• Sonuç bulunamadı

İBNÜ’S-SÜNNÎ’NİN HADİSÇİLİĞİ 78

1. Ayetle Hadisi Açıklamak

İbnü’s-Sünnî genellikle eserlerinde ayet kullanmaz. Ancak et-Tıbbu’n-Nebevî isimli eserinde konunun daha iyi anlaşılması için birkaç yerde ayet zikretmiştir. “Hadis öğrenimi” isimli babı zikrettikten sonra, önce ْﻢﻠْﻌَﻳ ْﻢَﻟ ﺎﻣ نﺎَﺴﻧﻻا َﻢﱠﻠَﻋ “Allah insana

bilmediğini öğretti”360 ayetini zikretmiş, daha sonra hadisleri nakletmiştir.361 Yine müellif “Alaca hastalığının tedavisi” adlı babı zikrettikten sonra, َصَﺮْﺑَﺄْﻟاَوَﻪَﻤْآَﺄْﻟا ُئِﺮْﺒُﺗَو ﻲِﻧْذِﺈِﺑ “Anadan doğma kor olanı ve alaca hastalığına yakalanmış olan kimseyi iznimle

iyileştirmiştin

.

362 ayetini getirmiş, daha sonra hadisleri rivayet etmiştir.363

2. Hadisi Hadisle Açıklamak

İbnü’s-Sünnî bazen, hadisi hadisle izah eder. Meselâ, ﻪﻴِﻓ ﺎﺘْﻴَﺑ ُﻞُﺧْﺪَﺗ ﻻ ﺔَﻜِﺋﻼَﻤﻟا ﱠنِإ ﺐْﻠَآ ﻻَو ﺮﻳِوﺎﺼَﺗ “Melekler resim ve köpek olan eve girmez” hadisini rivayet ettikten sonra, hadisi açıklamak için Zeyd b. Hâlid ile Ebû Talha’nın Hz. Ayşe’den bu hadisi sorduklarını, Hz. Ayşe’nin de bu hadisi bilmediğini, bunun yerine Resûlullah’ın

357 es-Sem’ânî, a.g.e, II, 54.

358 İbnü’s-Sünnî, el-Kanâ’a, (mukaddime) s. 16. 359 Kettânî, a.g.e, s. 166. 360 Alak, 95/5. 361 İbnü’s-Sünnî, et-Tıbbu’n-Nebevî, vr. 2. 362 Mâide, 4/110. 363 İbnü’s-Sünnî, et-Tıbbu’n-Nebevî, vr. 43.

79

huzurunda eve nakışlı bir perde astığını, Hz. Peygamberin de bundan hoşlanmadığını kaydeder.364

3. Şiirle Desteklemek

İbnü’s-Sünnî, zaman-zaman, rivayetlerde geçen bazı hadisleri arkasından şiir aktararak açıklamıştır. Bununla ilgili birkaç örnek şöyledir:

1. Resûlullah’ın ُﻪﱠﺒِﺣَﺄَﻓ ُﻪﱡﺒِﺣُأ ﻲﱢﻧِإ ﱠﻢﻬﻠﻟا “Allahım! Ben onu (Hasan ve Huseyn’i)

seviyorum, sende onu sev” hadisinden sonra ﻖﻴِﺘَﻋ ﻲﺑَأ ِلﺁ ْﻦِﻣ ُﺾَﻴْﺑَأ “Ebî Atîk’in ehlinden daha beyaz” şiirini getirmiştir.365 Bu şiirin Zübeyr b. Avvâm’a ait olduğu söylenir.366

2. Hz. Peygamberin ﻚﻴِﻔْﻜَﻳ ﺎﻣ َكَﺪْﻨِﻋ مَدﺁ “Ey Âdem oğlu, yanındaki sana kâfidir” ﻦﺑا hadisini uzunca zikrettikten sonra ﻲﻨُﻤﻴِﻘُﻳ تﻮﻘِﺑ ﺎﻴْﻧﱡﺪﻟا ﻦِﻣ ُﺖﻴِﺿَر “Dünyada beni hayatta

tutabilecek azığa razıyım” şiirini destek sadedinde zikretmiştir.367 Zikrettiğimiz şiir Halîl b. Ahmed b. Muhammed isimli zâta aittir.368

3. Resûlullah’ın ّﻂَﻗ ﺲْﻤَﺷ ْﺖَﻌَﻠَﻃ ﺎﻣ “Güneş asla doğmamıştır” hadisin ﻰﻌْﺳأ ﺎﻣ ﱠنَأ ْﻮَﻠَﻓ ﺔﺸﻴِﻌَﻣ ﻰﻧْدَﻷ “Yaşamak için gerekli olan şeyin en aşağısına koşsaydım ” şiiriyle desteklemiştir.369 Söz konusu şiirin İmru’l-Kays’a ait olduğunu İbnü’s-Sünnî’nin kendisi ifade etmektedir.370

4. Hz. Peygamberin َﻊَﻨَﻗَو ﺎًﻓﺎَﻔَآ ُﻪُﺸْﻴَﻋ َنﺎَآَو ِمﺎَﻠْﺳِﺈْﻟا ﻰَﻟِإ َيِﺪُه ْﻦَﻤِﻟ ﻰَﺑﻮُﻃ “İslâm’a hidayet

edilip geçimi kendine yeterli ve kanaat eden kimse ne mutlu.” hadisini getirdikten

sonra, ﺞﻟْﺪُﻣ ْﻲَﻨْﺑا َﻢِهاَرَد ﻲِﺒَﺴْﺤَﺗ َﻻ şiiriyle desteklemiştir.371 İbnü’s-Sünnî bu şiiri Muhammed b. Abdulvâhid’ten nakletmiştir.372

364 İbnü’s-Sünnî, Amel, s. 250-251. 365 İbnü’s-Sünnî, Amel, s. 200.

366 İbn Manzûr, Lisânu’l-Arab, III, 507. 367 İbnü’s-Sünnî, el-Kanâ’a, s. 47. 368 Yâkût, Mu’camu’l-udebâ, I, 462. 369 İbnü’s-Sünnî, el-Kanâ’a, s. 59. 370 İbnü’s-Sünnî, el-Kanâ’a, s. 59. 371 İbnü’s-Sünnî, el-Kanâ’a, s. 42-43. 372 İbnü’s-Sünnî, el-Kanâ’a, s. 43.

80

5. Resûlullah’ın ﻪﻴِﻓ ﻲﻟ كِرﺎَﺑَو ﻲِﻨَﺘْﻗَزَر ﺎﻤِﺑ ﻲﻨْﻌﱢﻨَﻗ ﱠﻢﻬﻠﻟا “Allahım! Bana verdiğin rızıkla,

beni kanaat sahibi eyle. O rızkı benim için bereketli kıl” hadisin, ﺢْﻠِﻣَو ةَﺮْﺴِآ ﻰﻠَﻋ ﺮﺒْﺻا

şiiriyle desteklemiştir.373  

4. Ravilerin Açıklamalarına Yer Vermek

İbnü’s-Sünnî, bazen ravilerin hadislerle ilgili açıklamalarına da yer verir. Örneğin:

نﺎﺴﱢﻠﻟا َبْرَذ ﻮُﻜْﺸَﻳ ﻮُهَو ﱠﻻِإ ﺪَﺴَﺠﻟا ﻦِﻣ ﺊَﺷ َﺲْﻴَﻟ “Hiçbir beden uzvu yoktur ki, dilin sövücü

olduğunu şikâyet etmesin ” hadisinden sonra, hadisin ravilerinden olan İbn İşkâb’ın:

ﷲا ﻰﻟِإ ﻮُﻜْﺸَﻳ ﻮُهَو ﱠﻻإ َِﻋ

ﱠﻞَﺟَو ﱠﺰ

ﻪﺗَﺪِﺣ ﻰﻠَﻋ نﺎﺴﻠﻟا “O tek başına dili Allah’a şikâyet eder” açıklamasını kaydetmiştir.374 ﻢﻴِﺟﱠﺮﻟا نﺎﻄْﻴﱠﺸﻟا ﻦِﻣ ﻲِﻧْﺬِﻋَأ ﱠﻢﻬﻠﻟا “Allahım! Kovulmuş

şeytandan beni koru” hadisini rivayet ettikten sonra, hadisin ravilerinden (aynı

zamanda hocası) olan İbn Mukrim’in “ﻲﻧْﺬِﻋَأ”’yi “ﻲِﻨْﻤﺼْﻋَأ” diye kullandığını belirtmiştir.375ءﺎﻤﻟاَو ﺰْﺒُﺨﻟا ﻒْﻠِﺟَو ،ﻩُﺮُﺘْﺴَﻳ بْﻮَﺛَو ،ﻪﱡﻨِﻜُﻳ ﺖْﻴَﺑ :ﱞﻖَﺣ لﺎَﺼِﺨﻟا ﻩِﺬَه ىﻮِﺳ ﺎﻤﻴِﻓ مَدﺁ ﻦْﺑﻹ َﺲْﻴَﻟ

“İnsanın bu dünyadaki asli ihtiyacı şu dört şeydir: İkamet edeceği bir ev, bedenini örtecek elbise, bir parça ekmek ve su” hadisini naklettikten sonra, hadisin

ravilerinden İshâk b. Ebî İrâîl’in “ﻩُﺮُﺘْﺴَﻳ بْﻮَﺛَو ،ﻪﱡﻨِﻜُﻳ ﺖْﻴَﺑ” yerine “ يراﻮُﻳ بْﻮَﺛَو ،ﻩﺮُﺘْﺴَﻳ ﺖْﻴَﺑ ﻪَﺗَرْﻮَﻋ” cümlesini kullandığını izah sadedinden zikretmiştir.376

B. RAVİLERLE İLGİLİ AÇIKLAMALARDA BULUNMASI 1. Senedde Geçen İsmi Açıklamak

İbnü’s-Sünnî, çoğunlukla hocaları olmak üzere rivayet ettiği hadislerin senetlerinde geçen ravi isimlerini zaman-zaman açıklamıştır. Bu açıklamaları hadis metninin sonunda yaptığı görülmektedir. Mesela:

373 İbnü’s-Sünnî, el-Kanâ’a, s. 45-46. Yukarıdaki şiirin kime ait olduğu tespit edilememiştir. 374 İbnü’s-Sünnî, Amel, s. 7.

375 İbnü’s-Sünnî, Amel, s. 44. 376 İbnü’s-Sünnî, el-Kanâ’a, s. 87-88.

81

Müellif, “Müezzin hayya ala’s-salati hayya ala’l-felâh dediğinde söylenecek

dua” isimli babı zikrettikten sonra, bu babın ikinci hadisindeki hocası Ebû Tâlib b.

Ebî Avâne’nin, Ebî Arûbe’nin kardeşinin oğlu (yeğeni) olduğunu belirtmiştir.377 Yine İbnü’s-Sünnî, zikrettiği bir hadisin senet zincirindeki el-Hakem isimli ravinin, İbnü’s-Süfyan olduğunu söylemektedir.378 Bunun yanında İbnü’s-Sünnî bazen de ravilerin, senede geçen diğer ravilerle ilgili açıklamalarına da yer verir. Mesela: Resûlullah’ın ًﺎﺗﻮُﻗ ٍﺪﱠﻤَﺤُﻣ لﺁ َقْزِر ْﻞَﻌْﺟا ﱠﻢُﻬﱠﻠﻟا “Allahım!Muhammed’in ev halkına geçinecek kadar rızık ihsan eyle” hadisini naklettiğinde, hadisin son kısmında Abbâs

b. Muhammed ed-Dûrî’nin şu sözüne yer verir: Senette geçen İbn Ahî b. Şübrüme, İmâre b. Ka’kâ’dır.379

İbnü’s-Sünnî bazen senedin ortasında geçen ravi’in kim olduğuna dikkat çeker. Örneğin: ﺎَﻣ ْﻦِﻣ ٍﻞُﺟَر ُﻪِﺒِﺘْﻨَﻳ ْﻦِﻣ

ِﻪِﻣْﻮَﻧ “Bir adam uykudan uyandığı zaman” hadisinin ravisi olan Muhammed isimli şahsın İbn Ubaydullah olduğunu ifade etmiştir.

2. İki Ravi’yi Bir Arada Zikretmek

İbnü’s-Sünnî, hadis rivayet ettiğinde, bazen iki hocasını veya herhangi bir halkadaki iki raviyi birlikte zikreder, bazen de falanca ve cemaat tahdis etti der. Mesela:

Müellif, “Seyyidu’l-istiğfâr” babı altında naklettiği hadisi “Abdân ve Ebû Arûbe tahdis ettiler” diye kaydeder.380

Bir başka yerde, “Ebû Yahyâ es-Sâcî ve cemaat (bir grup) bize haber verdiler” diye zikretmiştir.381

377 İbnü’s-Sünnî, Amel, s. 46. 378 Nesâî, “Tahâre”, 102.

379 İbnü’s-Sünnî, el-Kanâ’a, s. 78.

380 İbnü’s-Sünnî, Amel, s. 180. İlgili örnekler için bk. a.mlf. Amel, s. 283, 285, 303; a.mlf, Kanâ’a, s. 57.

82

3. İlletli rivayetleri tespit etmesi

İbnü’s-Sünnî zaman-zaman hadisin içinde geçen illetli yerleri göstererek doğru bir şekilde nakledilmesine dikkat çeker. O, bu konuda hocası Nesâî’nin kullandığı yöntemi taklit eder. Örneğin, İbnü’s-Sünnî ْﺪَﻗ ﱞبﺎَﺷ ٌﻞُﺟَر ﻲﱢﻧِإ ﷲا َلﻮُﺳَر ﺎَﻳ ُﺖْﻠُﻗ َلﺎَﻗ ةﺮْﻳﺮُه ﺎﺑَأ ﱠنَأ

َﻌﻟا ﻲِﺴْﻔَﻧ ﻰﻠَﻋ ُﺖﻴِﺸَﺧ ﻰﱠﺘَﺣ ﻢﱠﻠَﺳَو ﻪْﻴﻠَﻋ ﷲا ﻰﱠﻠَﺻ ﻲِﺒﱠﻨﻟا ُﻪْﻨَﻋ َضَﺮْﻋَﺄَﻓ ﻲﺼَﺘْﺧَﺄَﻓَأ َءﺎﺴﱢﻨﻟا ُجﱠوَﺰَﺗَأ ًﻻْﻮَﻃ ُﺪِﺟَأ َﻻَو ﺖَﻨ

ْعَدْوَأ ﻚِﻟَذ ﻰﻠَﻋ ﺺَﺘْﺧﺎَﻓ ٍقَﻻ ﺎَﻤِﺑ ُﻢَﻠَﻘﻟا ﱠﻒَﺟ ةﺮْﻳَﺮُه ﺎﺑأ ﺎَﻳ ﻢﱠﻠَﺳَو ﻪْﻴﻠَﻋ ﷲا ﻰﱠﻠَﺻ ﻲِﺒﱠﻨﻟا َلﺎَﻘَﻓ ًﺎﺛَﻼَﺛ َلﺎَﻗ “Ebu

Hüreyre (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Bir seferinde Ey Allah’ın Rasûlü! dedim. Ben genç bir adamım kötü bir şey yapmaktan korkuyorum, fakat evlenebilecek imkânım da yok Hadım olayım mı? Yani yumurtalıklarımın faaliyetine son verdireyim mi? dedim. Peygamber (s.a.v) yüzünü çevirdi. Bu soru üç sefer soruldu üçüncüsünde Rasûlullah (s.a.v): “Ey Ebu Hureyre! Senin kaderini yazan kalemin mürekkebi kurumuştur. Olacak olan mutlaka başına gelecektir. İstersen hadım ol istersen bırak.”382 hadisinin zincirinde zikredilen Evzâî’nin İbn Şihâb ez- Zuhrî’den bu hadisi işitmediğini, sahih olanı Yûnus’un ez-Zuhrî’den naklen rivayet ettiği hadis olduğunu söyleyerek konuya açıklık kazandırmıştır.383

C. HADİSLERİ NAKLETME USÛLÜ

İbnü’s-Sünnî, rivayet ettiği hadislerde genellikle Haddesenâ ve Ahberenâ gibi sema ifade eden sığalar kullanmıştır.384 Bunun yanında zaman-zaman da semitu ve

enbeena sigalarını kullanmaktadır.385 Her ne kadar bu tabirler semaya delalet etseler de, bunları pek tercih etmediği görülür. Ayrıca, hadislerin izahı sadedinde eserlerine aldığı şiirler için “şiir söyledi” anlamında Enşede ifadesini kullanmaktadır.386

D. HADİS RİVAYET USÛLÜ 1. Senetli Rivayet Etmesi

İbnü’s-Sünnî’nin eserlerini incelediğimizde, devrinin geleneğine uygun olarak hadisleri senetli bir şekilde naklettiğini görmekteyiz. Ancak et-Tıbbü’n-Nebevi

382 Buhârî, “Nikâh”, 8; Nesâî, “Nikâh”, 4. 383 Sehavî, Bugyetü’r-Ragıb, s. 52. 384 İbnü’s-Sünnî, Amel, s. 285, 311, 344. 385 İbnü’s-Sünnî, Amel, s. 285.

83

isimli eserine aldığı bütün hadislerde sadece sahabe ravisini vermekle yetinmektedir. İbnü’s-Sünnî et-Tıbbu’n-Nebevî adlı eserinin mukaddimesinde söz konusu eseri ihtisar edeceğini söyleyerek senetlerini zikretmeyeceğine vurgu yapmıştır.387

2. Tahvil Yapması

İbnü’s-Sünnî’nin hadis rivayetinde çokça başvurduğu bir usul de, tahvil yaparak rivayet etmedir. Birkaç vecihten gelen hadisin senedlerini birleştirerek araya tahvil işareti koyar388 ve hadisi öylece nakleder. Bazen hadisin üç ayrı tarikini birleştirerek rivayet eder.389

3. Hadisin Aynı veya Farklı Lafız ve Senetle Rivayeti Meselesi

İbnü’s-Sünnî, zaman-zaman bazı hadisleri ayrı lafızlarla ve farklı senetlerle, veya aynı lafız, fakat farklı senetlerle rivayet eder. Bundan maksadı, hadisin kendisine birkaç yoldan geldiğini vurgulamak olmalıdır.390

Mesela, Amr b. Şuayb’ın dedesinden gelen ﻪُﺌِﻔْﻄُﻳ َﺮﻴﺒْﻜﱠﺘﻟا ﱠنﺈَﻓ ،اوﺮﱢﺒَﻜَﻓ َﻖﻳِﺮَﺤﻟا ْﻢُﺘْﻳَأَر اذإ

“Resûlullah (s.a.v)’ın yangın gördüğünüz zaman tekbir getirin, çünkü tekbir onu (yangını) söndürür”391 diye buyurduğu hadisini, önce Ebu’l-Kâsım el-Menî’-Suveyd

b. Saîd-el-Kâsım b. Abdillah-Abdurrahman b. Hâris-Amr b. Şuayb’ın dedesi tarikiyle, sonra da Ebû Muhammed b. Sâid-Muhammed b. Muâviye-Hasen b. Abdillah-el-Kâsım- Abdurrahman b. Hâris-Amr b. Şuayb’ın dedesi tarikiyle aynı

387 İbnü’s-Sünnî, et-Tıbbu’n-Nebevî, vr. 2.

388 Hadis senetlerinde görülen (ح) harfi o noktada senedin değiştiğini gösterir ve (ﺎﺣ) diye okunur. Bu kısaltma, hadisin birkaç senedini bir araya toplamak için kullanılır. Bazıları bu kısaltmayı (ﺚﻳﺪﺤﻟا) diye, bazıları da (ﻞﻳﻮﺤﺘﻟا) diye okurlar. (ح) işareti birleştirilen senetler arasında müşterek olan ilk ravi isminden sonra konur.

389 İbnü’s-Sünnî, Amel, s. 353.

390 İbnü’s-Sünnî, Amel, s. 145-146; a.mlf, el-Kanâ’a, s. 52-54, 76-79.

391 Yangının asıl unsuru ateştir. Ateş ise şeytanın yaratıldığı maddedir. Burada şeytanın fesad unsurunun yani onun özünün ateş olmasından kaynaklanan bir yaklaşım ileri sürülebilir. Ateşin çıkardığı fesad tam da şeytanın yapmak istediği ile paralellik göstermektedir. Ateş asli ve tabii olarak bozgun çıkarmak ve giderek büyüyüp ve çevresini etkilemekle malüldür. Yeryüzünde bozgunculuk ve büyüklük taslamak şeytanın işidir. Şeytan bu iki şeyle insanları kendisine çağırır ve yönlendirir. Ateşte tıpkı şeytan gibi bozgunculuk, büyüklük ve kibir yönleriyle bilinir. Tekbir getirildiğinde Allahtan yangının sönmesini talep ederiz. Allah da şeytanı engellediği gibi onun bir benzeri olan ateşi de engelleyecektir. Çünkü büyüklük Allah’a mahsustur. Onunla beraber hiçbir şey kaim olamaz. Tekbir yangının sakinleşmesine sebep olacaktır. Eskilerden bazıları şöyle demişler: biz bunu bizzat tecrübe ettik vakidir.(Bk. Münâvî, Feyzu’l-Kadîr, I, 463.)

84

lafızla tekrar eder.392 Bununla aynı hadisin ayrı ayrı tariklerle kendisine ulaştığını vurgulamış olur.

İbnü’s-Sünnî, rivayet ettiği hadisi, sahabi ravisi de farklı olmak üzere farklı lafızla fakat tamamen ayrı kimselerden rivayet etmiştir.

Örneğin, Hz. Osman’ın “İnsanın bu dünyadaki asli ihtiyacı şu dört şeydir:

İkamet edeceği bir ev, bedenini örtecek elbise, bir parça ekmek ve su” hadisini, önce

Ebû Ya’lâ-Ebû Hayseme ve İshak b. Ebî İsrâîl’in Abdussamed b. Abdi’l-Vâris- Harîs b. Sâib- Hasan-Humrân-Hz. Osman tarikiyle; sonra da Muhammed b. Hamdeveyh- Abdullah b. Hammâd-Saîd b. Ebî Meryem-Yahyâ b. Eyyûb-İbn Zahr-Ali b. Yazîd- Ebû Umâme kanalıyla kaydetmiştir. 393

4. Rivayetteki Küçük Farklılıklara İşaret Etmesi

İbnü’s-Sünnî, rivayet ettiği hadiste küçük bir farklılık da olsa hadisi o farklılıkla birlikte yeniden rivayet eder.

Mesela, ﻦْﻴﻠَﻘﱠﺜﻟا َﺮْﻴَﻏ ِضْرَﻷا ﻰﻠَﻋ ْﻦَﻣ نﺎﻌِﻤْﺴُﻳ “ İnsan ve cinlerin dışında yer yüzünde

herkese (iki melek) seslerini duyuracaktır”394 hadisini kaydettikten hemen sonra, aynı hadisi farklı senedle tekrar eder, ancak bu sefer ﻦْﻴﻠَﻘﱠﺜﻟا ﺮْﻴَﻏ ِضْرَﻷا ﻰﻠَﻋ ﻦَﻣ نﺎﻌِﻤْﺴُﻳ yerine ﻦْﻴﻠَﻘﱠﺜﻟا ﱠﻻِإ ضْرَﻷا ﻞْهَأ نﺎﻌِﻤْﺴُﻴَﻟ ﺎﻤُﻬّﻧِإ ibaresini kullanır.395

Bir başka yerde de ﺮْﻴﺨِﺑ ﻲﻟ ﺔﺒِﺋﺎﻏ ﱢﻞُآ ﻰﻠَﻋ ﻒُﻠْﺧاَو ،ﻪﻴﻓ ﻲِﻟ ْكِرﺎﺑَو ،ﻲﻨَﺘْﻗَزَر ﺎﻤِﺑ ﻲﻨْﻌﱢﻨَﻗ ﱠﻢُﻬﻠﻟا

“Allahım! Bana verdiğin rızıkla, beni kanaat sahibi eyle. O rızkı benim için bereketli kıl. Bana gayb olan her şeyi hakkımda hayırlı eyle”396 hadisini kaydettikten sonra, aynı hadisi farklı senetle tekrar kaydeder, ancak ilk hadiste geçen ﺔﺒِﺋﺎﻏ ّﻞُآ ﻰﻠَﻋ ْﻒُﻠْﺧاَو’in yerine ﺔﺒﺋﺎﻏ ﱢﻞُآ ﻲﻓ ْﻒُﻠْﺧاَو cümlesiyle rivayet eder.397

392 İbnü’s-Sünnî, Amel, s. 145. 393 İbnü’s-Sünnî, el-Kanâ’a, s. 86-88. 394 İbnü’s-Sünnî, el-Kanâ’a, s. 57. 395 İbnü’s-Sünnî, el-Kanâ’a, s. 58. 396 İbnü’s-Sünnî, el-Kanâ’a, s. 44. 397 İbnü’s-Sünnî, el-Kanâ’a, s. 45.

85

E. HADİSLERİN TAKSİMİ 1. Kaynağı İtibariyle

a. Merfu

Merfu rivayet Hz. Peygambere izafe edilen hadistir. Yani hadis içinde Resûlullaha ait bir söz, bir fiil, bir takrir veya bir vasıftan söz ediliyorsa bu açıkça bir merfu bir hadistir.398 İbnü’s-Sünnî’nin rivayet ettiği hadislerin çoğunluğu merfu rivayetlerden oluşmaktadır. Mesela, İbnü’s-Sünnî’nin Amelü’l-Yevm ve’l-Leyle isimli eserinde 764 (yedi yüz altmış dört), el-Kanâ’a adlı eserinde 57 (elli yedi), et-

Tıbbu’n-Nebevî’de ise 390 (üç yüz doksan) merfu’ rivayet bulunmaktadır.

b. Mevkuf

Sahâbîlerin söz, fiil ve takrirlerine dair muttasıl veya munkatı haberlere Mevkuf denir. Sened sahâbîde kalır, Hz. Peygamber’e ulaşmaz.399

İbnü’s-Sünnî, eserlerinde zaman zaman sahabeye ait mevkuf rivayetleri de kaydeder. Bunu yaparken bir konuda zikrettiği merfu nitelikli rivayetleri izah sadedinde getirir. Böylece ona göre Rasûlullah’ın hadislerini anlama noktasında sahabenin söz ve uygulamaları önem arz etmektedir. Örneğin, İbnü’s-Sünnî,

Amelü’l-Yevm ve’l-Leyle400 isimli eserinde 17 (on yedi), el-Kanâ’a401 adlı esrinde 3 (üç), et-Tıbbu’n-Nebevî402 isimli eserinde ise 70 (yetmiş) mevkuf rivayet nakletmiştir.

c. Maktû

398 İbnu’s-Salah, Mukaddime, 45; İbn Hacer, Nüzhetü’n-Nazar, s. 106-107; Çakan, Hadis Usûlü, s. 116.

399 İbnu’s-Salah, a.g.e, 46; İbn Hacer, a.g.e, s. 114-117; Çakan, Hadis Usûlü, s. 118.

400 Bk. İbnü’s-Sünnî, Amel, s. 77, 78, 88, 89, 90, 104, 124, 126, 140, 169, 172, 309, 334, 357. 401 Bk. el-Kanâ’a, s. 51, 52, 65.

402 Bk. İbnü’s-Sünnî, et-Tıbbu’n-Nebevî, vr. 2, 5, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 16, 17, 19, 20, 24, 27, 28, 29, 31, 35, 36, 37, 52, 53, 54, 56, 57, 58, 62, 63, 65, 66, 67, 68, 69, 70, 72.

86

Herhangi bir tâbiî’ye izafe olunan söz, fiil veya takrirlere Maktû hadis denir.403 İbnü’s-Sünnî, daha çok et-Tıbbü’n-Nebevî isimli eserinde maktu haberlere yer vermektedir. Nitekim o Amelü’l-Yevm ve’l-Leyle404 ve el-Kanâ’a405 adlı eserinde birer maktû haber naklederken et-Tıbbü’n-Nebevî’sinde406 39 (otuz dokuz) maktu rivayete yer vermektedir. Bu rivayetlerle İbn Sünnî bir nebze olsun, tabiin dönemindeki tıp kültürüne dikkati çekmektedir.

2. Makbul-Merdüdlük Yönüyle

a. Sahih

Adalet ve Zabt sahibi ravilerin muttasıl senetle rivayet ettikleri şâzz ve muallel olmayan (sahih) haberler,407 İbnü’s-Sünnî’nin kaleme aldığı eserlerinde bol miktarda bulunmaktadır. Mesela, İbnü’s-Sünnî Amelü’l-Yevm ve’l-Leyle isimli eserinde 317 (üç yüz on yedi), el-Kanâ’a adlı eserinde ise 21 (yirmi bir) sahih hadis rivayet etmiştir. Et-Tıbbu’n-Nebevî’sin de ise elden geldiğince ilgili konulara dair en sahih hadisleri toplama gayreti içindedir. Nitekim o, söz konusu eserin mukaddimesinde şöyle der: “Ben eserime bu konuda en sahih olan rivayetleri topladım.”408 Doğrusu onun bu sözü, ilgili eserinde zayıf rivayetlerin bulunmadığı anlamına gelmez. Zira “bu hususta en sahih rivayet budur” gibi değerlendirmeler, o konuda bilinebilen hadislerin en sahihi anlamında kullanılır ki, İbnü’s-Sünnî’nin sözünü de bu anlamda düşünmek gerekir.

b. Hasen

Zabtı biraz gevşek olan ravilerin muttasıl senetle rivayet ettikleri şâzz ve muallel olmayan (hasen) haberleri409 İbnü’s-Sünnî’nin eserinde görebiliriz. Meselâ,

403 İbnu’s-Salah, a.g.e, s. 47; İbn Hacer, a.g.e, s. 118; Çakan, Hadis Usûlü, s. 120. 404 İbnü’s-Sünnî, Amel, s. 240.

405 İbnü’s-Sünnî, el-Kanâ’a, s. 43.

406 Bk. İbnü’s-Sünnî, et-Tıbbu’n-Nebevî, vr. 3, 8, 13, 18, 19, 21, 29, 34, 35, 37, 41, 43, 45, 46, 47, 48, 50, 51, 52, 53, 56, 58, 62, 63, 64, 65.

407 İbnu’s-Salah, a.g.e, s. 11-12; İbn Hacer, a.g.e, s. 31-33; Çakan, Hadis Usûlü, s. 122. 408 İbnü’s-Sünnî, et-Tıbbu’n-Nebevî, vr. 1.

87

İbnü’s-Sünnî Amelü’l-Yevm ve’l-Leyle isimli eserinde 79 (yetmiş dokuz), el-Kanâ’a adlı eserinde ise 3 (üç) hasen haber nakletmiştir.

c. Zayıf

Sahih ve Hasen hadisin şartlarını taşımayan habere “zayıf hadis” denir.410 İbnü’s-Sünnî’nin eserlerini incelediğimizde, rivayet ettiği hadislerinin çoğunun zayıf olduğu görülmektedir. Bunun nedeni, fazilet ve kanaat’a dair eserler olduğundan ve söz konusu eserleri daha kapsamlı bir şekilde telif etme gayretinde olduğundan olsa gerektir.

Diğer taraftan hadiste zayıflık genelde iki sebepten kaynaklanır: Birincisi, Senette inkita’ (kopukluk) bulunması, ikincisi ise Râvide cerhi gerektiren bir halin bulunması nedeniyledir. Biz burada İbnü’s-Sünnî’nin eserinde geçen zayıf rivayetlerin sebebini, zikrettiğimiz iki başlık altında incelemeye çalışacağız.

aa. İnkita’ (Kopukluk)

İnkita’ senetten en azından bir râvînin düşmesi demektir.411 İbnü’s-Sünnî’nin eserini incelediğimizde inkita sebebiyle zayıf olan rivayetlerin az olduğu görülür. Bunun yanında inkita’ sebebiyle rivayet edilen hadislerin birkaçı da mürsel hadislerdir.

Meselâ, İbnü’s-Sünnî’nin Amelü’l-Yevm ve’l-Leyle isimli eserinde 3 (üç) mürsel412, 8 (sekiz) munkati413, el-Kanâ’a adlı eserinde ise 2 (iki) mürsel414, 2 (iki) munkati415 haber bulunmaktadır.

Ayrıca, İbnü’s-Sünnî’nin bazen mürsel olarak rivayet ettiği hadisin benzeri bir rivayeti, başka yerlerde istişhad kabilinden muttasıl olarak rivayet ettiği de görülmektedir.416 Örneğin, İbnü’s-Sünnî ﺔَﺒﻴِﺼُﻣ ﻮُﻬَﻓ ُﻦِﻣﺆُﻤﻟا َءﺎَﺳ ءْﻲَﺷ ﱡﻞُآ “Müminin başına

410 İbnu’s-Salah, a.g.e, s. 41; İbn Hacer, a.g.e, s. 52; Çakan, Hadis Usûlü, s. 131. 411 İbnu’s-Salah, a.g.e, s. 56-57; Çakan, Hadis Usûlü, s. 132.

412 Bk. İbnü’s-Sünnî, Amel, s. 172, 182, 189.

413 Bk. İbnü’s-Sünnî, Amel, s. 42, 97, 142, 155, 189, 320, 341, 357, 360. 414 Bk. İbnü’s-Sünnî, el-Kanâ’a, s. 61, 62.

415 Bk. İbnü’s-Sünnî, el-Kanâ’a, s. 66, 67. 416 İbnü’s-Sünnî, Amel, s. 172.

88

gelen her kötülük musibettir” hadisini mürsel olarak zikrettikten sonra, hemen

ardından َﻊَﻄَﻘْﻧا اذإ ﻪِﻠْﻌَﻧ َﻊْﺴِﺷ ﻪﻟَﺄْﺴَﻳ ﻰﱠﺘﺣ ﺎﻬﱠﻠُآ ﻪَﺘَﺟﺎَﺣ ُﻪﱠﺑَر ْﻢُآُﺪَﺣَأ َلَﺄْﺴَﻴِﻟ  “Sizden biriniz çözülen

ayakkabınızın bağına kadar bütün hacetini rabbinden bilsin” hadisini muttasıl

senetle zikretmiştir. 

ab. Tenkid edilen raviler

Yukarıda zikrettiğimiz gibi İbnü’s-Sünnî’nin eserinde bulunan zayıf rivayetlerin çoğu cerh edilen raviler sebebiyledir. Rivayette cerh edilen tek bir ravinin bulunduğu gibi birkaç ravinin de bulunduğu görülür. Örneğin: İbnü’s- Sünnî’nin zikrettiği ﻩﺎﻨﺒﺤﺻ ُﺬْﻨُﻣ ﻢﱠﻠَﺳَو ﻪْﻴﻠَﻋ ﷲا ﻰﱠﻠَﺻ ﷲا ُلﻮُﺳَر َﻊِﺒَﺷ ﺎﻣ  “Resûlullah (s.a.v)’la

arkadaşlık yaptığımızdan beri o, hiç doyarak yemek yemedi” hadisindeki İbnü’s-

Sünnî’nin hocası hariç diğer ravilerin hepsi (yani Muhammed b. Musaffa, Yahyâ b. Saîd, Îsâ b. İbrâhîm, Mûsâ b. Ebî Habîb ve el-Hakem b. Umeyr) zayıf olarak addedilmiştir.417

İbnü’s-Sünnî’nin cerh edilen ravilerden eserine aldığı birkaçını bu başlık altında açıklayıp, diğerlerine ise ya isimlerini vererek ya da İbnü’s-Sünnî’nin eserindeki yerine işaret ettik.

Yahyâ b. Ebî Hayya

Ebû’l-Cenâb el-Kelbî el-Kûfî (147/765)’dir. Buhârî, Nesâî, Ebû Zura’ ve el- Fellâs gibi âlimler zayıf ravi olarak nitelendirmişlerdir.418 Yahya b. Maîn Yahyâ b. Ebî Hayya hakkında şöyle der: onda bir beis yoktur. Ancak tedlis yapar.419 İbnü’s- Sünnî eserinde Yahyâ b. Ebî Hayya’nın rivayetine yer vermiştir.420

İbn Lehîa

Ebû Abdirrahmân Abdullah b. Lehîa b. Ukbe el-Hadramî el-Mısrî (ö. 174/790)’dır.

417 Bk. İbnü’s-Sünnî, el-Kanâ’a, s. 74-75.

418 Bk. Buhârî, Kitâbu’d-Duafâ, s. 119; amlf. Târîhu’l-Kebîr, VIII, 267; Nesâî, Kitâbu’d-Duafâ, s. 110; İbn Hacer, Lisânu’l-Mîzân, IV, 371.

419 İbn Adi, Muhtasaru’l-Kâmil Fî’d-Duafâi Ve İleli’l-Hadis, s. 817; Ayrıca Yahya b. Ebî Hayya hakkında detaylı bir şekilde değerlendirme için bk. İbn Hacer, Tehzîbu’t-Tehzîb, VI, 129-130. 420 İbnü’s-Sünnî, Amel, s. 298.

89

Mısır diyarının büyük âlimi, muhaddisi, fakihi ve kadısıdır. Çok hadis yazmış, her sahada çok ilim toplamış ve tahsil için şehir şehir dolaşmıştır.421

Mâlik b. Enes, Ahmed b. Hanbel, Süfyân es-Sevrî, Leys b. Sa’d ve Abdullah b. Vehb İbn Lehîa’yı güvenilir bir râvi olarak gösterirken Nesâî, Ebû Zür’a, İbn Maîn, İbn Adî ve İbn Ebû Hatim gibi cerh ve ta’dîl âlimleri onu zayıf saymışlardır.422

İbnü’s-Sünnî eserinin birçok yerinde İbn Lehîa’dan nakiller yapmıştır.423 Vâzi b. Nâfi

Vâzi b. Nâfi el-Ukeylî (ö. ?)’dir. Buhârî, Nesâî, İbn Maîn, Ahmed b. Hanbel ve İbn Adî gibi âlimler zayıf saymışlardır. Hâkim ise onun mevzu hadis rivayetinde bulunduğunu söylemektedir.424 İbnü’s-Sünnî Vâzi b. Nâfi’den hadis nakletmiştir.425

Diğer zayıf raviler meşhur isimleriyle şunlardır:

Abdu’l-Vehhâb b. Dehhâk426, Atiyye b. Sa’d Cünâdeta el-Avfî427, Kâsım b. Mâlik el-Müzenî428, Velîd b. Bekîr Ebû Cenâb429, Abdullah b. Muhammed el-Adevî 430, Hibbân b. Ali el-Anezî ve İsmâîl b. Râfi431 ve başka zayıf raviler de mevcuttur.432

421 Zehebî, Mîzânu’l-İ’tidâl, II, 475-483; Sandıkçı, İlk Üç Asırda İslam Coğrafiyasında Hadis, s. 312. 422 Bk. Buhârî, Kitâbu’d-Duafâ es-Sağîr, s. 66; amlf. Târîhu’l-Kebîr, V, 182; Nesâî, Kitâbu’d-Duafâ

ve’l-Metrûkîn, s. 65; İbn Hacer, Lisânu’l-Mîzân, II, 475; Dalgın, “İbn Lehîa” XX, 158-159.

423 İbnü’s-Sünnî, Amel, s. 142, 144, 196, 199, 203, 207, 239, 317, 319, 324, 351; a.mlf. el-Kanâ’a, s. 69.

424 Bk. Buhârî, Kitâbu’d-Duafâ, s. 117; amlf. Târîhu’l-Kebîr, VIII, 205; Nesâî, Kitâbu’d-Duafâ, s. 103; İbn Adi, a.g.e, s. 779; Zehebî, Mîzânu’l-İ’tidâl, IV, s. 327; İbn hacer, Lisânu’l-Mîzân, VI, 213-214. 425 İbnü’s-Sünnî, Amel, s. 340. 426 İbnü’s-Sünnî, Amel, s. 8. 427 İbnü’s-Sünnî, Amel, s. 9. 428 İbnü’s-Sünnî, Amel, s. 11. 429 İbnü’s-Sünnî, Amel, s. 14. 430İbnü’s-Sünnî, Amel, s. 14 431 İbnü’s-Sünnî, Amel, s. 15. 432 İbnü’s-Sünnî, Amel, s. 22, 27, 28, 30, 31, 33, 34, 37, 39, 42, 43, 45, 48, 49, 61, 66, 69, 74, 99, 100, 117, 153, 168, 222, 304, 320; İbnü’s-Sünnî, el-Kanâ’a, s. 44, 45, 46, 47, 48, 51, 52, 55, 56, 60, 63, 64, 66, 67, 68, 69, 70, 71, 73, 74, 76, 80, 84, 85, 86, 87, 89, 90.

90

d. Mevzu

Hz. Peygamber adına yalan uydurmak (kizb) ile cerh edilmiş râvinin rivayetine Mevzu haber denir.433 İbnü’s-Sünnî’nin eserinde bu tür rivayetleri görmek mümkündür. Meselâ, İbnü’s-Sünnî’nin Amelü’l-Yevm Ve’l-Leyle isimli eserinde 12 (on iki)434ve el-Kanâ’a adlı eserinde ise 1 (bir)435 mevzu haber bulunmaktadır.

F. DEĞERLENDİRME

İbnü’s-Sünnî Hadis usûlüne dair bilgiler vermese de, ilgili görüşlerini eserlerindeki hadisleri nakletme ve tasnif biçiminden anlamak zor değildir. Bu usûl anlayışı, döneminin genel karakterini yansıta bakımından çok önemlidir.

Hadisleri daima haddesenâ ve ahberenâ lafızlarıyla nakleden İbnü’s-Sünnî’nin kitaplarındaki rivayetlerin çoğu merfu hadistir. O, hadisleri verirken o konuyla ilgili ayet, şiir ve benzeri diğer rivayetleri kullanır. Böylece, doğrudan şerh etmese de, hadisleri dolaylı olarak bunlarla açıklamış olmaktadır. İbnü’s-Sünnî’nin hadisleri naklederken ravilerin bazı açıklama notlarına yer vermesi de dikkati çekmektedir.. Bununle birlikte İbnü’s-Sünnî, illetli rivayetleri tespit işine de önem verdiği görülmektedir. Bu da, onun illetleri bilme hususunda mahir bir âlim olduğunu göstermektedir. İbnü’s-Sünnî’nin telif ettiği eserlerinde çokça zayıf hadislerin bulunması dikkati çekmektedir. Bu hususu iki kısımda açıklamak mümkündür. Birincisi eserlerini daha kapsamlı bir şekilde ortaya koymak, ikincisi ise fazilet konusunda zayıf hadislerle amel edilebilir görüşünde olduğundan kaynaklanmaktadır.

433 İbnu’s-Salah, a.g.e, s. 98-99; Çakan, Hadis Usûlü, s. 137.

434 İbnü’s-Sünnî, Amel, s. 14, 47, 65, 88, 103, 133, 140, 273, 293, 294, 308, 340. 435 İbnü’s-Sünnî, el-Kanâ’a, s. 67.

91

SONUÇ

“İbnü’s-Sünnî’nin Hadis İlmindeki Yeri” isimli bu araştırmada şu sonuçlara

varılmıştır:

Dineverli olan pek çok muhaddis, sûfî, tarihçi ve edîp kaynaklarda zikredilmektedir. Bunlar arasında öne çıkan ve Hadis ilmine önemli katkılar sağlayan muhaddislerden birisi de İbnü’s-Sünnî’dir. Kendi şehrinde başladığı ilim tahsilini, kendi döneminin önemli ilim merkezlerinde devam ettirmiş ve pek çok ilim adamı ile görüşmüştür. Kendilerinden hadis derlediği şeyhlerin sayısı 100 (yüz)’den fazladır. Bu durum İbnü’s-Sünnî’nin pek çok hadise ulaşmasına ve meşhur bir ravi olmasına vesile olmuştur.

Hadis âlimi olarak öne çıkan İbnü’s-Sünnî’nin çevresine pek çok talebe akın

Benzer Belgeler