• Sonuç bulunamadı

Bakmakla yükümlü olunan kimselerin barınma ihtiyacını karşılamak anlamında kullanılan ibâte304, İslam hukukçularının ortak kabulü ile örf ve âdete göre kadının maddi-manevi ihtiyaçlarını temin etmeye elverişli, sosyal seviyesine ve eşlerin maddi durumuna uygun meskeni ifade eder305. Eşlerin varlıklı ya da yoksul

297 Zuhayli, C. X, s. 104; Bilmen, C.II, s. 449,453; Ayık, s. 16.

298 Her iki elbisenin de bir kerede verilmesi gerektiği görüşüne yer vermektedir. Bk. Cin, s. 199.

299 Ceziri, C. VI, s. 2787-2788; Bilmen, C. II, s. 451, 454.

300 Bilmen, C.II, s. 459; Cin, s. 199; Köseoğlu, s. 54.

301 Bilmen, C. II, s. 461-462; Cin, s. 199; Erbay, s. 15, 28; Köseoğlu, s. 54; Çetintaş, s. 193.

302 Cin, s. 199; Erbay, s. 29.

303 Bilmen, C. II, s. 449, 451,453-454; Cin, s. 199; Erbay, s. 29; Köseoğlu, s. 54-55.

304 Erdoğan, s. 220.

305 Cin, Akgündüz, s. 519; Cin, Akyılmaz, s. 421; Erbay, s. 16; Görgülü, s. 50; Köseoğlu, s. 56;

Çetintaş, s. 193.

57 olma durumlarına bakılarak, aile hayatına yaraşır bir müşterek mesken temininin kocanın şahsi yükümlülüklerinden biri olduğunu birinci bölümde ele almıştık. Hanefi ve Maliki hukukçulara göre karı ve kocanın maddi durumlarına bakılarak bir mesken belirlenmeli iken, Şafii ve Hanbeli hukukçular sadece kadının durumunun belirleyici olduğunu kabul etmektedir306.

Meskenin mülk, kira, bağış, ödünç ya da vakıf yolu ile ikamet için tahsis edilmesi ya da kadının maliki olduğu evin, kocası tarafından kiralanmış olması mümkündür307. Önemli olan kadının müşterek ikametgâhta kocası ile birlikte yaşamasıdır. Her durumda mesken için ödenmesi gereken bedel kocaya aittir. Şafii mezhebi bu konuda daha açık bir ifade ile mesken temin etme zorunluluğunun hukuki kaynağının bir temlik anlaşmasına değil bir intifa (yararlanma) hakkına dayandığı görüşündedir308.

Nafaka borçlusu koca tarafından temin edilmesi gereken meskenin hukuki özelliklerini belirtmekte fayda vardır.

 İskân edilmemiş bir yerde bulunan konut, hem aile mahremiyeti hem de kadının yalnız kalma ihtimali düşünüldüğünde ikamet için uygun bir mesken değildir. Mesken, kadının canı ve malı için güvenilir olmalı ve iyiniyetli komşularının bulunduğu muhitlerden tercih edilmelidir309. Hanefi ve Hanbeli hukukçulara göre birden fazla eşi olan kocanın eşlerinden en az birini yalnız bırakması kaçınılmaz olduğu için yalnız kalan eş için bir arkadaş bulmak ve bu kişinin masraflarını karşılamak için yapılan harcamalar da nafaka kapsamındadır310.

306 Zuhayli, C. X, s. 104; Bilmen, C. II, s. 450-454; Ceziri, C. VI, s. 2785, 2791-2792; Cin, s. 199-200; Köseoğlu, s. 56.

307 Ceziri, C. VI, s. 2785, 2791-2792; Zuhayli, C. X, s. 104; Bilmen, C. II, s. 450, 452; Erbay, s. 29;

Köseoğlu, s. 60.

308 Bilmen, C. II, s. 452; Ceziri, C. VI, s. 2794-2795; Zuhayli, C. X, s. 104-105; Erbay, s. 29.

309 Zuhayli, C. X, s. 105-106; Bilmen, C. II, s. 450; Erbay, s. 16-17, 30; Köseoğlu, s. 57; Çetintaş, s.

193; Ayık, s. 17.

310 Zuhayli, C. X, s. 105; Cin, s. 200; Erbay, s. 17, 30.

58

 Mesken kadının din ve dünya işlerini görmesine elverişli nitelikte olmalıdır.

Dolayısıyla tuvalet, banyo, mutfak ve gerekli olan mobilyanın meskende bulunmasından koca sorumludur. Ayrıca devamlı olarak ihtiyaç duyulan su, elektrik tesisatı kullanıma hazır olmalıdır. Ancak su ihtiyacı yakın bir yerden taşıma ile giderilebiliyorsa bu durum da kadın için bir zorluk taşımamalıdır311. Maliki mezhebine göre zifaftan önce mehrini alan kadının aldığı mehir ölçüsünde çeyiz hazırlaması yani ev eşyalarını alması gerekmektedir312.

 Malikilerin dışındaki cumhura göre yoksul bir kadının meskeni mutfak ve banyosu ortak kilitli bir oda, orta halli bir kadının hakkı mutfak ve banyosu ile müstakil ve kilitli bir oda, varlıklı bir kadının meskeni ise müstakil bir konuttur313.

 Hanefîlere göre kadın kocasının yakınları ile başka kadından olma ve temyiz çağına girmiş çocuklarla aynı evde oturmak zorunda olmasa da mesken büyük ve içerisinde fazla odalar mevcut olup bunlardan birisi kadın için diğerleri kocanın yakınları için hazırlanmış ise kadın ayrı yerde mesken isteyemez. Ancak, kadın bunlardan fiili ya da sözlü bir zarar görüyorsa bunların bir başka meskene nakledilmelerini isteyebilir314. Koca bir başka evliliğinden olan ve henüz cinsel ilişkinin ne demek olduğunu bilmeyen küçük çocuğunu karısıyla birlikte oturtabilecekken, kadın kocasının rızası olmadan kendi hısımlarından hiç birini hatta kendi küçük çocuklarını dahi evinde oturtamaz315. Ancak müşterek ikametgâh kadının mülkiyetinde ise kadın küçük çocuğunu yanına alabilir. Koca sadece karısı tarafından ilgisizliğe maruz kalmamak için küçük çocukların beslenmesine engel olabilir316. Maliki hukukçulara göre mehri az olan kadın kocanın yakınları ile birlikte

311 Ceziri, C. VI, s. 2785-2786; Bilmen, C. II, s. 450; Cin, s. 199-200; Erbay, s. 16-17; Köseoğlu, s.

57-58.

312 Ceziri, C. VI, s. 2789; Zuhayli, C. X, s. 106; H. İbrahim Acar, “Mehrin İslam Hukuku Açısından Değerlendirilmesi”, İslam Hukuku Araştırmaları Dergisi, S. 17, 2011, “Mehir”, s. 374.

313 Zuhayli, C. X, s. 105-106; Bilmen, C. II, s. 450.

314 Akgündüz, Aile, s. 260; Cin, Akgündüz, s. 519; Cin, Akyılmaz, s. 413-414, 421; Karaman, Mukayeseli, s. 349; Merginani, s. 160; Erbay, s. 29-30; Kahveci, s. 142.

315 Akgündüz, Aile, s. 260; Cin, Akgündüz, s. 519; Cin, Akyılmaz, s. 413-414, 421; Karaman, Mukayeseli, s. 349; Erbay, s. 29-30.

316 Ceziri, C. VI, s. 2786; Zuhayli, C. X, s. 105; Bilmen, C. II, s. 450; Cin, s. 200; Köseoğlu, s. 58-59.

59 oturmaya bir itirazda bulunamasa da mehri çok olan ve şartsız olarak evlenen kadın kocanın ailesiyle oturmaya itirazda bulunabilir. Mehri çok olan kadın nikâh akdi esnasında kocanın ileri sürdüğü birlikte oturma şartını kabul etmiş ise kendisine bir zarar geldiği sabit olmadıkça bu konuda itirazda bulunamaz317. Yine Maliki hukukçuların diğer bir görüşüne göre zifaftan sonra küçük çocuğun varlığını öğrenen eş, çocuğa başka kimsenin bakma imkânı yoksa diğer eşin çocuğuyla birlikte oturmaktan kaçınamaz ve zifaftan önce çocuktan haberdar olduğu halde zifaf gerçekleşmiş ise çocuğun başka bakıcısı olsa da birlikte oturmaya itirazda bulunamaz. Eşlerden biri zifaftan önce diğer eşin çocuğu ile oturmak istemediğini belirtmek zorundadır318.

 Müşterek ikametgâh, din ve dünya işlerini görmeye elverişli oda ve dairelerden oluşuyor ise birden fazla kadın bu ikametgâhta ayrı oda ve dairelerde oturmak zorundadır. Ancak kullanım alanları ortak ise kadınların rızasının alınması gerekir319.

Karı-kocanın müşterek ikametgâhta birlikte oturma hak ve görevinden bahsederken ifade edildiği gibi, özellikleri sayılan bir mesken temin edildiği takdirde, kadının orada ikamet etmesi gereklidir. Aksi takdirde kadın itaatsiz kabul edilerek, nafaka hakkından mahrum kalacaktır. Buna karşılık kocası eşine uygun bir mesken hazırlamaz ise kadın evi terk edebilir. Bu durumda kadın itaatsiz sayılmaz ve nafakasını almaya devam eder320.