkında bir yargıya varma eleştirel düşünmenin ta kendisidir (Kurnaz, 2007; 20).

Eleştirel düşünme bilgiye dayalı akıl yürütme sürecidir. Eleştirel düşünebilmenin niteliği, bireylerin herhangi bir konu ya da sorun hakkında sahip olduğu ön bilgiye bağlıdır. Eğer bir konuda ön bilgiye sahip değilsek ve herhangi bir tutumumuz yoksa o konu hakkında eleştirel düşünmemiz olanaksızdır. Eleştirel düşünme her zaman bireyin sahip olduğu kavramlar, değerler ve inanışlar doğrultusunda gerçekleşir. Bilgilenme sürecinde bilgilerin kaynaklarının sorgulanması, bilgiyi bir de farklı kaynaklardan sorgulayarak çapraz kontrollerin yapılması, sayıltıların ve önyargıların belirlenmesi gerekir. Eleştirel düşünme, bağımsız ve özgün düşünmedir. Eleştirel düşünen kişi, kendi düşünme sürecinin farkındadır, duygu ve düşüncelerini birbirinden ayırt eder. Bunun yanında eleştirel düşünen birey, başkalarının düşünme süreçlerinin de bilincindedir. Başkalarının görüş ve düşüncelerini analiz ederek bağımsız olarak kendi düşüncesini oluşturur. Böylece kişinin zihni, kalbi ve eylemleri özgürleşir (Kurnaz, 2007; 21).

Eleştirel düşünme, klasik eğitim sisteminde yeri olmayan, öğrenci merkezli yaklaşımların ve çağdaş öğrenme kuramının üzerinde durduğu temel insan özelliklerinden biridir. Eleştirel düşünme, bireyin bilgi edinme, kullanma ve üretmesinde, problem çözme ile birlikte geliştirilmesi amaçlanan bilişsel ve duyuşsal bir özelliktir. İnsan eleştirel düşünme ile kendini geliştirmesini ve öğrenme sürecini bireysel olarak kontrol etmesini sağlar. Böylece bireyin öğrenmede özgür olmasını sağlayan bir araçtır (Hezen, 2009; 68).

Eleştirel düşünme, olguların ya da bulguların sürekli eleştirilmesi ya da sürekli yanlışlarının bulunması değildir. Eleştirel düşünme, karşılaşılan bilgiler hakkında mutlak bir sonuca varmak yerine, alternatif sonuçların da olabileceğini göz önünde bulundurmaktır. (Şentürk, 2009; 19).

Demirel’ e göre, eleştirel düşünmenin 5 ana kuralı vardır. Bunlar;

Tutarlılık; düşüncedeki tezatlıkları ortadan kaldırma,

Birleştirme; düşüncenin tüm boyutlarını ele alma,

Uygulayabilme; anlayabildiklerini de ekleyerek bir modelde uygulama,

Yeterlilik; deneyimleri ve sonuçları sağlam bir şekilde oturtma,

McKnown (1997)’ a göre eleştirel düşünmenin temel özellikleri;

1. Eleştirel düşünme akıl yürütmeye dayalıdır. Eleştirel düşünme sürecinde elde edilen çıkarımların uygun, geçerli ve sağlam kanıtlara dayalı olması gereklidir.

2. Eleştirel düşünme, derinlemesine düşünmeyi gerektirir. Bir düşünceyi geliştirmek için başkasına ve kendimize ait düşünceleri bilinçli bir şekilde değerlendirmemiz gerekir.

3. Eleştirel düşünme bir amaç üzerine odaklanmayı ve bir amaç ile düşünmeyi gerektirir. Bu amaç ise, bireyin ne yaptığı veya neye inandığıyla ilgili olarak en iyi kararı vermektir (Kutlu ve Vural, 2004; 191).