• Sonuç bulunamadı

I. BÖLÜM

5. Yazma İçerisinde Yer Alan Hikâyeler ile İlgili Yazmalar ve Nüshalar

1.7. İbrahim b. Edhem Hikâyesi

BY00003676 numaralı yazmada bulunan İbrahim b. Edhem hikâyesinin farklı nüshalardaki çalışmalarından derlenen genel özeti şu şekildedir.

Horasan İlinde İbrahim b. Edhem isminde ünlü bir padişah varmış. Bir gece ipek döşekler içerisinde yatarken garip bir rüya görür. Rüyasında damında dolaşan birisinin tıkır tıkır seslerini duyar. Damdaki kişiye orada ne aradığını sorar. Damdaki kişi İbrahim b. Edhem’in devecisi olduğunu devesini kaybettiğini ve onu aradığını söyler. İbrahim b. Edhem kızarak damda devenin ne işi olduğunu sorar. Bu söz üzerine devecide “Sultanım, daima ipek atlas içerisinde yatarken bu tahtın içerisinde Tanrı mı olur? Onu isteyen burada mı bulur? Ha benim burada deve aramam, ha senin Tanrı’ya kulum demen.” karşılığını verir. Uykusundan uyanan İbrahim Edhem gördüğü rüyanın etkisinden çıkamaz ve üç gün yemek yiyemez. Bu olaydan birkaç gün sonra birisi hiç kimseden izin almadan saraya gelir ve İbrahim Edhem’e, “Kervanımız gelecek burada konaklayacağız.” der. Padişah, sarayına kervansaray denildiği için sinirlenir. İzinsiz burada kimsenin kalmayacağını söyler. Yabancı da ona sarayın kimlere ait olduğunu sorar. İbrahim Edhem sırası ile ceddini sayınca adam, onların bırakıp gittiği gibi padişahın da bir gün gideceğini söyler. Bu meçhul kişi, İbrahim Edhem’i İrşâd için gönderilmiş Hızır’dır.

İbrahim b. Edhem, Hızır ile konuştuktan sonra askerleri ile ava çıkar ve atının üzerindeyken “Uyan” diye bir ses duyar. Bu sese aldırış etmeyen İbrahim Edhem daha sonra “Başkaları seni uyandırmadan evvel uyan!” sözünü işitir ve bu sözü atının eyerinin kaşında da duyunca irkilir. Bir geyik görür ve tam avlayacakken geyik dile gelir “Ben seni avlamak için gönderildim, senin beni avlaman için değil. Bu biçareyi avlamak için mi yaratıldın başka işin yok mu?” demesi ile İbrahim Edhem kendine gelir ve yol üzerinde karşılaştığı bir çoban ile üstlerini değiştirerek Mekke’ye gider. Orada odunculuk yapan, alın teri ile çalışan İbrahim Edhem zühd hayatına girmiştir. İbrahim Edhem’in oğlu büyüdükten sonra babasını arayıp tahtını ve tacını ona geri vermek ister. Saraya gelen bir müjdeci, İbrahim Edhem’i Mekke pazarında gördüğünü söyleyince oğlu babasını aramak için Mekke’ye giderek orada babasını görür ve babasının haline çok üzülür. İbrahim Edhem de oğlunu görür fakat tanıyamaz

71

ibadethanesine geldiğinde oğlunun da gördüğü delikanlı gibi mert bir delikanlı olduğunu düşünür ve içindeki evlat sevgisinin Allah sevgisinden üstün gelmesinden korkarak Allah’a ya kendi canını ya da evladının canını alması için dua eder. İbrahim Edhem’in duası kabul olur. Oğlu bulunduğu yere yıkılır ve oracıkta ölür.

Necip Fazıl Kısakürek, tasavvufun nasıl olması gerektiğini anlattığı iki piyesinden birisi de İbrahim Edhem’in hikâyesidir. Burada anlatılan hikâye içerisinde BY00003676 numaralı yazmada bulunan İbrahim Edhem hikâyesinde ve diğer nüshalarda olmayan bir bölüm vardır. O da, İbrahim Edhem, ava çıktıktan sonra kendisi hakkında olumsuz yorum yapan iki dervişi huzuruna çağırması ve onlarla konuşmasını anlatan bir bölümdür. Piyes içerisinde İbrahim Edhem iki derviş ile konuştuktan sonra rüya görür. (Şen, 2017: 86 ).

Konya’nın Çumra İlçesi’nin Karkın Mahallesi’nde derlenen bir hikâye de İbrahim Edhem hikâyesine benzemektedir. BY00003676 numaralı yazma içerisinde İbrahim Edhem’in rüyasında gördüğü deveci ile İbrahim Edhem isimleri yerine “Harun Reşid” ile “Pervil Pade” ismi kullanılmıştır. Bu hikâye ise şu şekildedir. Harun Reşid bir gün evinde uzanmış cennette olduğunu hayal ediyormuş kardeşi ya da ahbabı Pervil Pade evinin damında eline aldığı bir kamış ile ata biniyormuş gibi dönüp duruyormuş. Yukardan gelen sesleri işiten Harun Reşid dışarı çıkarak Pervil Pade’ye “Ne gümbürden (gürültü edersin).” demiş. Pervil Pade ise “Damda at kovuyorum (biniyorum).” demiş. Pervil Pade’nin bu sözünü duyan Harun Reşid ise sinirlenerek damda atın ne arayacağını söylemiş. Bu söz üzerine ise Pervil Pade de “Sıcak döşekte cennet mi olur?” cevabını vermiştir. Bu hikâye Karkınlı Rukiye İlhan tarafından anlatılmıştır.

Yukarıda ele alınan İbrahim b. Edhem’in zühd yoluna geçişindeki olay örgüleri sıralanmıştır. BY00003676 numaralı yazma içerisinde bulunan İbrahim b. Edhem kıssasında ise İbrahim b. Edhem’in rüyasına ve Hızır ile diyaloglarına yer verilmiştir. Yazmada bulunan hikâyenin konusu ise şu şekildedir.

BY00003676 numaralı yazmada bulunan hikâyenin İbrahim Edhem’in hikâyesi olduğu, anlatının içerisinde tespit edilmiştir. Hikâye başlığı olarak İbrahim

72

Edhem ismi yerine besmele oku ile “Bismillāhi’r-raĥmāni’r-raĥįm” kelimesi yazılmıştır. Müellif veya müstensih, hikâyeye başlamadan önce Hz. Muhammed’in ruhuna salavat getirilmiş ve Horasan’da yaşayan bir padişah olan İbrahim Edhem’in malını ve mülkünü terk ettiği sebeb-i telif bölümünde belirtilmiştir.

İşit imdi ĥaķ ne Ǿibret eyledi

Āħir ü ol sulŧanlıġı terk eyledi (v.24b/5)

İbrahim Edhem tahtında ipek atlasın üzerinde bir gün uykuya dalmıştır. Rüyasında damın üzerinde tıkır tıkır eden bir ses duyar ve bu sesi çıkaran kişiye kim olduğunu sorar. Kişi İbrahim Edhem’in devecisi olduğunu, devesini kaybettiğini ve devesini aradığını söyler. Bu sözü işiten İbrahim Edhem: “Ey cāhil şaşķın mısın nice olur hem ŧām üstünde deve mi olur.” der ve ses çıkaran bu kişiye yüz deve vereceğini hemen damın üzerinden inmesini söyler. Bu sözleri işiten kişi: “Bu altun taht üzerinde Tanrı mı olur. Tanrısını isteyen bunda mı bulur.” diyerek cevap verir. İbrahim Edhem uykusundan uyandığı zaman bir hayli kendine gelemez ve bu rüya aklını karıştırıp durur. Yemek yiyemez hale gelir. Kavmi kabilesi padişahlarının bu hallerine üzülürler. Yine bir gün İbrahim Edhem tahtı üzerinde otururken kapıdan heybetli biri gelir. Gelen bu kişi deveci olduğunu develerinin konaklaması için yer aradığını ve bu kervansarayda konaklamak istediklerini söyler. Bu sözleri işiten İbrahim Edhem hiddetli bir şekilde karşısındaki adama çıkışır. Bir padişahın huzuruna çıkıp onun sarayına nasıl kervansaray dediğini, sarayında konaklamak isteğinin saygısızlık olduğunu ve develerine başka bir yer bulması gerektiğini sert bir şekilde ifade eder.

İbrahim Edhem’in bu sözü üzerine kişi (Hızır) bir mekânda kalıcı olmayan, insanların gelip geçtiği yerlere kervansaray denildiğini padişaha söyler ve bu sözün üzerine kişi (Hızır) ile İbrahim Edhem arasındaki konuşmalar yer alır.

(Hızır) kişi: “Senden ol bu sarāy kimiñ idi”, der. Bu sözün üzerine İbrahim Edhem babasının olduğunu söyler. Bu cevabın üzerine kişi (Hızır) atasından önce kimin olduğunu sorar. İbrahim Edhem ise dedesinin olduğunu söyler. Bir müddet bu şekilde konuştuktan sonra en sonunda Hızır olan kişi: “Bu kez itdi nereye gitdi bunlar. Bu şarāya sana hibemį etdiler.” demiştir. Hikâye Hızır’ın bu sözü ile son bulmuştur.

73

Hızır, İbrahim Edhem’e altın tahtın üzerinde ve ipek atlas içerisinde Allah’ın anılmayacağını bu saray içerisinde dünyalık kaygılardan arınmadan Allah’ı anlamayacağını belirtmiştir. İbrahim Edhem’in ava çıkması bir geyik ile karşılaşması ve saraydan uzaklaşarak velilik yoluna düşme bölümleri incelenen yazma içerisinde ele alınmamıştır. İbrahim Edhem’in mülkü ve şanını bırakacağı giriş kısmında şair tarafından belirtilmiştir.

BY00003676 numaralı yazma içerisinde bulunan İbrahim Edhem hikâyesi başka nüshalarla karşılaştırıldığında bulunan tek fark hikâyenin eksik bırakılmış olmasıdır. Hikâye içerisinde geçen Hızır ve rüya motifleri diğer nüshalar içerisinde de mevcuttur. Bu çalışmaların yanı sıra dijital portalde İbrahim b. Edhem hikâyesine ait on beş adet yazma tespit edilmiştir.

2. Yazmada Yer Alan Kültürel Unsurlar