• Sonuç bulunamadı

İdari, yasal, finansal ve bürokratik engellerin tespit edilmesi ve giderilmesi

Eylem Planı’nda çok sayıda proje önerisi ve somut fikir sunulmaktadır. Bu fikir ve proje önerilerinin uygulamaya kazandırılması aşamasında ortaya çıkabilecek idari, yasal, finansal ve bürokratik engellerin tespit edilmesi ve giderilmesi büyük önem taşımaktadır. Bu noktada birtakım sorunlarla karşılaşıldıktan sonra çözüm aranması yerine, proaktif bir yaklaşımla muhtemel sorun alanlarının önceden saptanması gerekmektedir. Böylesi bir girişim sorun çözme süreçlerini hızlandıracak ve genel olarak projeden beklenen faydalara çok daha hızlı ulaşılmasını sağlayacaktır. Bu kapsamda yapılması gerekli görülen faaliyetler aşağıda sıralanmaktadır.

Ulusal mevzuat gereği uygulanmasında güçlükler bulunan konuları tespit edecek, bunlar için çözüm yolları geliştirecek bir süreli çalışma grubu kurulması

Eylem Planı’nda yer alan bazı önerilerin uygulanması esnasında, hâlihazırda yürürlükte olan mevzuattan kaynaklanan bazı güçlüklerle karşılaşılması muhtemeldir. Bazı önerilerin uygulanmasında ise mevcut yasal boşluğu doldurmak üzere yeni düzenlemelerin yapılması gerekebilecektir. Kanun maddelerinin, yönetmeliklerin, tebliğlerin değiştirilmesi ya da yeni yasal düzenlemelerin hayata geçirilmesi, bazı eylemlerin uygulanmasında bir önşart olarak ortaya çıkabilecektir.

Sözgelimi, şebekeden uzak bölgelerde şebekeden bağımsız çalışan mini rüzgâr santrallerinin yaygınlaştırılması için, bu tesislerin lisans ihtiyacı olmaksızın kurulabilmeleri gerekmektedir.

Ancak bu hususu düzenleyen yönetmelik henüz EPDK tarafından yayımlanmadığı için, bahse konu yeni düzenleme ilgili eylemin önşartı konumuna gelmiştir.

Başka bir örneği Bölge’deki kamu binalarının yalıtım standartlarının yükseltilmesi ve ısıl verimliliklerinin iyileştirilmesi projesinden vermek mümkündür. Bu projenin hem mevzuat hem de idari uygulama açısından bürokratik engellerle karşılaşması beklenmektedir.

Mevzuat açısından karşılaşılacak güçlük, yürürlükte olan ilgili yönetmeliğin eski binaların birçoğunda enerji verimliliği iyileştirmelerini zorunlu tutmuyor oluşudur. İdari açıdan ise, birçoğu kısıtlı bütçeyle faaliyet gösteren kamu kurumlarının kendi kaynak tahsisatlarını bina iyileştirmelerinde değerlendirmek konusunda gönülsüz davranmaları muhtemel bir sorun alanıdır.

Özetle, bazı projelerin uygulanması esnasında, kurumsal ve mahalli reflekslerin mevzuattaki eksiklik veya yetersizlikler üzerinden ifade edilmesi, sıklıkla karşılaşılan bir sorundur. Bu yüzden, Eylem Planı’nda yer alan bütün önerileri bu çerçevede değerlendirecek ve hukuki/

idari zemindeki eksiklikleri tespit etmeyi hedefleyecek bir süreli çalışma grubu kurulması gereklidir. Çalışmayı koordine edecek GAP İdaresi Başkanlığı’nın ve gruba katılımcı sağlayacak Kalkınma Ajanslarının konuya dikkatle eğilmeleri büyük fayda sağlayacaktır.

Hukuki konularda komitenin teknik kapasitesinin yeterli olmaması durumunda, özel hukuk bürolarından hizmet alımı yapılması doğru bir yaklaşım olacaktır.

Yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği alanlarında banka ve özel finans kuruluşları tarafından sağlanan avantajlı kredilerin Bölge’de tanıtılması ve potansiyel kullanıcılarla buluşturulması için bir süreli çalışma grubu kurulması

Yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği konuları son yıllarda çok popüler hale gelmiştir.

Her iki başlığın da, iklim değişikliğine sebep olan sera gazları salımlarının azaltılmasında

Eksen 9

Eylem 9.A.

Eylem 9.B.

önde gelen politikalar arasında oluşu, sürdürülebilir ve çevre-dostu kalkınma arayışlarında bu konuların öne çıkmasını beraberinde getirmektedir. Doğal olarak büyük finans kuruluşları da hem enerji güvenliğini sağlamada hem de emisyon azaltmada önemli bir rol üstlenen bu tür projelerin finansmanı için son yıllarda daha çok pay ayırmaktadır. Özellikle bazı yabancı finans kuruluşlarındaki hissedarların kredi dağıtımında “sürdürülebilir” niteliği haiz projelerin öncelenmesi yönündeki talepleri de, yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği projelerinin uygun şartlarda finansman bulma imkânlarını artırmaktadır.

Örneğin Dünya Bankası, özel sektör tarafından kullanılmak üzere “Yenilenebilir Enerji ve Enerji Verimliliği Projesi” kapsamında 500 Milyon Dolar tutarında bir kredi programı başlatmış olup TKB ve TSKB aracılığıyla uygun projelere finansman sağlamaktadır. Banka, bu yolla, hem yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik üretimini amaçlayan projeleri, hem jeotermal kaynaklardan ısı üretimine yönelik projeleri, hem de demir-çelik, çimento, tekstil gibi sanayi sektörlerinde enerji verimliliğinin artırılmasını hedefleyen özel girişim projelerini desteklemektedir. Program kapsamında Temiz Teknoloji Fonu (Clean Technology Fund)’ndan sağlanan ilave bir diğer bileşen (100 Milyon Dolar) ise, düşük faiz ve uzun geri ödeme süresi ile avantajlı bir finansal araç durumundadır.

Türkiye’deki bankaların da son yıllarda yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği konularına eskiye oranla daha fazla önem verdikleri görülmektedir. Sözgelimi Şekerbank’ın yürüttüğü

“EKOkredi” kampanyası, bu yönüyle kayda değer bir programdır. Bireysel tüketicilere pencere ve çatı yalıtımı, mantolama, güneş enerjisi ve A sınıfı elektrikli ev aletleri kredisi sunan bu paket, ticari şirketlere ise 8 yıla kadar varan vade ve 2 yıla kadar geri ödemesiz seçeneklerle yenilenebilir enerji ve binalarda enerji verimliliği kredileri önermektedir.

Diğer yandan, Garanti Bankası da benzer bir program başlatmış bulunmaktadır. Programın beş ana bileşeni şunlardır: Binalara yönelik enerji verimliliği projeleri, işletmelerin farklı alanlarda yapacağı enerji verimliliği projeleri, enerji verimliliği tedarikçileri yatırım kredileri, ticari nitelikli binalara yönelik enerji verimliliği projeleri ve küçük ölçekli yenilenebilir enerji projeleri.

Durum böyle olmakla birlikte, bu kadar büyük bir çeşitlilik arz eden finansman imkânlarının Bölge’deki aktörler tarafından yeterince iyi bilinmediği değerlendirilmektedir. Söz konusu avantajlı kredilerin Eylem Planı’nda yer alan proje ve tedbir önerileri ile birlikte değerlendirilmesi için bir süreli çalışma grubunun kurulması yerinde olacaktır. Çalışmayı koordine edecek GAP İdaresi Başkanlığı’nın ve gruba katılımcı sağlayacak Kalkınma Ajanslarının konuya gösterecekleri ilgi, avantajlı finansal imkânların potansiyel kullanıcılarla buluşturulmasında hayati bir rol oynayabilecektir.

Bölgeye özgü teşvik ve destekleme mekanizmaları için gerekli düzenleme ihtiyaçlarını tespit etmek üzere bir çalışma yürütülmesi

Eylem Planı’nın muhtelif yerlerinde değinildiği üzere, stratejik ve bütünleşik bir anlayışla tedbirlerin realize edilebilmesi için, kamu sektörünün projenin uygulanmasında ekonomik teşvikler ve sosyal desteklerle yönlendirici ve öncü bir rol alması gerekmektedir. Hâlihazırda SODES, teknoloji geliştirme merkezleri, TEDGEM, Cazibe Merkezleri Programı gibi birçok mekanizmayla bölge sakinleri birçok teşvik ve destek imkânlarından yararlandırılmaktadırlar.

Bölgeye özgü teşvik ve destekleme mekanizmaları konusunda, kısa süre için çalışacak bir komitenin oluşturulması, yürüyen programların yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği başlıklarıyla ilişkilendirilmesi açısından önem taşımaktadır. GAP İdaresi Başkanlığı ve Kalkınma Ajanslarının müştereken oluşturacakları bu çalışma komitesi, güdümlü projeler dâhil diğer alternatifleri de değerlendirerek bir öneri seti hazırlayabilecektir.

Eylem 9.C.

Bölgeye özgü dinamikler dikkate alınarak yürütülecek böyle bir çalışma ve bunun sonucunda hazırlanacak öneriler seti, karar vericilere belli programların geliştirilmesinde ışık tutacaktır.

Ayrıca söz konusu öneriler seti, Eylem Planı’nda öngörülen projelerin yürütülmesi esnasında ortaya çıkabilecek finansal sorunların aşılmasına ve projelerin çok daha hızlı biçimde uygulanmasına da değerli bir katkı sağlayacaktır.