• Sonuç bulunamadı

İLGİLİ YAYINLAR VE ARAŞTIRMALAR

Bu bölümde kültür, örgüt kültürü, okul kültürü ve değerler kavramları ayrıntılı olarak incelenmeye çalışılmakta; konuyla ilgili yurtiçi ve yurtdışında yapılan araştırmalara yer verilmektedir.

KÜLTÜR

Kroeber ve Kluckhohn'un yaklaşık olarak 164 farklı tanımını derleyip tartıştığı (Akt. Kağıtçıbaşı, 2000; Güvenç, 1984) "kültür" kavramı, gündelik dil, siyaset ve akademik alandaki yaygın kullanımına karşın, anlamı ve içeriği konusunda üzerinde en az uzlaşılan kavramlardan biri olagelmiştir. Kültür, Grekçe "colere" (ekip biçmek) fiilinden türetilmiş bir kavramdır (Özbudun, 2005). Bu anlamıyla 18. yüzyıla değin tarımsal etkinliklerle ilişkilendirilen kavram, zaman içinde farklı anlamlar kazanarak insanın yaşam biçimine bağlanmıştır (Unutkan, 1995). Bu bağlamda kültür, en geniş anlamıyla, bir toplumun tüm yaşam biçimini ifade etmektedir.

Kültür, çeşitli anlamlara sahip kavramlardan biridir. İnsanın yaptığı her şey kültürün bir parçasıdır. İnsan toplumsal bir varlık olarak hem üretici hem de yaratıcıdır. Sosyo-kültürel sistem, insanın ürünüdür. Ortak değer, anlam ve anlayışların tümü kültürü tanımlamanın farklı biçimleridir. Pek çok sosyoloji ve antropoloji okulunun "kültür" tanımına kaynaklık eden ve bu bakımdan bir klasik olarak kabul edilen E. B. Tylor, kültürü "Toplumun bir üyesi olarak insanın elde ettiği bilgi, inanç, sanat, moral, hukuk, alışkı ve diğer yetenek ve alışkanlıkları kapsayan karmaşık bir bütün" olarak tanımlamıştır (Fichter, 2002).

Kültür, insan unsuruyla ve onun ürettikleriyle anlam kazanır. "İnsan kültürünü üretir ve biriktirir" (Sargut, 2001: 58). Nitekim Marx, kültür kavramından "doğa'nın yarattıklarına karşılık, insanoğlunun yarattığı hemen her şey" diye söz etmektedir (Akt. Güvenç, 1984: 102). Kültürden söz ederken aslında insanların belli olayları, eylemleri, nesneleri, sözleri veya durumları farklı biçimlerde görüp kavramalarına olanak sağlayan bir gerçeği kurma sürecinden söz edilmektedir. Bu kavrayış modelleri, karşı karşıya kalınan durumların üstesinden gelinmesine yardımcı olur ve davranışları mantıklı ve

anlamlı kılacak bir temel sağlar (Morgan, 1998). Ayrıca kültür, yaşama anlam katar. İnançlar, dil, ritüeller, bilgi, gelenekler, görgü kuralları, artifaktlar, kısacası herhangi bir grubun kültürel birikimi, bireyin ve söz konusu toplumsal grubun kimliğini belirleyen temel kaynaktır (Bates, 2001).

Hoy ve Miskel (1996), kültürü "birlikteliği sağlayan, özel bir kimlik kazandıran paylaşılmış yönelimler" olarak tanımlamışlardır. Bu tanım törenler, beklentiler, mitler, değerler ve diğer paylaşılmış felsefeler biçimindeki kavramları içerir. Kültür, insanın evi gibi hissedebileceği bir dünya ortaya koymasıdır ve böylesi bir dünyanın anlam- varlığına ilişkin tüm düşünülebilirlikleri içerir. Kültürel öğeler olarak insan var oluşunun nasıl ve ne olduğuyla ilgili olarak insanın nasıl düşündüğü, duyduğu, yaptığı, istediği; insanın kendisine nasıl baktığı, özünü nasıl gördüğü; değerlerini, ideallerini, isteklerini nasıl düzenlediğidir. İnsanın yaşam biçimi, varolma programı ve ne tür eylem kalıbı benimsediği kültüreldir (Özlem, 1986: 155). Schein (1985) ise kültürü artifaktlar, benimsenen değerler, roller ve davranış normları ile temel varsayımlar olarak ifade etmiştir.

Kültür, uzun bir zaman diliminde oluşmakta; kökleri geçmişte olup geleceğe uzanmaktadır. Kültürel öğrenme, değerlerin bir nesilden diğerine aktarılmasıyla oluşmakta, zaman içerisinde ulamalarla gelişim göstermekte; insanın uyum sağlama özelliğinden ötürü de kültüründeki değişikliklere uyum sağlayabilmektedir (Morey ve Luthans, 1995).

Kültür, bir toplumun ya da diğer sınırlı toplumsal grubun (etnik, dinsel, ulusal vb.) üyelerince paylaşılan bütün düşünme, hissetme ve davranış örüntülerini içermektedir. Bu kültür tanımı, bir toplumun üyeleri tarafından paylaşılan birçok gündelik uygulamalara (giyinme, yemek yeme, konuşma, öfkeyi ya da sevinci dışa vurma tarzları), ortaklaşa anlamlandırılan sembollere (sözcükler, jestler, betimlemeler, nesneler), paylaşılan ritüellere (saygı gösterme tarzları, dinsel ve ulusal törenler) ve yaygın olarak kahramanlar veya hainler olarak görülen figürlere (kurucular, yol göstericiler, caniler vb.) gönderme yapmaktadır (Schwartz, 1997).

Kültürün tüm bu açılarını dışarıdan bir gözlemci görebilir; ancak onların anlamı, gözlemci, bir grubun üyelerinin belirli uygulamaları, sembolleri, ritüelleri ve figürleri nasıl değerlendirdiğini anlamaya başlayana değin kapalı kalır. Yani, kültürün kalbi insanların neyin iyi ya da kötü olduğuna inandıkları, yapılması ya da kaçınılması

gerektiğini düşündükleri, arzu edilir ya da arzu edilmez gördükleri şeyleri ifade eden değerler tarafından biçimlendirilir. Williams'a göre, bir kültür, değerler açısından karakterize edilmek istendiğinde, bir toplumun ya da diğer kültürel grupların paylaştıkları neyin iyi, doğru ve arzu edilebilir olduğuna ilişkin fikirleri tanımlanır. Bu kültürel değerler (örneğin; özgürlük, refah, güvenlik), insanlara çeşitli durumlarda hangi davranışların uygun olduğunu belirten belirli normlar için temel oluştururlar (Akt. Schwartz, 1997).

Kültürün tanımı konusunda tam bir uzlaşma olmamasına karşın, araştırmacılar arasında kültürle ilgili olarak; kültürün bütüncül, tarihsel temelli, antropolojik kavramlarla ilgili, toplumsal olarak yapılandırıldığı ve değişimin zor olduğu yönünde ortaklaşma görülmektedir (Hofstede, Neuijen, Ohayv ve Sanders, 1990).

Keesing'e göre, kültürün dört temel özelliği bulunmaktadır. Bu özellikler aşağıdaki gibidir (Akt. Sargut, 2001):

1. Uyumlu Sistemler Olarak Kültür: Bu yaklaşıma göre kültürler, toplumsal olarak aktarılan davranış örüntüleridir. Söz konusu davranış örüntüleri, insan topluluklarının ekolojik koşullarına uyumlarını sağlar. Koşullara uyum doğrudan doğruya olmaz. Ekonomiler, onların toplumsal uzantıları ve kavrayış yeteneğine ilişkin sistemler, koşullara uyumu sağlamak için aracılık yapar. Özellikle kavrayış yeteneğine ilişkin sistemler, bu aracılıkta önemli bir rol oynar.

2. Bilişsel Sistemler Olarak Kültür: Bu yaklaşımda kültürün, dilin bulunduğu alanda var olduğu öngörülür. Başka bir ifadeyle, gözlenebilir olayların gerisinde yer alan kavrayış yeteneğine ilişkin bir şifre olarak değerlendirilir.

3. Yapısal Sistemler Olarak Kültür: Bu yaklaşımda kültür, aklın biriktirilmiş yaratıları olarak tanımlanır. Böylece kültür, bir dizi düzenin fiziksel dünya üzerindeki etkisinin sonuçlan olarak düşünülebilir.

4. Simgesel Sistemler Olarak Kültür: Bu yaklaşımda kültür, paylaşılan simge ve anlamlar olarak değerlendirilir ve insanların simgesel eylemleri çerçevesinde tanımlanır. Keesing'in sınıflamasının bağlamında kültür, yalnızca bireyin içinde yaşadığı dünyayla ilgili bildikleri, düşündükleri ve hissettikleri değildir. Bireyin, kültürü paylaşan diğer insanların bildikleri, inandıkları ve ifade etmek istediklerine ilişkin kuramını da içerir. Bireyin oluşturduğu bu kuram, kullanılan şifreleri, oynanan oyunları

da içerir. Ancak bu oyun ve kuralları zamanla değişebilir. Bunun anlamı kültürün de değişmesidir (Sargut, 2001).

Örgüt kültürü, ulusal kültürün (makro kültür) temel değerlerini, normlarını, davranış örüntülerini örgüt içeriğine katan bir alt kültürdür. Aşağıda bu konu ele alınmaktadır.

ÖRGÜT KÜLTÜRÜ

Bu başlık altında örgüt kültürünün tanım ve içeriği ile özellikleri üzerinde durulmakta; örgüt içinde yer alan baskın ve alt kültürler, bazı örgüt kültürü sınıflamaları, örgüt kültürünün oluşumu ve öğeleri ele alınmaktadır.

Örgüt Kültürü'nün Tanımı ve İçeriği

Kültürün kavram olarak yönetim felsefesi ve uygulamalarındaki izleri yarım yüzyıldan fazla bir geçmişe sahip olmakla birlikte (Bozkurt, 1996) bu kavram, Pettigrew'in 1979 yılında, Administrative Science Quarterly'de yayımlanan "Örgüt Kültürlerini İncelerken" başlıklı makalesiyle alanyazında yer bulmuş (Hofstede ve ark., 1990); bunu izleyen yıllardan itibaren örgüt kültürünün öneminin kavranmasıyla, işletme kültürü, şirket kültürü, kurum kültürü, organizasyon kültürü, spesifik olarak da eğitim alanında okul kültürü vb. adlarla çalışmalar ivme kazanmıştır.

"Kabile kültürlerinde her üyenin kabile üyelerine ve yabancılara karşı nasıl davranacağını gösteren totemler ve tabular olduğu gibi, örgütlerin de üyelerinin nasıl davranacağını gösteren kültürleri vardır" (Robbins, 1994: 299). Örgütlerin de tıpkı insanlar gibi kişilikleri vardır. Bu kişilikler, örgüt kültürleri olarak adlandırılır. Bir örgüt kültürü paylaşılan bir anlam sistemidir. Bunun kilit özelikleri kişisel inisiyatif, risk toleransı, yönetim, bütünleşme, yönetim desteği, kontrol, kimlik, ödüller, çatışma toleransı ve iletişim örüntüleridir (Robbins, 1990). Deal ve Bolman'dan aktarıldığına göre ise, kültür hem ürün hem de süreçtir. Ürün olarak kültür, örgütün eski üyelerinin birikmiş bilgeliğini temsil eder. Süreç olarak kültür yeni üyelerin eski yolları düşünmesiyle ve üyelerin er geç kendi kendilerini dönüştürmesiyle sürekli olarak yenilenir ve yeniden yaratılır (Gruenert, 1998).

Unutkan (1994: 155) örgüt kültürünü "örgütsel davranış biçimleri, semboller ve sembolik hareketler aracılığıyla somutlaşarak kesinlik kazanan, örgüt üyelerinin tutum, davranış ve kararlarını şekillendiren ortak bir değer, inanç ve normlar bütünü", Deal ve Kennedy (1982) "bir davranış düzenleyicisi, örgütte yapılan her şeyin yapılış biçimi", Şişman (1994) "bir grup ya da örgütün üyelerinin ortaklaşa paylaştıkları temel sayıtlılar, değerler, semboller ve uygulamalar bütünü" olarak tanımlamışlardır.

Steinhoff ve Owens, örgüt kültürünün (1) örgütün tarihi, (2) örgütün değer ve inançları, (3) örgütü açıklayan hikaye ve mitler, (4) örgütün kültürel normları, (5) gelenekler, törenler, âdetler ve (6) örgütün kadın ve erkek kahramanlarından oluştuğunu ifade etmektedir (Akt. Çelik, 2000). Schein'e göre de, her örgüt kültürü köklü geleneklerden, özel bir dilden, üyelerin gerçeği yorumlamasına yardım eden bir düşünce sisteminden, paylaşılan standartlardan, önyargılardan, toplumsal görgü ve davranış modellerinden, üyelerin meslektaşlar, astlar, amirler ve örgüt dışındakilerle ilişkilerinin nasıl olması gerektiğine dair anlamlı ritüeller ve belirli alışkanlıklar ile uygun davranışa yönelik ortak duygudan meydana gelir (Akt. Gruenert, 1998).

Örgüt kültürü, örgüt üyeleri tarafından paylaşılan inançlar, değerler ve normlar setidir. Bu kültür, örgütün anahtar konumundaki üyelerince bilinçli olarak yaratılmış olabilir ya da tümüyle zaman içinde gelişebilir. Örgüt kültürü işgörenlerin mesleki performanslarında iş çevresinin anahtar öğesini temsil eder. Örgüt kültürü fikri, bir bakıma bizim göremediğimiz, dokunamadığımız manevi bir değerdir. Bu, tıpkı bir odanın havası gibi, bir örgütte olup biten her şeyi çevreler ve etkiler. Çünkü dinamik bir sistem kavramı olan kültür aynı zamanda örgütte bulunan hemen hemen her şeyden etkilenir (Newstrom ve Davis, 1997). Kilmann ve arkadaşlarından aktarıldığına göre, bir örgütün kültürü tüm inançlar, duygular, davranışlar ve bir örgüte karakter kazandıran sembollerdir. Daha spesifik olarak örgüt kültürü paylaşılan felsefeler, ideolojiler, inançlar, duygular, varsayımlar, beklentiler, tutumlar, normlar ve değerlerdir (Lunenburg ve Ornstein, 1996).

Schein (1984: 3) bütüncül bir bakış açısıyla örgüt kültürünün daha kapsamlı bir tanımını yapmıştır:

Örgüt kültürü, dışsal uyum sağlama ya da içsel bütünleşmeyi gerçekleştirme sorunlarıyla baş etme amacına yönelik olarak, öğrenme yoluyla belli bir grup tarafından icat edilen, keşfedilen ya da geliştirilen ve geçerli olduğu düşünülecek kadar işe yaramış ve bu nedenle de söz konusu sorunlarla ilintili olarak doğru biçimde algılamaları, düşünmeleri ve hissetmeleri için yeni üyelere de öğretilmesi gereken temel varsayımlar örüntüsüdür.

Bu tanımla kültürün, bir grubun örgütün iç çevresine bağlılığını yaratmak ve dış çevresine uyumunu sağlamak olmak üzere iki temel işlevine vurgu yapılmaktadır.

İç bağlılığı yaratmak için kültür;

1. örgüt üyelerine dil, ortak ifade ve kavramları sağlar, 2. kişilerin ve grupların örgütteki yerlerini belirtir,

3. güç ve statünün dağılımı, üyeler arası ilişkiler, ödül-yaptırım sistemini ve 4. tüm örgütsel olaylara bir anlam veren örgütün ideolojisini kapsar.

Dış çevreye uyum sağlama konusunda ise kültür; 1. örgütün misyonunu ve stratejisini,

2. örgütün amaçlarını ve bu amaçlara ulaşmak için izlenecek yollan tanımlar (Laroche'den akt. Erdem, 1996).

ekil 1. Kültür Düzeyleri

Artifaktlar

Teknoloji Sanat

Görünebilir ve duyulabilir davranış örüntüleri

î

I

Değerler

Fiziksel çevrede test edilebilir Yalnızca toplumsal uzlaşmalarla test edilebilir

T