• Sonuç bulunamadı

1.1. DIŞ TİCARET POLİTİKASI

1.1.4. Dış Ticaret Politikası Araçları

1.1.4.1. İhracat ve İhracat Politikası Araçları

1.1.4.1.2. İhracat Politikası Araçları

Dış ticaretin düzenlenmesinde kullanılan araçlar ithalat için kısıtlayıcı tedbirler şeklide uygulanırken, ihracat için genellikle teşvik edici araçlar uygulanmaktadır. Uygulamada az rastlansa da ihracat vergileri ve ihracat kotaları, ülkede üretilen malların dışarıya satılmasını sınırlandırma şeklinde uygulanan ihracatı kısıtlayıcı önlemler de yer almaktadır. Yerli istihdamı korumak ve artırmak amacıyla uygulanan ihracat politikası araçları genellikle ihracatı destek şeklinde uygulanmaktadır. Verilen destek, malın üretiminden satılacağı dış pazara ulaşıncaya kadar geçen çeşitli aşamalarda gerçekleşmektedir. Verilen destekler sübvansiyon veya ihracat teşvikleri başlığı altında prim sistemi, vergi iadesi ve muafiyeti, girdi teşvikleri ve devlet pazarlama yardımları şeklindedir. Ayrıca ihracat kotaları, ihracat vergileri, gönüllü ihracat kısıtlamaları olarak sıralanmaktadır.

1.1.4.1.2.1. İhracat Teşvikleri

Dış ticaret politikası araçları genellikle ithalatın sınırlandırılmasına yönelik olsa da, bazen amaç ihracatın özendirilmesi şeklinde de olabilir. İhracatı teşvik önlemlerinin genel amacı; ihracatın kârlılığının artırılmasına yönelik ihracatçıya ihraç ettiği mal birimlerinin karşılığı olarak ulusal para cinsinden daha fazla ödeme yapılması veya maliyetin düşürülmesidir (Seyidoğlu, 1996: 167).

İhracatın teşviki, hükümetin ihracatçılara doğrudan veya dolaylı ödeme yapması biçiminde gerçekleşiyorsa bu uygulama ihracat sübvansiyonudur. Amaç, üreticilerin malı yurt dışında, yurt içine kıyasla daha ucuza satmalarını sağlamaktır. İhracatı artırmak amacıyla uygulanan ihracat sübvansiyonu nakit ödeme şeklinde gerçekleşiyorsa doğrudan sübvansiyondur. Dolaylı ödeme ise, hükümetin ihracatçılara

düşük faizli kredi vermesi, ihracat risklerine karşı sigorta sağlaması, pazar araştırması amacıyla destek sağlaması, ihracata yönelik araştırma-geliştirme faaliyetlerinde vergi muafiyeti uygulamasıdır (Ünsal, 2005: 345).

İhracat teşvikleri ülkeden ülkeye farklılık göstermekle birlikte dört ana başlık altında toplamak mümkündür (Karluk, 2009b: 399)

- İhracatta Prim Sistemi,

- İhracatta Vergi İadesi, Vergi Muafiyeti, Vergi İndirimi, - Girdi Teşvikleri,

- Devlet Pazarlama Yardımıdır.

İhracatta Prim Sistemi: İhraç malı üreten üreticilere yani ihracatçılara devlet tarafından yapılan parasal yardımlardır. Genellikle ithalatın gümrük vergisi ve miktar kısıtlaması ile sınırlandırıldığı ülkelerde uygulanır. İhracatta pirim sistemi kısmi bir devalüasyon veya katlı kur benzeri özelliktedir. Bütün sektörlere aynı kur uygulanırken ihracat sektörüne avantaj sağlaması için farklı kur uygulanması ihracatta prim sistemine örnektir. İhracatta pirim sistemine örnek olan çoklu kur uygulamalarının dışında; ihracatçıya döviz tutma yetkisi verilmesi, ihracat bonoları ve sertifikaları çıkarma, ihracatçıya döviz tahsisinde bulunma şeklindedir (Tomambay, 2003: 35).

Dış ticaretin farklı işlemlerine farklı kur sistemlerinin uygulandığı çoklu kur uygulaması, sabit kur sistemlerinde devalaüasyondan kaçınmak isteyen ülkelerde başvurulan bir uygulamadır. Örneğin zorunlu tüketim mallarının ithalinde düşük kur uygulanırken, lüks tüketim mallarının ithalinde yüksek kur uygulanır. Döviz girişlerinin özendirilmesi açısından da ihracat ve turizmden sağlanan dövizlere yüksek kur uygulanır.

İhracatta pirim sisteminin uygulanma şekillerinden biri döviz tutma yetkisinin verilmesidir. Bu durumda ihracatçı yapmış olduğu ihracattan elde ettiği gelirin bir kısmını veya tamamını yurt dışında bir bankada tutma, pazarlama faaliyetleri için harcama veya üretimde gerekli olan ham madde ve yatırım malı ithalinde kullanabilir.

İhracat bonoları ve sertifikaları çıkarma sisteminde ise esas olarak ihracatçıya dövizlerinin bir kısmını veya tamamını başkalarına satma hakkı verilir. Özendirilmek

istenen ihracat sektörlerindeki ihracatçılara ihracat bonosu veya sertifikası çıkarma hakkı verilir. Sertifikalar veya bonolar, ihracatçının kazandığı dövizleri belgelemesi anlamına gelmektedir. Bu sertifikaları ciro etme imkânı da bulunmaktadır. Resmi kur piyasa kurundan düşükse aldığı sertifikaları serbest piyasada satma imkanına kavuşan ihracatçı, yüksek gelir elde edecektir. İhracat bonoları ve sertifikaları ancak sabit döviz kuru sistemlerinde uygulanabilmektedir.

İhracatçıya döviz tahsisi yöntemi ise; ihracatçılara verilen özel ithal lisansı ise ihracat tutarlarının belli bir yüzdesi kadar ithalat yapma izni vermesidir. Genellikle döviz kıtlığı ve kambiyo rejiminde kısıtlamalar olan ülkelerde uygulanır.

İhracatta Vergi İadesi, Vergi Muafiyeti ve Vergi İndirimi: Esas olarak, ihraç edilecek ürünün içinde ithal girdi var ise söz konusu ürün gümrük vergisine tabi olacaktır. Bu durumda ihracatçı, yurt içinde üretilen malın değerine oranla daha fazla vergi ödemek zorunda kalacaktır. Bu dezavantajın ortadan kaldırılması için vergi iadesi ile vergi muafiyet ve indirimi teşviki uygulanmaktadır. Örneğin bir mal içinde ithalatın payı % 40 ve gümrük vergisi % 25 ise ürünün tümü üzerinden nominal vergileme % 10’dur. Bu oran, ürün içindeki ithalat oranına ve ithal malının toplam maliyet içindeki payına bağlıdır. Eğer ürünün ihracatının artırılması yönünde teşvik edilmesi isteniyorsa en az % 10 oranında vergi muafiyeti, indirimi veya vergi iadesi yoluyla sübvanse edilmesi gereklidir.

Vergi mükelleflerinden teşvikten yararlananlara net bir gelir sağlayan vergi muafiyet istisna ve indirimleri, normal şartlarda ödemek zorunda oldukları vergileri ödemeyerek aynı faydayı dolaylı yoldan elde ederler. Bu özelliği itibarıyla vergi teşvikleri; devlet için kamu harcaması niteliğindedir. İhracata yönelik vergi teşviklerinde amaç kısa vadede ülke içinde üretilen malların ihracatını artırmak, dış piyasalarda rekabet gücü sağlamaktır.

Girdi Teşvikleri: İhracatın artırılmasını sağlayan bir diğer teşvik türü de girdi teşvikleridir. İhracatçıya ucuz kredi, ucuz ham madde, ulaşım ücretlerinde indirim şeklinde uygulanır. Girdi teşviklerinde amaç, ihracatçının mali gücünün yetersiz kaldığı alanlarda yardımcı olarak onu ihracata yönlendirebilmektir (Çelik, Kalaycı, 2009: 40).

Devlet Pazarlama Yardımı: Gelişmekte olan ülkelerde işletmeler küçük ölçeklidir ve ürünlerini dış pazarda pazarlama yapacak güçten yoksundurlar. Bu yüzden dış piyasalar hakkında bilgi toplama, dış ülkelerde sergi açma, fuarlara katılma, ihracat elemanı yetiştirme, ambalajlama benzeri pazarlama hizmetleri devlet tarafından düşük ücretle veya karşılıksız yapılmaktadır.

1.1.4.1.2.2. İhracat Kotaları

İhracatın kontrol altına alınması amacıyla ülkeler bazen belli malların ihracatını yasaklayabilir veya lisansa bağlayabilir. Bu yasak bazen siyasi veya askeri bir faktörden dolayı gerçekleşirken bazen de ekonomik gerekçelerle olabilir. Kimi zaman da ülkeler, ülke içindeki ekonomik istikrarı bozmamak için, yurt içinde kıt miktarda üretilen her türlü ham madde, yarı mamul ve mamul madde ile gıda maddeleri ihracatını kısıtlayabilir. Bazen ihracatı kısıtlanan ham madde ülke için monopol gücü oluşturacak bir mal ise bu maddeden üretilen diğer ürünler üzerinde tekel oluşturmak amaçlanabilir. Bu tür amaca örnek, 1970’li yıllarda petrol ihracatçısı OPEC üyesi ülkelerin kısıtlı üretim yaparak Dünya petrol fiyatlarını yükseltme girişimleri verilebilir (Karluk, 2009b:382).

İhracatçı ülke tarafından uygulanan ihracat kotaları, ithalat kotaları ile aynı etkilere sahiptir.

1.1.4.1.2.3. İhracat Vergileri

İhracata yönelik politikalar çoğunlukla ihracatın artırılmasına yönelik araçlar olmasına karşın, bazıları ihracatın sınırlandırılması amacını da taşırlar. Özelikle gelişmekte olan ülkelerde uygulamalarına rastlanılan ihracat vergileri gıda ürünleri, ham madde, yarı mamul benzeri malların ihracatı üzerinden alınan vergilerdir (Piermartini, 2004: 2).

Üretici, tüketici ve hükümet üzerinde ekonomik etkisi olan ihracat vergilerinin çeşitli amaçları vardır. Bu amaçlardan biri, ülkelerin ihraç mallarına olan aşırı dış talebin yarattığı enflasyonist baskıyı gidermek için ihracatın azaltılmak istemesi olabilir. İkinci neden, yine ihracatı vergilerle azaltarak ülke içinde mal arzını artırmak, dolayısıyla tüketiciler için fiyatı düşürmektir. Üçüncü bir neden olarak, ülke malının

ihracatını kısarak dış arzını azaltmak yoluyla Dünya fiyatlarını artırarak ticaret hadlerini lehine çevirme amacı güdebilir. Dördüncü amaç, ham maddelerin yurt içinde işlenmelerini özendirmek ve doğal ham madde arzını korumaktır (Seymen, 2000: 139).

1.1.4.1.2.4. Gönüllü İhracat Kısıtlamaları

İki taraflı anlaşma şeklinde gerçekleştirilen gönüllü ihracat kısıtlamalarında ithalatçı ülke ihracatçı ülkeyi gönüllü olarak ihracatını kısma konusunda ikna eder. Gerçekte ihracatçı ihracatını kendisi kısıtlamadığı takdirde bir tarife veya kotaya maruz kalacağını bilmektedir. Bu tip kısıtlamalar “Pazar Payı Düzenleme Anlaşmaları” veya “Organize Serbest Ticaret Anlaşmaları” olarak da adlandırılmaktadırlar. Bu tip anlaşmalar genellikle ithalatçı ülkeler ile emek yoğun ve ihracatı gelişme gösteren gelişmekte olan ülkeler arasında yapılmaktadır. Gelişmekte olan ülkelerin çoğu kendisine önerilen gönüllü kısıtlamayı kabul etmek zorunda kalmaktadır. Burada ithalatçı ülke açısından temel amaç dış rekabete dayanamayan yerli üreticilerin iç piyasa paylarını korumaktır. İhracatçı ülke ise kota veya tarifeye maruz kalmaktansa gönüllü olarak ihracatını kendisi sınırlamaktadır (Kreinin, 1987: 330).

İthalatın fiziki miktar olarak sınırlandırılmasına dayanan gönüllü ihracat kısıtlamaları, kota etkilerine benzer etkiler gösterir (Engin, 1992: 88). İhracatçı ülke ithalatçı ülke ile gönüllü olarak ihracat miktarını belirli bir süreliğine değer veya miktar olarak sınırlandıran bir anlaşma imzalar. Anlaşma, ithalatçı ülkenin isteği üzerine ihracatçı ülkenin belli mallarına talepte bulunan ülkeye ihracatı üzerine kısıtlamalar getirmektedir. Eşdeğer bir kota uygulamasıyla aynı etkiye sahiptir. İthalat miktarını düşürerek iç piyasada fiyatların yükselmesine yol açar. Ülke Dünya piyasalarını etkileyecek kadar büyük bir ülke ise bu uygulama sonucunda dış pazarlardaki fiyatlar düşer. İç fiyatların yükselmesi yerli üreticileri desteklerken tüketicileri olumsuz yönde etkiler (Karluk, 2009b: 382).

Gönüllü ihracat kısıtlamaları ulusal refahın ithalat kısıtlanırken ithalatın artırılabileceği ve ekonomik gücün Ödemeler Bilançosu fazla verdiği ölçüde artırılabileceği Merkantilist görüşe benzemektedir(Chacholiades, 1990: 200).