• Sonuç bulunamadı

I. BÖLÜM

5. Yazma İçerisinde Yer Alan Hikâyeler ile İlgili Yazmalar ve Nüshalar

1.6. Ĥikāye-i Deve

BY00003676 numaralı yazmada bulunan Deve hikâyesinin farklı nüshalardaki çalışmalardan derlenen genel özeti şu şekildedir.

Bir cuma günün akşamında bir ağlama, inleme sesi duyulur. Hz. Muhammed, Hz. Ali’ye dışarıdan gelen ağlama sesinin kime ait olduğunu öğrenmesini ister. Hz. Ali dışarı çıktığında ağlama sesinin bir deveye ait olduğunu görür ve deveyi Hz. Muhammed’in huzuruna getirir. Deve, sahibi Ebû Mesud tarafından zulüm gördüğünü, sahibinin kendisine ağır yükler taşıttığını, bu yükü taşıyamayınca yeminin kesildiğini, boğazlanmak üzere sokağa atıldığını, bu durumu Hz. Muhammed’e anlatmak için geldiğini Hz. Muhammed’in yoluna kurban olacağını, etini Müslümanların yemesini istediğini söyler. Bu sözler üzerine devenin hakkını almak için Hz. Muhammed, devenin sahibinin evine gider. Ebû Mesud’a devesine neden zülüm ettiğini sorar. Ebû Mesud, bu sözleri kimden duyduğunu öğrenmek ister. Hz. Muhammed, devenin getirilmesini ister. Deve orada bulunanlara selam verdikten sonra sahibinin kendisine yaptığı zulümleri anlatır. Bu sözleri duyan Ebû Mesud yere kapanır ve Hz. Muhammed’in Hak peygamberi olduğunu kabul eder. Hz. Muhammed, deveyi satın alır ve kimsenin ona yük vurmaması gerektiğini söyler. Deveye yem veren kişilerin cennette yanında olacağını müjdeler. Bunun üzerine deve otlaklarda serbestçe dolaşır. Cuma günleri yemez içmez naralar atarak yeri göğü inletir. Yine bir cuma günü hizmet etmek için mescide gelen deve, içeride birçok sahabenin ah ederek Hz. Muhammed’i anıp figan ettiklerini duyar. Hz. Muhammed’in bu dünyadan göç ettiğini anlar ve feryat ederek mescidin eşik taşına başını vurur. Eşik taşını kana bular ve orada canını teslim eder. Herkes bu duruma şaşırıp kalır. Fâtıma Hatun deveye kefen hazırlatır ve defnettirir.

Yukarıda geniş özeti verilen Deve hikâyesi, Arap edebiyatının, Türk edebiyatına tesiri ile görülen hikâyelerden birisidir. “Geyik ve güvercin hikâyelerinin bulunduğu basma Hikâye-i Mevlid’ün-Nebî adlı eserlerin sonunda i Deve’, ‘Hikâye-i Cemel’ g‘Hikâye-ib‘Hikâye-i adlarla ‘Deve H‘Hikâye-ikâyes‘Hikâye-i’ de yer almaktadır.” (Albayrak, 1993: 77).

68

BY000003676 numaralı yazma içerisinde bulunan Deve hikâyesinin konusu şu şekilde işlenmiştir. İlk olarak “Ĥikāye-i Deve Mevdūd” başlığı yazılmış, sahibinden şikâyetçi olan bir devenin derdine Hz. Muhammed’in derman olacağı girişte şair tarafından sebeb-i telif bölümünde yer verilmiştir.

Çün şikāyet ķıldı issinden deve

Muśŧafādan oldı derdįne devā (v.23a/1)

Cuma günü sabah değil akşam vakitlerinde bu olayın cereyan ettiği belirtilmiştir. Mescidin dışarısından bir ağlama sesi duyulur ve Hz. Muhammed, Hz. Ali’ye bu sesin nereden geldiğini ve kime ait olduğunu öğrenmesini ister. Ağlama sesinin bir deveye ait olduğunu öğrenen Hz. Ali, deveyi Hz. Muhammed’in huzuruna getirir. Hz. Muhammed, deveye göç mü gördüğünü neden ağladığını sorar. Deve, kâfir sahibi Ebâ Mesud tarafından zulüm gördüğünü, sahibinin kendisine yem vermediğini, çamur içinde yürüttüğünü ve kendi yetmezmiş gibi adamlarına da zulüm ettirdiğini ve sahibinin kendisini boğazlamak üzere sokağa attığını anlatır. Hz. Muhammed’in derdine derman olmasını ister. Boğazlanacaksa bile “Etimi, yağımı Müslümanlar yesin, Hakk’a şükretsin.” diyerek Hz. Muhammed’in adilliğine sığındığını belirtir.

Kim boġazlar ol boġazsın beni

Yoluna ķurbān ideyim bu cānı (v.23b/15)

Etimi yaġımı müǿminler yesin

NiǾmetine ol ĥaķķıñ şükreylesiñ (v.23b/16)

Devenin bu feryadı üzerine Hz. Muhammed, Ebâ Mesud’un evine gider ve devesine neden zulüm ettiğini sorar. Hz. Muhammed’in bu sözlerine karşılık Ebâ Mesud devenin kendi devesi olduğunu istediği gibi davranabileceğini söyler.

Hz. Muhammed, devenin hakkını alacağını belirtir. Ebâ Mesud, bu durumu kendisine kimin anlattığını sorar. Hz. Muhammed, devenin kendisinin huzuruna geldiğini ve sahibinden şikâyetçi olduğunu söyler.

69

Bu duruma şaşıran Ebâ Mesud, devenin bu sözleri yanında söylemesini ister ve bu söz üzerine Hz. Muhammed, devenin gelmesini ister. Deve gelerek ayakta durur ve Hz. Muhammed’e anlattığı her şeyi sahibinin yanında da anlatır. Hakkını bu kâfirden alması için Hz. Muhammed’e yalvarır.

Ebâ Mesud bu sözleri işitince yüzünü yere vurarak ağlamaya başlar ve Hz. Muhammed’in huzurunda Müslüman olduğunu söyler. Hz. Muhammed, deveyi sahibinden satın alarak deveye iş gösterilmemesini ister. Deveye yem veren kişilerin cennette yanında olacağını müjdeler.

Deve uzun yıl otluğunda gezer ancak cuma günleri hiç yem yemek istemez ve nara atar durur. Deve, bir gün hizmet etmek, Hz. Muhammed’in yüzünü görmek ve peygamberin güzel sohbetini dinlemek için mescide gider. Mescidin içerisinden ağlaşma feryat figan seslerini duyar ve sahabelerin Hz. Muhammed’i andıklarını işitip ne olduğunu anlamaya çalışır.

Mescid içerisinde bulunan sahabeler, deveye Hz. Muhammed’in öldüğünü söylerler. Bu sözleri işiten deve mescidin eşik taşına başını vurur. Eşiğin taşını kana bulayan zavallı deve orada can verir.

Şol ķadar dökdi eşige ulu başı

Ķana ġarķ oldı hemān eşik ŧaşı (v.24b/43)

Hz. Muhammed’in mucizesinden birkaç kelâm ettiğini belirten şair vasıta beyti ile hikâyeyi bitirir.

Ĥaşredeñ ger dinilürse bu kelām

Nice ĥaşr ola bu olmaya tamām (v.24b/45)

İncelenen Deve hikâyesi ile başka nüshalar arasında bir farklılık bulunmamaktadır. Olay örgüsü BY00003676 numaralı yazma içerisindeki hikâye gibi sabit ve tektir. Ancak yazma içerisinde devenin can vermesi ile hikâye son bulurken başka bir çalışma içerisinde (Albayrak, 1993: 64) devenin Fatıma Hatun tarafından kefenlenerek defnedildiği yazılmaktadır. Bunun yanı sıra dijital portalde Deve hikâyesine ait üç adet yazma tespit edilmiştir.

70