• Sonuç bulunamadı

İki Büyük Kayıp: Siamanto ve Varujan‘ı Anmak

Siamanto (Adom Yarcanyan, 1878-1915) ve Taniel Varujan (Taniel Çubukkâryan, 1884-1915); bugün, istisnasız tüm edebiyat eleştirmenleri tarafından Batı Ermeni şiirinin iki büyük şairi olarak kabul edilirler. Aynı gün, 24 Nisan 1915‘te tutuklanarak Ayaş‘a sürülmüş, buradaki birkaç aylık tutsaklıktan sonra Ağustos 1915‘te katledilmişlerdi. Her ikisi de, gerek Abdülhamid katliamlarının, gerek Adana Katliamı‘nın ardından ―dehşet‖in şiirini yazma işine girişmiş, uluslarının adalet ve intikam sesine tercüman olmayı denemişlerdi. Siamanto

212

Nayiri, no 7. Aktaran: Hegdor Rşduni, Siamanto…, s. 123.

213

―Amen pan arten gı mırıldan, bidi godoren.‖ Arev, 24.04.1963, no: 13493. Aktaran: John Giragosyan, Araçin Hamaşkharhayin Baderazmı yev Arevmdahayutyunı 1914-1916 (Birinci Dünya Savaşı ve Batı Ermenileri 1914- 1916). Erivan: Hayasdan Hradaragçutyun, 1965. s. 86.

96

―çilenin ve isyanın şairi‖ olarak tanınmış, Taniel Varujan ise 1912 yılında yayımladığı Hetanos Yerker (Pagan Şarkılar) başlıklı kitabında başlattığı şiirsel paganizm akımıyla 1915 öncesi Batı Ermeni edebiyatına damgasını vurmuştu.

Kuşkusuz, Felaket sonrası dönemde İstanbul Ermeni entlijansiyasının önündeki en büyük meselelerden biri, 24 Nisan 1915 gecesi tutuklanarak ölüme gönderilen ―son büyük şehitlerin‖ anılması meselesiydi. Şant‘ın bu tartışmaya epey erken bir dönemde, 30 Kasım 1918‘de dâhil olduğunu biliyoruz. Merujan Barsamyan, ünlü feminist yazar Hayganuş Mark‘ın Nor Gyank (Yeni Hayat) gazetesinde yayımladığı bir makalede müzikolog ve rahip Gomidas için ―sırf kendisi kayıplarımızın en az yarısı kadardır‖ ifadesini kullanmasını eleştirerek, Mark‘a, ―ölüleri yarıştırmanın eski zamanlardan kalma kötü bir adet‖ olduğunu hatırlatır.214

Barsamyan yine aynı sayıda Şant‘ın Agnuni, Rupen Zartaryan, Siamanto, Varujan ve Zohrab başta olmak üzere yitirilen tüm ―son milli büyük şehitlere‖ ithaf edilmiş özel sayılar hazırlayacağını duyurur.215

Öte yandan, bugün olduğu üzere, Felaket sonrası dönemde de Siamanto ve Varujan‘ın ―son büyük şehitler‖ ailesinde kendilerine özgü, özel bir yere sahip olduklarını söylemek mümkün. Bunun en önemli göstegesi, kuşkusuz, Felaket sonrası dönemde gerçekleşen ilk ―soykırım anması‖nda sadece Siamanto ve Varujan şiirlerine yer verilmiş olmasıdır.216

Tarihte ilk kez olmak üzere Ermeni Apostolik, Katolik ve Protestan mezheplerinden en üst düzey temsilcilerin yan yana geldiği anma töreninin programında yalnızca Siamanto ve

214 Merujan Barsamyan, ―Gomidas Vartabedi Masin‖ (Gomidas Vartabed Hakkıda). Şant 3, 30 Kasım 1918, s.

36. Gomidas Vartabed Ayaş‘ta kısa bir süre tutuklu kaldıktan sonra bazı özel girişimler sayesinde İstanbul‘a dönebilmişti. Mark‘ın Gomidas‘ı ―kayıp‖ olarak nitelemesi kuşkusuz ünlü müzikolog ve din adamının sürgünde geçirdiği günlerin ardından zihinsel anlamda asla eski sağlığına kavuşamamış olmasındandır.

215 Barsamyan, bir önceki sayının zaten şair Rupen Sevag‘a ithaf edildiğini ve ―okurlar tarafından büyük ilgiyle

karşılandığını‖ kaydeder. Bkz. agy. s. 36.

216 İlk anma ayini 25 Nisan 1919 Cuma günü Beyoğlu Üç Horan Ermeni Apostolik Kilisesi‘nde Patrik Zaven Der

Yeğyayan‘ın riyasetinde gerçekleşmiş, bunu saat iki buçukta Aynalıçeşme Üç Horan Ermeni Protestan

Kilisesi‘nde düzenlenen ikinci ayin izlemiştir. Barsamyan‘ın tanıklığına göre her iki kilise de ―hıncahınç dolmuş, ayinlerde duygu yüklü anlar‖ yaşanmıştır. Aynalıçeşme‘deki ayinde Taniel Varujan‘ın ―Luysı‖ (Işık) ve ―Argaydz Crakı‖ (Titrek Kandil) şiirleri, Siamanto‘nun ise ―Mor Mı Yerazı‖ (Bir Annenin Rüyası) adlı şiiri ―büyük bir hüzün eşliğinde‖ okunmuştur. Bkz. Merujan Barsamyan, ―Abril Dasnımegi Skahantesı‖ (On Bir Nisan Anması), Şant 27, 3 Mayıs 1919, s. 316.

97

Varujan‘ın şiirlerinin yer alması, bu iki büyük şairin kaybının Soykırım sonrası dönemde Ermenilerin ortak hafızalarında kritik bir noktaya karşılık geldiğini kanıtlar niteliktedir.

Buna bağlı olarak, Şant‘ın sayfalarına baktığımızda, hem Merujan Barsamyan‘ın hem de Şant‘ta yazıları yayımlanan başkaca isimlerin 24 Nisan 1915 Aydınkırımı‘nda katledilen Ermeni entelektüellerden bahsederken Siamanto ve Varujan‘ı nispeten ön plana çıkardıkları, bu iki önemli şairin yitirilmiş olmasının Ermeni dünyasında asla tedavi edilemeyecek bir yara açtığını vurguladıkları gözlemlenir. Şair Aharon, Şant‘a yolladığı mektubunda bu büyük kaybı şu sözlerle anlatır:

Işığı gördük… Ne taze217

Nesil ama bizimkisi. Çok yaşayın tanrılar. Fakat keşke burada, o muhteşem Taniel ve Siamanto da burada olsaydı… Ey mucize! Burda olsalardı Ermenistan bizim besinsiz kalmış gözlerimize daha bir başka, bir büyük ödül gibi görünmez miydi sence? […] Kim geri verecek onları bize..? Kim tekrar canlandıracak onları..? Ve Acım ve merhametsiz218

kederim derinleşir, diz çökmüş dualarımla gözyaşı dökerek yaslı bir şekilde onların adını, o Büyük şehitlerin adını çağırmaktan engin bir denize dönüşür. […] Nerede yatıyorlar acaba şu an? Bu ne felaket bir düşmandı ki onların hiç olmazsa kemiklerini bile Ermenistan‘a hediye etmemize izin vermedi. Ah Taniel, Siamanto ve tüm Kutsal Ölüler, Ermenistan‘da bile kabirsiz kalacak olanlar...219

Dönemin ünlü editörlerinden Teotig, Siamanto için ―Ermeni edebiyatında sembolist şiirin eşsiz temsilcisi olarak her daim yaşayacaktır‖ diye yazar ve kuşkusuz bu iddiasının ardından Siamanto şiirini Varujan‘la kıyaslama gereği duyar: ―Eğer olur da Varujan‘la karşılaştırmamız gerekirse, şöyle söyleyebiliriz: Siamanto fikirden yola çıkarak duyguya ulaşır, Varujan ise duygudan ve imgeden fikre varır.‖220

Bu iki büyük şair 1920‘lerin sonundan itibaren oluşmaya başlayan eski veya yeni Diyaspora şehirlerinde eserleri defalarca tekrar

217 Merujan Barsamyan, Aharon‘dan gelen talep üzerine 31. sayıda yayımladığı bir düzelti yazısıyla burada

―taze‖ (tarn) kelimesinin yanlışlıkla dizildiğini kaydeder. Bkz. Merujan Barsamyan, ―Aharoni Namagnerun Meç‖ (Aharon‘un Mektuplarında). Şant 31, 31 Mayıs 1919, s. 364.

218

Aynı düzelti yazısında buradaki ―merhametsiz‖ (anoğorm) kelimesinin yanlış dizildiği, doğrusunun ―tarifsiz‖ (anbadum) olması gerektiği belirtilir. Bkz. bir üstteki dipnot.

219 Aharon, ―Namagner‖ (Mektuplar) köşesinde yayımlanmış başlıksız mektup. Şant 22, 5 Nisan 1919, s. 258. 220 Teotig, Huşartzan 11 Abrili (11 Nisan Anıtı), İstanbul: O. Arzuman Matbaası, 1919.

98

baskı yapan, şiirsel yaratıcılıklarını ve hayatlarını konu alan sayısız araştırmaya konu olan bu iki isim bugün dahi batı Ermeni şiirinin hiçbir zaman aşılamamış ve –belki de– aşılamayacak iki zirvesi olarak tanımlanmışlardır.

Şant‘ın, kısa yayın hayatı boyunca yolun başında verdiği sözlere sadık kalmaya gayret eden bir dergi olduğunu söylemek mümkün. Öyle ki, Merujan Barsamyan, derginin üçüncü sayısında verdiği ―son büyük şehitlere‖ özel sayılar hazırlama sözünü de tutmaya çalışmış, sırasıyla yazar-şair Rupen Sevag (no 2), şair Taniel Varujan (no 6), yazar-gazeteci Rupen Zartaryan (no 8), yazar Mikael Gürciyan (no 12) ve eleştirmen-şair Ardaşes Harutyunyan‘a (no 38) ithafen hazırlanmış özel sayılar yayımlamıştır. Bu özel nüshalardan en dikkat çeken, daha önce yayımlanmamış şiirler ve fotoğraflarla zenginleştirilmiş Taniel Varujan sayısıdır. Öte yandan, bu özel nüshalar arasında Siamanto‘nunki yer almamaktadır; kuşkusuz bu noktada Barsamyan‘ın, en başta onun da adını geçirdiği halde niçin bir Siamanto sayısı çıkarmadığını sormak elzemdir. Büyük titizlikle hazırlandığı ilk bakışta belli olan, tarihsel nitelikte bir Taniel Varujan sayısı yayımlayan Barsamyan niçin aynı özveriyi Siamanto için göstermemiştir? Üstelik, Siamanto‘nun ailesi İstanbul‘da yaşamaya devam ediyordu. Büyük şairin kardeşi Vahan, Şant‘a katkı sunuyordu ve Barsamyan, Siamanto‘dan kalan her türlü elyazmasına, fotoğrafa ve belgeye kolaylıkla ulaşma imkânına sahipti. O halde Barsamyan, niçin bir Siamanto sayısı hazırlamamıştı? Kuşkusuz bu sorunun en muhtemel cevabı şu olmalıydı: Barsamyan bir Siamanto özel sayısı hazırlamayı gereksiz bulmuştu. Çünkü Siamanto, ―ıstırabın ve isyanın‖ o büyük şairi, Barsamyan sayesinde, Şant sayesinde, ―yeniden doğuş‖unu gerçekleştirmişti bile.